Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/975 E. 2022/621 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/975 Esas
KARAR NO : 2022/621
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/10/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulan —- tarihli dava dilekçesinde özetle ve mealen “davacının davalı aleyhine ——- talepli icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, İş bu sebeple huzurdaki davayı ikame etme gereği hasıl olduğunu, Davacı şirket ile davalı şirket arasında cari hesaba dayalı ticari ilişki olduğunu, davacı şirketin davalıya gida ve ambalaj ürünleri sattığını, bu satışlar için davacı şirket tarafından fatura düzenlendiğini, satışı yapılan ürünler ile birlikte davalı borçluya teslim edildiğini, satılan ürünler davalı borçlu tarafça alındığını, bedelinin ödenmediğini, bunun üzerine davalıya karşı yukarıda numarası yazılı icra dosyası ile takip yapılmış ancak haksız ve kötü niyetli itiraz ile takibin durduğunu” beyan edip huzurda görülmekte olan davanın kabulü ile davalının —- takip dosyasına gerçekleştirdiği itirazın iptali ile takibin devamına, —- olmamak üzere davalı aleyhine İcra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
—— tüm dosya kapsamı.
—- tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisi ile nitelikli hesaplama uzmanına tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirket tarafından ibraz edilen —– ve —- açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne Uygun olarak yaptırıldığı, Davacı defterlerinin Kayıt nizamı bakımından —– Uygun olduğu, takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere davacı şirket lehine delil kabiliyetinin bulunduğu, Davacı şirket davalıdan —- tarihi itibariyle —-kaydi olarak alacaklı olmasına rağmen —– asıl alacak üzerinden takip başlattığı, takip tarihinden önce de faiz talep etmediği, talebe bağlılık esasına göre davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten— alacaklı olduğu kaydının olduğu, davalıların —– süre içinde itiraz etmediği, iade faturası da düzenlemediğine ilişkin rapor tanzim edildiği görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesaba dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla —— esas sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde davalı tarafın kayıtlarını sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı ve davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —– —- alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde davalı tarafın kayıtlarını sunmadığı, HMK 222.maddesi uyarınca ticari defter ve kayıtların davalı tarafından eksiksiz sunulmadığı görülerek davacı kayıtlarının davacı lehine delil teşkil ettiği kanaatine varılarak, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ——alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürmediği,
Yargılama sırasında davalı şirketin iflasına karar verilmesi nedeniyle ——- olarak —- davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlandığı, mahkememize açılan itirazın iptali davasına kayıt kabul davası olarak devam edilmesi gerektiği, —–cevabında davacı bakımından sıra cetveline alacak kayıt dilekçesinin bulunmadığının bildirildiği, İİK madde 195/1 takip tarihinden —–tarihine kadar işleyen faizin hesaplanması gerektiği, —- —–tarihine kadar işleyen avans faizi mahkememizce —- işlemiş faiz olarak hesaplandığı, belirlenen tutarın kayıt kabulüne karar verilmesi gerektiğinden davanın kabulü ile, ——- sayılı dosyasında —–masasına davacı şirketin açık hesaba ilişkin alacağı olarak kayıt ve kabulüne karar verilerek, ayrıca iflasın açılmasıyla takiplerin düşmesi (İİK m. 193/2) ve itirazın iptali davasının kayıt kabul davasına dönüşmesi nedeniyle (İİK madde 235) nedeniyle asıl davada icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği de göz önüne alınarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, —— —–sayılı dosyasında ——–masasına davacı şirketin açık hesaba ilişkin alacağı olarak KAYIT VE KABULÜNE,
2-Kayıt ve kabul davası olarak karar verildiğinden harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin yatırılan 382,14 TL harcın düşümü ile hazineye irat kaydına, bakiye kalan 301,44 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 35,90 başvuru harcı, 1500,00 TL bilirkişi ücreti ve 147,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.764,30 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
6-Karar kesinleştiğinde———–icra takip dosya aslının iadesine,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/10/2022