Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1050 E. 2020/753 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1050 Esas
KARAR NO : 2020/753
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/08/2019
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı vekilin dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, cari hesap ekstresine göre davalının —–borcu bulunduğunu, davalının borcunu ödememesi nedeniyle icra takibi başlabldığını fakat davalının takibe haksız olarak İtiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın İptali ile takibin devamını, borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi 9 Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebliğ edilmiş olup, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
Dosyaya celp edilen —— tarihli takip dosyası, ticari defterler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Mali müşavir bilirkişi ve nitelikli hesaplama uzmanından oluşan bilirkişi heyeti raporunda özetle; Dava dosyasında davac—– dava dosyasına ibraz ettiği yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi İçerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceği, davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığının görüldüğü, davalıyı borçlandırdı etkiye sahip davacının irsallyeli fatura olarak düzenlediği faturaların aynca davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikte sevk irsaliyesinin dosyaya ibraz edildiği, sevk irsaliyesi üzerinde imza bilgisinin bulunmadığı, buna karşın ürünlerin kime teslim edildiğini gösterir nitelikte herhangi bir isim bilgisinin bulunmadığı, Davalıya —– günü defter ibrazı için uyarılı muhtıra çıkarıldığının duruşma tutanağı üzerine kayıtlı olduğu; dosyada mevcut —- veri tabanından alınan sorguya göre, 21. maddeve göre muhtıra tebliâ edildiâi intibaının doöduüu: defter ibrazdan kaçınmanın sonuclannın oluşup olusmadıflının takdirinin Savın MahkemeVe ait olduğu, davacı lehine hüküm kurulması halinde — takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının — borçlu olduğunun tespit edildiği, — Davacının takibinde vasal faiz oranı üzerinden — birikmiş faiz talebi oldufluı muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla mütemerrit olduğu (TBK.m.117/1); bu yönde temerrüt ihtanna dosyaya rastlanılmadığından birikmiş faiz talebine, mevcut delil durumuna nazaran İştirak edilmediği sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından —– sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
—- sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ……..kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
—–sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla —— icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —- alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin yerine getirildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Fatura beraberinde malların teslimini göstermek için fatura beraberinde kullanılan sevk irsaliyesinin davalı tarafça imzalanması, davacının malları davalıya teslim ettiğini ve dolayısıyla taraflar arasında sevk irsaliyesi ile teslim edilen fatura konusu ürünlerin yapım ve satışına ilişkin bir ticari ilişki olduğunu ortaya koymaktadır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde davalı taraf adına fatura düzenlendiği, iş bu faturalara ilişkin herhangi bir tahsilat kaydının bulunmadığı, davacı tarafça düzenlenen—– faturalara ilişkin sevk irsaliyesi düzenlenmediği, diğer faturalar bakımından teslim alan kısımlarında çeşitli isim ve imzaların bulunduğu sevk irsaliyelerinin dosyaya ibraz edildiği, davalı tarafça dosyaya ibraz edilen sevk irsaliyeleri altında yer alan isim ve imzalar ile bilirkişi raporuna yönelik herhangi bir itirazın dosyaya sunulmadığı, bu haliyle iş bu sevk irsaliyelerine konu faturalara ilişkin mal teslimi olgusunun gerçekleştiğinin kabulünün gerekeceği, davalı tarafın takip öncesinde ihtarla temerrüde düşürüldüğüne dair dosyada herhangi bir yazılı delil bulunmadığından takip öncesi işlemiş faiz alacağı talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davacı tarafın icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam —- alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne ve alacağın faturaya dayalı likit alacak olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından—-icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın —- asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu şekilde devamına, fazlaya dair istemin reddine,
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan — üzerinden % 20 oranında olmak üzere —- icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken karar ve ilam harcı 2.186,70 TL olmakla baştan alınan 405,43 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.781,27 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı ve 405,43 TL peşin harcın, davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 2129,40 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 2.030,62 TL sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının davacı tarafa İADESİNE,
8-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 4.801,72 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
9-Arabuluculuk ücretinin kabul/red oranına göre 1.258,76 TL’nin davalı alınarak hazineye irad kaydına, geri kalan kısmının davacı tarafından alınarak haziye İRAD KAYDINA
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2020