Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/906 E. 2020/433 K. 17.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/906
KARAR NO : 2020/433
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 17/07/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunduğunu ve ticari ilşki çerçevesinde davacı tarafından davalıya düzenlenen birçok faturanın mevcut olduğunu, bir kısım faturanın tahsili amacı ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğinden davaya konu takipte ———bakiye alacağın talep edildiği, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı ile takibin durdurulduğu, itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama diderleri ve ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya TK’nun 35.mad göre tebliğ edildiği, ancak duruşmalara katılmadığı ve herhangi bir cevap, delil listesi dilekçesi de ibraz etmediği görülmüştür.
DELİLLER:
—-cevabi yazısı, —- dosyası, bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya kapsamı.
—- uzmanı ve borçlar hukuku uzmanı bilirkişilerin —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının davalıdan takip tarihi olan —- alacaklı olduğu, davacı yanın —- alacağı için 3095 sayılı kanunun 2. maddesi gereğince icra takip tarihi olan ——- tarihine kadar —- tarihinden itibaren ise — oranında avans faiz talep edebileceği, tarafların inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin de mahkemenin takdirinde olduğunu beyan etmişlerdir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından ———- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
———– sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de —— bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
————- kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ———— sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —– alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin yerine getirildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Fatura beraberinde malların teslimini göstermek için fatura beraberinde kullanılan sevk irsaliyesinin davalı tarafça imzalanması, davacının malları davalıya teslim ettiğini ve dolayısıyla taraflar arasında sevk irsaliyesi ile teslim edilen fatura konusu ürünlerin yapım ve satışına ilişkin bir ticari ilişki olduğunu ortaya koymaktadır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde davalı taraf adına fatura düzenlendiği, iş bu faturalara ilişkin herhangi bir tahsilat kaydının bulunmadığı, davacı tarafça bilirkişi incelemesine sunulan sevk irsaliyelerinin davalı tarafça imzalanmış olduğu, bu durumun fatura konusu malların davalıya teslim edildiğinin göstergesi olduğu, bu haliyle davacı tarafça alacak ve teslim olgusunun ispat edilmiş olduğu, davalı tarafça bilirkişi raporuna yönelik herhangi bir itirazın dosyaya sunulmadığı, davalı tarafın takip öncesinde ihtarla temerrüde düşürüldüğüne dair dosya da herhangi bir yazılı delil bulunmadığı bu nedenle takip öncesi işlemiş faiz alacağı talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davacı tarafın icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam ——- alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne ve alacağın faturaya dayalı likit alacak olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından—— icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın —— bakımından iptaline, takibin bu şekilde devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE;
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 9.041,91 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere 1.808,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken karar ve ilam harcı 617,65 TL olmakla baştan alınan 111,22 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 506,43 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ve 111,22 TL peşin harç ile 2507,40 yargılama giderinin kabul/red oranına göre 2462,02 TL sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
7-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının davacı tarafa İADESİNE,
8-Davalı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla reddedilen miktar üzerinden hesaplanan AAÜT gereği 166,66 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ÖDENMESİNE,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/07/2020