Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/995 E. 2020/513 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1125 Esas
KARAR NO : 2020/519

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 15/09/2020

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı vekilin dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı arasında süregelen ilişki neticesinde davalıya faturalara konu ürünlerin teslim edildiğini, davalının herhangi bir itirazda bulunmadan faturaları kabul ettiğini, davalının borcunun 7.794,28 TL’ye ulaştığını fakat borcun ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli itiraz ettiğini, anılan nedenlerle gerçekleştirilen itirazın iptali ile icra takibinin devamını, itirazın haksız olması nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebliğ edilmiş olup, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün ——– esas sayılı takip dosyası, faturalar, Ticari defterlerler ve belgeler, hesap ekstreleri,
—–Vergi Dairesi Müdürlüğüne ve —- vergi dairesinin yazı cevapları,
25/06/2020 tarihli ara karar ile dosyanın seçilen bir mali müşavir bilirkişisi ile Nitelikli Hesaplama Uzmanına tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve ——- tarihli ek bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
—-uzmanı ve nitelikli hesap uzmanından oluşan bilirkişi heyeti tarafından mahkememize ibraz edilen 22/10/2019 tarihli raporunun sonuç kısmında; “tarafların beyanları ve delilleri İle Yargı kararları ışığında, , davacı yanın takip konusu alacağının dayanağı olan ekteki faturaların irsaliyeli faturalar olarak düzenlendiği; faturalarda teslim alan bölümünde isimleri ve imzaları bulunan kişilerin davalı yanın çalışanı olup olmadığı hususunun tespit edilemediği ” şeklinde tespitte bulunulduğu,
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 07/08/2020 tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında; “Davacı ——- defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu,——– defterinin ise TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı, davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığının görüldüğü, davalı adına toplamda 20.619,31 —_ tutarlı olarak düzenlenen irsaliydi faturalar üzerinde çeşitli isim ve imzaların bulunduğu, mevcut isimlerin davalı ile olan bağının dosya kapsamından tespit edilemediği, davalı —— adet fatura karşılığı 16.506,00 TL+ KDV tutarlı ürün yada hizmet satın alarak kayıtlarına intikal ettirdiği, 28.09.2018 takip tarihi itibariyle davalıdan istenebilir tutarın 7.794,28 TL olacağı, ” şeklinde tespitte bulunulduğu anlaşılmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı takip dosyası, yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
Yargıtay —— sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ……..kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
Yargıtay —- sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün—- esas sayılı takip dosyası, ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 7.794,28 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin yerine getirildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacı taraf dava dilekçesinde ticarî defterlere delil olarak dayanmış olup bu ticarî defter kavramı içerisinde——-
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam 7.794,28 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça takibe konu alacağa dayanak faturalara ilişkin bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirim yapılmış olduğu, bu hususun davalıya ait — form örneklerinde de görüldüğü, faturaların davalının vergi bildirimine kayıtlı olması nedeniyle davacı lehine malların davalıya teslimi hususunun karine olarak sabit olduğu, (—–), bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilememesi karşısında davalının borca itirazında haksız olduğu, alacağın açık hesap ilişkisine dayalı ve likit olması karşısında davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından İstanbul Anadolu —- İcra Dairesinin—–sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 7.794,28 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere 1.558,85 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 532,42 TL harçtan, peşin yatırılan 94,14 TL harcın düşümü ile geri kalan 438,28 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ile 94,14 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 2117,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan —- göre 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.