Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/875 E. 2019/908 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/875 Esas
KARAR NO: 2019/908
DAVA : Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 28/12/2018
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalı …’ün kullanıcı bulunduğu ve diğer daval— şirketinin sahibi bulunduğu — plakalı araç, müvekkilinin kullandığı – plakalı motorsikletin, davalı sürücünün ani duruklaması ve kontrolsüz bir şekilde aracının kapısını açması sonucunda kazaya sebebiyet verdiğini beyan ederek; her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla — TL hasar bedeli ve maddi kayıplarının ödenmesini, mevcut olayda, müvekkilinin uğramış olduğu olayda, çekmiş bulunduğu acıların karşılığında— TL’nin Cismani olmak üzere — TL’nin kazanın vukuu bulduğu — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılardan —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan işbu davanın görevli mahkemesinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu beyan ederek görevsizlik kararı verilmesini, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise haksız ve hukuki dayanaktan yoksun açılan bu davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
—- yazılan müzekkereye cevap verildiği görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
— tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 Sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı kanunun 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve dair usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının 6102 Sayılı TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 Sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup 6102 Sayılı TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Somut olayda; davacı tarafın — tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle uğradığı bir kısım maddi zararlar ile manevi zararının davalı sürücü ve araç işleteninden tahsilini talep ettiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi -. Hukuk dairesinin – E.— K. sayılı kararında ”Dosya kapsamından, davanın 6102 Sayılı TTK’nın 4. ve 5. maddelerinde düzenlenen ticari davalardan olmadığı, trafik kazası nedeniyle araçta oluşan değer kaybı ve kazanç kaybı istemine ilişkin tazminat davasının , haksız fiilden kaynaklı alacak davası olduğu anlaşıldığından 6100 Sayılı HMK’nın 2. maddesine göre, uyuşmazlığın çözüm yeri İstanbul —. Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.” denilerek davamıza konu uyuşmazlıklara bakma konusunda görevli mahkemelerin asliye hukuk mahkemeleri olduğunun belirtildiği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada incelendiğinde; Dava konusunun mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve 6102 sayılı TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, davalı tarafın somut uyuşmazlıkta tacir sıfatının bulunmadığı, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın görev yönünden REDDİ ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK nın 20. maddesi uyarınca, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacılar tarafından yapılacak müracat halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Tarafların yukarıda belirtilen süre içerisinde başvarmamaları halindemahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına,
5-6100 sayılı HMK nın 331/2 maddesi uyarınca harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansı gibi hususların görevli ve yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/12/2019