Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1013 E. 2021/720 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1013 Esas
KARAR NO: 2021/720
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından hizmet alımı ihaleleri kapsamından çalıştırılan —- ödeme yapmak zorunda kaldığı, taraflar arasında imzalanan teknik şartname hükümleri gereği bu ödemeden davalının sorumlu olduğu belirtilerek, her bir davalının kendi dönemlerindeki süre üzerinden, son işveren davalının ise tüm dönem üzerinden ödenen tutarların ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; 1. SEÇENEKTE : Davacının kurumun ödediği tutarın tamamını rücu hakkının bulunduğunun kabulü halinde, talep edilebilir toplam alacak tutarı—olup, anılan miktarın, sorumluluk dönemlerine göre, tamamının davalardan rücunun kabulü halinde toplam — SEÇENEKTE : — göre, davacının ödediği tutarın yarısını rücu hakkının bulunduğunun kabulü halinde toplam —- ödeme tarihi olacağı; davaya konu alacak, genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiğinden, söz konusu alacağa uygulanması gereken faiz türünün yasal faiz olacağının sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
ISLAH: Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde özetle; Mahkemenizde açılmış olan davada, dava dilekçelerinde yazılı olan ve davalılardan talep ettikleri rücuen tazminat miktarı —tarihli bilirkişi raporunda da tespit edilen—- tarihinde iade edildiğini, bu itibarla, dava dilekçeklerindeki taleplerini — düşürdüklerini beyanla, davalarının bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava asıl işveren davacı kurumun davalı şirketler tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı miktarın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı —- sayılı dosyası ile dava dışı — tarafından davalı şirketlerle birlikte müvekkili hakkında dava açıldığı, dosyanın karara çıktığı, ilamın — sayılı dosyasından takibe konulduğu, icra borcunun tamamının ödendiği, — tarihinden ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir
— dosya evrakları ile—- dosya arasına alınmıştır.
Tarafların talep ve beyanları doğrultusunda bildirmiş oldukları deliller toplanmıştır.
— nolu dosyasının İncelenmesinde;
Davacının — Olduğu, dava tarihinin —– Davalılardaki ayrı ayrı hizmet sürelerinin kararda veya dayanak bilirkişi raporunda saptanmadığı,
Davanın kıdem, yıllık izin alacağı, bakiye ücret alacağı, fazla çalışma alacağı, hafta tatili çalışma alacağı, genel tatil çalışma alacağı kalemlerinden kabul edildiği görülmüştür.
—- dosyasının incelenmesinde;
Dava dışı işçi—–tarihinde İlama dayalı takip yapıldığı görülmüştür
Dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir, Bilirkişi —- tarihli raporunda özetle;
Davacı — ödediği bedellerden ——işverenlerin işçiye ödedikleri tazminatta, diğer işverene rücu taleplerinde uygulanacak ilkeleri belirlediği kararları olduğu,
Davacı —– Davalılar ile yaptığı sözleşmede de Davalıların her türlü ücret ve tazminattan sorumlu olduğu iddiasını doğrular bir düzenleme tespit edilemediği, o halde mahkemece, son işvereni olan davalının, İhbar tazminatının tamamından, kıdem tazminatı da dahil olmak üzere diğer işçilik alacaklarından ise, kendi dönemine isabet eden miktarlar üzerinden sorumlu olduğu kabul edilerek, bu şekilde tespit edilecek —– davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Hesaplamada bu ilkelerin dikkate alınacağı,
Dava dışı —- çalışma dönemlerinin,
Davalı —-
Davalı —-
Davalı — olduğu
Alacak kalemleri yönünde yapılan tespitlerde;
—Ücret Alacağı kalemi.
Bu kalem —- içerdiği, —paylaştırmaya tabi olmadığı, Buna göre;
Davalı —–
Davalı — hesaplamada;
Davalı—- göre Davalı üzerinde kalan kısımın — olduğu,
Davalı — göre Davalı üzerinde kalan kısımın — olduğu,
—- yönünden hesaplama;
Davalı — göre Davalı — olduğu,
— Davalı —– olduğu,
Davalıların işçilik alacaklarından toplam sorumluluklarının;
Davalı —
Davalı —
Davalı — olduğu, davalıların—-dosyalarında davacı ile birlikte davalı olarak yer aldıklarından, —– tarihinden itibaren yasal faiz oranı üzerinden faiz talebinin yerinde olduğu, yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Davanın Hukuki Sebebi:—– Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır” şeklindeki düzenlemedir.
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. —- hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.—-
Somut olayda taraflar arasında —- anlamında asıl -alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davalı şirketlerin farklı dönemlerinde işçiliğini yapmış olan — işçilik alacaklarının tahsili için —davalı şirketleri hasım göstererek —- açmış olduğu davanın kısmen kabulü işe işçulik alacaklarından davalı tarafın sorulu tutulduğu ve bu karara istinaden ilamın takibe konulması sonucunda—–ödeme yapıldığı, eldeki davanın ise bu bedelin davalı alt işverenlere rücusuna ilişkin olduğu, bilirkişi tarafından yapılan incelemede davacı kurumun — fazla ödeme yapıldığı, taraflar arasında imzalanan hizmet alımları tip sözleşmesi, hizmet işleri genel şartnamesi, genel hizmet şartnamesi ve ekleri incelendiğinde taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde işçilerin iş akitlerinden doğacak dava konusu alacaklardan hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda bir düzenlemenin bulunmadığı, hal böyle olunca tacir olan davalıların çalıştırdıkları işçilerin fiili işçilik dışında sair tazminat haklarından sorumlu olacaklarını bilebilecek durumda oldukları ancak davacının da asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya sorumlu olacağının kabulü gerektiği anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ile idari şartname hükümlerinde çalışanların sözleşmelerinin sona ermesinde, davacı kurum tarafından ödenmek zorunda kalınan dava konusu, kıdem-ihbar tazminatı alacaklarının yüklenicilere rücu edebileceği veya yüklenicilerin bu giderlerden sorumlu olacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı görülmüştür. Bu nedenle davacı kurumun sözleşme hükümlerine göre değil —– çerçevesinde rücu edebileceğinin kabulü ile alternatifli hesaplama yapılan—– tarihli bilirkişi raporundaki —- göre yapılan hesaplama nazara alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABÜLÜ ile,
—-
a)Davalı—-
b)Davalı—-
c)Davalı— davacının icra dosyasına ödeme tarihi olan —tarihinden tahsil tarihine kadar avans faizi işletilmek suretiyle davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.257,85 TL harcın davalılardan müştereken ve müselsilen tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA, —–
4-Davacı tarafından yapılan toplam — yargılama giderinden davanın kabul-red oranına göre—- davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalılar tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı —- kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —- VERİLMESİNE,
8—— davalılardan —– tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
9-Arabuluculuk ücreti —- davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——–Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2021