Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/812 E. 2021/897 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/812 Esas
KARAR NO: 2021/897
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 28/12/2018
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilİ şirket nezdinde, —- adresindeki davalının güvenliğini sağladığı —- çalındığını, yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde hırsızlık sonucu meydana gelen zararın —-olarak belirlendiğini ve bu miktar zarar gören sigortalıya — ödendiğini, hasarın ödenmesi ile mukavele şartlarına —— maddesi hükmüne göre şirketimiz sigortalısının yerine kaim olmuş ve sigortalının zarara sebebiyet verenler aleyhine mevcut her türlü hakları şirketlerine intikal ettiğini, davaya konu hırsızlık olayının davalının güvenliğini üstlendiği alanda gerçekleştiğinden davalı meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, davalının—— dosyasına yaptığı itiraz sonucu icra takibi durduğundan iş bu davanın açıldığını, davalının takibe, borca, faize ve ferilerine vaki itirazlarının iptaline, icranın devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddia ettiği üzere dava dışı ——- müvekkilim arasında herhangi bir saklama sözleşmesinin mevcut olmadığını, bu nedenle davanın reddinin gerekmekte olduğunu, müvekkili ile dava dışı —– arasındaki sözleşmelere bakıldığında böyle bir maddenin bulunmadığından muhafaza yükümlülüğü olmayan müvekkilinin hiçbir sorumluluğunun da bulunmayacağının açık olduğunu, bu yön itibariyle de davanın reddi gerekmekte olduğunu, müvekkili ile dava dışı—— arasında hırsızlığa karşı güvenlik hizmeti verildiğine ilişkin herhangi bir sözleşme hükmünün de mevcut olmadığını, davacı yanın davaya konu emtiaların çalındığına ilişkin iddialarının da ispata muhtaç olduğunu, davacı yanın hırsızlığın gerçekleştiğini iddia ettiği olaya ilişkin sunmuş olduğu herhangi bir hırsızlık olayı soruşturması veya kovuşturması yaşandığına ilişkin bir kayıdında bulunmamakta olduğunu, bu nedenle davacının beyanlarının iddiadan öte gitmemekte olduğunu, müvekkilinin kusursuzluğu nedeniyle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötü niyetli davacı hakkında %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Dava dışı ——- kapsamında hazırlanan eksper raporunda bulunan tazminat bedeli hesabındaki ¡malzeme listesindeki birim fiyatların dava konusu tarihteki rayiç bedellere uygun ve hatta ıskontolu fiyatlar olduğu, çalınan malzeme bedellerinin toplam — hesaplandığı ve sigorta poliçesi kapsamında——sigorta muafiyet bedelinin olduğu ve sonuç olarak net tazminat bedelinin —olduğu, Dava dışı iş yer, sahibi sigortalı—- işyerinde güvenlik hizmetleri için uygun ortam sağlamadığı, etkin tedbir almadığa ve güvenlik şirketini denetlemedığ —– istihdam ettiği —- olduğu, Davacının belirtilen sigorta kapsamında —- ödemesi yaptığı, taminat bedelinin balıse konu olaydaki güncel bedellerle ve ek olarak dava —— oranları ile aldığı net fatura bedelleri ile hesaplandığı, hesaplanan bedelin —- olduğu, —– oranında kusuruna göre gereken düşüm yapıldıktan sonra geriye kalan miktann rücuen davalı —– isteyebileceği, Sayın Mahkemece rücu hakkının Kabul görmesi halinde; ödenen bedelin——— tarihleri arasında işlemiş avans faizi hesaplandığı, uyuşmazlık hakkında yalnızca görüş bildirildiği,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Davalı———alanındaki risk durumunu tespit ettiği, ancak bu riskler giderilmediği halde inşaat alanının koruma ve güvenlik hizmetine devam ettiği, görevlendirmiş olduğu —— personelini; görev yaptığı inşaat alanının hassasiyetine göre eğitmemesi, inşaat vb. yerlerde meydana gelen hırsızlık olaylarının işleyiş tarzları ve şahısların inşaat alanına girmek için kullandıkları yöntemler ile ilgili yeterince eğitmemesi, can ve mal güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olduğu inşaat alanında koruma ve güvenlik esas ve usullerini eksik uyguladığından ve personelini yeterince kontrol etmediğinden dolayı güvenlik zafiyeti yaşanmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, davalı güvenlik şirketine %70 oranında kusur atfedilmiştir. Dava dışı, sigortalı ———- ilgili muhtemel tehdit ve tehlikelerin neler olduğuna dair güvenlik şirketi tarafından yapılan risk analizinde belirtilen —-eksikliklerini gidermediği, inşaat alanına —– kurup aktif şekilde kullandırmadığı, kontrol ve denetim görevini eksik yerine getirmesi nedeniyle dava dışı sigortalı şirket yönetiminin özen yükümlülüğünü eksik yerine getirdiği ve basiretli bir tüccar gibi hareket etmediği, bu nedenle hırsızlık olayının meydana gelmesinde güvenlik zafiyetinin yaşanmasında etkisi olduğundan dolayı, dava dışı—–oranında kusur atfedilmiştir. Dava dışı——-kapsamında hazırlanan eksper raporunda bulunan tazminat bedeli hesabındaki malzeme listesindeki birim fiyatların dava konusu tarihteki rayiç bedellere uygun ve hatta iskontolu fiyatlar olduğu, çalınan malzeme bedellerinin toplam—- olarak hesaplandığı ve—— kapsamında —- sigorta muafiyet bedelinin olduğu ve sonuç olarak net tazminat bedelinin — olduğu, Davacının belirtilen sigorta kapsamında —- tazminat ödemesi yaptığı, tazminat bedelinin bahse konu olaydaki güncel bedellerle ve ek olarak dava dışı —- aldığı —— bedelleri ile hesaplandığı, hesaplanan bedelin makul olduğu, Sigortalısının — oranında kusuruna göre gereken düşüm yapıldıktan sonra geriye kalan miktarın rücuen davalı —-isteyebileceği, —- rücu hakkının kabul görmesi halinde; ödenen bedelin—- ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği, buna göre; ——— tarihleri arasında işlemiş avans faizi hesaplandığı, Uyuşmazlık hakkında yalnızca görüş bildirildiği,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında görülmekte olan ——– sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Davalı yan davanın reddini talep etmiştir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
TTK m. 1472’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak ——- sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve —— Maddesine de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
— incelendiğinde:—— şeklinde düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır.
Olayın oluş biçimine bakıldığında—–plakalı araçla gelen ————şahsın şantiye giriş noktasında görevli —- —– bakımı için geldiklerini beyan ettikleri, giriş noktası görevlisi güvenlik personelinin de ——–arayarak durumu aktardığı, —- yemekhanede olduğunu hemen —— yanına geçeceğini belirtmesi üzerine güvenlik görevlisinin şahısları şantiye içine aldığı, şahıslardan birinin yaya olarak—– yanına gittiği, diğer şahısların ise araçla taşeron—- depo olarak kullandığı konteynerin bulunduğu yere gittikleri ve konteynerin kapı kilidini kırarak dava konusu olan malzemeleri aldıkları, —– şahıslardan şüphelenmesi üzerine de aynı kapıdan inşaat alanını hızlı bir şekilde terk ettikleri anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; uyuşmazlık davacı sigorta şirketi tarafından—-sigortalanan —- alanında bulunan depodan —–malzemesinin hırsızlık sonucu çalındığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında alınan — tarihli bilirkişi heyet raporunda davalı güvenlik şirketinin — oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş davacı vekili kusur oranına itiraz ile yeni bir — rapor talep etmiş, talebi doğrultusunda heyette güvenlik uzmanı bilirkişi değişikli ile oluşturulan—– oranında kusurlu olduğu değerlendirilmiştir.
—- tarihli heyet raporundaki tespitler nazara alındığında kusur oranlarının yerinde olduğu, raporun denetime elverişli ve hükme esasa alınabilecek mahiyette olduğu vicdani kanaati ile bu doğrultuda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Sonuç olarak, davacının yukarıda belirtilen sigorta kapsamında —- yaptığı, tazminat bedelinin bahse konu olaydaki güncel bedellerle ve ek olarak dava dışı—– aldığı net fatura bedelleri ile hesaplandığı, hesaplanan bedelin makul olduğu, —- oranında kusuruna göre gereken düşüm yapıldıktan sonra geriye kalan miktarın rücuen davalı ———— tarihli heyet raporunun denetime elverişli ve hükme esasa alınabilecek mahiyette olduğu anlaşılmakla itirazın kısmen iptaline takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, icra inkar tazminatına ilişkin talebin ise alacağın likit olmaması sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından—- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın —-faiz alacağı olmak üzere ——— bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-İcra İnkar tazminatına ilişkin talebin alacak likit bulunmadığından reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.360,22 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 658,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.701,92‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 658,30 TL peşin harç toplamı 694,2‬0 TL ile 2.990,20 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, e-tebligat gideri, müzekkere gideri ve dosyadaki diğer masraflar olmak üzere) olmak üzere toplam 2.321,17 TL yargılama giderinden davanın kabul 0,63 ve red 0,37 oranına göre hesaplanan 583,48 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 400,00 TL yargılama giderinden davanın red 0,37 ve kabul 0,63 oranına göre hesaplanan 148‬,00 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.182,76 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davalı vekilinin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde—- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.02/12/2021