Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/107 E. 2020/705 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/697 Esas
KARAR NO : 2020/707
DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkili sigortalısı —— bitiş tarihli —-numaralı—— sigortalının taşıyıcı sıfatı ile gerçekleştireceği taşıma işlerinde emtianın maruz kalabileceği hasar, zarar ve ziyana ve CMR konvansiyonundan kaynaklanan sorumluluklarına karşı teminat altına aldığını, Dava dışı —– mukim bulunan dava dışı——numaralı mal faturası ile pantolon cinsi emtia satıldığını, emtia yüklü araç, —— arasında saat —saatleri arasında —- servis alanında bulunan —benzinliğinde, araç şoförü——– beyanına göre, şoförün aracı benzinlikte yıkattıktan sonra dinlenmeye çekildiği esnada hırsızlığa uğradığını, polis tarafından hırsızlık hadisesine ilişkin tutanak tutulduğunu ve emtiada hırsızlık nedeniyle meydana gelen eksiklik CMR belgesine şerh düşüldüğünü, ekspertiz incelemesinde, hasar bedeli toplam —-olarak tespit edildiğini, müvekkili tarafından —- tarihinde emtia alıcısına hasar bedeli karşılığında ——- tutarında ödeme yapıldığını, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya herhangi bir cevap verilmediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,davacı sigortanın dava dışı sigortalısına —– esnasında meydana gelen hırsızlık nedeniyle ödemiş olduğu bedeli ,davalıdan 6102 sayılı TTK’nın 1472.maddesi uyarınca rücuen tazmin edip edemeyeceğine ilişkindir.
Davacının sunmuş olduğu delillerin 6100 sayılı HMK’nın 223.maddesi uyarınca Türkçe tercümelerinin sunulması için —– tarihli duruşmada 1 ay süre verilmiş ve davacı vekilinin yabancı dilde belgelerin tercümesini sunmuş olduğu anlaşılmıştır
— tarihli ara karar ile dosyanın seçilen bir ——- bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —— tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle: Dava konusu uluslararası taşıma sırasında meydana gelen hırsızlık sonrası oluşan hasar, davacı —– düzenlemiş olduğu poliçe kapsamında teminat altında olmakla davacının sigortalısının müşterisine, CMR Konvansiyonu 23’ncü madde 3.paragraf gereği sorumluluk sınırından —–ödeme yaptığı, ancak, CMR Konvansiyonun 17’nci maddesinin 2.paragrafı gereği, meydana gelen hırsızlık nedeniyle oluşan hasarın taşıyıcının önlemesine olanak bulunmayan bir durumdan ileri gelmesi nedeniyle sorumlu tutulamayacağından, halefiyet şartları oluşmadığı, bu nedenle davacının TTK 1472’nci maddesi gereği davalıya rücu edebilecek halefiyet şartlarının tamamı oluşmadığından, davalıdan rücuen tahsilini talep edemeyeceği sonuç ve görüşlerine ulaşılmıştır.şeklinde tespitlerde bulunarak raporunu mahkememize sunmuştur.
Poliçenin geçerli bir poliçe olduğu,hırsızlık nedeniyle zayi olan hasarın meydana geldiği tarihte geçerli olduğu ,meydana gelen rizikonun teminat altında olduğu ve dolayısıyla dava dışı sigortalısına ödeme yapan davacı sigortanın dava dışı sigortalısının haklarına halef olduğu tespit edilmiştir.
Öncelikle tespit edilmesi gereken husus taraflar arasındaki uyuşmazlığa hangi kanun maddelerinin uygulanacağıdır.Davacı —– dışı sigortalısına hasar bedelini ödeyerek 6102 sayılı TTK’nın 1472.maddesi uyarınca dava dışı sigortalının haklarına halef olmuştur.TTK nun 1472-(1)maddesi; “Sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlululara karşı dava hakkı var ise bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmış ise, sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek ,dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindedir. Halef olma (halefiyet) bir kişinin hukuken diğerinin yerine geçmesi anlamına gelir.
TTK’nın 1472/1 maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak —–belirtilmiştir. ——– sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği şüphesizdir.
Yukarıda yer alan TTK 1472. Maddesi ve İçtihadı Birleştirme kararı doğrultusunda uyuşmazlık incelendiğinde; dava dışı sigortalı hangi gerekçe ve hukuki nedenle davalıya karşı talepte bulunabilecek idiyse sigortalının haklarına halef olan davacı —– o nedenlere dayalı olarak talepte bulunabilecektir.Dolayısıyla uyuşmazlığa konu hasarın —– kaynaklanması nedeniyle uygulanacak hükümler CMR konvansiyonudur.Anayasanın 90.maddesi ile —– kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, —– onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlı olması ve usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmaların kanun hükmünde olması nedeniyle uyuşmazlığa uygulanacak hükümler iç hukuka ilişkin düzenlenen hükümler olmayıp CMR konvansiyonuna ilişkin hükümler olacaktır.
Bilirkişinin zarara ve zararın miktarının hesaplanmasına ilişkin tespitlerine itibar edilmiş ancak davacının tazminat talep edemeyeceğine ilişkin kısma itibar edilmemiştir.Şöyle ki : CMR m.17/2’ye göre ; ” eğer kayıp,hasar veya gecikme———olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise,taşımacı sorumlu tutulamaz”.Bu genel sorumsuzluk sebebi,diğerlerine nazaran tşıyıcının en çok dayanabileceği ve genel nitelikli olan sorumsuzluk nedenidir.Mümkün olan ,beklenebilir bütün özenin gösterilmesine rağmen zararın oluşumu yine de engellenemiyorsa ortada kaçınılamayacak ve sonuçlarına engel olunamayacak neden var demektir.Kaçınılmaz nedenler genel olarak kabul edildiği üzere mücbir sebeplerden daha geniş bir kapsama sahiptir.Zira mücbir sebep,borcun yerine getirilmesini mutlak olarak engelleyen harici bir olay olup ,bünyesinde haricilik ,olağanüstülük ve kaçınılmazlık faktörlerini barındırır.Oysa kaçınılmaz ve sonuçlarına engel olunamayacak sebeplerin mutlaka hariçten gelmesi gerekmez,taşıyıcının kendi tasarruf alanında da pek doğal bu çeşit nedenlerin vuku bulması mümkündür.
Taşıyıcının kaçınılmaz ve sonuçlarına engel olunamayacak nedenlere dayanarak sorumluluktan kurtulabilmesi için sadece basiretli bir iş adamının göstermesi beklenen dikkat ve özeni göstermiş olması yeterli olmayıp en üst seviyede uluslararası taşımacılık işi ile iştigal eden deneyimli ve basiretli bir taşıyıcının özenini göstermesi gerekir.Bu nedenle taşıyıcının sorumluluktan kurtulabilmesi için ziya,hasar veya gecikmeyi doğurabilecek ortam ve koşulları öngörebilmeli,buna göre beklenen hukuken tanınan ve alınmasında hukuka aykırılık bulunmayan tedbirleri almalı ve taşımacılık sektörüne hakim bilgi ve tecrübeyi uhdesinde barındırmalıdır.Taşıyıcının göstermesi gereken özen basiretli tacirin göstermesi grekenden fazla olmalı ancak söz konusu tedbirlerin alınması taşıyıcıyı ekonomik yönden yıkıma uğratmamalıdır.
Taşıyıcının kaçınamayacağı ve sonuçlarına engel olamayacağı haller,somut olayın özelliklerine göre tespit edilecektir.Bu nedenle de taşıyıcıdan beklenen özen,taşımanın özelliklerine,eşyanın niteliğine,taşıma güzergahının gerekliliklerine göre farklılaşacaktır.Ancak yükün çalınması,yüklü taşıtın şöförü içinde uyusa bile herkese açık yerde gece bırakılması ve bu sebeple yükün çalınması ,taşıtın kısa bir süre için kilitli vaziyette bırakılarak hırsızlık olması halinde taşıyıcı kaçınılmaz nedenlerin var olduğuna dayanıp sorumluluktan kurtulamaz.——Sayılı kararı ve yine aynı dairenin ——- Sayılı kararları da bu yöndedir.Aynı şekilde bir gasp olayı söz konusu ise gaspın gerçekleştiği tır parkının güvenli bir park alanı olup olmadığı hususu üzerinde durulup güvenli değil ise taşıyıcının sorumluluktan kurtulamayacağı ancak güvenli bir park olması halinde sorumlu tutulamayacağına ulaşmak gerekir.Nitekim ——kararı da bu yöndedir.
Eldeki uyuşmazlık incelendiğinde —–tercümesi sunulan ekspertiz raporunda olay anlatımı şu şekildedir —- sürücüsü —-yazılı beyanı itibariyle—- gecesi aracı çalışma saatinin bitmesi ve aracı yıkatmak için —— benzinliğine girmiş,aracı yıkattıktan sonra park ederek dinlenmeye çekilmiştir.—— plakalı —– brandasının kesik olduğunu fark eden sürücü kontrol etmek amacıyla aracın etrafını gezdiğini ve araca yaklaşık—- mesafede çukur bir alanda araçtan çalınan ve içleri boşaltılmış kolileri gördüğünü ve olayı polise bildirdiğini beyan etmiştir….”
Yine dosyaya sunulan hasar dosyasında fotoğrafların bulunduğu bölümün 2.sayfasında —— numaralı fotoğraflarda dinlenmeye çekilinen alanın fotoğrafları bulunmakta olup ,fotoğraflardan dinlenme alanının etrafının açık olduğu ve tırın park yeri ile otoyol arasında herhangi bir yüksek bariyer bulunmadığı görülmüştür.Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında olayın oluş şekli incelendiğinde sürücünün etrafı güvenlik altına alınmış dinlenme alanına aracını çekmediği,olayın anlatılışına ilişkin ekspertiz raporundaki ifadeler göz önüne alındığında şöförün araç yıkatma nedeni ile girdiği alanda dinlenmeye çekildiği dolayısıyla güvenli bir yer arayışına girmediği ve fotoğraflardan anlaşıldığı şekliyle dinlenme alanı ile otoyol arasında yüksek güvenlik sağlayacak yüksekçe bariyer yahut tel örgülerin bulunmaması nedeniyle cmr 17/2.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma beyinnelerine davalının dayanamayacağı kanaatine varılmıştır.
Vekalet ücreti ile harç hesaplaması—- Sayılı kararı doğrultusunda dava tarihindeki —— esas alınarak yapılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ve açıklamalar ışığında hasarın miktarına yönelik bilirkişi tespitine itibar edilmiş ancak davalının CMR konvansiyonu 17/2.maddesinde yer alan sorumluluktan kurtulma hallerine dayanamayacağı kabul edilmiş,bu yönde bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın Kabulü ile;
1—– alacağın ödeme tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının Euro cinsi dövize uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2.637,56 TL harçtan, peşin yatırılan 657,82 TL harcın düşümü ile geri kalan 1.979,74 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 657,82 TL peşin harç, 800 TL bilirkişi ücreti ve 73 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.530,82 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.Tarifesi uyarınca dava tarihinde kur göz önüne alınarak yapılan hesap uyarınca 5.791,74 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/10/2020