Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/985 E. 2020/512 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/985 Esas
KARAR NO : 2020/512

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 15/09/2020

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin — ve satışı işi ile işi ile uğraştığını, davalı borçlu şirket ise müvekkili şirketin —— şubesi olarak açıldığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalının aldığı ürünlere karşılık borcunu ödemediğini bunun üzerine İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —-Sayılı icra dosyası icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, bu nedenle icra takibinin iptaline, takibin devamına, icra takibinde takip taleplerinde belirtilen gecikme faizi oranının uygulanmasına, alacak likit olduğundan ve itiraz haksız ve kötü niyetli olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya Tebligat Kanunun 35. Maddesine uygun olarak tebligat yapıldığı, davalının duruşmalara katılmadığı ve savunma vermediği görülmüştür.
DELİLLER:
İstanbul Anadolu —. İcra dairesinin—- esas sayılı dosyası, sözleşme, Fatura ve teslim belgeleri, —– müzekkere cevabı, ticari defter ve belge incelemeleri, davacı hesap incelemesi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
SMMM uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 16/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı —- yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defterlerin TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceği, davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi Tebligat Kanunun 35,. Maddesine göre tebliğ edildiği, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığın, taraflar arasında 19.10.2017 tarihinde akdedilen sözleşme bulunduğu ve sözleşme süresinin 5 yıl olarak belirtildiği, defter kayıtlarında takip konusu tutar kadar davalıdan alacaklı gözüken davacı yanın takip konusu alacağının dayanağı olan dosyaya sunulu 81.348,11 TL toplam tutarlı faturaları “fatura” ve “irsaliye” olarak ayrı ayrı düzenlediğinin görüldüğü, vergi dairesi tarafından gönderilen müzekkere cevabı ekinde yer alan davalıya ait 2018 yılı Form BA beyannameleri incelemesinde, davacının davalıdan kdv dahil 58.307.04 TL tutarlı ürün satın alarak kayıtlarına intikal ettirdiğinin anlaşıldığı, düzenlen faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikte fatura ve irsaliyeli faturalar üzerinde çeşitli isim ve imzaların yer aldığı fatura toplamının 63.508,75 TL olduğu, düzenlen faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikte fatura üzerlerinde isim ve imza bilgisinin yer almadığı fatura toplamlarının 17.839,36 TL olduğu, üzerinde isim ve imza bilgisi yer alamayan 16.167,60 TL tutarlı faturaların “irsaliyeli fatura”, 1.672,00 TL’lik kısmının ise “fatura” olarak düzenlendiği, tespit ve değerlendirmeler neticesinde, düzenlediği faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiğinin ispat yükü üzerinde olan davacının bu yükümlülüğünün 63.508,75 TL’lik kısmını ispat edebildiği, bu nedenle takiple istenebilir tutarın 63.508,75 TL olabileceği, taraflar arasında akdedilen sözleşmede temerrüt halinde istenebilecek oranın daha yüksek bir düzeyde kararlaştırılmış olunmasına karşılık, takipteki talebe bağlılık ilkesi gereği 02.11.2018 takip tarihi itibariyle yıllık %19,50 oranı üzerinden temerrüt faizinin 7.030,19 TL olarak hesaplandığı görüş ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından İstanbul Anadolu —. İcra dairesinin ——esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
Yargıtay ———- sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ……..kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
Yargıtay ———— sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacının, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu ——–. İcra dairesinin —- esas sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı taraf ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 72.775,79 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacı taraf dava dilekçesinde ticarî defterlerine delil olarak dayanmış olup bu ticarî defter kavramı içerisinde ———-
Davalı tarafça yargılama sırasında taraflarına usulsüz tebligat yapıldığı iddiasında bulunulmuş, icra dosyasında vekaletlerinin bulunduğu bu nedenle vekile tebligat yapılması gerekirken asile tebligat yapıldığının belirtildiği görülmüştür. Yapılan bir yargılamada tarafların usulüne uygun şekilde çağrılarak beyan ve savunmalarının alınması Anayasa ve Uluslararası sözleşmelerle teminat altına alınmıştır. Bu hususun yerine getirilmesi mahkemece tarafların usulüne uygun şekilde duruşmaya çağrılması ile sağlanabilecektir. Vekalet ilişkisi asıl ile vekil arasında her bir dava yönünden ayrı ayrı kurulacak olup takip dosyasında vekil aracılığıyla itiraz edilmiş olması itirazın iptali davasında vekile tebligat yapılmasını gerektirmez. Genel mahkemelerde açılacak davalarda itiraz eden vekilinin duruşmayı takip zorunluluğu bulunmadığından vekile yapılacak tebligatlar ile davalının itiraz ve savunma hakkı kısıtlanmış olacaktır. (İst. Bam —— Karar) Bu durumda mahkememizce yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu anlaşılmakla davalının usulsüz tebligata ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam 72.775,79 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça ticari defter ve kayıtların ihtaratlı duruşma zaptının tebliğine rağmen mahkememize ibraz edilememesi nedeniyle üzerlerinde inceleme yapılamadığı, icra takibine konu edilen ve ödenmediği iddia edilen toplamda 58.307,04 TL tutarında faturaya ilişkin davalı tarafça bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirim yapıldığı, dava konusu alacağın dayandığı faturaların davalının vergi kayıtlarında olması nedeniyle davacı lehine malların davalıya teslimi hususunun karine olarak sabit olduğu (Y.——), bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilememesi karşısında davalının borca itirazında haksız olduğu, bununla birlikte toplamda 63.508,75 TL lik mal satımına ilişkin altında çeşitli imza ve isimlerin yer aldığı ve davalı tarafça açıkça itiraz edilmeyen irsaliyeli faturaların dosyaya ibraz edildiği, 17.839,36 TL lik fatura alacağına ilişkin ise mal teslimi iddiasını ispata yarar herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilemediği, her ne kadar davalı tarafça İstanbul Anadolu—. Asliye Ticaret Mahkemesinin—- Esas sayılı dosyası ile görülen davanın huzurdaki dava bakımından bekletici mesele yapılması gerektiği iddia edilmişse de iş bu davanın neticesinde verilecek kararın huzurdaki davanın esasına etkili olmayacağı anlaşılmakla dava konusu faturalara konu 63.508,75 TL’lik alacak iddiası bakımından davanın sübut bulduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, alacağın faturaya dayalı likit alacak olması karşısında davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından İstanbul Anadolu —-. İcra Dairesinin —- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 63.508,75 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 63.508,75 TL’nin % 20 si oranında olmak üzere 12.701,75 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.338,28 TL karar ve ilam harcından, dava açılırken peşin olarak alınan 878,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.459,33‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ve 878,95 TL peşin harç ile yargılama gideri olarak yapılan 1.173,20 TL’nin kabul red oranına göre 1.023,80 TL’lik kısmının davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
6-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 9.056,14 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

MADDİ HATA DÜZELTİMİ

Davacı vekilinin —— Karar sayılı 15.09.2020 tarihli kararının Hüküm kısmında yer alan 1.maddesi bölümü aşağıdaki şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir.
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından İstanbul Anadolu —-. İcra Dairesinin —- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 63.508,75 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,” şeklinde düzeltilmiştir.