Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/952 E. 2022/519 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/952 Esas
KARAR NO: 2022/519
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— tarihinde —– sevk ve idaresinde bulunan —-plakalı aracı ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırımda bulunan müvekkili —– yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kazaya sebebiyet veren —– plakalı araç kaydına, davalıların bu aracı satma ihtimali ve yargılama sonunda sayın mahkemece hükmedilecek tazminatları karşılamaması ihtimaline binaen davalılardan —–sorgulaması yapılarak, adlarına kayıtlı başkaca araç veya gayrimenkul bulunması halinde, bu araç ve gayrimenkullerin de kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama sonunda, davamızın kabulü ile maddi tazminat olarak, HMK 107. maddeye göre yargılama sonunda tespit edilecek rakamlardan, şimdilik davacı eş —-olmak üzere, toplam — destekten yoksun kalma tazminatının, ——giderleri ve diğer giderler olarak, şimdilik — olmak üzere fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalarak şimdilik, — maddi tazminatın tüm davalılardan (Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsiline, Davacı eş —– müteveffanın çocukları olan diğer davalılar için ayrı ayrı —–olmak üzere toplam —manevi tazminatında müştereken ve müteselsilen —–sırada yer alan davalılardan tahsiline Hüküm altına alınacak tüm bedellerin HMK 107/1.madde de gözetilerek, kaza tarihinden itibaren işletilecek faizlerinin de müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsline, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket bakımından davanın reddine, aksi taktirde süresinde açılmayan davanın zamanaşımı yönünden reddine, aksi taktirde, tüm delillerin toplanması ve bunu takiben —– tarafından kusur tespitinin yapılamasından sonra müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; yine —— sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile tazminatın hesaplanmasına, müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; sorumluluğunun yukarıda açıkladığımız çerçevede ve azami limit ile sınırlı olacağına, Müvekkil şirket temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, Müvekkil şirket dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; Sayın mahkemenin resen nazara alacağı nedenlerle, davacıların haksız ve kötüniyetli davasının öncelikle usulden reddine; mahkemece esasa girilmesi halinde davacıların davası ile tüm haksız talep ve zenginleşme amacıyla talep edilen taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; —tarihinde trafik kazasında yaralanan —– Kazada yaralanmasından ——– için, —- ulaşım ve bu süreçteki temel ihtiyaçları için olmak üzere toplam —-bakıcı ve tedavi giderinin olduğu,—- bakıcı ve tedavi giderinin sigorta şirketinin — tedavi gideri —- kişi başına tedavi gideri teminatı dahilinde olduğu, —–davacının başvuru tarihinden sonra —— sonunda temerrüte düşmüş olduğu, Uygulanacak faizin yasal faiz olduğu; —– vefatının kazada yaralanması ile illiyetli olmadığından davacıların destekten yoksunluk tazminatı talep edemeyecekleri, Müteveffanın sol alt eksremitedeki fonksiyon kaybının kazada yaralanması ile illiyetli olduğu kabul edilirse geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı olduğu, ancak davacıların talebi olmadığından değerlendirme yapılmadığı,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
ISLAH: Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bakıcı ve tedavi gideri için talep edilen alacağın, bilirkişi raporu doğrultusunda,— ıslahı yolu ile — arttırılarak, toplam —- davalılardan alınarak müvekkillerimize ödenmesi için mahkemeniz dava dilekçemizdeki talebimizi 7251 sayılı kanunun 7. Maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK madde 107/2 uyarınca taleplerini arttırdıklarını, dava dilekçesindeki destekten yoksun kalma tazminatı yönünden açmış oldukları davalarının şimdilik dava dilekçelerindeki hak ve miktarlar yönünden karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava: trafik kazasından kaynaklanan vefat eden mirasçının kaza sonucu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma ve tedavi masraflarıı tazminatının ve vefat nedeniyle manevi tazminatın tahsili için açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
——raporuna göre murisin ölümüne sebep olan rahatsızlıklarının kazada yaralanması ile illiyeti olmadığı tespit edilmiştir.
Dava dosyasında mevcut bilgilere göre mülkiyeti davalı —– plakalı hususi araç davaya konu —- trafik kaza tarihini kapsayan—– tarihleri arası davalı —– sigortalı olduğu; tedavi gideri teminat limitinin toplam —–olduğu tespit edilmiştir.
Kazaya ilişkin—– karar sayılı ilamı ile davalı sürücü —- hakkında taksirle yaralama suçundan neticeten———– verildiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mezkur ceza dosyası içerisinde bulunan trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde;—- meydana gelen tek araçlı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası incelendiğinde sürücü—— araç ile belirtilen sokak içinde dik park etmiş araç arasında dik şeklide park etmek isterken kendi (sürücü) beyanına göre araç —- takılması sonucu duramayarak kaldırıma çıkması ve kaldırımdaki durmakta olan yaya — çarpması ——oluşan —– Trafik kazası olduğu anlaşılmıştır.
Kazaya ilişkin——- sayılı dosyasına konu beyanı alınan süpheli, mağdur ve tanık beyanlarından olayın kaldırım üzerinde bulunan yayaya park etmek üzere olan davalı sürücü —– çarpması sonucu meydana geldiği anlaşılmıştır. Kazaya ilişkin mahkememizce kusur değerlendirmesi yapılması gerekmiştir. Bilirkişilik —–maddesinin ikinci fıkrasında bilirkişinin, raporunda çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamayacağı, hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamayacağı, üçüncü fıkrasında genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı düzenlenmiştir ——– hâkimin tazminatı özellikle kusurun ağırlığını gözeterek belirleyeceği düzenlenmişken, —– tazminat yükümlüsünün zarara hafif kusuruyla sebep olmasının sonuçları hükme bağlanmıştır. ——- göre “Kusurun tespiti normatif bir değerlendirmeyle mümkündür ve sadece hâkimin yetkisindedir. Bilirkişi münhasıran hâkimin yetkisinde olan kusurluluk konusunda (asli/tali kusurlu, kusursuz, yüzdelik kusur oranı) herhangi bir değerlendirme yapamaz. Aksi yöndeki tutum bilirkişilik görevinin sınırlarını aşmayı ve hâkimin yerine geçmeyi ifade eder.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, kusurun asli/tali, kusurlu/kusursuz veya yüzdelik oran üzerinden nitelendirilmesi sadece hâkimin yetkisinde olan hukuki bir konudur. Ancak, uygulamada kusur oranının belirlenmesi teknik konu olarak algılanmaktadır. Ayrıca alınan raporlarda çoğu kez kusur oranlarının bilirkişilerce farklı belirlenmesi veya ceza yargılamasında asli/tali kusurluluk durumunun tespitinde bilirkişiden bilirkişiye farklı değerlendirme yapılması söz konusu olabilmektedir. Bilirkişilerin öznel değerlendirmeleri sonucunda, raporlarda farklı oranlarda kusur değerlendirmesi yapılmakta, maddi olay aynı şekilde anlatılmış olmasına karşın orantısal değerlendirmelerin farklı yapılması, uygulamada raporlar arasında çelişki olarak kabul edilmektedir.Bu durum yaygın olarak bilirkişiye başvurulmasının temel nedenlerinden biridir. Hukuki konularda bilirkişi raporu alınması, bu raporlara daha sık itiraz edilmesi nedeniyle birden fazla rapor alınmasına ve yargılamanın uzamasına sebep olmaktadır. Ayrıca, bu uygulama, usul ekonomisi ilkesine ve adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil ettiği gibi gereksiz yere bilirkişi ücreti ödemek zorunda kalan taraflar yönünden mülkiyet hakkı ihlaline de yol açmaktadır. Kusur oranının tespiti hususunda özellikle iş kazalarında, trafik kazalarında ve tıbbi uygulama hatalarında; ihlal edilen kural ile meydana gelen kaza/zarar arasındaki illiyet bağı “kusuru”, bunun etki derecesi de “kusurun ağırlığını (oranını)” belirler. İlliyet bağının kurulmasında hâkim teknik yardıma ihtiyaç duyabilir. Bilirkişiden teknik olan bu somut verinin tespiti istenir. Bunun dışında, bir iş kazası veya trafik kazasının oluşumunu açık bir şekilde gösteren kamera görüntülerinin bulunması gibi oluşa ilişkin ihtilaf olmayan hallerde, teknik bir konunun aydınlatılma ihtiyacı da yok ise, bilirkişiye başvurulmaması uygun olacaktır. ——–haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hâkimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi “kusur bulunup bulunmadığına”, öteki “kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre “kusurun varlığını” araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hâkimi, maddenin ikinci cümlesine göre “kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede” tam bağımsız kılınmıştır. Açıklanan sebepler muvacehesinde davaya konu trafik kazasında davalı—- kaldırımda duran muris ——çarpması olayında %100 kusurlu olduğu, murisin kazaya ilişkin kusurunun bulunmadığı vicdani kanaatine ulaşılarak aktüerya bilirkişinin bakıcı ve tedavi masraflarına ilişkin zarar hesabında bu oranlar esas alınmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde; davacı vekili dava dilekçesinde davacının vefat eden murisinin kaza sonrası kaza nedeniyle vefat ettiğini iddia ederek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş olup, haksız fiil sorumluluğunun kabul edilebilmesi için, hukuka aykırı bir fiil olması, failin kusurlu olması, hukuka aykırı fiilden bir zarar meydana gelmiş olması ve zarar ile zarara sebebiyet veren fiil arasında uygun illiyet bağının bulunması şeklinde dört koşulun olması gerekmekte olup, —- sayılı raporda —– tarihinde maruz kaldığı trafik kazası neticesinde meydana gelen yaralanması ile—— tarihindeki ölümü arasında illiyet bağı bulunmadığının kabulü gerektiğini bildirilmiş olup, bu durumda illiyet bağı bulunmadığından davalıların manevi tazminat yönünden sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmakla davacının manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar kaza ile ölüm arasında illiyet bağının olmaması nedeniyle manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ise de davacı vekilinin dava dilekçesinde vefat edenin haksız fiile —– tarihleri arasındaki tedavi giderlerine yönelik tazminat talebi nazara alınarak aktüerya bilirkişisinden tedavi giderlerine ilişkin rapor aldırılmış olup —- tarihli bilirkişi raporunda —-bakıcı ve tedavi gider masrafı hesaplanmıştır. Söz konusu rapor denetime elverişli ve hüküm kurmaya uygundur.
Sonuç olarak yapılan yargılama, toplanan deliller, trafik kazası tespit tutanağı, kusura ilişkin mahkememizin tespit ve değerlendirmeleri, illiyet bağına ilişkin—- raporu ve aktüerya bilirkişi raporu ve diğer tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, —- tarihinde meydana gelen trafik kazası ile davacıların murisi —- ölümü arasında illiyet bağının olmadığı, ancak vefat eden murisin olay tarihinden itibaren yaklaşık iki yıl sonra —- tarihinde vefat etmesi sebebiyle —- bakıcı ve tedavi giderine ilişkin maddi tazminatın davalılar aleyhine hükmedilmesi gerektiği, anılan miktar —— teminat limitini aşmaması sebebiyle, tüm davalıların sorumlu olduğu, bu haliyle davacıların, vefat eden murisinin bakıcı ve tedavi giderine ilişkin zararı sebebiyle hesaplanan aktüerya bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/2. maddesinde; “Madde 10–(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2)Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
(3)Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.
(4)Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir. Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü halinde davalı lehine hükmedilecek nispi vekalet ücreti, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçemez.” şeklindeki düzenleme gereğince manevi tazminat bakımından vekalet ücretleri ayrı ayrı değerlendirilmiş olup aşağıdaki gibi hükme bağlanmıştır.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 3/2 bendinde; ” Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir
Benzer konuya ilişkin ——-sayılı ilamında” Buna göre, haklarında açılan davaların reddine karar verilen ve red sebepleri farklı olan davalılar —— lehine maktu vekalet ücretinin ayrı ayrı davacıdan tahsili ile ayrı ayrı davalılara verilmesine karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece tek vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.” şeklinde gerekçelere yer verildiği görülmüştür. Sonuç olarak vefat eden —– geçirmiş olduğu kaza ile ölümü arasında illiyet bağı bulunmamasından kaynaklı talep edilen maddi tazminat istemlerinin reddine ilişkin sebebin ortak olması hususu nazara alınarak reddedilen maddi ve manevi tazminata ilişkin davalılar lehine tek avukatlık ücretine hükmolunmuştur.
TASHİH:
Her ne kadar kısa kararın —- maddesinde “Davacıların Manevi tazminat talebine ilişkin davalarının ayrı ayrı REDDİNE, ,” şeklinde yazılmış ise de gerekçeli karar yazım aşamasında sehven “maddi” kavramının yazılmadığı fark edilmiştir. 6100 sayılı kanunun 304. Maddesi ” Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. ” hükmünü getirmiştir. Henüz karar tebliğe çıkartılmadan söz konusu hata fark edildiğinden resen tashih yapılmıştır. Bu nedenle hükmün 1. Maddesinde geçen “Davacıların Manevi tazminat talebine ilişkin davalarının ayrı ayrı REDDİNE, ” ibaresinin “Davacıların Manevi ve Maddi tazminat talebine ilişkin davalarının ayrı ayrı REDDİNE, ” şeklinde resen tashihine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE
1-Davacıların Manevi ve Maddi tazminat talebine ilişkin davalarının ayrı ayrı REDDİNE,
2-Davacıların bakıcı ve tedavi gideri maddi tazminat talebine ilişkin davalılara yönelik davasının KABULÜ ile —- tazminatının vefat tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen TAHSİLİNE,
3-Davacıların destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 155,30 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 46,11 TL harç ve ıslah harcı 6,06 TL harçtan mahsubu ile bakiye 103,13 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
5-Davacılar tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 46,11 TL peşin harç, 6,06 TL harç toplamı 88,07‬ TL ile 2.272,1‬0 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri, Dosya ücreti) olmak üzere toplam 2.360,17‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,15 ve red 0,85 oranına göre hesaplanan 354,02 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı —– tarafından yapılan 188,00 TL (tebligat ve müzekkere gideri) yargılama giderinden davanın red 0,85 ve kabul 0,15 oranına göre hesaplanan 159,8‬0 TL’sinin davacılardan tahsili ile davalı — verilmesine, bakiyesinin davalı —– üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Diğer davalılar —– tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana İADESİNE,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN VEKALET ÜCRETİ
9-a)Davalı —– davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.000,00 TL vekâlet ücretinin davacı— alınarak davalılar —– verilmesine,
b)Davalı —–davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 1.000,00 TL vekâlet ücretinin davacı —- alınarak davalılar — —- verilmesine,
c)Davalı —- davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 1.000,00 TL vekâlet ücretinin davacı —- alınarak davalılar —-verilmesine,
d)Davalı—–davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 1.000,00 TL vekâlet ücretinin davacı—- alınarak davalılar —-verilmesine,
e)Davalı —- davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 1.000,00 TL vekâlet ücretinin davacı —– alınarakdavalılar —- verilmesine,
MADDİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN VEKALET ÜCRETİ
10-Davacılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca bakıcı ve tedavi giderine ilişkin davanın kabul edilen miktarı üzerinden 2.273,50 TL vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
11-aDavalılar —— davada kendileri vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca destekten yoksun kalma tazminat davasının reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 1.000,00 TL vekâlet ücretinin davacı —– verilmesine,
b-Davalılar —–davada kendileri vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca destekten yoksun kalma tazminat davasının reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 500,00 TL vekâlet ücretinin davacı——- davada kendileri vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca destekten yoksun kalma tazminat davasının reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 500,00 TL vekâlet ücretinin davacı —- alınarak davalılar —- verilmesine,
d-Davalılar —- davada kendileri vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca destekten yoksun kalma tazminat davasının reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 500,00 TL vekâlet ücretinin davacı —— verilmesine,
e-Davalılar —— davada kendileri vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca destekten yoksun kalma tazminat davasının reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 500,00 TL vekâlet ücretinin davacı———-verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—–Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2022