Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/795 E. 2020/879 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/795 Esas
KARAR NO : 2020/879
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 15/12/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ———– olduğunu, bu meyanda —- götürülmek üzere davalıya ait bot yükünün ———kadar olan kara taşımasını ve sigortasını organize ettiğini, ekteki yazışmalardan görüldüğü üzere davalının hiçbir zaman borcunu inkar etmediğini, borcunun ——– için çek verildiğini ve bu çekin takipten sonra tahsil edildiğini, bakiye borcu için sürekli ödeyeceğini belirtmesine rağmen ödememesi üzerine hakkında icra takibi yapıldığını, fakat bu defa kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, davalının takip konusu faturalara bir itirazı olmadığını, itirazının tamamen zaman kazanmaya yönelik olduğunu ancak kendisine zaten teamüllerin çok üzerinde zaman verildiğinden icra takibi ve işbu davanın açılması zarureti doğduğunu, alacağın, kesinleşmiş fatura bedeli olup likit olduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu belirterek, davanın kabulü ile, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi vermediği görülmüştür.
DELİLLER:
Tarafların ticari defter ve kayıtları,—–sayılı icra dosyası,—– tarihli yazı cevabı, ba bs formları ve bilirkişi raporu ve ek raporu ile tüm dosya kasapmı.
——- konusunda Uzman bilirkişi ile Mali Müşavir bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Davacı şirket tarafından takip konusu yapılan faturalardaki hizmetin davalı şirkete verildiği, davacının fatura bedellerini almaya hak kazandığı, davacı tarafın toplam takip konusu yaptığı toplam —— alacağından takip sonrası aldığı —– tutarında çekin düşülmesi ile yukarıda hesaplandığı şekilde, davacı firmanın davalı firmadan takip konusu faturalar nedeniyle —— alacağının olduğu, taraflar arasında bir cari hesap sözleşmesi söz konusu olmadığı takip öncesi davalıya gönderilmiş bir ihtarname ile temerrüdün oluştuğu tespit edilemediğinden, davacının takipteki işlemiş faiz alacağının yerinde olmadığı, davacının yukarıda hesap edilen alacağına, takip tarihinden sonrasında para ——- ana para alacağı için 3095 s.k m.4/a maddesi kapsamındaki ” .. Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır. (3095 Sayılı Kanun m.4/a)” faizi isteyebileceği, bu nedenle dosya kapsamında bu bilgilerin olmaması nedeniyle, —– yılına ait devlet bankalarının uyguladığı en yüksek faiz oranının takip tarihinde —– olduğundan, bu faiz oranı üzerinde bir faiz oranı talebinin yerinde olmayacağı sonu ve görüşlerine ulaşıldığı görülmüştür.
Bilirkişi Heyeti tarafından alınan ek raporda özetle; Kök raporda da açıklandığı üzere, davacı tarafın davalıdan —- takip tarihi itibariyle —– alacağının bulunduğu, davacının takipten önce istediği faizin yerine olmadığı, davacının —- alacağına takipte yıllık %3,75 ve sonraki dönemlerde devlet bankalarının uyguladığı en yüksek faiz oranını aşmamak kaydı ile faiz isteminin mümkün bulunduğu tespitine varıldığı görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Davanın itirazın iptali davası olarak açıldığı görüldü.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
———— kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle ——— bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
———-kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacının, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla İst———-sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip konusu faturalara ilişkin davacının davalıdan——alacaklı olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takibine konu faturalardan kaynaklı davalı taraftan toplam—- alacaklı olduğu, bakiye alacağa dayanak —– bedelli faturanın davalı taraf BA larında yer aldığı, bu haliyle alacağa dayanak hizmetin davalıya verildiğinin karine olarak kabulünün gerektiği, davalı tarafça iş bu karinenin aksinin ispatı yönünde dosyaya herhangi bir delil ibraz edilemediği gibi bilirkişi raporlarına karşı da itiraz edilmediği, davacı tarafça sunulan —- bedelli taşıma hizmetine ilişkin yaptırılan sigorta poliçe masrafı olarak—– alacak talebinin de yerinde olduğu, yapılan bilirkişi incelemesinde takibe konu faturalara ilişkin takip tarihinde davacı tarafın davalıdan —– alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla davanın kabulü ile takibin —– üzerinden devamına, alacağın faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle ayrıca icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı borçlunun —– sayılı icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile asıl alacak ——– takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-a maddesi uyarınca EURO cinsinden 1 yıl vadeli mevduata kamu bankalarınca uygulanan en yüksek oranda faiz uygulanmasına,
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan—– takip tarihindeki TL karşılığı olan ——— %20’si oranındaki 2.293,67 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 746,78 TL olmakla baştan alınan 58,29 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 688,49 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 58,59 TL Peşin harç ve 35,90 TL başvuru harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 857,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2020