Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/824 E. 2020/416 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/824
KARAR NO: 2020/416
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ: 16/07/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;müvekkilin —— ilişkin davalı adına ——- tarihli irsaliye düzenlediğini, ardından———- fatura düzenlediğini ve davalıya teslim edildiğini, bu işlemlerden kaynaklı davalının ——- borcunun bulunduğunu, davalının borcunu ödememesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını ve davalı hakkında ihtiyati haciz kararı alındığını, davalının takibe haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya TK’nun 35.mad göre tebliğ edildiği, ancak duruşmalara katılmadığı ve herhangi bir cevap , delil listesi dilekçesi de ibraz etmediği görülmüştür.
DELİLLER:
——- cevabi yazısı, bilirkişi raporu ,
SMMM uzmanı bilirkişinin —– tarihli raporunda özetle ;davacı tarafından —- tutarlı olarak düzenlenen faturanın davalı kayıtlarında yer aldığının tespit edildiği, —- takip ve—- bilanço kapanış tarihi itibariyle davacının davalıdan ——– alacaklı olduğu, taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı, faiz oranının kararlaştırılmadığı, buna karşın dava konusu uyuşmazlığın ticari iş ve tarafların tacir olması nedeniyle hüküm altına alınacak tutar için 3095 Sayılı Kanunun 2/2 maddesi gereğince yıllık %19,50 oranında avans faizinin istenebileceği beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından —- İcra Dairesinin ——– Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
————- kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de——– bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
————– sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacının, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ——— İcra Dairesinin ——– sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan ———— alacaklı olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacı taraf dava dilekçesinde ticarî defterlerine delil olarak dayanmış olup bu ticarî defter kavramı içerisinde BA-BS formları da girmektedir. ———
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam —– alacaklı olduğu, davalı tarafça icra takibine konu edilen ve ödenmediği iddia edilen faturalara ilişkin bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirim yapılmış olduğu, bu hususun davalıya ait BA-BS form örneklerinde de görüldüğü, dava konusu alacağın dayandığı faturaların davalının vergi kayıtlarında olması nedeniyle davacı lehine malların davalıya teslimi hususunun karine olarak sabit olduğu ————- bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilememesi karşısında davalının borca itirazında haksız olduğu, bununla birlikte dosya içerisinde alacağa konu malların teslimine ilişkin irsaliyeli faturaların da dosyaya ibraz edildiği, davalının icra takip tarihinden evvel temerrüde düşürüldüğüne dair dosyada herhangi bir bilgi ve belgenin yer almadığı, bu nedenle davacının işlemiş faiz alacağı talebinin yerinde olmadığı, alacağın ödenmeyen bakiye fatura alacağına dayalı likit alacak olması karşısında davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE davalı borçlunun ——- İcra Müdürlüğü’nün —– Sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin —- asıl alacak bakımından kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Asıl alacak miktarı olan 17.076,96 TL’nin %20′ si oranındaki 3.415,39 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 1.166,52 TL olmakla baştan alınan 198,98 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 967,54 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 198,98 TL peşin harç ve yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 144,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.144,20 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 1.054,35 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.16.07.2020