Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/921 E. 2019/706 K. 08.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/583 Esas
KARAR NO: 2019/704
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 28/12/2019
KARAR TARİHİ: 08/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekilinin—– tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan —– sigortalı işçisi olarak —-tarihinden ——- tarihine kadar çalıştığını, —- tarihinde iş akdi sonlandırılan müvekkilinin İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü’nün ——- E. Sayılı takip dosyasında icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, işçilik alacağının tahsili için yaptıkların girişimlerin sonuçsuz kaldığını, fabrikanın kapandığını, şirketin ticaret sicildeki adresinin değiştiğini, ——- kuruluşundan beri ortaklarının ———- olduğunu, tüm işçiler işten çıkarıldıktan sonra işçilik alacaklarının ödenmediğini, davalı şirketler arasında organik ve muvazaalı eylem ve işlemler olduğunu, tüzel kişilik perdesinin aralanması sureti ile davalı borçlu şirket yanında borçlu şirketlerin ortakları olan——– Anadolu 18. İcra Müdürlüğü’nün ———–E. Sayılı dosyasındaki borçtan tüm fer’ileri ile birlikte müteselsilen sorumlu sayılmalarının tespiti ile borçtan müteselsilen sorumlu sayılmalarına ve alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı icra dosyası celp edilmiş, yapılan incelenmesinde; davacının-işçinin alacaklı, davalılardan ———-borçlu olduğu, takibin kıdem, ihbar tazminatı ve bakiye ücret alacaklarına dayandığı görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
4857 sayılı İş Kanununun 1. maddesinin 2. fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerinde, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, faaliyet konularına bakılmaksızın bu kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.
İş Mahkemelerinin kuruluşunu düzenleyen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesi uyarınca, iş kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş sözleşmesinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.
Bu yasal düzenlemeler itibariyle Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda; icra takibine konu edilen alacağın kıdem, ihbar tazminatı ile işçilik ücret alacağına ilişkin olduğu, işveren borçlu- davalı olarak ———- gösterildiği, borçlu şirket yanında borçlu şirketin ortakları olduğu bildirilen diğer davalılar ——–Anadolu 18. İcra Müdürlüğü’nün ——— E. Sayılı dosyasındaki borçtan tüm fer’ileri ile birlikte müteselsilen sorumlu sayılmalarının tespiti ile borçtan müteselsilen sorumlu sayılmalarına ve alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesinin talep ve dava edildiği, dolayısı ile temel ilişkinin hizmet (iş) akdi olduğu ve uyuşmazlığın da iş aktinden kaynaklanması nedeni ile işbu davanın, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereğince iş mahkemesince çözümlenmesi gerektiği ticari dava niteliğinin bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden REDDİNE,
2.HMK m.20/1 uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu İş Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
3.Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/10/2019