Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1014 E. 2020/351 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/1014
KARAR NO : 2020/351

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2019
KARAR TARİHİ : 07/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalının müvekkile sipariş geçtiği ürünlerin teslim edildiğini, bu kapsamda davalı adına toplamda 6.139,62 TL tutarlı çeşitli faturalar düzenlendiğini fakat davalının borcunu ödemediğini, bu nedenle icra takibi başlatıldığını fakat davalının borca haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil ile davacı arasında süregelen ticari ilişki çerçevesinde tüm borçlar ifa edildiğini, ödeme emrinde belirtilen faizin hukuka aykırı olduğunu, alacağın likit olmadığından icra inkar tazminatı İle davanın reddini savunmuş ve davacıdan %20’den az olmamak üzere tazminatın alınarak müvekkile ödenmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Bilirkişi raporu , vergi dairesi müdürlüklerinin yazısı , İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyası,
SMMM uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 06.03.2020 tarihli raporda özetle; davacı —- dava dosyasına ibraz ettiği 2018 yılına ait yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı, buna karşın 30.06.2019 olarak yevmiye defteri kapanış tasdikinin bu süreyi ——tarihinde alındığı, davalı ——- yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, noter açılış-kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve lehe delil olarak ileri sürülebileceğinin anlaşıldığı, davalı adına düzenlenen faturaların “irsaliyeli fatura’ olarak tanzim edildiği, faturaların teslim alan kısımlarında yer alan isimlerin davalı şirkette istihdam edildiğinin—- listelerinden anlaşıldığı, vergi dairesi tarafından gönderilen müzekkere cevabında davalıya ait —— beyannamelerine yer verildiği, buna karşın huzurdaki davaya konu faturaların 5.000 TL sınırı altında kalmasından dolayı usulüne uygun olarak davalı beyannamelerinde yer almadığının anlaşıldığı, davacı tarafından tanzim edilen irsaliyeli faturaların davalı kayıtlarında birebir yer aldığı,—— takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının —– borçlu olduğu, aynı tarih itibariyle davalı nezdinde davacının 6.139,62 TL alacaklı olduğu, huzurdaki davaya konu takiple istenen tutar üzerinde taraf ticari defterlerinde kayıtsal mutabakat sağlandığının anlaşıldığı, taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı, temerrüt halinde uygulanacak faiz oranının kararlaştırılmadığı, buna karşın dava konusu uyuşmazlığın ticari iş ve tarafların tacir olması nedeniyle hüküm altına alınacak tutar için, 3095 sayılı Kanunun 2/2 maddesi gereğince yıllık %19,50 oranında avans faizinin istenebileceğinin beyan edildiği bildirilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
Yargıtay —-. HD,——— sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ……..kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
Yargıtay —– —- sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, ancak en geç 30.06.2019 tarihinde yapılması gereken yevmiye defteri kapanış tasdikinin 01.07.2019 tarihinde yapıldığı, davalı taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve her iki taraf ticari defter ve kayıtlarında takip tarihi itibariyle davacının davalıdan—– alacaklı olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin yerine getirildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacı taraf dava dilekçesinde ticarî defterlere delil olarak dayanmış olup bu ticarî defter kavramı içerisinde ——-
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre her ne kadar davacı taraf yevmiye defterinin kapanış tasdiki süresi geçirildikten sonra yapılmış ise de; davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların davalı taraf defterlerine işlendiği ve irsaliyeli faturaların teslim alan kısımlarında yer alan isimlerin davalı taraf çalışanları olduğu, faturanın davalı defterlerine işlenmiş olmasının malın teslim edildiğine dair karine olduğu, malın teslim edilmediğinin ya da iade edildiğinin” davalı tarafça yazılı delille kanıtlanması gerektiği, ancak davalı tarafın mal teslim edilmediğine ilişkin bir delil sunamadığı, fatura ticari defterlere işlenmiş olduğundan malın teslim edildiği kişinin davacı çalışanı olduğunun tespitinin de zorunlu olmadığı —- davalı tarafın Beyoğlu —- Noterliğinin —- sayılı ihtarnamesi ile icra takibinden evvel temerrüde düşürülmüş olduğu anlaşılmakla davanın ve alacağın faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından İstanbul Anadolu —-. İcra Dairesinin —– sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takibin aynen DEVAMINA,
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 6.810,76 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere 1.362,15 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 465,24 TL olmakla baştan alınan 116,32 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 348,92 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 167,12 TL harç ,1.000,00 TL bilirkişi ücreti , 54,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.221,82 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
4-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla —– gereği 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.