Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1065 E. 2020/476 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1065 Esas
KARAR NO : 2020/476
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 08/09/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili —– harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya çeşitli tarihlerde ——— tutarlı faturalar düzenlediğini, faturaların davalıya tebliğ edildiğini fakat davalının borcunu ödememesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını fakat davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
——— İcra Dairesinin ——- Esas sayılı takip dosyasının dosyamızın içerisine celp edildiği görüldü.
———- yazılan müzekkere ile ——– yılının Ba-Bs formlarının gönderdiği görüldü.
——–yazılan müzekkere ile ——- kurumlarında tacir kaydının bulunmadığının tespitine ilişkin cevabi yazı gönderildiği görüldü.
———– odalarında herhangi bir kaydının bulunmadığına ilişkin cevabi yazınının gönderildiği görüldü.
———yazılan müzekkere ile ——– tarih —– sayılı iş yeri adresinde yapılan yoklamasında faal olmadığı ve dairelerince resen terk işlemlerine başlanıldığını, bilanço esasına göre defter tuttuğu tespit edildiğini, mükellefin son — yıla ait gelir vergisi beyannamelerinin ve yoklaması yoklamasının gönderildiği görülmüştür.
—– tarihli ara karar ile dosyanın seçilen bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —— tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunun sonuç kısmında; “Davacı ——— dava dosyasına ibraz ettiği yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı,
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığının görüldüğü,
Defter kayıtlannda takip konusu tutar kadar davalıdan alacaklı gözüken davacı yanın takip konusu alacağının dayanağı olan dosyaya sunulu belgeleri “fatura” ve “irsaliye” olarak ayrı ayrı düzenlediği, —– karşılığı ——– tutarlı irsaliyelerin teslim alan kısımlarda çeşitli isim ve imzaların bulunduğu, ——– karşılığı ——- tutarlı irsaliyelerin teslim alan kısımlarında ise herhangi bir isim ve imza bilgisinin yer almadığı, irsaliyelerde belirtilen isimlerin davalı ile olan bağının dosya kapsamından tespit edilemediği, konuyla ilgili nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde dolduğu,
Vergi dairesi tarafından gönderilen davalıya ait Form 8a beyannamelerine göre, davalının — yılında davacıdan kdv dahil toplamda 6 adet fatura karşılığı —— alım gerçekleştirerek defterlerine kaydettiği,
———- takip tarihi itibariyle davacı ———- firmasının ———- borçlu olduğu, İlgili borcun ödendiğinin ispat yükü üzerinde olan davalının ise duruşmalara katılmadığı, savunma vermediği ve ödeme yapıldığına ilişkin tespite elverişli herhangi bir belge İbraz etmediği,” şeklinde tespitte bulunmuştur.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından————- sayılı icra takip dosyası yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
————- sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ——— bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
—————- sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ———— icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan ——– alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin yerine getirildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacı taraf dava dilekçesinde ticarî defterlere delil olarak dayanmış olup bu ticarî defter kavramı içerisinde BA-BS formları da girmektedir. ———-
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam ——– alacaklı olduğu, davalı tarafça takibe konu alacağa dayanak faturalara ilişkin bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirim yapılmış olduğu, bu hususun davalıya ait BA-BS form örneklerinde de görüldüğü, dava konusu alacağın dayandığı faturaların davalının vergi kayıtlarında olması nedeniyle davacı lehine malların davalıya teslimi/hizmetin yerine getirilmesi hususunun karine olarak sabit olduğu ———— karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilememesi karşısında davalının borca itirazında haksız olduğu, alacağın açık hesap ilişkisine dayalı ve likit olması karşısında davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı borçlunun ———– sayılı icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile asıl alacak ——- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-a maddesi uyarınca Euro cinsinden 1 yıl vadeli mevduata kamu bankalarınca uygulanan en yüksek oranda faiz uygulanmasına,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 10.678,68 Euro’nun takip tarihindeki TL karşılığı olan (10.678,68 x4,54) 48.481,20 TL nin %20’si oranındaki 9.696,24 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 3.311,75TL harçtan, peşin yatırılan 586,45TL harcın düşümü ile geri kalan 2.725,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 586,45 TL harç , 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 138,90 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.725,35TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 7.102,56 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/09/2020