Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/78 E. 2021/106 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/393 Esas
KARAR NO : 2021/164

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2020
KARAR TARİHİ : 18/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin 23/09/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı firmanın talep ettiği takip konusu faturalarda belirtilen mallan vermiştir Davalı taraf ilgili fatura bedellerini vade tarihi geçmesine rağmen ödememiş ve davalı temerrüde düşmüştür. İlgili faturalara herhangi bir itirazın yapılmaması ve temerrüdün devamı nedeniyle ——- dosyası ile takibe geçilmiş olup, davalı takibe, borca, asıl alacağa, faiz ve tüm ferilerine itirazda bulunulduğunu, müvekkilin kanunen uygun faiz işlettiğini, iş bu sebeple faturalar ve cari hesaba karşı geçerli hiçbir itirazda bulunmayana davalı borçlunun hakkında başlatılan dava konusu icra takibine borca, asıl alacağa faiz ve tüm ferilerine haksız kötü niyetli olarak İtirazda bulunduğu aşikâr olduğunun, mahkememizin dosyasına sunduğu delilerin göz önüne alındığında davalı borçlunun takibe konu borç meblağını ödemediği —— sırf zaman kazanmak amacı ile kötü niyetli yaptığının anlaşılacağının, bu nedenlerle davalı tarafından haksız, mesnetsiz, ve kötü niyetli takibe, borca, asıl alacağa, faiz ve tüm ferilerine karşı yapılan itirazın yerinde olmadığından itirazın iptalinin gerekmekte olduğunun, iş bu sebeplerden fazlaya dair her türlü dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla öncelikle——esas sayılı takibe, borca, asıl alacağa,—- ferilerine ilişkin haksız, mesnetsiz kötü niyetli olarak yapılan tüm itirazların iptaline—— devamına, izah edilen nedenlerle davalı borçlunun icra —- haksız ve kıöıü niyetli olarak itiraz etmesi nedeniyle alacak meblağının % 20′ den aşağı olmamak üzere davalı taraf aleyhine icra inkar tazminatına hüküm edilmesini, dava giderleri ve ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini vekâleten talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin 02/11/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı taraf müvekkil şirket ile arasındaki akdi ticari ilişkiyi ve teslim ettiği iddia ettiği malları hangi akdi ilişkiye dayandığını açıklayamadığını, bu mallann iddia ettiği gibi teslim edildiği hususunu ispatlayamadığını, davacı tarafın müvekkil şirket ile arasındaki ilişkiyi ispatlayamamasına rağmen yalnızca — ticari defterleri dikkate alınarak işbu davayı açtığını, oysa faturaların ve ticari defterlerin dikkate alınabilmesi için öncelikle davacının akdi ilişkiyi ve malların teslim edildiğini ispatlaması gerekmekte olduğunun, davacı vekilinin her ne kadar—- Numarası ile başlatılmış olan icra takibine karşı yapmış olduğu itirazların haksız ve dayanaksız olduğu iddia etmişse de işbu itirazın yasal süresi içinde hukuka ve kanuna uygun olarak yapıldığını, davacı faturaların müvekkile teslim edilip edilmediğine, fatura konusu malların müvekkilimize teslim edildiğini dair hiçbir dayanak sunmamasına rağmen müvekkil hakkında huzurdaki davaya tanzim etmiş olması davacının kötü niyetini ortaya koyduğunu, her ne kadar müvekkili şirketin davacı tarafın alacaklarını ödemiş ise de kabul etmemekle birlikte davacı tarafın bir alacağı varsa da söz konusu alacağın likit olmadğını, içtihatlar da benimsendiği üzere likit olmayan alacaklar üzerinde icra inkar tazminatının çıkarılmamakta olduğunu, arz edilen ve resen rastlanılacak sebeplerle fazlaya dair talep dava haklarının saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin vekâleten talep etmiştir.
CEVABA CEVAP: Davalı vekilinin 05/11/2020 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davalı yanın cevap dilekçesinde belirttikleri aleyhlerine olan hususları kabul etmediklerini, davalı tarafın müvekkili ile olan ticari ilişkisi neticesinde müvekkiline borçlandığını ve borçlarını ödemeyerek temerrüde düştüğünü, alacaklarının likit bir alacak olduğunun aşikar olduğunun, belirsiz bir alacak söz konusu olmadığının, dolayısı ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilmesini talep ettiklerini, iş bu sebeplerle fazlaya dair her türlü dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla, öncelikle—- sayılı takibe, borca asıl alacağa, faiz ve tüm ferilerine ilişkin haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak yapılan tüm itirazların iptaline ve takibin devamına; izah edilen nedenlerle davalı borçlunun icra takibine vaki haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmesi nedeniyle alacak meblağının % 20 ‘den aşağı olmamak üzere davalı taraf aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, dava giderleri ve ücret’i vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişinin — raporunda özetle; Davacı Alacağı: Tacir olan davacının defterleri incelendiğinde usulüne uygun olarak tutulduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkiye ilişkin olarak davacının faturalar tanzim ettiğini, faturaların defter ve belgelerde kayıtlı olduğunu, davalını ticari defter & belge ibrazından kaçındığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde davacının—alacağının bulunduğunun değerlendirildiğinin, yapmış bulunduğu açıklamalar sonucunda, tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi ve 6100 sayılı HMK snın 266/C.2 hükmü uyarınca bilcümle hukuki takdir ve tavsif sadece Mahkememize ait olmak üzere rapor kanaatini arz ettiğini beyan etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, cari hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacının ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre 04/11/2019 takip tarihi itibariyle davalının 2.102,62 TL borçlu olduğu, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı anlaşılmıştır.
Alacağın likit olması konusunu——- — kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir—— Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafında——– sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin DEVAMINA,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 2.102,62 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 143,62 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 89,22‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——— göre hesaplanan 2.102,62 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 54,40 TL peşin harç toplamı 108,80 TL ile 908,00 TL ( 850,00 TL bilirkişi ücreti, 25,00 TL posta masrafı, 33,00 TL elektronik posta masrafı) olmak üzere toplam 1.016,8‬0 TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6——- davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzene karşı KESİN olarak karar verildi.