Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/912 E. 2021/369 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/912 Esas
KARAR NO : 2021/369

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dilekçesinden özetle; Müvekkil ile davalının——– konusunda anlaşma sağlandığını, müvekkilin üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmesine karşın davalı adına düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını fakat davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve borçlunun menkul, gayrimenkul ve vasıtaları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde İhtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle;Davacının taraflar arasında bir sözleşme yapıldığı ve bedele hak kazanıldığı iddialarını ispat etmek durumunda olduğunu, yetki İtirazında bulunduklarını, davanın—- açılmasının gerektiğinden hareketle davanın reddini savunmuştur.
RAPOR: Bilirkişinin raporunda özetle; Davacı ticari defterleri incelenmiş ve yasal defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı, dolayısıyla ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğunu, dava ———-usulü ile —-ana yüklenici, —- davacı —–yüklenici olarak tanımlanmasından hareketle, TBK.m.455 maddesi devamı hükümleri ile aynı kanunun 480. Maddesi kapsamında götürü ücretli eser sözleşmesi akdedildiğinin anlaşıldığının, dosyaya ibraz edilen —- dosyasındaki bilirkişi raporuna göre sözleşmeye konu iş bedelinin %45 oranında tamamlandığı hususunun belirtildiği— sözleşmeye konu götürü usulde alınan işle ilgili eksik ücret ödenip ödenmediği hususunun fiziki oran yöntemiyle belirlenmesi gerektiğinin, 30.07.2018 takip tarihi itibariyle davacı—- borçlu olduğunu, fiziki——- neticesinde huzurdaki dava île davalıdan istenebilir tutarın 3.233,74 TL olacağının anlaşıldığını, İcra takibine konu edilen faturanın usulüne uygun olarak davalı nezdinde kayıtlı bulunduğu hususunun davalıya ait —- beyannamelerinden anlaşıldığını, davacının takibinde Ticari faiz oranı üzerinden 383,08 TL birikmiş faiz talebi olduğu; muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla mütemerrit olduğunu (TBK.m. 117/1): bu yönde temerrüt ihtarına dosyaya rastlanılmadığından birikmiş faiz talebine, mevcut delil durumuna nazaran iştirak edilmediğinin kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadak—- düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Davalı taraf yetki itirazında bulunmuştur. Dava, faturaya dayalı başlatılan icra takibine itiraz sonucu açılan itirazın iptali davasıdır. Benzer konuya ilişkin —-karar sayılı ilamında; “
Davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalıya teslim edilen——hizmetin bedeli olarak düzenlenen —- tahsili için başlattığı icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, davalı borçlunun ödeme emrine itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunmakla birlikte borcun eksik ifa edildiğini savunarak taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini kabul ettiğini, satın alınan mal ve hizmet bedelinin TBK’nın 89/1 maddesi uyarınca alacaklının ikametgahında ödeneceğinden davacı alacaklının ikametgahı———–yetkili olduğunu, davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, davalının süresi içinde ayıplı veya eksik ifa ihtarında da bulunmadığını ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraflar arasındaki akdi ilişkiyi kabul etmektedir. Bu durumda İİK m. 50, HMK m. 10 ve TBK m. 89/1 hükümlerine göre para alacaklarının tahsili için başlatılan takiplerde taraflar arasında aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının ——davacı alacaklının ———- yetkilidir. Bu nedenle davacının icra takibini başlattığı —- yetkili olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken TBK/89/1. madde hükmünün yanılgılı değerlendirmesi ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış,—kararının bozulması gerekmiştir. ” şeklindeki açıklamalarının ışığı altında somut olayımızda faturaya dayalı —-alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden davacı şirket alacaklısının —– — yetkili olduğundan yetki itirazı yerinde görelmemiştir.
Dosyaya celp —- —- işinde imalatın tamamlanmamış olduğu, %55 oranında tamamlandığı, %45 oranında tamamlanmadığı tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
——, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda —- borç bakiyesinin davalı ——–tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine,——…..kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
—— sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır———- dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla —–sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin —- olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —- alacaklı olduğunun tespit edildiği, borç tutarına konu faturanın davalı nezdinde usulüne uygun olarak kayıtlı bulunduğu, talimat mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunda davalının davacıya —– nakdi ödeme gerçekleştirdiğini, buna karşın ödeme belgesinin ibraz edilmemesinden dolayı ödemenin dayanağı belgenin defter kayıtları ile uyumunun tespit edilemediği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam —– Sözleşmesi işinde imalatın tamamlanmamış olduğu, %55 oranında tamamlandığı, %45 oranında tamamlanmadığı, götürü usulde yapılan bir sözleşmede eksik ödemenin olup olmadığının tespiti için fiziki oran yönteminin uygulanması gerektiği, toplam fatura bedeli olan 7.186,70 TL’nin fiziki oran yöntemince %45’lik kısmının 3.233,74 TL’ye denk geldiği anlaşılmakla alacağın faturaya dayalı ancak —– davacının ayrıca icra inkar tazminatına —– anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur. Davacnın davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne yönelik ispat külfetini yerine getiremediği anlaşılmakla faiz alacağı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından—— sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 3.233,74 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, 3.952,36 TL asıl alacağa ve ——- talebine ilişkin olmak üzere toplam — talebin REDDİNE,
2-Yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 517,05 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 91,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 425,63‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 91,42 TL peşin harç toplamı 127,32‬ TL ile 2.282,70 TL (Bilirkişi ücreti, Tebligat, Müzekkere gideri ) olmak üzere toplam 2.410,02‬ TL yargılama giderinden davanın— hesaplanan — davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—- uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.233,74 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte buluna— uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan—–davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, kabul ve red miktarı gereği KESİN olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.