Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/808 E. 2021/291 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/808 Esas
KARAR NO : 2021/291
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 28/12/2018
KARAR TARİHİ: 30/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı—- tarafından dosyaya mübrez dava dilekçesin ve beyan dilekçelerinde özetle davacı — sigortalı — araç ile davalı —— tarihinde karışmış olduğu kaza sebebiyle:
—Tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden —- vefatı sebebiyle hak sahipleri tarafından açılan davacı sonucu hükmedilen istinaden yapılan —dosyasına — tarihinde —- ödeme yapıldığını,
—–Tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu malul kalan — maluliyeti açılan dava sonucu hükmedilen ilama istinaden yapılan — tarihinde—- ödeme yapıldığını,
— Tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu malul kalan— yapılan sulh görüşmeleri sonucu adı geçen kazalıya — olmak üzere toplam — ödeme yapıldığını,
—Tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu malul kalan —yapılan sulh görüşmeleri sonucu adı geçen kazalıya —- ödeme yapıldığını,
—-Tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu— tedavileri sebebiyle —– —Tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu karayolunda meydana gelen hasar sonucu —– ödeme yapıldığını,
—-Tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle tedavi olarak davacı — tarafından davalı — ödeme yapıldığını,
———Sayılı İlamı ile davaya konu olayda davacı sigorta kuruluşuna sigortalı —— plakalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu tespit edilerek adı geçen sürücü bakımından beraat kararı verildiğini; davalı sigorta kuruluşuna sigortalı — plakalı araç sürücüsü——tam kusurlu olduğu durumuna göre mahkumiyet karar verildiğini, anılan kararın ———- kararı ile onanarak kesinleştiğini,
Bu yeni oluşan hukuki durumuna göre davacı sigorta kuruluşu tarafından ödenen miktarları davalı yana rücu hakkının doğduğunu, ödenen miktarların rücunu talep ettiklerini, ödeme yapılmaması üzerine——– sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, davalı yanın itirazı üzerine takip durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu rücu alacağının zamanaşımına uğradığını, davanın muhatabının davalı sigorta kuruluşu olmayıp, ödeme yapılan kişiler olduğunu, davadan önce sigorta kuruluşuna başvuru zorunluluğu getirildiğini, ceza mahkemesi tarafından alınan kusur raporunun hukuk hakimini bağlamadığını, davalı sigorta kuruluşunun sorumluluğunun ödeme ile sınırlı olduğunu, malul kalan kazalılar bakımından maluliyet raporu gerektiğini, geçici işgöremezlik geçici bakıcı gideri sigorta kuruluşunun sorumluluğunda olmadığını, tedavi gideri bakımından —– sorumlu olduğunu, davalı sigorta kuruluşunun faizden sorumlu olmadığını, bir an için sorumlu tutulsa dahi yasal faizden sorumlu olduğunu belirterek sair sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,değişen kusur oranı nedeniyle rücuen tazminat talebi ile davacı sigorta tarafından davalı sigorta aleyhine başlatılan ilamsız takibe yönelik itirazın iptali davasıdır.Ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği ve borçlu vekilinin 7 günlük yasal itiraz süresi içerisinde —- tarihinde ödeme emrine itiraz dilekçesi sunarak takibi durdurmuş olduğu görülmüştür.Ödeme emrinin alacaklıya —- tarihinde tebliğ edildiği ve davacı alacaklının da 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde— tarihinde itirazın iptali davasını ikame etmiş olduğu görülmüştür.
—- sayılı takip dosyasının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
— dosyasının incelenmek üzere — üzerinden celp edildiği görüldü.
—- sayılı takip dosyasının incelenmek üzere — üzerinden celp edildiği görüldü.
—- sayılı takip dosyasının incelenmek üzere —-üzerinden celp edildiği görüldü.
—- nolu hasar dosyasının ve — plakalı araca ait —-poliçenin celp edildiği görüldü.
—- tarihli ara karar ile dosyanın bir aktüerya konusunda uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle;
“Hukuki durumun değerlendirilmesi ve delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere —– tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle, davacı ile davalı arasında görülmekte olan itirazın iptaline ilişkin rücuan alacak davasında:
Alacaklı —- tarafından davalı borçlu —aleyhine olarak — tarihinde başlatılan —- icra takibinde:
Seçenekte: —- sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu; davalı ——— sigortalı araç sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu sorumluluk esasına göre: Borçlu tarafından yapılan borca itirazın kısmen iptali ile —asıl alacak — işlemiş yasal faizi olmak üzere toplam — üzerinden icra takibinin devamı gerektiği,
Seçenekte: Davacı —- sigortalı araç sürücüsünün— oranında kusurlu olduğu; davalı —- poliçesi ile sigortalı araç sürücünün—- oranında kusurlu olduğu sorumluluk esasına göre: Borçlu tarafından yapılan borca itirazın kısmen iptali ile —- işlemiş yasal faizi olmak üzere toplam —- üzerinden icra takibinin devamı gerektiği,
Davaya konu olayda cismani zarar gören kişiler davalı —sorumluğundaki mülkiyeti —— araç içerisinde yolcu konumunda olmadıkları gibi, zarar gören kişilerin söz konusu araç işleteni — ticari bir münasebetleri —- bulunmamaktadır. Davaya konu rücu alacağı 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun sorumluluk esasına göre genel hükümler çerçevesinde ikame edilmiştir. Bu itibarla, davalı —— temerrüt tarihinden itibaren işleyecek “yasal faiz” oranında faiz nev’inden sorumlu olduğu,
Sorumluluk hususundaki hukuki durumun değerlendirilmesi ve delillerin taktiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere: Dava dosyasında belgelendirilen ve—– hükümleri çerçevesinde sorumlu bulunduğu tespit eden ——— ödemenin (6111 Sayılı Yasanın 59. maddesi ile değişik KTK 98. maddesi gereğince, ———sorumluluğunda olduğundan) davalı sigorta kuruluşunun sorumluluğunun bulunmadığından, bu alacak kalemi dışlanarak davacı yanın rücuan talep edebileceği alacağın tespit edildiği,” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Rücuen tazminat talebine ilişkin ilamsız takibe konu trafik kazası—– plakalı araçlar arasında meydana gelmiştir.Kazaya karışan araçlardan ——-eldeki davada davacı —kazaya karışan diğer — plakalı aracın —- davalı —-Davacı —- tarafından trafik kazasında malül kalan ve zarara uğrayan hak sahiplerine ———- ödemeler yapıldığının beyan edildiği ve tali kusur-asli kusur ayrımına göre yapılan ödemeler akabinde —-davacı sigortanın sigortalısı olan— plakalı araç sürücüsünün kusursuz ,davalı sgortalının sigortalısının ise tam kusurlu olduğu gözetilerek karar verildiği ve iş bu kararın ——- Sayılı kararı ile kesinleşmiş olduğu gözetilerek sigortalısının kusursuz olması nedneiyle yapılan ödemelerin rücüuen tazminine ilişkin talepte bulunulduğu anlaşılmaktadır.Her ne kadar mahkememizce — alınan kusur raporunda ———şeklinde kusur dağılımı yapılmış ve ceza mahkemesinin kusura ilişkin tespiti hukuk hakimini bağlamayacak ise de ceza mahkemesince tam kusur veya kusursuzluk durumuna göre verilen kararların kesinleşmesi halinde iş bu tam kusur veya kusursuzluk tespitinin kusur dağılımından ziyade maddi vakıaya ilişkin tespit olması ve maddi vakıalara ilişkin ceza mahkemesince yapılan tespitlerin hukuk hakimini bağlayacak olması nedeniyle kesinleşen mahkeme kararında yer alan tam kusur-kusursuzluk tespiti göz önüne alınarak bilirkişi raporunda yer alan seçenekli hesaplamaya itibar edilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 61.maddesi : ” Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” şeklindedir.
6098 sayılı TBK’nın 62.maddesi ” Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur.
Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.” şeklindedir.
6098 sayılı TBK’nın 167.maddesi ” Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar.
Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.
Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.” şeklindedir.
6098 sayılı TBK’nın 168.maddesi ”Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur.
Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır.” şeklindedir.Eldeki dosyaya konu rücuen tazminat talebinin hukuki gerekçesi 6098 sayılı TBK’nın müteselsil sorumluluk ve rücuya ilişkin yukarıdaki hükümlerinden kaynaklanmaktadır.
Takibe konu ödeme belgeleri göz önüne alındığında davacı sigortanın —- yapmış olduğu ödemede —- tablosu ve —- teknik faiz indirimli hesabına itibar edilmemiş hükme esas alınabilecek yeterli teknik nitelikte bilirkişi raporunda yapılan ve yerleşik yargıtay kararlarına uygun olan —–işleyecek aktif devre bakımından teknik faiz indirimsiz yönteme göre tazminat hesabına itibar edilmiştir.
—– hükümleri çerçevesinde sorumlu bulunduğu anlaşılan — tarihinde yapılan —ödemenin 6111 sayılı Kanunun 59.maddesi ile değişik KTK’nın 98.maddesi uyarınca —- sorumluluğunda olduğundan davalı sigortanın sorumluluğu bulunmamaktadır.Bu nedenle bilirkişi raporunda tazminat hesabında dışlanan bu ödeme açısından da rapora itibar edilmiştir.
Yukarıda yer alan hususlar göz önüne alınarak ,kesinleşmiş ceza mahkemesinde yer alan davacı sigortanın sigortalısının kusursuz,davalı sigortanın sigortalısının tam kusurlu olduğuna ilişkin maddi vakıa tespiti içeren kararı ile yeterli teknik nitelikte bilirkişi raporunda kusursuzluk-tam kusur seçeneğinde yer alan hesaplamaya ilişkin seçenek hükme esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın trafik kazası sonrası oluşan cismani zarara ilişkin rücuen tazminat dvası olması nedeniyle alacağın belirli olmadığı gözetilerek icra-inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile;
1-)—- sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın — asıl alacak —işlemiş faiz olmak üzere toplam —üzerinden iptaline, Kabul edilen —-asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-) Alacak belirli olmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen—- kısım yönünden alınması gereken — harçtan peşin alınan –harcın mahsubu ile bakiye — karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan —- peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken —– vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1250,00 TL bilirkişi ücreti ve 132,6‬0 TL posta gideri olmak üzere toplam 1382,60 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.183,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/03/2021