Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/836 E. 2020/234 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/836 Esas
KARAR NO : 2020/234
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ: 28/12/2018
KARAR TARİHİ: 10/03/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Dava dışı arsa malikleri ile davalı arasında ——– Noterliği’nde —— tarihli,—– yev. nolu ——– davalı şirketin ————- bloklarda toplam —-dairenin yapım işlerini üstlendiğini, davacı ile davalı arasında imzalanan iki adet alt yüklenici sözleşmesi ile davacının anılan inşaatların doğrama ve panjur sistemleri ———– işlerini üstlendiğini, imzalanan ilk sözleşme bedelinin, ——- dahil —- olduğunu ve birer aylık –adet seri çeklerle ödeneceği hususunun kararlaştırıldığını, bu kapsamda davalı tarafından davacıya —————- keşide tarihli ve her biri ——– bedelli çekler verildiğini, imzalanan ikinci sözleşme bedelinin ise ————olduğunu ve iş bedelinin ise birer aylık —- adet seri bonolarla ödeneceği hususunun kararlaştırıldığını, bu kapsamda davalının davacıya ———— vade tarihli ve her biri ——–bedelli bonolar verildiğini, söz konusu çeklerden ——– keşide tarihli ve her biri —— bedelli çeklerin ödenmeyerek karşılıksız çıkması üzerine ——- İcra Müdürlüğü’nün ——-E. sayılı dosyası kapsamında yapılan icra takibi sonucu takibin kesinleştiğini, benzer şekilde davacıya verilen ————-vade tarihli bonoların ise ödenmeyerek protesto olması üzerine ——– İcra Müdürlüğü’nün ——-E. sayılı dosyası kapsamında yapılan icra takibi sonucu, takibin kesinleştiğini, ödeme yapılmadığını, ayrıca davacıya geç yer teslimi nedeniyle davacının ancak ———- itibariyle işe başlayabildiğim ve işlerin büyük kısmını bitirdiğini, ancak tamamlanması için çok az bir iş kalmışken davacıyla ilgisi olmayan nedenlerle ———-tarafından inşaatı mühürlenerek durdurulduğunu, bu nedenle davacının kalan az miktarda ve yaklaşık ———— tutarındaki işi ifa edememekle birlikte eksik kalan işlerin tamamen ifası için gerekli tüm malzemeleri ise şantiyede depoladığını, açıklanan nedenlerle davacının üstlenmiş bulunduğu TMK m. 893/3 kapsamındaki iş bedellerini, tahsil edememe riski ile karşı karşıya bulunduğunu, inşaatçı ipoteğinin kesin tescili için ise alt yüklenici alacağı varlığının maliki tarafından kabul edilmiş olması veya alacağın Mahkeme tarafından hüküm altına alınması gerektiğini, iş bedelinin tahsil edilememe riski karşısında teminat olarak davacı tarafından inşaatçı ipoteği talebinde bulunulduğunu, ancak bu talebin taşınmaz malikleri tarafından kabul edilmediğini, ayrıca TMK m. 895 gereği —- hak düşürücü süre göz önüne alınarak, gerek hak düşürücü süreyi muhafaza etmek, gerek inşaatçı ipoteğini geçici tescilden sonraki maliklere karşı ileri sürmek ve gerekse geçici tescilden sonraki tescil edilebilecek rehin haklarına göre öncelik hakkı elde etmek amacıyla dava konusu taşınmaz üzerine TMK m. 893 ve m. 1011 ile Tapu Sicil Tüzüğü – m. 48 ve m. 50 gereğince davacı lehine inşaatçı ipoteği tesis ettirilmesi ve geçici şerh düşülmesi talebiyle dava dışı arsa malikleri aleyhine ———- Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ———–E. sayılı dava açıldığını ve davanın halen derdest olduğunu, geçici tescil için tayin edilen geçerlilik süresi dolmadan ise yapı alacağının işbu davada hükme bağlanması gerektiğini, taraflar arasında imzalanan alt yüklenici sözleşmesi gereği davacının davalıdan———— tutarında yapı alacağı bulunduğunu, söz konusu alacağın, kambiyo senetlerine bağlandığı, kambiyo senetlerin icra takibine konu edildiğini ve takiplerin kesinleştiğini, ancak alacakların tahsil edilemediğini iddia ettiği ve taraflar arasında imzalanan alt yüklenici sözleşmesinden doğan inşaatçı ipoteği kesin tesciline esas alacak miktarının tespiti talebinde bulunduğu görülmüştür.
CEVAP:
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER:
———— İcra Müdürlüğü ———-, ——— İcra Müdürlüğü —— Esas sayılı dosyası, ———– Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —— esas sayılı dosya sureti, ——- Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —-esas sayılı dosya sureti ile——- tarihli bilirkişi heyet raporu,
İnşaat Mühendisi (2), Mali Müşavir ve nitelikli hesap uzmanından oluşan bilirkişi heyetinin ———– tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defterlerin TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, dolayısıyla takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere davacının ticari defterlerinin lehte delil niteliği taşıdığı, ancak gerek henüz fatura düzenlenmemiş olması, gerek verilen senetlerin muhasebe kayıtlarına alınmamış olması ve karşılıksız çıkan —- adet çekin ise muhasebe kayıtlarında düzeltilmemiş olması nedeniyle davacının ticari defter kayıtlarına göre ve ———tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olmadığı, teknik açıdan değerlendirildiğinde davacı yüklenicinin sözleşme edimlerini çok büyük ölçüde yerine getirdiği, ancak panjur – doğrama ve / veya cam montaj lannı ise eksik bıraktığı, bunların toplamının yaklaşık olarak —— Olduğu, taraflar arasında imzalanan İki ayrı götürü bedelli sözleşmenin toplam bedelinin —–dahil,————— olduğu, ancak dosya kapsamına göre davalı tarafından sözleşme bedelinin sadece ——-ödendiği, bakiye ——– ise ödenmediği (protesto olan senetler ve karşılıksız çıkan çeklerden kaynaklı), davacı yüklenicinin inşaatçı ipoteğine esas bakiye kesin hakediş alacağı tutarının ise ———————— ancak takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere ve taleple bağlılık ilkesi gereği dava konusu taşınmazlar üzerine ————– tutarında inşaatçı ipoteği tesis edebileceği, TMK m. 893/1, b. 3 hükmü gereğince yüklenici davacının, kanuni ipotek tesis edilmesi yönünde talepte bulunabilmesi için davalı issahibinden inşaat alacağına sahip olması, taşınmaz Özerinde eserin meydana getirilmesi (imali) şart olduğundan ve de mali ve teknik incelemede davacı yüklenicinin inşaat alacaklısı olduğu tespit edildiğinden TMK m. 893/1, b. 3 hükmü gereğince kanuni ipotek tescilini talep hakkının da yerinde olduğu görüşüne varıldığının anlaşılmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında kurulan alt yüklenici sözleşmesinden doğan TMK m. 893 hükmü gereğince inşaatçı ipoteğinin kesin tesciline ve esas alacağın tespiti talebine ilişkindir.
4721 sayılı TMK’nın 893. maddesine göre; “Bir taşınmaz üzerinde yapılan yapı veya diğer işlerde malzeme vererek veya vermeden emek sarf ettikleri için malzeme ve emek karşılığı olarak malik veya yükleniciden alacaklı olan alt yüklenici veya zanaatkârlar kanuni ipotek hakkının tescilini isteyebilirler.” Aynı kanunun 895. maddesine göre ise; “Zanaatkârların ve yüklenicilerin kanunî ipotek hakları, çalışmayı veya malzeme vermeyi yüklendikleri andan başlayarak tapu kütüğüne tescil olunabilir. Tescilin yüklenilen işin tamamlanmasından başlayarak üç ay içinde yapılmış olması gerekir. Tescilin yapılması için alacağın malik tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması şarttır. Malik yeterli güvence gösterirse tescil istenemez.”
TMK’nın 1011. maddesinde; “Aşağıdaki hâllerde geçici tescil şerhi verilebilir:
1. İddia edilen bir aynî hakkın güvence altına alınması gerekiyorsa,
2. Tasarruf yetkisini belirleyen belgelerdeki noksanlıkların sonradan tamamlanmasına kanun olanak tanıyorsa. Geçici tescil şerhi, bütün ilgililerin razı olmasına veya hâkimin karar vermesine bağlıdır. Şerhin konusu olan hak sonradan gerçekleşirse, şerh tarihinden başlayarak üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir. Geçici tescil şerhi verilmesi istemi üzerine hâkim, tarafları dinleyerek veya dosya üzerinde inceleme yaparak şerhe konu olan hakkın varlığının kabul edilebileceği kanaatına varırsa, şerh kararı verir. Kararda şerhin etki bakımından süresi ve içeriği belirlenir; gerektiğinde mahkemeye başvurulması için bir süre verilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacı tarafça alt yüklenici sözleşme ilişkisinden kaynaklanan inşaatçı ipoteğinin kesin tesciline esas teşkil edecek alacak miktarının tespiti talep ve dava edilmiştir.
Davacının TMK’nın 893. maddesi gereğince alt yüklenici konumundaki davacının arsa sahibine ait taşınmaz üzerine kanuni ipotek hakkı tesisini isteme hakkı bulunmakla birlikte, bu hakkın tescilinin şartları aynı kanunun 895. maddesinde gösterilmiştir. Buna göre; alt yüklenicinin kanuni ipotek hakkı tesisi talebinin kabul edilebilmesi için tescilin yüklenilen işin tamamlanmasından başlayarak üç ay içinde yapılmış olması gerekir. Tescilin yapılması için alacağın malik tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması şarttır. Dosya kapsamına göre tespit tarihi itibariyle dava konusu taşınmaz üzerindeki yapı henüz tamamlanmamıştır. Yine, davalı arsa sahibi dava konusu alacağı kabul etmediği gibi, bu alacağın varlığı kesinleşmiş bir mahkeme ilamına da bağlanmış değildir.
Bununla birlikte huzurdaki dava bakımından öncelikle tespit davasının şartlarının bulunup bulunmadığının değerlendirildiğinde; HMK.nun 106.maddesi gereğince; tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmaktan hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunması gerekmektedir. Yine aynı maddeye göre maddi vakalar tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz. Yukarıda belirtildiği üzere, eda davası açma hakkı varken tespit davası açmak için korunmaya değer bir hukuki yararın bulunması gerekmektedir. Dava konusu uyuşmazlığa gelince kanunlarda tespit davası açılacak istisnalardan bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yine dava konusu uyuşmazlığın eda davası olarak açılması her zaman mümkündür. Eda davası açılacak yerde aynı talebin tespit davası olarak açılmasında korunmaya değer güncel bir yarar bulunmamaktadır. ————- Bu haliyle; davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalıya karşı açtığı işbu davanın hukuki yararı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE;
2- Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 18,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde ———— Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi. 10/03/2020