Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/917 E. 2019/923 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/917
KARAR NO : 2019/923
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/12/2018
KARAR TARİHİ: 19/12/2019
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davalının ——— tarihleri arasında müvekkilinin bünyesinde teknik servis şefi olarak çalıştığını, davalının , müvekkiline karşı rekabet etme yükümlülüğünün bulunmadığını, bu konuda başlangıçta tarafların mutabık kaldıklarını, davalının iş sözleşmesine aykırı davranışlarının müvekkili tarafından öğrenilmesini müteakip hem davalıya hem de bilgi amacıyla davalının yeni işverenine ihtarname gönderildiğini, davalının ihtarnameye herhangi bir cevap vermediğini,bunun üzerine sözleşmede düzenlenen cezai şartın tahsili için ———.İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı dosyası üzerinden davalıya karşı ilamsız icra takibine girişildiğini, davalının 11.12.2018 tarihinde borca itiraz ettiğini, bu nedenlerle davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına, davalıdan %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; usule ve yasaya aykırı bu davanın reddinin gerektiğini, davaya konu hukuki ihtilafın , taraflar arasındaki iş sözleşmesinden kaynaklı olduğunu, görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu, davaya konu gösterilen sözleşmenin herhangi bir geçerlilik taşımadığını, hizmet sözleşmelerinde işçi aleyhine konulan cezai şartın koşulunun geçersizi şeklinde ifadenin açıkça ifade edildiğini, bahse konu iş sözleşmesinin incelenmesinde cezai şartın yalnızca davalı müvekkil açısından kararlaştırıldığını, bu nedenler haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Tanık … ve … 19.12.2019 tarihli duruşmadaki beyanlarında özetle ; davalının ——— çalıştığını, davalının çalışmasının teknik servis şefliği ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacının çalışma şeklinin firmanın ürünlerini diğer denizcilik şirketlerine gidip tanıtarak , fiyat teklifinde olduğunu, bu iş akabinde satışını gerçekleştirdiğini beyan etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle, ticari satımdan kaynaklanan bakiye cari hesap alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.İcra takibine konu borcun kaynağı iş sözleşmesi ile belirlenen rekabet yasağı sözleşmesi nedeniyle rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı davranılması iddasıdır.
Dava itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
30.05.2019 tarihli duruşmada , dosyanın celse arasında seçilen haksız rekabet uzmanında bilirkişiye tevdii edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve bilirkişinin 30.10.2019 tarihinde raporunu dosyaya ibraz ettiği görülmüştür.
Bilirkişinin raporunda; dava konusu rekabet yasağının geçerli olduğu, davalının dava dışı şirkette çalışma eyleminin rekabet yasağına aykırılık teşkil etmediği, cezai şart borcunun , feri bir borç olması sebebiyle geçerliliğinin asıl borcun geçerliliğine bağlı olduğu, dava konusu rakabet yasağının iş sözleşmesine değil, hukuken niteliği ve türü farklı olan rekabet yasağı sözleşmesine dayandığı, bu sebeple tek taraflı olmasının hukuka aykırı olmadığını beyan etmiştir.
Elimizdeki uyuşmazlıkta ise dava, rekabet yasağı sözleşmesine aykırlıık nedeniyle ceza şart tutarının takibe konu edilmesi sonrası açılan itirazın iptali davasıdır.Elimizdeki uyuşmazlığa konu rekabet yasağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 444-447.maddeleri arasında düzenlenmiştir.6098 sayılı Borçlar Kanununun 444.maddesinde ” Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.
Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir” denilerek rekabet yasağı kaydının geçerli olması için işçinin yaptığı iş nedeniyle üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi sahibi olması ve bu bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması şart koşulmuştur.Dosya kapsamı,bilirkişi raporu ve alınan tanık beyanları doğrultusunda davalının eski işyeri ile yeni iş yerindeki konumlarının farklı olduğu,yeni iş yerinde satış elemanı olarak çalıştığı,eski iş yerinde ise teknik servis şefi olarak çalıştığı anlaşılmakla eski ve yeni iş yerindeki çalışma konumlarının farklı olduğu görülmüş ve Tbk 444/2.maddesinde yer alan şartın gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre ;sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Subut bulmayan davanın reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 44,40 TL harcın , başlangıçta alınan 319,24 TL harçtan düşümü ile fazla yatırılan 274,84 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü. Tarifesinin 6. mad uyarınca nisbi 3.171,86 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/12/2019