Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/948 E. 2020/76 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/948 Esas
KARAR NO : 2020/76

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 04/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 28/12/2018 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun itiraz dilekçesinde somut bir iddia ve itirazda bulunmaksızın, müvekkili firma ile ticari ilişkisini inkar etmeksizin genel bir ifade ile takibe konu edilen cari hesap ilişkisinden dolayı herhangi bir borcu olmadığını beyan ederek takibin durmasını sağladığını, davalının borca ve ferilerine ilişkin itirazının haksız ve mesnedsiz olduğunu, müvekkili şirketin, müşterilerine ait malları bildirilen adresten teslim alarak belirlenen teslim süreleri içerisinde taşıma, dağıtım, yükleme, istifleme, boşaltma, alıcıya teslim hizmetlerini verdiğini, müvekkilinin, davalı firmaya nakliye ve dağıtım hizmeti verdiğini, aralarında bir ticari ilişkinin ve cari hesabın varlığını dava dilekçelerinin ekinde sunduklarını, cari hesap ekstresi ve faturalarla da bu hususun sabit olduğunu, davalının, müvekkili şirketten nakliye hizmeti aldığını, bu hizmete ilişkin olarak davalı ——- bedelli fatura düzenlendiğini, Davalı firma fatura tarihinden yaklaşık 7 ay sonra 8.368,29-TL ödeme yaptığını, ancak, döviz alacaklarında, borçlu firma ya fatura bedeli üzerindeki bedeli döviz cinsinden, ya da fiili ödeme tarihindeki —-üzerinden hesaplanacak Türk Lirası cinsinden ödemesi gerektiğini, davalı firma adına düzenlenen faturada da Türk Lirası ödeme yapılması durumunda, fiili ödeme günündeki —— satış kuru karşılığı TL olarak ödeme yapılması gerektiğinin belirtildiğini, davalının zamanında ödeme yapmadığından ve 13.01.2016 tarihinde yaptığı ödeme fatura tarihindeki kur üzerinden yapıldığından, kur farkından dolayı hali hazırda —- borcunun bulunduğunu, davalı aleyhine —- asıl alacağın tahsili maksadıyla, İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün —-. sayılı takip dosyası ile icra takip işlemlerine başlandığını, alacağın cari hesap bakiyesi alacağından olup faturadan kaynaklı olması itibarıyla likit olduğunu, bu sebeple davalı borçlunun icra takibine şeklen yapmış olduğu itirazın iptali ile borçlu aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir ticari ilişkinin herhangi bir sözleşmeye dayanmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sadece davacının müvekkili şirkette sunmuş olduğu — müvekkili şirket tarafından kabul edilmesine ve işbu teklif kapsamında davacıya gönderilen nakliye talimatına dayandığını, taraflar arasında tesis edilen ticari ilişki kapsamında müvekkilinin ödemekle yükümlü olduğu bedelleri eksiksiz olarak davacıya ödediğini, davacının, müvekkili şirketi icra, harç, faiz, masraf ve vekalet ücreti de ödemesi sureti ile zarara uğratılmasının amaçlandığını beyan ile haksız davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava açık hesap ilişkisine dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir
Taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.Uyuşmazlık ;—– faturaya ilişkin alacağın fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden mi TL’ye çevrilip ödeneceği yoksa fatura kesim tarihindeki kura göre mi ödeneceği noktasında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın ”fatura ve teyit mektubu” başlıklı 21.maddesinde ”Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.
Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır. ” denilmektedir.
Ancak öncelikle faturaya sekiz gün içerisinde itiraz edilmemesi halinde ,faturada yer alan kayıtların her durumda geçerli sayılıp sayılmayacağı incelenmelidir.Nitekim bu konuda — tarihli kararında ”…Böylece görülmektedir ki, fatura sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olduğu için TTK’nın 23/2. Maddesine göre süresinde itiraz olunmamak suretiyle kabul edildiği varsayılan fatura içeriği ancak sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak faturada yer alması olağan sayılan satılan malın cinsi veya yapılan işin adedi,türü,bedeli gibi hususlara ilişkin olabilir.Sözleşmenin kuruluşu aşamasında başta var olmayıp,ifa ile ilgili hususlarda sözleşmeyi değiştiren ve diğer tarafın durumunu ağırlaştıran kayıtların sonradan faturaya konulması durumunda -ki buna muhatabınca itiraz edilmese dahi- bu kayıtların faturanın zorunlu ve olağan içeriğinden kabul edilmesi,düzenlemenin şekline olduğu kadar amacına da aykırı düşecektir.
Nitekim kuruldaki tartışmalar sırasında TTK’nın 23/2.maddesi hükmündeki karinenin faturanın olağan içeriği —- hakkında geçerli olması gerektiği,——içeriğin ifa ile ilgili hususlarla sınırlı olduğu kabul edilerek,faturaya sözleşmeyi değiştiren veya diğer tarafın durumunu ağırlaştıran kayıtlar konulduğu takdirde,olağan —- olmayan bu hususlara faturayı alanın süresinde itiraz etmemesi durumunda bu kayıtlarla sorumlu olmayacağı benimsenmiştir” denilmiştir.Faturaya süresinde itiraz edilmese dahi,faturada yer alan kayıt sözleşmeye aykırı hükümler içeriyorsa veya diğer tarafın durumunu ağırlaştırıyor ise faturaya süresinde itiraz etmeyen taraf bu kayıtlarla sorumlu olmayacaktır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin davalı tarafın cevap dilekçesi ile sunduğu nakliye talimatına dayalı olduğu anlaşılmıştır.Nakliye talimatında ödemenin fatura kesim tarihindeki kura göre yapılacağı kaydının yer aldığı görülmüştür.Her ne kadar davacı taraf ,uyuşmazlığa konu faturada, sözleşmeye aykırı şekilde ,ödeme tarihindeki kura göre alacağın belirleneceğini belirtmiş ise de yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda faturada yer alan kayıtların sözleşmeye aykırı olamayacağı veya karşı tarafın durumunu ağırlaştıramayacağı sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Reddine,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 35,90 TL harcın düşümü ile geri kalan 18,50 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—– 7/2.maddesi uyarınca — ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı