Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1061 E. 2021/49 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1061
KARAR NO: 2021/49
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 08/08/2019
KARAR TARİHİ : 20/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı dava dilekçesinde özetle; ortağı olduğu—– tarihinde yapılan —— alınmış olan kararın Kooperatifler Kanununa, Ana sözleşmeye, ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı olması sebebi ile mutlak butlanla sakat olduğunun tespitiyle dava açılması zaruretinin hasıl olduğunu, gündemin yasal şartları taşıyıp taşımadığının denetlenmesi gerektiği, kooperatif ortaklarına ortaklık senedi/cüzdanın da düzenlenmediği, toplantı tutanağında hazirun listesinin ortaklar/pay defterine uygun hazırlandığı kaydı bulunsa dahi gerçeği yansıtmadığı, bu sayede sürekli değişen ve uydurulan m2’1er le yapılan borçlandırmalarla toplam hesabın ve arsa sahiplerine sağlanan haksız menfaatin tespitinin yapılmasının önlenmesini, ortak sayısının ve sahte oy kullanımına yönelik tespitin de yapılması gerektiği, sadece bu sebepten dolayı dahi genel kurulda alınan tüm kararların mutlak butlanla sakat olduğunun tespitinin gerekli olduğunu, tutanakta Genel Kurul toplantısına ilişkin duyurunun ——- mektupla gönderildiği kaydı bulunsa da teslim mazbatalarının ——talep edildiğinde bu durumunda gerçeği yansıtmadığının anlaşılacağını, bakanlığın resmi sitesinde davetin “iadeli taahhütlü” şartının da yerine getirilmediğinin göründüğünü, usulüne uygun olmayan bir çağrı ile yapılan bu genel kurulda alınan tüm kararların mutlak butlan ile sakat olduğunun tespiti gerektiğini, başka ortakların kooperatife karşı açtığı ——— sayılı dava sürecinde dosyaya alınan ve asıllarını bu sayede ilk defa gördüğümüz yapı ruhsatlarının yüklenici firmanın ruhsatsız yapı yapmış olduğunu gizlemek için sanki geçmişte yapı ruhsatı varmışta —– tarihinde yenisi isteniyormuş şeklinde düzenlendiği yapı ruhsatlarının 9. bölüm “Ruhsatın onay tarihi” başlıklı bölümden anlaşıldığını, geçmişte yapı ruhsatı olmadığının ilgili idareye yapı ruhsatı başvuru şartı olan aplikasyon krokisi için —- yaptıkları araştırmada — tarihinden önce hiçbir başvurunun yapılmadığının öğrenildiğini, —- tarihli başvuru ile düzenlenen —–adet yapı ruhsatının “129. Diğer Hususlar ” başlıklı bölümünde; “…Mevcut yapılara ait eski bir ruhsat ya da onaylı proje bulunmadığı ….” şeklindeki ifadenin bu durumu doğruladığını, dava konusu genel kurulda yönetim kurul üyelerinin (——tarihli yönetim kurulu başkanı kooperatif taşınmazlarının yapıldığı dönemde yüklenici firma ortağı olup, aynı zamanda arsa sahibi konumunda ve Eşive kardeşi kooperatif kurucu ortaklarıdır. ) ve kooperatif vekili tarafından yakında kat mülkiyetine geçileceği şeklindeki açıklamalarla mahkemelerin alet edilerek alacaklı çıkarılan yüklenici firmaya ödeme yapılması yönünde karar alınmasını sağladığı, başka ortakların açtığı davalar sayesinde bilgi sahibi oldukları ——- dosyası incelendiğinde; davaya esas alınan —— sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunun netice ve kanaat kısmında —- numaralı maddede —- —— olmadığı halde varmış gibi düzenlendiğinin görüldüğünü, kooperatifin taşınmazları anahtar teslimi şeklinde satışları yapılarak ortaklık kayıtları yapıldıktan sonra —- tarihinde yüklenici firmanın inşaata başlayıp—– bloğu kaba haliyle, elektrik ve su aboneliklerini yaptırarak, ruhsatsız olduğunu saklayarak—— tarihinde fiilen tesliminin yapıldığı, kooperatifin taşınmazları mevzuata uygun yapmış olsaydı dahi eksik ödeme almış olmasının söz konusu olmadığı ve —- blok değil —bloğu telafisi mümkün olmayan aykırılıkta —- tarihinde değil —- tarihinde yarım bıraktığı, mahkemelerin yanıltıldığı, tek bir blok dahi ne —- dönemki nede —- tarihinde yürürlükte olan mevzuata uygun olmadığı, yapı ruhsatı üzerinde imzası bulunan tüm müelliflerle ilgili disiplin soruşturması başlatmış bulunduğu bu durumun yapılacak inceleme ile de anlaşılacağını, tek bir blok dahi mevzuata uygun olmadığı halde sanki —- blok yapı ruhsatı alınarak başlanmış ve tamamlanmış şeklinde arsa sahibi konumundaki yüklenici firmanın bilinçli olarak telafisi mümkün olmayan aykırılıkta yaptığı taşınmazlardan danışıklı hareket ettiği, kooperatif yönetimleri sayesinde haksız menfaat sağlandığını; —– tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların mutlan butlanla sakat olduğunu, 7.maddedeki —-daire satış kararının geçeriz olduğunu, —- tarihli genel kurul kararlarının yoklukla butlan olduğunun tespitiyle yok hükmünde olduğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ana sözleşmenin —-maddesinde “kooperatif ortak sayısı en az 7 kişidir ortak sayısı arsa ve konut imkanlarına göre Genel Kurulca Belirlenir.” hükmü getirildiğini, —– tarihinde — kurucu ortağın asaleten katıldığı olağan genel kurul kararının —-maddesinde “alınacak arsanın imar durumuna göre azami —- ortak kayıt edilmesine, azami —konut ve azami —- dükkan yapılmasına ve bunlara ortak kayıt edilmesine bu konuda yönetim kurulunun yetkili kılınmasına oy birliği ile karar verildi” 8.maddesinde “daire seçim şeklinin ana sözleşmenin 59.maddesinin ikinci paragrafına uyun olarak giriş sırasına göre seçerek, ortak kayıt edilmesi oy birliği ile kabul edildi.” kararlarının alındığını, müvekkili kooperatif tarafından —- daire yapıldığı ana sözleşmenin 59.maddesinin ikinci paragrafına uygun olarak giriş sırasına göre dairesini seçen ve ortaklık pay bedelini ödeyen ortağın kooperatife kayıt edildiğini, —- tarihinde yapılan—– kayıt defterinde kooperatifin —-ortağının bulunduğunu, —— isimli kişinin ortak olmadığını, sehven listeye eklendiğini, hazirun listesindeki bu hatanın oylamaya katılanların nisabını etkilemediği için alınan kararlara da etki etmediğini, —–tarihinde —– yapıldığı, her yıl yapılması gereken genel kurulun birleştirilerek yapılmasının —– alınan kararların iptalini gerektirmediğini, davacının bu konudaki talebinin usulsüz olduğunu; yasa ve ana sözleşmenin aradığı şekil ve nisaplara uyularak —– hesap yılına ait —–alındığını, —–maddesi gereğince yönetim kurulu tarafından—— gereğince kooperatif —— bulunduğu yerde toplandığı, yine ana sözleşmenin 28.maddesi gereğince “taahhütlü mektupla ve imza karşılığı toplantı tutanağı teslimi” suretiyle toplantıdan —– önceden çağrı yapıldığı, sözleşmede iadeli taahhütlü çağrı şartının olmadığını, davacının davetiyenin usulüne, toplantı nisabına, karar nisabına uyulmadığı yolundaki iddialarının asılsız olduğunu, —- tarihli genel kurulun—–vekaleten olmak üzere —– ortağın toplantıya katılımı ile gündemi görüşmek üzere toplandığını, ortakların incelenmesine sunulan —- dönemlerine ait yönetim kurulu raporu, —- kurullarına ilişkin denetleme kurulu raporları, —- tarihleri arasında mizan, —- cari dönemine ilişkin —–tarihli ayrıntılı bilanço, genel kurulda okunduğu ve müzakere olunduğunu, bir kısım kararlar alındığını, oylama ve nisaplara uyulmadığı hususlarındaki iddialarının usulsüz olduğunu; sahte oy kullanılmasının söz konusu olmadığını, davacının bu yoldaki usulsüz iddiasının reddi gerektiğini, genel kurulda satış olarak ifade edilse bile burada satış değil ortaklık pay bedelini belirlenmek suretiyle üye kaydının söz konusu olduğunu, davacının yaptığı tüm iddialarının asılsız ve usulsüz olduğunu, davacının iddia ettiği gibi dairenin tüm bedelinin üyelerin girişinde tahsil edilmediği, kooperatife ortaklık pay bedeli ödeyerek üye olanların ana sözleşme gereği kalan edimlerini yerine getirmek zorunda olduğunu, imzaladığı sözleşme gereği kooperatif üyesi olan ve ana sözleşme gereği kalan edimleri yerine getirmek durumunda bulunan davacının bu edimleri ödememek için açtığı davanın usulsüz olduğunu, davacının kooperatife yüklü miktarda borçlu olması nedeniyle kötü niyetle ve haksız dava açılması nedeniyle HMK.329 maddesi gereğince —- disiplin para cezasının davacıdan tahsilini, yargılamanın niteliği ve dosyaya verilen emek de göz önüne alınarak vekalet ücretinin üç katının davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, —- tarihinde yapılan kooperatif genel kurulunda alınan kararların mutlak butlan ile batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Dava —- tarihinde açılmıştır.
Dava konusu —-tarihinde yapılan genel kurul toplantısına ait toplantı tutanağı, ana sözleşme ve tadiline dair sözleşme, —- tarihli ilk —- tutanağı, hazirun cetveli ve tebligat taraflarca ibraz edilmiştir.
—— tarihli cevabı yazısında davalı ——— yılında yapılan genel kurullarına ilişkin toplantı tutanakları ve hazirun cetvellerinin bir örneği gönderilmiş olup incelenmiştir.
——- günlü,—– sayılı cevabi yazı ile davalı —— ait en son sicil kaydı gönderilmiş olup incelenmiştir.
Taraf delilleri toplanmış dosya alanında uzman bilirkişiye tevdii edilmiştir. Söz konusu genel kurul toplantında —- maddede karar alınmıştır. — maddesinin açılış ve saygı duruşuna ilişkin olduğu, 14. Maddenin kapanışa ilişkin olduğu, 13. Maddesinin dilek ve temennilere ilişkin olduğu icrai karar alınmadığı, 12. Madde ile icrai mahiyette herhangi bir karar alınmadığı,10. Gündem maddesi ile ilgili söz konusu toplantıda herhangi bir karar alınmadığı, 3. Gündem maddesi ile ilgili de bir karar alınmadığı, 4. Gündem maddesinin —– bilanço gelir ve gider tablosunun okunması ve müzakeresine ilişkin olduğu ancak bu madde ile ilgili herhangi bir karar alınmadığı,—- maddesinin tapularla ilgili bilgi verilmesine ilişkin olduğu ancak toplantıda buna ilişkin bir karar metninin mevcut olmadığı,— Gündem maddesinin divan başkanı ve heyetinin seçimi ve divana toplantı tutanağına imza yetkisi verilmesine ilişkin olduğu, karar nisabının sağlanarak seçimin yapıldığı anlaşılmıştır. —- Gündem maddesinin yönetim ve denetim kurullarının yedekleri ile birlikte seçilmesi ve görev sürelerinin belirlenmesine ilişkin olduğu, bu madde için yapılan oylamalarda karar nisabının sağlandığı anlaşılmıştır. —- Gündem maddesinin tapu ve diğer resmi dairelerde yapılacak işlerin yürütülmesi için yetki alınmasının karar bağlanmasına ilişkin olduğu, bu madde için yapılan oylamalarda karar nisabının sağlandığı anlaşılmıştır. Bilirkişi gündemin 5. Maddesinde ” yönetim ve denetim kurullarının ayrı ayrı ibrası” na ilişkin yapılan oylamada ortaklar cetvelinde —cetvelinde — olduğunu—- sayısının karar nisabı olduğunu bu madde için yapılan oylamada — oyuna karşılık — çekimser oy kullanıldığını —-küçük olması nedeni ile bu madde için karar nisabının sağlanmadığını bu nedenle bu kararın ölü bir karar olduğunu ve —– aylık hak düşürücü süreye tabi olmaksızın mutlak butlanla sakat olduğundan iptalinin istenebileceğini belirtmiştir.
Bilirkişi yine kök raporunda gündemin 7. Maddesinin ” kooperatif avukatımızın mevcut davalarla ilgili genel kurula bilgi vermesi ve bütçenin görüşülmesi” ne ilişkin olduğunu ancak bu madde başlığı altında —– defa oylama yapılarak karar nisapları sağlanmış kararlar alındığını, Kooperatifler kanunun 46/3. Maddesi ve fıkrasının ” gündemde olmayan hususlar görüşülemez” hükmünü getirdiğini, bu hükmün emredici mahiyette olduğunu, görüşülemeyecek bir hususta karar alınmasının da mümkün olmadığını dolayısı ile bu maddede alınan kararlar ile ilgili de mutlak butlan halinin söz konusu olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişi kök raporunda gündemin 8. Maddesinin ” kooperatif eski alacaklarının görüşülmesi ve karar verilmesi” şeklinde olduğunu bu madde kapsamında ” kooperatif borçlarını ödeme yapmayanların aylık —- gecikme faizi ile ödeme yapılması konusunda ” oylama yapıldığını ve karar nisapları sağlanarak karar alındığını, kooperatif genel kurulunda alınan bu faiz kararının yıllık —- faiz oranına tekabül ettiğini ancak olması gereken —- oranında fazla olduğunu ancak bu maddede alınan kararın yaptırımının nispi butlan olduğunu, dava açma hakkının düştüğünü belirtmiştir.
Bilirkişi ek raporunda gündemin 5. Maddesi ile ilgili davalı vekilinin itirazı hususunda kooperatifin ana sözleşmesinin 33/2. Madde ve fıkrasını dayanak göstermiş ” genel kurulda alınan kararlar ortakların en az 1/4’ünün hazır olması şartı ile oylama sırasındaki mevcudun yarıdan fazlasının oyu ile alınır” hükmü gereği ortaklar cetveline göre —– imza olduğu için karar yeter sayısının da —- olduğunu belirterek kök raporundaki görüşünü muhafaza etmiştir. Yine gündemin 7 ve 8. Maddeleri ile ilgili de kök raporundaki görüşünü korumuştur.
Bilindiği üzere bilirkişi raporları takdiri delil mahiyetindedir. Kooperatifler kanunun 45/2. Maddesi genel kurulun ana sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplanacağını belirtmiştir. Davalı kooperatifin ana sözleşmesinin 28/1. Madde ve fıkrası incelenmiş ” olağan ve olağanüstü toplantılara çağrı taahhütlü mektupla, ayrıca gerektiğinde gazete ile, gazete olmayan yerlerde mahalli örf ve adete göre ilan yolu ile yapılır. Çağrının sadece yazılı olarak imza karşılığında yapılması da mümkündür.” düzenlemesinin mevcut olduğu, iadeli taahhütlü mektupla davet şartının mevcut olmadığı dolayısı ile davacının bu itirazının yersiz olduğu anlaşılmıştır.
——- sayılı ilamında “…. iptali talep edilen yönetim kurulunun ibrasına ilişkin 5 nci maddenin görüşmesine —- üyenin katıldığı, oylama sırasında— kişinin ibra yönünde, — kişinin ise ibra edilmeme yönünde oy kullandığı halde, —- imzası bulunan —– kişinin yarısından fazlasının kabul oyu vermesi gerekirken —-alındığı için yönetim kurulunun ibra edilmediği” şeklinde karar alınmıştır. Anasözleşmenin 33 ncü maddesinde yer alan “Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır” hükmü, anılan maddenin bütünü B.K’nın 18’inci maddesi hükmü gereğince yorumlandığında ağırlaştırılmış nisap getirme amacıyla konulmamış olduğu açıkça anlaşılmaktadır. —–cetveli, genel kurul toplantısına iştirak eden ortaklara toplantıya katıldıklarını imzaları ile tasdik imkanı veren bir belge olup, hazirun cetvelinde imzası bulunanlara toplantıyı sonuna kadar izleme ve kararlara katılma yükümlülüğü getiren yasal veya sözleşmeye dayalı bir düzenleme mevcut değildir. Yasa ve anasözleşmede belirlenen toplantı nisabını etkilememek kaydıyla——toplantıya katılan ortakların bir bölümünün genel kuruldan ayrılması mümkün bulunduğundan, karar nisabının da her gündem maddesinin oylamasına katılan kişiler üzerinden belirlenmesi gerekmektedir. Dava konusu 5. maddenin görüşülmesinde oylamaya — kişinin katıldığı, karar nisabının da bu sayıya göre belirlenmesi gerektiği, —- ortağın ibra yönünde, — ortağın ibra edilmeme yönünde oy kullanması karşısında yönetim kurulunun ibrası için gerekli karar nisabının oluştuğu gözönüne alınarak bu madde ile ilgili davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” belirtmiştir.
—–Sayılı ilamında “….Anasözleşmenin 62. maddesinde yer alan “Kararlar hazır bulunan ortakların çoğunluğu ile alınır.” hükmü, anılan maddenin bütünü TBK’nın 19. maddesi hükmü gereğince yorumlandığında ağırlaştırılmış nisap getirme amacıyla konulmamış olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Hazirun cetveli, genel kurul toplantısına iştirak eden ortaklara toplantıya katıldıklarını imzaları ile tasdik imkanı veren bir belge olup, hazirun cetvelinde imzası bulunanlara toplantıyı sonuna kadar izleme ve kararlara katılma yükümlülüğü getiren yasal veya sözleşmeye dayalı bir düzenleme mevcut değildir. Yasa ve anasözleşmede belirlenen toplantı nisabını etkilememek kaydıyla (somut olayda etkilemediği görülmektedir, esasen dava konusu ikinci toplantıda nisap aranmamaktadır.) toplantıya katılan ortakların bir bölümünün genel kuruldan ayrılması mümkün bulunduğundan, karar nisabının da her gündem maddesinin oylamasına katılan kişiler üzerinden belirlenmesi gerekmektedir. Dava konusu divan listelerinin oylanması sırasında oylamaya —– kişinin katıldığı, karar nisabının da bu sayıya göre belirlenmesi gerektiği, seçilen listenin —- oy alması karşısında gerekli karar nisabının oluştuğu anlaşılmış olup, mahkemece hazirun cetvelinde imzası bulunanların sayısına göre, seçilen liste yönünden karar nisabının oluşmadığının kabulü hatalı olmuştur. “——-
Bilirkişi gündemin 5. Maddesinde karar nisabını ortaklar cetveli yani hazirun cetvelindeki imza sayısı üzerinden hesaplamıştır. Yapılan incelemede kooperatif ana sözleşmesinin 33/2. Maddesinin ağırlaştırılmış nisap getirme amacıyla konulmamış olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Yukarıda atıf yapılan yüksek mahkeme kararlarında açıkça belirtildiği üzere —–, genel kurul toplantısına iştirak eden ortaklara toplantıya katıldıklarını imzaları ile tasdik imkanı veren bir belge mahiyetindedir. Hazirun cetvelinde imzası bulunanlara toplantıyı sonuna kadar izleme ve kararlara katılma yükümlülüğü getiren yasal veya sözleşmeye dayalı bir düzenleme mevcut değildir. Yasa ve anasözleşmede belirlenen toplantı nisabını etkilememek kaydıyla toplantıya katılan ortakların bir bölümünün genel kuruldan ayrılması mümkün bulunduğundan, karar nisabının da her gündem maddesinin oylamasına katılan kişiler üzerinden belirlenmesi gerekmektedir. Somut olayda 5. Maddenin oylamasında yönetim kurulu oylamaya katılanlar üzerinden — evet oyuna karşılık —– çekimser oy ile ibra edilmemiştir. Yine denetim kurulu da oylamaya katılanlar üzerinden — evet oyuna karşılık —– çekimser oy ile ibra edilmemiştir. Bilirkişinin ana sözleşmenin 33. Maddesini gerekçe göstererek hazirun cetvelinde imzası olanların salt çoğunluğunun olması gerektiği yolundaki görüşü hatalıdır.Bilindiği üzere çekimser oy olumsuz oy hesabında dikkate alınmaktadır. Oylamaya katılanlar üzerinden yönetim kurulu—- evet oyuna karşılık —- hayır oyu, denetim kurulu da —- evet oyuna karşılık toplam—– hayır oyu ile ibra edilmemiştir. Karar nisapları sağlanmıştır. İbra edilmeme kararı hukuka uygundur. Bilirkişi görüşü hatalıdır.
—– sayılı ilamında ——- maddesinde, toplantıda hazır bulunupta kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçiren veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantı çağrısının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veyahut tebliğ edilmediğini yahutta genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış olduğunu iddia eden pay sahiplerinin, yönetim kurulunun ve yönetim kurulu üyeleri ile denetim kurulu üyelerinin şahsi sorumluluklarına mucip olduğu takdirde her birinin kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine toplantıyı kovalayan günden itibaren bir ay içinde mahkemeye başvurabileceği, kararların bozulması ve şartları üst başlığı ile düzenlenmiştir. Yasadaki sürenin hak düşürücü süre olduğu aynı madde metninde ifade edilmiştir. Genel kurulda alınan karaların iptali yanında, bu kararların butlanından da söz etmek mümkündür. Genel kurulda alınan kararlardan bazıları nisbi butlan, bazıları ise mutlak butlan olarak değerlendirilmektedir. Nisbi butlanla alınan kararlar, iptal edilinceye kadar hüküm ifade ettiği halde, mutlak butlan durumunda olan kararlar hiç alınmamış hükmündedir. Bu nedenle yok sayılan kararlar için iptal davası yerine yokluğun tespiti davası açılması daha uygun düşmektedir. Yasanın emredici hükümlerine, kamu düzenine, ahlaka ve adaba aykırı kararlar ile konusu olanaksız olan genel kurul kararları, geçersiz kararlardır. Bu kararlar için bir aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılma zorunluluğu yoktur. Bu kararların diğer bir özelliği de iptal davası açabilmek için kooperatif ortağı olma koşulunun aranmamasıdır. Ayrıca bu tip kararların iptali için dava açmanın ön koşulu olan genel kurul tutanağına muhalefet şerhi yazdırma koşulu aranmamaktadır…” belirtmiştir.
——-Sayılı ilamında “…..Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davaya konu kooperatif genel kurul kararı ile öngörülen ödemenin 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 31’nci maddesinde belirtilen anlamda bilanço açığını kapatma amacına yönelik ek ödeme niteliğinde olmaması nedeniyle aynı Yasa’nın 52’nci maddesinde yazılı nitelikli karar yeter sayısına tâbi bulunmamasına, gündeme bağlılık ilkesine ilişkin Yasa’nın 46/3’ncü maddesi hükmüne aykırılıkta bulunulmasının butlan sonucu doğurmayıp iptal sebebi oluşturmasına nazaran anılan Yasa’nın 53/2’nci maddesindeki düzenlemeye uygun olarak ilgili karara muhalif kalarak bu ifadesini genel kurul tutanağına geçirmeyen davacının dava hakkının bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanması gerekmiştir.”
——Mahkemece genel kurul toplantısına çağrılması gereken ortakların çağrılmamasının karar nisabının etkilemediği, davacıların çağrılmasında usulsüzlük bulunduğu ve/veya gündemde olmayan konunun görüşüldüğü sonucuna varılması halinde bu haller yokluğu değil, iptali gerektiren hallerden olup, —— maddesine göre, çağrılmayan ortağa genel kurulda alınan kararlara red oyu vermesi ve muhalif kalıp, keyfiyeti tutanağa geçirtme koşulları aranmaksızın iptal davası açma hakkı bahşeder. Ancak, iptal davasının yukarıda anılan hüküm gereğince toplantıyı kovalayan bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması ve bu davada da iptali istenen kararın aynı madde hükmüne göre yasaya, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun iddia edilip, kanıtlanmış olması gerekir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53.maddesine göre iptal davasının toplantıyı kovalayan bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiğinden, kararların iptal nedenleri üzerinde durulması gerekmeden iptali kabil nitelikte bu kararlar ile ilgili hak düşürücü süre içinde dava açılmaması nedeniyle davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yönler üzerinde durulmaması doğru görülmemiştir.” belirtmiştir.
—-Sayılı ilamında ——- madde hükmünde genel kurulun iptali davasını açabilecekler arasında kooperatif tüzel kişiliği gösterilmemiş olup, kooperatif kendi genel kurulunda alınan kararın iptalini dava edemez.————– ilamı bu yöndedir. Öte yandan, aynı Kanun’un 46/son ve anasözleşmenin 31/son maddesinde yer alan usule uyulmadan gündemde olmayan konuların görüşülmesi halinde toplantı ve karar nisabına ve 42/6. madde hükmü gibi emredici kurala uygun olarak alınan kararlar batıl olmayıp, iptali kabil olduğundan, iptal davası açma hakkına sahip olanların red oyu vermesi ve muhalefet şerhini tutanağa yazdırması ve bir aylık hak düşürücü süre içinde iptal davasını açmaları gerekir.” belirtmiştir.
Bilirkişi gündemde olmayan bir hususun görüşülemeyeceğini, görüşülemeyecek bir hususunda karara bağlanamayacağını, bu hükmün emredici mahiyette olduğunu ve yaptırımının da butlan olması gerektiğini belirtmiştir. Gündeme bağlılık ilkesi pay sahibinin genel kurul toplantılarına iştirakini sağlamayı ve onun bilgilenerek toplantılara gelmesini sağlamak amaçlı geliştirilmiş bir ilkedir. Güç boşluğunu engellemede önemli bir işleve sahiptir. Toplantıya katılımı teşvik eder ve toplantının düzen içinde geçmesini sağlar ve genel kurulun işlevlerini arttırır. Doğrudan doğruya kamu düzenine, kamu sağlığına ve insanın temel haklarını düzenleyen hükümler mutlak emredici hükümlerdir ve bu kurallara aykırı kararlar mutlak butlan ile batıldır. Bir kısım emredici hükümler ise doğrudan doğruya kamu düzenine ilişkin olmayıp pay sahiplerinin özel çıkarlarını korumayı amaçlamaktadır.Kooperatifler kanunun 46. Maddesi emredici bir hüküm olmakla birlikte doğrudan doğruya kamu düzenine ilişkin olmayıp pay sahiplerinin özel çıkarlarını korumayı amaçlamaktadır. ——– gündemde olmayan hususlarda karar alınmış olmasının yaptırımın mutlak butlan olmadığı defalarca zikredilmiştir. Yukarıda bu kararlardan bazılarına atıf yapılmış, ilgili kısımları alıntılanmıştır Bilirkişi raporu takdiridir. Bu husus da hukuki niteledirme gerektirmektedir. Nihai karar mercii mahkemedir. Bilirkişi görüşü hatalı olduğundan ittibar edilmemiştir. Bilirkişinin gündemin 8. Maddesi için yaptığı değerlendirme yerindedir. Pay sahiplerinin kişisel haklarını koruyan bir hususta farklı karar alınmış olmasının yaptırımı da mutlak butlan değildir. Söz konusu genel kurul —- tarihinde yapılmış davacı eldeki bu davayı —– tarihinde açmıştır. 1 aylık hak düşürücü süre geçmiştir. Tüm dosya kapsamı, yukarıda atıf yapılan tüm yüksek mahkeme kararları ve yapılan hukuki nitelendirmeler kapsamında ispat edilemeyen davanın reddi gerektiği kanaatine varılmış, buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL maktu harcın peşin alınan 44,40 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 14,90 TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 34,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte olan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ——– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacın vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2021