Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/815 E. 2021/70 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/861 Esas
KARAR NO: 2021/134
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 11/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraftar arasında —-ayından itibaren cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalının en son —- tarihinde ödeme yaptığını, davalı tarafın bakiyeyi ödemediğini, bunun üzerine—– sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenle itirazın iptali ve alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ve itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin davacı şirke—- tarihinde fatura borcunun — gün sonra nakit yada fatura tarihinde — günlük çek ile ödeneceği konusunda mutabakatları olduğunu, davacı şirkete en son — tarihinde — ödeme yapıldığını, —- de anlaşma yapıldığından, borcun muaccel olmayan alacak için takip yapıldığını ve davanın reddi gerektiğini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır.—– tarihli bilirkişi raporu özetle, Dava şirketin —- yıllarına alt ticari defterlerinin, TTK’ya göre, açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, —-yevmiye defteri kapanış tasdikinin TTK Madde 69-70/son 72/3 ve V.U.K. madde 220-226 uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptınldığı ve belirli kanuni şartları taşıdığı, —- yıllan defterinin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davalı şirketin — yıllarına ait ticari defterlerinin, TTK’ya göre, açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, —–yevmiye defteri kapanış tasdikinin TTK Madde 69-70/son 72/3 ve V.U.K. madde 220-226 uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uy;)un şekilde yaptınldığı ve belirli kanuni şartlan taşıdığı, —– yıllan defterinin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu kanaatine varıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın cari hesap bakiyesinden kaynaklandığı yönünde kanaate ulaşılması halinde davacı şirketin —- takip tarihi itiban ile davalı şirketten cari hesap bakiyesi olarak —alacaklı ojlacağı ve — Sayılı dosyasından itirazın iptali gerekeceği, davacı şirketin icra takibinde dayanağının —- arasında düzenlenen —–tutarlı faturalardan kaynaklandığını belirtmiş olmasının nazara alınması ve Saym Mahkemenizde bu faturaların esas alınarak taraflar arasındaki borç/ alacak ilişkisinin irdelenmesi gerektiği yönünde kanaat oluşması ihtimalinde ise Davacı şirketin —- arasında toplam —- tutarında fatura tanzim etmiş ve karşılığında ise —– tutarında tahsilat yapmış olduğu, bu durumda davacı şirketin —– tarihinden sonra düzenlemiş olduğu faturalara istinaden bakiye ——- davalı şirketten alacaklı olacağı ve bu tutar esas alınarak itirazın iptali gerekeceği hesap ve mütalaa edildiği, somut olay bakımından faizin, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeni ile miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere,—–Sayılı dosyasından takip konusu alacağa takip tarihi olan —–tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda davacının talebi gibi yasal faiz işletilmesinin uygun olduğu, icra inkar/kötüniyet tazminat talebinin değerlendirmesinin mahkememize ait olacağı sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek ek rapor alınmıştır.—– tarihli bilirkişi ek raporu özetle, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın carı hesap bakiyesinden kaynaklandığı yönünde kanaate ulaşılması halinde davacı şirketin —- takip tarihi itibarı ile davalı şirketten cari hesap bakiyesi olarak —alacaklı olacağı ve—– dosyasından itirazın iptali gerekeceği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın cari hesap bakiyesinden oluştuğu yönünde kanaate varılması nalinde ve taraflar arasındaki — tarihli fiyat teklifinin davacı şirket tarafından verilmiş olduğunun Sayın Mahkemece kabulu halinde, davacı şirketin takip —tarihi itibarı ile davalı şirketten — cari hesap alacağından, — tarihli —- tutarlı faturanın vadesinin gelmemiş olduğundan bahisle dışlanması ile —– Sayılı dosyasından itirazın iptali gerekeceği, davacı şirketin icra takibinde dayanağının — arasında düzenlenen —– tutarlı faturalardan kaynaklandığını belirtmiş olmasının nazara alınması ve Sayın Mahkemenizde bu faturaların esas alınarak taraflar arasındaki borç/ alacak ilişkisinin irdelenmesi gerektiği yönünde kanaat oluşması ihtimalinde ise Davacı şirketin —- arasında toplam —- tutarında fatura tanzim etmiş ve karşılığında ise —- tutarında tahsilat yapmış olduğu, bu durumda davacı şirketin —- tarihinden sonra düzenlemiş olduğu faturalara istinaden bakiye ——-davalı şirketten alacaklı olacağı ve bu tutar esas alınarak itirazın iptali gerekeceği, somut olay bakımından faizin, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeni ile miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere,—– Sayılı dosyasından takip konusu alacağa takip tarihi olan —– tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda davacının talebi gibi yasal faiz işletilmesinin uygun olduğu, icra inkar/kötüniyet tazminat talebinin değerlendirmesinin mahkememize ait olacağı sonuç ve kanaatine varmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava açık hesap ilişkisine dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, ödeme emrinin borçluya —— tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Tarflar arasında —— yılında başlayan ticari bir ilişki bulunduğu ve bu ilişkinin cari hesap şeklinde ve ödemelerin kısmi olarak banka havaleleri şeklinde yürütüldüğü, taraflar arasındaki cari hesap ekstrelerinin birbirini doğruladığı, davacı tarafından düzenlenmiş olan tüm faturaların davalı şirket kayıtlarında bulunduğu ve davalı tarafından yapılmış olan bütün ödemeler davacı şirket kayıtlarında bulunduğu, takip tarihi olan ——-alacaklı olduğunun bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıktığı, davacı taraf takip dayanağı olarak—– tarihleri arasında düzenlenen faturalara dayanmış ve takip bedeli olarak—— olarak göstermiş, söz konusu bedelin bilirkişi incelemesi ile davacı şirketin davalı şirketten alacağına tam denk geldi anlaşıldığından bu haliyle davacı tarafın takipte sehven —- yazdığı, bunu da ek bilirkişi raporuna beyan dilekçelerinde açıkladığı, diğer yandan davalı şirketin davacı şirkete karşı —– borçlu olduğunun kendi ticari defter ve kayıtlarından anlaşıldığı, bilirkişi incelemesi ile de söz konusu ——alacağın tespit edilebildiği, bu aşamadan sonraki davalı şirketin takipteki sehven yanlış yazılmasından kaynaklı tarih aralığı nazara alınarak geliştirdiği savunmaların yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Taraflar arasında yargılama aşamasında bir diğer uyuşmazlık konusunun da ——tutarlı faturanın vadesinin gelip gelmediğine ilişkindir. -nolu celsede davalı vekiline —- tarihli —— tutarlı faturaya ilişkin takip ve dava sonrası da olmak üzere ödeme yapılıp yapılmadığına, ödeme yapılmış ise ödemeye ilişkin evrakın mahkememize sunulması amacıyla — haftalık kesin süre verilmesine rağmen ara kararın gereği olarak ödeme belgesinin mahkememize sunulmadığı görülmüştür. Sonuç olarak davalı şirket vekilinin —– tutarlı faturaya ilişkin vadeye yönelik beyanlarının karşılanması amacıyla süre tanınmış olmasına rağmen söz konusu faturadan kaynaklı borcun ödenmediği anlaşılmıştır.
Neticeten davacı şirket vekilinin cari hesap ilişkisine dayalı takip başlattığı, cari hesap başlangıcının sehven yanlış bildirdiği, takip dosyasına ek yapılan cari hesap ekstresindeki alacak bedeli ile takip bedelinini birbiri ile uyumlu olduğu ve nihayetinde davacı tarafın talep ettiği miktarın bilirkişi tarafından her iki şirketin ticari defterlerinden tespit edildiği, davalı vekilinin ileri sürdüğü vadesi gelmediğini beyan ettiği alacak kalemi bakımında süre tanınarak vade sonrası ödemenin yapılıp yapılmadığının araştırıldığı, davalı şirketin karar tarihi itibariyle davacı şirkete icra takibindeki şekli ile —– borçlu olduğunun anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacağın likit olması konusunu——- Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
—- kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir.——kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı şirketin davalı şirketi takip öncesi temerrüde düşürmediği nazara alınarak faize yönelik talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte bilimsel ve yeterli teknik nitelikte olduğu görülmüş, Davanın kabulü ile —–esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, kabul edilen asıl alacak miktarı olan —- üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2—- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın — asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, —- faiz talebine ilişkin talebin REDDİNE,
3-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan — üzerinden % 20 oranında olmak üzere —– icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 706,61 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 138,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 567,63‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 138,98 TL peşin harç toplamı 174,88‬ TL ile 954,00 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat müzekkere gideri, Dosya ücreti, Kep gideri) olmak üzere toplam 1.128,88‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,89 ve red 0,11 oranına göre hesaplanan 1.004,70 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 1.163,30 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——– Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/02/2021