Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/98 E. 2020/380 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/98 Esas
KARAR NO: 2020/380
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 18/12/2018
KARAR TARİHİ: 10/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından sunulan——- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketinin, sigortalısı ———–emtiasını —- taşımak üzere — ——-plakalı———yüklenerek önce ——– sonra ——————–alıcıya teslim edilmek üzere ——– gönderildiğini, emtianın teslim alınması sırasında———— soğutucusunun ilk gün önce — dereceye düşmesi sonra — dereceye yükselip sonra —- düşmesi ve sonrasında —— dereceye kadar yükselerek ortalama ———- derecede seyretmesi ve aniden ———- dereceye çıkması sebebi ile taşınan meyve emtialarının hasarlandığının tespit edildiğini, emtiaların depoya indirilirken çürüme, kabuklanma ve ezilmeler olduğunun görülmesi üzerine,—— incelemesi yapılarak———- düzenlendiğini, emtianın gümrük işlemleri yapıldıktan sonra alıcı firma tarafından emtiaların hiçbirinin kabul edilmediğini, kabul edilmeyen hasarlı emtiaların başka bir şirkete satışının yapıldığını, zarar nedeniyle müvekkilinin sigortalısına ——– ödeme yaptığını ve sigortalısının haklarına halefiyet kazandığını, ——- gerçekleşen taşımanın sürücüsü olarak hareket ettiğini,———-emtianın yüklendiği ve taşımasının yapıldığı aracın maliki olduğunu, —-davalı ——————– hasarın kendi hakimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmesinden sorumlu olduğunu, borcun bir para borcu olduğunu ve para alacağına ilişkin olduğundan para dışında başka bir şekilde ifa edilmesinin mümkün olmayacağını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine borçluların itirazlarıyla takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline, borçlular aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalılar üzerinde bırakılmasını vekaleten talep etmiştir.
CEVAP: Davacı vekili tarafından ——–vekilinin Cevap dilekçesine verilen cevap dilekçesinde; Davalı Dava konusu borcun TBK 89.maddesi uyarınca para borcu olduğunu, hem icra dairesi hem de yerel mahkemenin yetkili olduğunu, bu konuda örnek kararları dilekçe ekinde mahkemeye sunduklarını, husumet itirazının yerinde olmadığını, hasarın şoför olan davalının hakimiyeti esnasında meydana geldiğini, borçtan tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirtmiştir.
Davacı vekili tarafından——– no’lu davalılar vekillerinin Cevap dilekçesine verilen cevapta; Davalıların yetki itirazlarının reddinin gerektiğini, bu konuyla ilgili emsal kararları dilekçeleri ekinde sunduklarını, yapılan zamanaşımı itirazlarının dayanaksız bulunduğunu, icra takibinin ve itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığını, tüm davalıların müştereken ve müteselsilen borçtan sorumlu olduklarını belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi gereğince sigortalıya ödenmiş olan nakliye sırasında hasarlanan emtia bedelinin sorumlularından rücuen tazmini için başlatılan genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.——- İcra müdürlüğünün —- Esas sayılı takip dosyasının dosyamızın içerisine celp edildiği görülmüş;borçlu ——-ödeme emrinin——— tarihinde tebliğ edildiği ve ödeme emrine süresi içerisinde —- tarihinde itiraz edildiği,diğer borçlulara ise ödeme emrinin ——– tarihlerinde tebliğ edildiği ve borçlular vekilinin süresi içerisinde ———– tarihinde ödeme emrine itiraz dilekçesi sunarak takibi durdurduğu anlaşılmıştır.
——- müzekkere yazılarak davalılar ————– aralarında kesilen nakliye faturaları ve aranızdaki taşıma sözleşmelerinin onaylı bir sureti istenmiş;————- taşıma sözleşmesi düzenlenmediği ve ———– aralarında kesilen faturaların ekli olduğu müzekkere cevabı dosya içerisine alınmıştır.
——- tarihli ara karar ile dosyanın bir taşımacılık konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve ———- bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle: ”
Dava konusu taşıma işinde davacı iddiası olan davalıların sorumlu olduğu zaman diliminde dorsedeki soğutucunun arıza yapması veya mazotunun bitmesi nedeni ile durması sonucu emtianın ısı değişimine bağlı olarak hasarlandığını ispat edecek davacı tarafından sunulan ekspertiz raporunda sözü edilen termostat verilerinin dosyada mevcut olmadığından davacının bu yönden davasını ispat edemediği,
Davalılar vekilince sunulan dorse sıcaklığını gösteren raporların incelenmesi sonucunda, emtianın davalıların sorumluluğunda seyreden süre içerisinde ısının stabil olduğu bu nedenle emtiada hasarın meydana geldiğinin öne sürülmeyeceği, bu delilin davacı iddialarını çürüttüğü,
Davacı ————- sigortalısının yasal süre içerisinde hasar yönünden ihbarda bulunmadıklarından, talep haklarının olamayacağı, başlatılan takibin ihbar olarak kabul edilmesi durumunda ise hasar tarihinden takip tarihine kadar ——- gün geçmiş olması nedeniyle, yasal ihbar süresinin aşıldığı,
Meydana gelen hasarın davacının sigortalısının ve davalıların sorumluluğunda meydana gelmediği sabit olmakla, davacı —- yapmış olduğu tazminat ödemesi olan ———- yanlış hesaplandığı doğrusunun —— olması gerekse de bu ödemenin yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere bir lütuf ödemesi ——
Tüm davalıların meydana gelen hasarda sorumluluğu bulunmadığı tespit edildiğinden, davacı —— halefiyet hakkı kazanamayacağı, ödemiş olduğu lütuf ödemesi nedeniyle rücu hakkının olamayacağı,
Davacı ———– tüm davalılardan rücuen bir alacağının olmaması nedeniyle, tüm davalılar adına başlatmış olduğu takibin yerinde olmadığı, tüm davalıların da başlatılan takibe itirazlarının yerinde olduğu ” şeklinde tespitlerde bulunarak bilirkişi raporu düzenlemiştir.
TTK nun 1472-(1)maddesi; “Sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlululara karşı dava hakkı var ise bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmış ise, sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek ,dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindedir. Halef olma (halefiyet) bir kişinin hukuken diğerinin yerine geçmesi anlamına gelir.
TTK’nın 1472/1 maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak ————-sayılı —————- Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği şüphesizdir.
Alınan teknik nitelikte bilirkişi raporu doğrultusunda emtianın hasara uğramasında davacı ———– hasar nedeni olarak dile getirdiği taşıma esnasında dorsenin ısısının değişmesine bağlı olarak emtianın zayi olduğu iddiasının ispat edilemediği,dorse içerisindeki ısı değişiminin tespit edilemediği,hasarın davalıların sorumluluklarından sonra meydana gelmiş olduğu,meydana gelen hasarda kusurun davalılara yüklenemeyecek olması nedeni ile hükme esas alınan yeterli teknik ve bilimsel yeterlikte bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.Her ne kadar kötü niyet tazminatı talep edilmişse de davacının iddiasını ispat edememesinin tek başına kötü niyeti kanıtlar nitelikte bulunmaycağından kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2- Peşin alınan 1.198,86 TL harçtan, alınması gerekli 54,40 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 1.144,46 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 3/2. maddesi uyarınca 13.380,05 vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin ve davalı şirketler vekilinin yüzüne karşı okunup usulen anlatıldı.17/08/2020