Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1011 E. 2020/742 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1011 Esas
KARAR NO: 2020/742
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2019
KARAR TARİHİ : 03/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketinin ecza deposu olarak faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin müvekkilinden ilaç ve mama alımı yaptığını, bu ticari ilişki neticesinde, davalının müvekkiline muhtelif faturalardan kaynaklanan —borcu doğduğunu, bunun üzerine—— icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının yapılan takibe itiraz ederek borcu olmadığını beyan ettiğinden takibin durduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzer icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —– düzenlenmesinin taraflar arasında akdi ilişkinin varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığını, davacı taraf taraflar arasında herhangi bir sözleşmenin varlığından bahsetmediğinden ve fatura da başlı başına borç kaynağı olmayacağından ispatlanamayan davanın reddine, talep edilen alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. —- bilirkişi raporu özetle, davacı taraf ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süreleri çerisinde yapıldığı ve sahibi lehine delil kabiliyetlerinin bulunduğunu, takip tarihi itibariyle davacı taraf kayıtlarına göre davacının davalıdan alacağının — olduğu ancak taleple bağlı kalınarak alacak tutarının—-olarak hesaplandığını, davalı tarafın defterlerini ibraz etmediğini, buna ilişkin değerlendirmenin mahkememize ait olduğunu, davalı tarafın B.K117.m gereği takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü dikkate alınarak takip öncesinde işlemiş faiz tahakkukunun mümkün olmadığını takip tarihi ile dava tarihi arasındaki dönemde —-oranı dikkate alınarak faiz tahakkukunun yapılmasının uygun olacağını, davacı tarafından dava dilekçesinde talep edilen icra inkar tazminatı hakkında takdirin mahkememize ait olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek ek rapor alınmıştır.—– bilirkişi ek raporu özetle, Davalı taraf ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süreleri içerisinde yapıldığı ve sahibi lehine delil kabiliyetlerinin bulunduğunu, takip tarihi itibariyle davacı taraf kayıtlarına göre davacının davalıdan alacağının —-olduğunu, davalı taraf kayıtlarına göre ise davacının davalıdan — alacaklı olduğunu, aradaki — farkın davacı kayıtlarında olup davalı kayıtlarında olmayan davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş —– tarih, — numaralı —- tutarındaki faturadan kaynaklandığını, davacı tarafından düzenlenen irsaliyeli faturanın teslim alan bölümünde herhangi bir isim ve /veya imza bulunmadığı için faturanın ve muhteviyatının davalı tarafa teslimi konusunun ispata muhtaç olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacının ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre—- takip tarihi itibariyle davalının— borçlu olduğu, davalı ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacıya — borçlu olduğu aradaki— farkın davacı kayıtlarında olup davalı kayıtlarında olmayan davacı tarafından davalı adına düznelenmiş —- numaralı —- tutarındaki faturadan kaynaklandığı, davacı tarafından düzenlenen bu irsaliyeli fatura davalı kayıtlarında bulunmadığı gibi teslim alan bölümünde herhangi bir isim ve/veya imza bulunmadığı, bu haliyle söz konusu faturaya yönelik davacı davasını ispatlayamadığı ancak davaya konu diğer faturaların davalı şirket ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı,—– mezkur faturaya yönelik davacının davasını ispatlayamadığı, diğer faturalara yönelik iddialarının davalı ticari defter ve kayıtlarından tespit edildiği anlaşıldığından davanın aşağıdaki şekilde kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu —–Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
— kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. —— kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı tarafın icra takibinden evvel temerrüde düşürülmemiş olduğu anlaşılmakla davacının işlemiş faiz isteminin yerinde olmaması nedeniyle işlemiş faiz isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından —– icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 14.863,16 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, 45,12 TL asıl alacağa ve 585,41 TL’lik faiz talebine ilişkin olmak üzere toplam 630,53 TL’lik talebin REDDİNE,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 14.863,16 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere 2.972,63 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.058,37 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 187,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 871,24 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 187,13 TL peşin harç olmak üzere toplamda 231,53‬ TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.007,2‬0 TL (900,00 TL bilirkişi ücreti, 54,20 3 tebligat gideri, 53,00 TL e-Tebligat gideri) yargılama giderinden davanın kabul 0,95 ve red 0,05 oranına göre hesaplanan 956,84‬ TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Kabul oranına göre Arabuluculuk ücreti 1.254,00 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7- Red oranına göre Arabuluculuk ücreti 66 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 630,53 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde —– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/11/2020