Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/976 E. 2020/480 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/976 Esas
KARAR NO : 2020/480
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/12/2018
KARAR TARİHİ: 08/09/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı vekilin dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı arasında cari hesaba dayalı ticari ilişki bulunduğunu, bu kapsamda davalı adına fatura düzenlendiğini ve faturaya konu ürünlerin davalıya teslime dildiğini, davalının borcunu ödememesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını fakat davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalıya Tebligat Kanunun 35.maddesine uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
———— sayılı icra takip dosyası, fatura ve sevk irsaliyeleri, ticari defter incelemeleri, ba bs form incelemeleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı,
——- tarihli ara karar ile dosyanın seçilen bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve ———- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunun sonuç kısmında; dava dosyasına konu olan somut olayda tespit edilen durumların yukarıda belirtilen gibi olduğu, bu belirtilen durumlara göre; davacı —————- dava dosyasına ibraz ettiği —- yıllarına ait yevmiye kebir usulüne uygun olarak tutulduğu, —— yasal süresi içerisinde alındığı, envanter defterlerinin ise ibraz edilmediği, davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığı, bu nedenle davalı nezdinde inceleme yapılamadığı, Davacının kendi kayıtlarında düzenlediği davalıyı borçlandırıcı nitelikteki evrakları irsaliyeli fatura olarak düzenlediği, irsaliyeli faturaların teslim alan kısımlarda davalıya ait herhangi bir isim ile imza bilgisinin yer almadığının görüldüğü, dosyaya iletişim bilgisi olarak ibraz edilen davacı yetkilisinden faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikte tespite elverişli belge ibraz etmesi istendiği fakat taleple ilgili herhangi bir belge ibraz edilmediği, davacının davalı adına düzenlediği — adet fatura karşılığı olan ——-tutarının davalıya ait form ba beyannamelerinde yer aldığı, davacı lehinde hüküm kurması halinde huzurdaki dava ile davalıdan istenebilecek anapara tutarının ————- olacağı, temerrüt halinde uygulanacak faiz oranı İle ödeme vadesinin önceden kararlaştırılmamış olduğu, bu nedenle TTK’nın 1530/4 maddesi hükmü doğrultusunda taraflar tacir olması, işin ticari olması nedeniyle 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi kapsamında yıllık %19,50 oranında hesaplanan faiz tutarının ———olacağı tespit edilmiş olduğu belirtilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından ————- sayılı icra takip dosyası yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
———— sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ———- bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
—————- kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ————— icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan ——— alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin yerine getirildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacı taraf dava dilekçesinde ticarî defterlere delil olarak dayanmış olup bu ticarî defter kavramı içerisinde BA-BS formları da girmektedir. ————
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam ——- alacaklı olduğu, davalı tarafça açık hesap ilişkisine dayalı faturalara ilişkin bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirim yapılmış olduğu, bu hususun davalıya ait BA-BS form örneklerinde de görüldüğü, dava konusu alacağın dayandığı faturaların davalının vergi kayıtlarında olması nedeniyle davacı lehine malların davalıya teslimi/hizmetin yerine getirilmesi hususunun karine olarak sabit olduğu ———— bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilememesi karşısında davalının borca itirazında haksız olduğu, alacağın açık hesap ilişkisine dayalı ve likit olması karşısında davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;,
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından———- icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan — % 20 si oranında olmak üzere ——- inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken karar ve ilam harcı ‭2.418,68 TL olmakla baştan alınan 604,68 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye ‭1.814,00 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 604,48 TL harç ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 47,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.652,18 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 5.311,13 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
6-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının yatırana İADESİNE,
Dair; davacı ve davalı tarafın yüzüne karşı gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/09/2020