Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1048 E. 2020/570 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/1099 Esas
KARAR NO : 2020/574

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/08/2019
KARAR TARİHİ : 24/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 29/08/2019 harç tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket, ——— model—— sıfır aracı davalı şirket ———————- bedelle satın aldığını, müvekkili şirket sıfır km otomobili 2018 yılı şubat ayı sonlarına kadar kullandığını, 26/02/2018 tarihinde ise araç bir anda kendiliğinden durduğunu ve çalışmaz hale geldiğini, aracın bakımdan çıkmasını takip eden ————- günü araç hareket halinde stop edip çalışmama problemi ile tekrar servise getirildiğini, motor ikinci kez değiştirildiğini, sıfır alınan araç henüz 3 yıllık garanti süresini doldurmadan çalışmamaya başladığını, defalarca servise getirilip çeşitli parça değişimleri ve tamirler yapıldığını, müvekkili şirket herhangi bir sorunla karşılaşmamak, sorunsuz çalışan bir araç sahibi olmak adına sıfır araç aldığını, buna karşın araçta çıkan problemler defalarca tekrar ettiğini, devamlı olarak servise başvurmak zorunda kaldığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ..—- vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu araç 31/12/2015 tarihinde satın aldığını, yasal garanti süresi 31/12/2017 tarihinde, üretimden kaynaklanan problemlerin ücretsiz onarımını taahhüt eden —-31/12/2018 tarihinde sona erdiğini, davacı tarafın T.T.K. Hükümlerine göre kurulmuş bir Limited şirket olduğunu, dolayısıyla taraflar arasında ticari satıma konu olan dava T.T.K. hükümlerinin uygulanacağını, davacının iddiaları ve araç servis geçmişi incelendiğinde, araçta şikayete konu arızaların 2 yıllık garanti süresi dışında ve fakat —— Sistemi içinde meydana geldiğini, davacının ayıp ihbarında bulunmadığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ———- Vekili cevap dilekçesinde özetle: Ayıp ihbarına ilişkin teslim tarihinden itibaren işleyen 2 yıllık azami sürenin aşıldığını, hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle satıcının ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna gidilemeyeceğini, müvekkili şirketin var olduğu iddia edilen ayıpların süresinde bildirilmemesi sebebiyle sorumluluğu bulunmadığını, tacir —-tarafından ayıplardan dolayı dava hakkını öngörülen sürede kullanılmamış olması sebebiyle de sorumluluğu bulunmadığını, —- belgesi kapsamında sorumluluğu bulunmadığını, üretici tarafından verilen garanti süresi ise 31/12/17 tarihinde son bulduğunu, davalı tarafından ilk bildirim ise 26/02/18 tarihinde yapıldığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ayıp iddiasıyla açılan malın ayıpsız misli ile değişimi ;mümkün olmadığı takdirde değer kaybının tazminine ilişkin açılan terditli davadır
28/01/2020 tarihli ara karar ile dosyanın seçilen bir — bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 21/05/2020 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
21/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Hukuki yorum ve takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmakla beraber, teknik yönlerden yapmış olduğum incelemeler neticesinde; söz konusu aracın davacı tarafından yukarıda da belirtildiği üzere sürekli şikayet ile yetkili servisine götürülmüş olduğu ancak yetkili servis tarafından gerekli müdahale yapıldığı belirtilmiş olmasına rağmen aracın arızasının tam olarak giderilememiş olduğu, bu kapsamda davacının kullanmış olduğu aracı bu şekilde kullanmak zorunda bırakılması davacının aracından beklediği verimi almasına engel olduğu, hatta uzun vadede söz konusu arızanın entegre olmuş sistemlerden bir veya birkaçında meydana gelen/gelebilecek olan arızalarda davacı mağduriyetinin daha ciddi boyutlara ulaşabileceği, söz konusu aracın defalarca muhtelif şikayetler ile servise götürülmesine rağmen arızanın giderilememiş olması nedeni ile büyük çaplı hasarların meydana gelmiş olmasının Yetkili Servis çalışanlarının liyakatli oldukları varsayımı ile basit isçilikle — arıza olarak değerlendirilemeyeceği, bu kapsamda söz konusu araçtaki ayıbın gizli ayıp olarak değerlendirilen ayıplardan olduğu, ayıbın niteliği ve ihbar süreleri yönünden yapılan irdeleme ve tanıtılan mevzuata nazaran, talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ile ihbarın süresinde yapılıp yapılmadığı hususları ve davalılardan—– düzenlediği garanti belgesinin zamanaşımını süresini aşan devrede, garantinin onarım seçimlik hakkı sınırlı olmasına göre, taleplerin takdirinin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu; davacının öncelikli talebinin ayıpsız misli ile aracın değiştirilmesi yönünde olduğu; aracın 31/12/2015 talihinde teslim edildiği; dava tarihi arasında 4 yıl geçtiği; hali hazırda—- aynı nitelikli olmaması sebebiyle, ayıpsız misliyle değiştirilmesi sonucunun ortaya çıkmayacağı; TBK.m.227’nin sondan bir evvelki fıkrasında “alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde durum bunu haklı göstermiyorsa, hakim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir” düzenlemesi bulunduğu; onarımın ücretsiz gerçekleştirildiği; teknik bilirkişi tarafından da, araçta değer kaybı oluşmadığını bildirdiği; TBK.m.227Meki birinci seçimlik hak olan satılanın reddiyle sözleşmenin feshi ve semenin iadesi yönünde seçimlik hakkın kullanılmadığının görüldüğü; dava dilekçesinde satım bedelinin 99.047,oo TL olarak beyan edildiği; faturanın ekte sunulduğunun bildirildiği ancak görülemediği; bu yönde karar tesisinin olanaklı olduğu sonucuna varılması halinde ise, yüksek yargı uygulamasına göre, aracın iade edildiği tarihe kadar faiz istenemeyeceğinden, satım bedelinin iadesine yürütülecek faizin başlangıcının aracın iade tarihi olacağına ” ilişkin tespitlerde bulunarak bilirkişi raporunu mahkememize teslim etmiştir.
Ayıptan sorumluluk başlıklı 6098 Sayılı TBK’nın 231.maddesi ” Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça ,satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her dava,satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile,satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan defi hakkı ,bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.Satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz” şeklindedir.Alınan bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere aracın davacıya teslim tarihi 31/12/2015 tarihi olmakla zamanaşımının başlangıç tarihi bu tarihtir.Davalı satıcı yönünden zamanaşımı süresinin 31/12/2017 tarihinde dolduğu,davalı ithalatçı yönünden ise 3 yıllık sürenin 31/12/2018 tarihinde dolduğu anlaşılmakla her iki davalının da cevap dilekçeleri ile zamanaşımı defi’nde bulundukları görülmekle davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Peşin alınan 44,40 TL harç ve 1.630,00 TL tamamlama harcının toplamı olan 1.674,40 TL’den alınması gerekli 54,40 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 1.620,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafça gider yapılmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—— 3/2. maddesi uyarınca ret sebebinin ortak olduğu görülmekle davaya konu aracın değeri olarak bildirilen 99.047,00 TL dava değeri üzerinden hesaplanan 13.359,47 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
7- 1.320,00 TL Arabulucu ücretinin davacı tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.