Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/878 E. 2020/548 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/878 Esas
KARAR NO : 2020/548
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili ——- harç tarihli dava dilekçesinde özetle: Davalı-borçlu aleyhine müvekkile olan muhtelif tarihli faturalardan kaynaklanan borcunu nedeni ile ————-sayılı dosyası ile yasal takibe geçildiğini, davalı-borçlu tarafın yetki itirazı haksız, kötü niyetli ve zaman kazanma amaçlı olduğunu, Davalı şirket müvekkili şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını iddia ettiğini, borçlu kötü niyetli olarak müvekkili alacağının tahsilini engellemeye çalıştığını, takibin durmasına sebep olduğunu, davalı firmanın takibe konu borcu olmadığını, taraflar arasında ticari ilişkinin bir süredir devam ettiğini, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya herhangi bir cevap verilmediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava muhtelif faturalar kaynaklı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.İcra dosyası fiziken celp edilmiş ,ödeme emrinin borçluya tebliğ edilemediği,dolayısıyla borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde —— tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar borçlu tarafça ödeme emrine icra dairesinin yetkisi yönünden de itiraz edilmişse de alacağın para borcundan kaynaklandığı ve 6098 sayılı TBK’nın 89.maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yerinin de yetkili olduğu anlaşılmakla icra dairesinin yetkisi yönünden yapılan itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
— tarihli ara karar ile dosyanın bir Mali Müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
——–tarihli bilirkişi raporunda özetle: ” Dosya kapsamında davacı ve davalıların iddia ve talepleri, sunulan belgeier, mevzuat hükümleri, bilirkişi raporu, itirazlar, dosya kapsamındaki diğer yazışma ve muhteviyatının incelenmesinden yukarıda gerekçeleri ayrı ayrı açıklandığı üzere; incelemesi yapılan Davacı Şirket’in — takvim yılı ve sonrasında ———mükellefidir, Bu neden ile kayıtlarını bilgisayar ortamında tutmakta ve —- tarafından belirlenmiş olan dönemlerde bu defter bilgilerini —- üzerinden sisteme yüklemekte ve onaylamaktadır. Duruma İlişkin——–inceleme sırasında alınmış ve dosyaya kazandırılmıştır. Bu neden İle —- yılı ticari defler kapanış tasdik bilgileri bulunmamaktadır. Davalının inceleme için defterve belgeleri sunmadığı, Taraflar arasında ticari İlişkinin — yıllında başladığı, Davacının takip tarihinde yukarıda dökümü gösterildiği surette davalıya borç kaydettiği ——— adet olmak üzere toplamda— adet fatura tanzim ettiği ve alacak kayıt ettiği davacının yaptığı muhtelif tarihli çek,senetli ödeme tutanları mahsubu sonucunda — cari hesap alacağınıne ——- Alıcılar Cari hesabında takip edildiği, bu hesaptan dolayı icra takibinde talep ettiği asıl alacak tutarı olan ——– ekstrasından kaynaklı —-toplamda Alacaklı göründüğü, Faturanın tek başına alacağı kanıtlamaya yeterli olmayacağı da dikkate alındığında, davacı tarafından temel ilişkide alacağa dayanak fatura konusu işlemleri kanıtlanması gerekeceği, davacı tarafça bu konuda delil olarak faturalar, ilgili muavin kayıtlara göre temel ilişki kapsamında davalıdan alacağını kanıtladığının hukuki değerlendirmesi Sayın Mahkeme’ye ait olmakla, söz konusu alacağın kanıtlandığı sonucuna ulaşılması halinde, Davacının takip tarihinde davalıdan takip tutarı olan —–alacak talebinin yerinde görülebileceği, tarafların tacir oldukları da dikkate alındığında, takip talebinde İstenildiği surette asıl alacağa takip tarihinden Ödeme tarihine kadar avans faizi isteminin de yerinde görülebileceği, mahkemece davacının temel ilişki kapsamında davalıya fatura konusu işlemleri kanıtlayamadığı hukuki değerlendirilmesine ulaşılması halinde, davacı alacak talebinin yerinde görülmeyeceği ” şeklinde tespitlerde bulunarak raporu mahkememize teslim etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı ,davalı tarafın ticari defterlerini inceleme günü incelemeye sunmaması nedeniyle taraflar arasında akdi ilişkinin kurulup kurulmadığı tespit edilememiştir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle davacı vekilinin sunmuş olduğu irsaliyeli faturalar incelenmiş ve teslim alan kısmında imza bulunan irsaliyeli faturalara konu malın davalıya teslim edildiği olgusunun ispatlanmış sayıldığı mahkememizce kabul edilmiştir.Her ne kadar davacı tarafça ,davalının mal teslimine ilişkin bir itirazı olmadığı ileri sürülmüşse de mahkememizce davacıdan sevk irsaliyelerinin istenmesinin nedeni akdi ilişkinin ispatlanamamış olmasıdır.Faturadan ayrı olarak düzenlenen sevk irsaliyesi veya irsaliyeli fatura malın teslim edildiği olgusunu ispatlayan dolayısıyla akdi ilişkiyi ispatlayan yazılı belge niteliğindedir.Buna göre teslim alan kısmında imza bulunan irsaliyeli faturalara konu malların teslim edildiğinin davacı tarafından ispatlandığı,davalı tarafından ödemeye ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu————- kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. ———— kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir —– olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Tarafların tacir olduğu görülmekle takip tarihinden itibaren talep edilen faizin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre ; bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte bilimsel ve yeterli teknik nitelikte olduğu görülmüş,Davanın kabulü ile——- sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline,kabul edilen ——- alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, ——– sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline,
2-Asıl alacak miktarı olan ——- üzerinden hesaplanacak %20 icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 3.115,44 TL harçtan, peşin yatırılan 550,83 TL harcın düşümü ile geri kalan 2.564,61 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 550,83 TL peşin nispi harç, 800 TL bilirkişi ücreti ve 158,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.509,03 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 6.728,97 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-280 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2020