Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1035 E. 2021/186 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/1035 Esas
KARAR NO : 2021/186

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2019
KARAR TARİHİ : 25/02/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı arasındaki ticari ilişkiden doğan borcun ödenmediğini, bu nedenle icra takibi başlatıldığını fakat davalının borca haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talepleri konusunda zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, ticari ilişkinin tam karşılığının davacı tarafından yerine getirilmediğini, davacının bahsettiği hizmeti eksiksiz olarak yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiğini, 04.03.2019 tarihli mailde davacının satış— gönderilmesinden dolayı müvekkili zarara uğrattığını kabul ettiğini, — hakkında gecikmeden kaynaklı ticari yükleme yapıldığı ile uçak yükleme navlun ve ardiye ücretlerinin davaa firmaya fatura edildiğini ancak İlgili fiaturalann müvekkile iade edildiğini, müvekkil zarannın giderilmediğini, davacıya hertıangi bir borç bulunmadığını ve huzurdaki dava ile davacının haksız kazanç sağlamak istediğini, anılan nedenlerle davanın reddini ve davalının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
DELİLLER:
— sayılı dosyası, sipariş formu incelemeleri, fatura ve irsaliye incelemeleri, faturalar, davacı ve davalı hesap incelemeleri, ticari defter ve belge incelemeleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
Mali Müşavir bilirkişi ve Nitelikli Hesaplama uzmanı tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; —- hatalı üretim olması sebebiyle, davacının kestiği– tutarlı fatura yönünden, davalı tarafından 19.03.2019 tarihli fiyat farkı açıklamalı—- navlun ücreti ve yine navlun ücreti ve kumaş hatalarından kaynaklı — yansıtma faturası düzenlendiği; anılan toplam içerisinde— itibariyle davacı tarafından davalıya iade edilmediği; dolayısıyla — faturasının takip tarihi itibariyle davacı uhdesinde kaldığı; ancak takipten sonra iade ettiği; esasen takip öncesinde sürekli iadeye konu oluğu; yine davalının düzenlediği—- ücretinin davacıya yansıtıldığı; davacının bu faturaları kabul etmediği; takip tarihi itibarıyla da cari hesabında bulunmadığı; sunulu mail yazışmalarında, üründe renk konusunda bir sorun yaşandığının anlaşıldığı; üründe hata olması halinde, buna bağlı oluşan iyi niyetli zararın yansıtılabileceği, sektör bilirkişisinden alınan raporda da; Davacı tarafından düzenlenmiş şikayete—- arasında — tanımlamalarında farklılıkların mevcut olduğu, davacı tarafından davalıya — (ilk teslim edilen kumaş) ve ikinci kez teslim — mail ve fatura incelemelerinden; kumaşların renklerinin birbirlerinden farklı olduğu,
Her iki taraflara ait yasal defterlerin Vergi Usul Kanunun 183-184-185 maddeleri ve 6102 Sayılı TTK’nın 64.maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak tutulduğu, kayıtlann usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri İle TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak –içerisinde alındığı ve dolayısıyla her iki tarafa ait ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı; yukanda—- faturalarından kaynaklanan uyuşmazlık konusunun tanıtıldığı; bu bağlamda bu bağlamda—irdelemesine göre, 23.02.2019 tarihli — kararlaştırmaya göre, hatalı üretim olup olmadığı: hatalı üretim olması halinde, davalının yansıtma faturalarının miktar olarak yerinde olup olmadığının –değerlendirilmesi gerektiği: Davacının takibinde alacağını — döndürerek % 9 yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ettiği; bir başka anlatımla TBK.m.99 hükmü uyarınca, takip tarihi itibariyle seçimlik hakkını Türk Parası yönünde kullandığı; takip tarihinde açıkladığı dönüşüm kurunun esas alınması sonucu iki seçenekli hesaplama yapıldığı; buna göre, Davalının yansıtma faturalannda haklı bulunmaması halinde, davaanın kutlandığı seçimlik hak biçimine göre takip tarihi itibariyle 84.263,59 TL alacağı bulunduğu; bu tutara talebiyle bağlı kalınarak takip tarihinden itibaren vasal faiz yürütülebileceği; Davalının yansıtma faturası düzenlemekte haklı olduğu ve miktar olarak da uyumlu olduğunun benimsenmesi halinde ise, davacının kullandığı seçimlik hak biçimine göre takip tarihi itibariyle 66.707,88 TL alacağı bulunduğu; bu tutara talebiyle bağlı kalınarak takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülebileceği görüş ve kanaatine varılmıştır.
—-tarafından alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından düzenlenmiş — tanımlamalarında farklılıkların mevcut olduğu, davacı tarafından davalıya iki defa kumaş teslimi yapıldığı —- incelemelerinden; kumaşların renklerinin birbirlerinden farklı olduğu, ilk teslim edilen kumaşın hatalı olduğu görüş ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine——– sayılı icra takip dosyası ile başlatılan ilamsız takibe davalı tarafından yapılan itiraza yönelik itirazın iptali davasıdır.
Somut olayda; taraflar arasında — belirtilen özelliklere sahip kumaşın davacı tarafça üretilmesine ilişkin taraflar arasında eser sözleşmesi kurulduğu, davacının davalı adına — düzenlediği, faturaya konu ürünlerin davalı tarafa teslim edildiği, ancak faturaya konu kumaşta renge dayalı hata olduğu ve bu nedenle kumaşın iade edilerek davacı tarafından istenilen renkte yeniden üretim yapıldığı, — yazışmaları ile sabit olduğu,–alan başkaca bir firmaya teslim süresinin uzadığı ve bu nedenle zarara uğradığı iddiası ile gecikmeden kaynaklı — navlun ve ardiye ücretlerinin yansıtma faturası olarak davacı firmaya fatura edildiği, bu hususun yukarıda bahsi geçen mail yazışmaları içeriğinde de yer aldığı, ancak iş bu yansıtma faturalarının davalı tarafa iade edildiği ve davacı tarafça bakiye alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Eser sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu 470. ve 486. maddeleri arasında düzenlenip md.470’de, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Sözleşmenin her iki tarafının da bu borçları üstlenmesi sebebiyle tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Sözleşmenin meydana gelmesi için tarafların, yüklenicinin meydana getirmeyi üstlendiği eser ve bunun karşılığında ödenecek bedel hususunda anlaşması gereklidir. Davalı tarafça davacıdan sipariş edilen ——- şekilde özel olarak üretimi talep edilen ürünlerdir. Dolayısıyla uyuşmazlığa uygulanacak hükümler satış sözleşmesi olmayıp eser sözleşmesine ilişkin hükümlerdir.
Kanunda aksine özel bir düzenleme olmadıkça Türk Medeni Kanununun 6. Maddesi uyarınca taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Diğer bir ifadeyle 6100 sayılı Hmk’nın 190.maddesi uyarınca iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükü altındadır. Ayıbın varlığı ve kim tarafından giderildiğinin kanıtlanması bakımından ispat yükü kural olarak iş sahibinin üzerindedir.—-
Eserdeki ayıplar yüklenici tarafından giderilmiyor ve iş sahibi tarafından gidertilecek ise iş sahibi ayıpların varlığına ilişkin delil tespiti yaptırmalıdır. Delil tespiti yaptırılmaksızın ayıpları iş sahibi giderdiği takdirde ileride ayıpların varlığı ve niteliğini ispatlaması mümkün olmayabilecektir. Ayıbın varlığı her türlü delille ve bu kapsamda tanık delili ile ispatlanabilirse de tanık delilinin zayıf bir delil olması nedeniyle daha önce delil tespiti yaptırmamış olan kişinin tanık delili ile ayıbın varlığı ve niteliğini de ispatlaması mümkün olmayacaktır—
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafça davalı tarafa ilk aşamada teslim edilen ve ikinci —–üzerinde yapılan incelemede — olduğunun tespit edildiği, her ne kadar davacı taraf davalının siparişinin net olmadığı, bu nedenle hatanın davalı taraftan kaynaklandığını iddia etmişse de bu varsayımda dahi davacının da basiretli bir tacir olarak iddia ettiği şekilde içeriği net olmayan siparişe dayanarak ürün teslim etmenin sonuçlarına katlanması gerektiği, bu haliyle davacı tarafın hatanın davalıdan kaynaklandığına yönelik iddialarının yerinde olmadığı ve davalının geç teslim nedeniyle uğradığı zarar nedeniyle yansıtma faturası düzenlemekte haklı olduğu, ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan incelemeye ve davacının kullandığı seçimlik hak biçimine göre davacının davalıdan 66.707,88 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne; alacağın faturaya dayalı ve likit olması karşısında icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından—- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 66.707,88 TL (65.119,05 USD alacağı+1.372,56 TL Euro alacağı+216,27 TL TL alacağı karşılığı) asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 66.707,88 TL nin % 20 si oranında olmak üzere 13.341,57 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 66.707,88 TL lik kısım yönünden alınması gereken 4.556,81 TL harçtan peşin alınan 1022,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.534,69 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 1022,12 TL peşin harç ve 44,40 TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ——göre alınması gereken 9.472,02 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan —– göre alınması gereken 4080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 2856,20 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 2.251,34 TL—— kısmının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
Dair; davacı ve davalı tarafın yüzüne karşı, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.