Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1007 E. 2020/38 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2019/1007 Esas
KARAR NO : 2020/38

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2019
KARAR TARİHİ : 28/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA ; Davacı vekili —– harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalıya mal verildiğini, karşılığında fatura tanzim edildiğini, faturaların ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın takibe süresinde itiraz ettiğini, yapılan itirazın sadece borçtan kurtulmayı denemek ve zaman kazanmak için yapıldığını, bu nedenle takibe vaki itirazın iptali ile %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP ; Salt fatura düzenlenmesi taraflar arasında akdi ilişkinin (alım-satım ve alım satıma konu malın teslimi olgusu, imalatın yapılıp malul malın teslim edildiğini, bir iş görüldüğünü veya bir menfaat sağlandığını) varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığını, buna ilişkin Yargıtay kararlarının bulunduğunu, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacı tarafın taraflar arasında herhangi bir sözleşmenin varlığından bahsetmediğinden ve fatura da başlı başına borç kaynağı olmayacağından ispatlanamayan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı vekili, 28/01/2020 tarihli duruşmada, “Bir önceki celse sulh olmak için süre talep etmiştik haricen yapılan görüşmeler sonucunda davalı taraf ile sulh olduk, biz sulh nedeniyle davamızdan feragat ediyoruz ayrıca karşı taraf vekalet ücreti ve yargılama giderinin olmadığını bildirimiyti bu hususta davalı tarafın beyanı alınsın” şeklinde beyan etmiştir.
Davalı vekili, 28/01/2020 tarihli duruşmada, “Davacı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri talebimiz yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekilinin davasından feragat etmiş olduğu dikkate alınarak feragata bağlı olarak davanın HMK 307.maddesi vd. uyarınca reddi yönünde karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın FERAGAT nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL harcın peşin yatırılan 538,00 TL harçtan düşümü ile geri kalan 483,60 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4- Taraflar birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan ettiklerinden bu hususlarda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kalan gider avansının ilgili tarafa İADESİNE,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, açıkça okunup usulen anlatıldı