Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/834 E. 2020/784 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/834
KARAR NO : 2020/784
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ: 13/11/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin borçlu şirkete iki adet fatura karşılığında — tutarında mal sattığını, bunun karşılığında davalıdan —– tahsilat yapıldığını, davalının borcunu ödememesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, davalının borç tutarına itiraz etmediğini, buna karşın mevcut ticarî ilişkinin 3.bir kişiye devredildiğini iddia ettiğini, iddia ile ilgili olarak ispat külfetinin davalıda olduğunu fakat bu iddiayı ispatlar nitelikte bir delil sunulmadığını, anılan nedenlerle gerçekleştirilen itirazın iptali ile icra takibinin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, ancak davalının duruşmalara katılmadığı, cevap dilekçesi , delil listesi dilekçesi de sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
—- cevabi yazısı,— cevabi yazısı, bilirkişi heyetinin kök ve ek raporları —–
SMMM Uzmanı ve Nitelikli hesap uzmanı bilirkişilerin — tarihli bilirkişi kök raporunda özetle ; — takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —- alacaklı olduğu, asıl alacağa devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceği, uyaptan—- tarihinde gönderilen SMMM uzmanı bilirkişinin ek raporda özetle ; — faiz olmak üzere takiple istenebilir toplam alacak tutarının —-karşılığı —- olduğu, takip talebi ile ödenmesi gereken — tutarındaki bakiyenin —- sıra numaralı faturadan kaynaklandığının anlaşıldığı, faturanın ödeme vadesinin ise fatura üzerinde —- olarak belirtildiği, bu durumda —vade tariinden— takip tarihine kadar faiz hesaplandığı beyan edilmiş, —- tarihli bilirkişi heyeti ikinci ek raporunda özetle ; Vergi dairesi tarafından gönderilen müzekkere cevabı ekinde yer alan davalıya ait —-vılı Form BA beyannameleri incelemesinde, davalının davacıdan kdv dahil —– tutarlı ürün satın alarak kayıtianna İntikal ettirdiğinin anlaşıldığı,Faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikteki imzalı sevk irsaliyelerinin dosyaya sunulu olduğu,—takip tarihi itibariyle huzurdaki dava ite davalıdan istenebil^tutarın —- olduğu, Davacının avans faizi oranı üzerinden ——birikmiş faiz alacağı talebinde bulunduğu, Muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla mütemerrit olduğu (TBK.m.117/1): bu yönde temerrüt ihtarına dosyaya rastlanılmadığından birikmiş faiz talebine, mevcut delil durumuna nazaran iştirak edilmediâi: buna karşın Sayın Mahkeme nezdinde aksi yönde kanaat olusması halinde huzurdaki dava ile davalıdan istenebilir faiz tutarının —– olarak hesaplandığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
———– sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de —- bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
——— sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla——- sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —- alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacı taraf dava dilekçesinde ticarî defterlerine delil olarak dayanmış olup bu ticarî defter kavramı içerisinde BA-BS formları da girmektedir. ——
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam —– alacaklı olduğu, davalı tarafça dava konusu alacağa dayanak faturalara ilişkin bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirim yapılmış olduğu, bu hususun davalıya ait BA-BS form örneklerinde de görüldüğü, dava konusu alacağın dayandığı faturaların davalının vergi kayıtlarında olması nedeniyle davacı lehine malların davalıya teslimi hususunun karine olarak sabit olduğu—— karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilememesi karşısında davalının borca itirazında haksız olduğu, alacağın faturaya dayalı ve likit olması karşısında davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu, davalının takip öncesinde temerrüde düşürülmemiş olduğu bu nedenle takiple ileri sürülen faiz alacağı talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı borçlunun —– icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile asıl alacak —- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-a maddesi uyarınca Euro cinsinden 1 yıl vadeli mevduata kamu bankalarınca uygulanan en yüksek oranda faiz uygulanmasına,
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 25.832,73 Euro’nun takip tarihindeki TL karşılığı olan (25.832,73 x 6,12) 158.096,30 TL nin %20’si oranındaki 31.619,26 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 10.799,56 TL olmakla baştan alınan 2.077,12 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 8.722,,44 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 2.077,12 TL peşin harç, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 190,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.303,22 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 18.969,15 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının yatırana İADESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/11/2020