Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/768 E. 2020/889 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/768 Esas
KARAR NO : 2020/889

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
.DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının hizmet alanında mevcut ——–yapıldığını, tanzim edilen geçici kabul tutanaklarının 14.11.2008 tarihinde onaylandığını, anılan işlerin davalı tarafça uygun —- edildiklerini ve geçici kabullerinin yapıldığını, söz konusu —–Yönetmeliği’nin 38. Maddesi ve 28.01.2014 tarih 28896 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin 21. Maddesine dayanılarak hazırlanan —– ile yayımlanan —mevzuat gereği yatırım bedelinin iadesinin gerektiğini, davalı şirket yetkilileriyle çeşitli aşamalarda sözlü görüşmelerin yapıldığını– yatırım bedelinin İadesinin talep edildiğini, anılan talebin —- reddedildiğini, davalının ilgi yazılarında- —sayılı yazısı gereği yatırım bedellerinin kat maliklerine ödeneceği, bu bedelle kat malikleri yönünde bilgi verilmesinin istenildiğini, bu nedenle müvekkilinin iade talebinin yerinde olmadığı yönünde değerlendirme yapıldığını, davalının red cevabına karşılık— yapılan yazılı başvuruya dava tarihine kadar herhangi bir yanıt verilmediğini, idari dava haklarının saklı kalması kaydıyla huzurdaki davayı ikame ettiklerini, — Yönetmeliğinin 38.maddesi 6 fıkrası, Elektrik Piyasası Bağlantı Sistem ve Kullanım Yönetmeliğinin 21. Maddesi ile anılan yatırım bedelinin iade edilmesine ilişkin hükümleri içerdiğinden bahisle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla; davalının hizmet alanında——-itibaren —- oranında faiz güncellemesinin yapılarak dava tarihindeki güncel bedelinin tespiti ile yasal faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini taleple delillerini ibraz etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilin cevap dilekçesi ——-Özetle; Davacı talebinin yerinde bulunmadığını, reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının müvekkili şirkete müracaat ettiği —- yayımlanan Elektrik Piyasası Yönetmeliğinin–yayımlanan yönetmelikle yürürlükten kaldırıldığını,– Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin Dağıtım Varlıkları başlıklı 21/1. maddesi–tarih — oluşturan —- başlıklı 5/4 maddesi ile dağıtım varlığının geri ödemeye esas bedelinin ne şekilde hesaplanacağı hükümlerinin getirildiğini ayrıca — yazılarıyla dava konusu talebe ilişkin uygulamaların ne şekilde yapılacağının gösterildiğini, davacı tarafından huzurdaki dava île yatırım bedelinin talep edildiğini, talep edilen yatırımın bulunduğu parseldeki yapıya ilişkin davacı tarafın mülkiyetinin bulunduğunun gösterilmesinin gerektiğini, aksi halde ilgili mevzuat gereğince söz konusu yatırım bedelinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, davaya —–yapılacak yapıların — ihtiyacının karşılanması—- gücüne ihtiyaçlarının bulunduğu belirtilerek başvuru yapıldığını, bu başvuruyu teminen—- verildiğini, müvekkili şirketin bağlantı görüşüne istinaden hazırlanan projenin onaylandığını, geçici kabulünün yapıldığını—– geçici kabul işlemlerinin tamamlandığını, davacı tarafından 15.10.2018 tarihli yazıları ile yatırım bedelinin iadesinin talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından 06.11.2018 tarihli yazı ile talep edilen tesislerin bulunduğu taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkına ilişkin belgelerinin iletilmesinin istenildiğini, davacı tarafından cevap verilmediğini,—- davacının mülkiyeti tevsik edici belgeleri sunmaması nedeniyle talebin olumlu ya da olumsuz sonuçlandırılmadığını, davacının kötü niyetli olarak huzurdaki, davayı ikame ettiğini, davacının mülkiyetini ispat edici belge sunmasının gerektiğini, aksi takdirde işbu davanın aktif husumet yönünden reddinin gerektiğini, —- geri ödemeye ilişkin yazıları ile dava konusu bedelin son malike ödenmesi gerektiğinin açıkça belirtilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından işbu dava ile benzer mahiyette açılmış dava ile ilgili —söz konusu yazıya dair cevabının beklendiğinden bahisle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesi taleple delillerini ibraz etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava eser sözleşmesinden kaynaklı yapılan eserin yatırım bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davacı yukarıda belirtilen nedenlerle alacağını talep etmiş davalı da yukarıda özetlenen hususlardan ötürü davanın reddini savunmuştur.
Davanın açıldığı ve ön incelemenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 6100 sayılı kanunun 141. Maddesi ” Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakatı ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmasını —— yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez” hükmünü düzenlemiştir. Bu maddede ——kanunun 15. Maddesi ile değişiklik yapılmıştır. Maddenin yeni ———– serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.” şeklindedir.
Davalının cevap dilekçesinde özetle aktif husumet itirazında bulunduğu, yatırım bedeli talep edilen tesislerin bulunduğu taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı olmayan — mevzuat uyarınca yatırım bedelinin geri ödeme başvurusunun yapıldığı tarihte kullanım yeri maliki tarafından talep edilebileceğini,—kendilerine bu şekilde yanıt verdiğini bu nedenle davacıya ödeme yapılmadığını belirttiği görülmüştür. Davalının cevap dilekçesinde aktif husumet itirazı haricinde bir savunması olmadığı görülmüştür. Davalının — dilekçesinde de yine yukarıdaki hususları belirttiği, başkaca bir hususa değinmediği görülmüştür.
Davalının aktif husumet itirazının yerinde olup olmadığı incelenecektir. Bu hususta mahkememizce —- müzekkere —.– ve sistem kullanım yönetmeliği ve kullanıcı tarafından ——- —- başlamayan —- imzalanmayan veya imzalanmışsa bile bedel tespiti yapılmayan tesislerin geri ödemesinin yürürlükteki mevzuata göre yapılması gerekmektedir. …… Bu kapsamda şirketin — lisans yönetmeliğinin 38. Maddesi kapsamında olduğu halde mahsuplaşma yöntemi ile geri ödemesi başlatılmamış olan ve sonradan kullanıcılar tarafından geri ödemesi talep edilen tesislere ilişkin yapmış olduğu ret işleminin mevzuata aykırılık teşkil etmekte olduğu değerlendirilmektedir…..Bu noktada yapılacak geri ödemeye muhatap tarafın kim olduğu sorusu gündeme gelmektedir. Her ne kadar —– hakkında konuya ilişkin henüz bir yaptırım kararı alınmamış olsa da şirketin diğer bazı ———–hakkında alınmış olan ihtar yaptırımından haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada muhtelif —- kullanım yeri malikinin ” geri ödemeye muhatap taraf olacağı” müşterek mülkiyet halinde pay sahiplerinin birlikte müracaatta bulunması gerektiği ” hüküm altına alınmış olmakla birlikte bazı şirketler hakkında soruşturma süreçleri devam ederken —- başkanlığımızın istişari görüşü çerçevesinde konuya ilişkin yaptırım kararında değişikliğe giderek;
1)Mülga — Kanunu’na dayanılarak çıkartılan Lisans yönetmeliği( 38. Madde ve ilgili mevzuatına göre ) döneminde tesis edilmiş, ancak mevzuatına uygun veya hiç tesis sözleşmesi yapılmamış tesislerin geri ödemelerinde,
—— başlamış olan tesislere ilişkin olarak Elektrik piyasası bağlantı ve sistem kullanım yönetmeliği’nin geçici 2. Maddesi uyarınca —— işleminde devam edilmesi gerektiğinden, — işleminin tarafının hak sahibi olduğu,
—– başlamamış olan tesislere ilişkin olarak , —- yönetmeliğinin 21. Maddesi çerçevesinde yatırımı —–belgelendiren gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğunu
2)6446 sayılı Elektrik Piyasası kanunu’na dayanılarak çıkartılan Elektrik piyasası bağlantı ve sistem kullanım yönetmeliği (21. Madde ve ilgili mevzuatına göre) döneminde tesis edilmiş ancak mevzuatına uygun veya hiç tesis sözleşmesi yapılmamış tesislerin geri ödemelerinde, — belgelendiren gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğunu
3)Her iki dönemde de mevzuata uygun olarak yapılmış tesis sözleşmesinin varlığı halinde tesis sözleşmesinin tarafı olan gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğu yönünde karar alındığını” belirtmiştir. Davacı yanca davalıca verilen —- göre davalıca– uygun olarak yapılan ve geçici kabulün—— yatırım bedelinin iadesi talebine———- başvurusunun yapıldığı tarihte kullanım —–kendilerine bu şekilde yanıt verdiğini bu nedenle davacıya ödeme yapılmadığını belirterek geri çevirmiştir. Yukarıda da ——–görüşünde değişikliğe gitmiştir. — başlamamış olan tesislere ilişkin olarak, — kullanım yönetmeliğinin– Maddesi çerçevesinde yatırımı — belgelendiren gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğu yolunda karar alınmıştır. Davacının söz konusu yatırımı yaptığı hususunda zaten bir ihtilaf yoktur. Esasen —–yatırım bedeli iadesi talebini “ödeme başvurusunun yapıldığı — talep edilebileceği” yolundaki görüşün kanuni bir dayanağının da olmadığı, kurulun görüşü olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu yatırımı kendi —- harcayarak gerçekleştiren ve davalıya teslim eden davacının hak sahibi olduğu hususu açıktır. Davalının bu nedenle aktif husumet yokluğu yolundaki savunmalarının —- eski ve hatalı görüşünden başka hukuki bir dayanağı yoktur.
Dava dosyası içerisindeki bilgi, belge, yazışma, proje, geçici kabul tutanaklarına göre dava konusu ———–belirtilen şartlara göre davalıca tasdiklenmiş —- olarak yapıldığı, geçici kabulün 07.11.2008 tarihinde yapılarak, Geçici Kabul Tutanaklarının onaylandığı, tesiste herhangi bir özür, kusur ve eksikliğin bulunmadığı anlaşılmıştır. Yapılan tesisin————-olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu iş için davacı adına faturanın düzenlendiği görülmüştür.
Davaya konu tesislerin davacı tarafından yapıldığı, yapılan bu tesislerin Geçici Kabul Tutanaklarının da düzenlenerek davalıya devrinin yapıldığı, davalıya—-, tesislerin devrinden önce davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir sözleşmenin olmadığı, tesislerin yapımı aşamasında gerekli yazışma ve izinlerin alınmış olduğu,– kabullerinin yapıldığı, — kullanımda olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan — sayılı resmi gazetede yayınlanan— yönetmeliğinin 38-6 Maddesinde ” (6) sisteme bağlantı yapılması halinde sistem kullanımı açısından — yetersiz olması nedeniyle— yapılmasının gerekli olduğu ve —– mevcut olmadığı hallerde, söz konusu ———– adına,——– isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki — edilebilir, bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı, —— — kişiler arasında yapılacak bağlantı— anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin iletim — düşülür” hükmü düzenlenmiştir.
—- sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren “Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin “21. Maddesinin ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun —tarihli kurul kararı ile belirlenen ‘ Kullanıcı Tarafından— ‘ yürürlük tarihleri; dava konusu tesisin, davacı kurumdan izin alınması, geçici kabulü, işletmeye alınması tarihinden sonraki tarihleri kapsadığından değerlendirmeye alınması mümkün olamamıştır. Bu nedenle işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte— Yönetmeliği’nin 38. Maddesine göre değerlendirme yapılacaktır. —-tarihli 28524 sayılı Resmi gazetede yayımlanan yönetmelikle —-tarihinde yürürlüğe girmek üzere mezkur yönetmeliğin 38. Maddesinin 6. Fıkrası aşağıdaki biçimde değiştirilmiştir;
“— sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan—– Yönetmeliğinin 38 inci maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Sisteme bağlantı yapılması için, sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle, genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli —— —- bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir — Bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı;
a) —- arasında yapılacak bağlantı ve sistem kullanım anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel —- bedelinden düşülür.
b) ——– tüzel kişi; talebin karşılanabileceği tarihi, talebin yapıldığı tarihten itibaren 5 yılı geçmemek üzere bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişiye bildirir. Bu durumda gerçekleşen yatırıma ait bedel;
1) —– tüzel kişi tarafından bağlantı görüşünde verilen bağlantı talebinin karşılanabileceği tarihteki yıl içerisinde en fazla 12 aylık taksitte, — eden gerçek veya tüzel kişiye, muhataba ulaşılamaması halinde tesisin bulunduğu yerdeki en yakın— hak sahip veya sahipleri adına —- ödenir.— kabulünün, — öngördüğü tarihten sonra yapılması halinde ödeme bir —— başlar. —— ödemenin yapıldığı tarihte ekler.
2) Yapılacak ———— kabulünün yapılmasına kadar gerçekleştirilecek— —– ile ilgili olarak ———- tarafından onaylanan —- kullanılır.
3) Söz konusu——— geçici —— aydan itibaren, geri ödemenin—- oranında güncellenir. Vadesinde geri ödemesi yapılmamış tutara —– hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır.” şeklinde değiştirilmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış dosya uzman bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi kök raporunda özetle “….Dava dosyası içerisindeki bilgi, —————–belirtilen şartlara göre davalıca ——– yapıldığı, geçici kabulün —- tarihinde yapılarak, — onaylandığı–bulunmadığı anlaşılmıştır. —–gerçekleştirilen davaya—— kapsamındaki —- olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu iş için davacı adına faturanın düzenlendiği görülmüştür.
Davaya — yapıldığı, yapılan –düzenlenerek davalıya devrinin yapıldığı, davalıya —-, —devrinden önce davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir sözleşmenin olmadığı, — yapımı aşamasında gerekli yazışma ve izinlerin alınmış olduğu,— yapıldığı,— kullanımda olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı—- tarafından—– dava konusu — bedelinin ödenmesi için gereğinin yapılmasının İstenildiği ancak dava dosyası içerisinde—verilmiş cevabi yazı görülememiştir.
Dava konusu yapılan işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte — Yönetmeliği’nin 38-6. Maddesine göre;
“(6) sisteme bağlantı yapılması halinde sistem kullanımı açısından— nedeniyle — olduğu ve yeterli— hallerde, söz konusu — ve/veya dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir– edilebilir, bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı, sisteme bağlantı yapan gerçek veya—– sahibi —– arasında yapılacak bağlantı ve — anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin iletim –” denilmektedir.
Davalı — tarafından, dava —– belirlendiği, — onaylandığı,——- alındığı ancak davacı ile davalı —- kapsamında yapılmış bir sözleşmenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
28.01.2014 tarih — sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü—— ‘ yürürlük tarihleri; dava konusu tesisin, davacı kurumdan izin alınması, geçici kabulü, işletmeye alınması tarihinden sonraki tarihleri kapsadığından değerlendirmeye alınması mümkün olamamıştır. Bu nedenle işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte — Yönetmeliği’nin 38. Maddesine göre değerlendirme yapılmıştır.
Dava dosyası — 659 sayılı ilgi yazıları ekindeki 14.10.2019 —— yazılarında “.—– tarafından geçici kabulünün yapıldığı — itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış— yapılmamış tutara — ve—Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır, “denilmiştir.
Talep edilen —-
Yukarıda yapılan tüm açıklamalardan görüleceği gibi davacı Şirket tarafından gerçekleştirilen ——— bulunulduğu, davalının mevcut alçak—-karşılanmasının mümkün olmadığını bildirerek talep edilen enerjinin karşılanması için gerekli tesisin davacı tarafından yapılarak—– devrinin istenildiği,
Dava konusu ——- suretiyle davalı —- belirlediği şartlara ve projesine uygun olarak yapıldığı, geçici kabullerinin —— yapılarak tesisin —– devredildiği ve işletmeye açıldığı,
Dava konusu tesisin davacı şirket tarafından davalı —–teslim edildiği tarihte yürürlükte bulunan—- Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. Maddesindeki şartlara uygun olarak yapıldığı ve davacı tarafından yapılan tesis için davacı tarafından ——edilmiştir. ” şeklinde görüş bildirmiştir. Davalı yanca kök rapora itiraz dilekçesinde yine aktif husumet itirazları dile getirilmiş, davacının mülkiyet hakkını tesvik edici bir belge sunmaması nedeni ile talebinin olumlu yada olumsuz sonuçlandırılam—— oranında güncelleme yapmasının son derece hatalı olduğunu belirtmiştir.—– güncelleme yapılması yönetmeliğin 38/6. Maddesinde belirtilmiştir.— husumet itirazlarının da yersiz olduğu yukarıda detaylı açıklanmıştır. Ek rapor alınmışsa da kök rapordaki durum değişmemiştir. Davalı vekili kök rapora itiraz dilekçesinde keşif yapılmasını talep etmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere davalının cevap ve 2. Cevap dilekçelerinde ileri sürdüğü savunmaların tamamı aktif husumete ilişkindir. Davacının söz konusu yatırımı gerçekleştirdiği ve davalı yanca kendi—- kabulünün yapıldığı sabit olup davalının da kabulündedir. Davalı yanca—–dilekçelerinde söz —- eksik yapıldığı, hatalı yapıldığı, ayıplı olduğu veya başka bir itirazda bulunulmamıştır. Davalının savunma içeriği dikkate alınarak 01.07.2020 tarihli duruşmada keşif talebi red edilmiştir. Söz konusu geçici kabule dair tutanaklar ve ekleri incelenmiş, heyet tarafından ” — —– edilmiş ve herhangi bir aksaklıkla karşılaşılmamıştır.” denmek sureti ile söz konusu geçici kabul işlemlerinin tamamlandığı görülmüştür. Davalı vekilinin beyanının aksine geçici kabul heyeti tarafından yerinde kurulan tesisin projede ön görülen tesis ile aynı olduğu, herhangi bir kusur ve noksanlığının da olmadığı tespit edilmiştir. Bilirkişi kök ve ek raporu denetime uygun bulunmuştur.—- yazı cevabının—–gazetede yayımlanan — lisans yönetmeliğinin kabul edilmesi ile yürürlükten kaldırılmış, yeni yönetmelikte —- tarafından —- — yönelik yatırım bedelinin mahsuplaşma yöntemi ile geri ödemesine ilişkin bir hükme yer verilmemiştir. Konu 28.01.2014 tarihinde yürürlüğe giren —– kullanım yönetmeliğinde düzenlenmiş bu çerçevede bir boşluğa yer verilmemesini teminen konu, söz konusu yönetmeliğin ” mahsup yöntemi ile geri ödeme ” ————- yapılacak mahsuplaşmanın önüne geçilerek kullanıcıların mağduriyetinin önlenmesi ve yine yapılan düzenlemelerle hiç mahsuplaşmaya başlamayan yatırım tutarlarının 5 yılı geçmemek şartıyla belirlenen tarihte 12 eşit taksitte ödemesinin sağlanarak kullanıcıların korunması amaçlanmıştır.” denmiştir.
Yargıtay —-. HD. —– —- Sayılı ilamlarında “… davalı tarafından —- döneminden başlayarak düzenlenmiş olan faturalarda—–kullanım bedeli alınmayarak mahsuplaşma işleminin başladığı ve devam etmekte olduğu, yapılan bu işlemin ——– maddelerine uygun olarak yapıldığı ve halen mahsuplaşma işleminin devam ettiği, bu nedenle de davacının mahsuplaşma işlemi tamamlanmadan davalıdan herhangi bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile verilen kararları onamıştır. Bu olayda taraflar arasında mahsuplaşma işlemi 2013 yılı ocak ayında başlamış ve halen devam etmektedir. Dolayısı ile 10 yıllık süre koşuluna bakılmıştır. Somut olayda ise işin yapımı ve geçici kabulü eski yönetmeliğin yürürlükte olduğu dönemde yapılmıştır. Mahsuplaşma ve ödemeler hiç başlamamıştır. 10.01.2013 tarihli resmi gazetede yayımlanan Elektrik piyasası lisans yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmeliğin geçici 1. Maddesinde hiç mahsuplaşmaya başlamayan yatırım tutarları için 5 yılı geçmemek şartı ile belirlenen tarihte 12 eşit taksitte ödemesinin sağlanarak kullanıcıların korunmasının amaçlandığı belirtilmiştir. Davacının söz konusu yatırımı gerçekleştirip davalının kullanımına sunduğu ve henüz hiç para tahsil edemediği anlaşılmıştır.
Davacı yanca davanın ıslah edilmesi üzerine davalı yanca süresi içinde ıslah zamanaşımı defiinde bulunulmuştur. Davalının cevap dilekçelerinde dava zamanaşımı definde bulunmadığı görülmüştür. Bilindiği üzere kısmi davada zamanaşımı sadece dava konusu yapılan kısım için kesilmektedir. Davalının dava zamanaşımı defiinde bulunmamasına rağmen ıslah ile arttırılan kısma ilişkin ıslah zamanaşı defiinde bulunabileceği uygulamada kabul edilmektedir. Davalı ıslaha karşı verdiği dilekçesinde taraflar arasında bir tesis sözleşmesi olmadığını bu nedenle talebin sebepsiz zenginleşmeye dayandığını, 11 sene sonra davalının talepte bulunduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını belirtmiştir.
Yukarıda da belirtildiği üzere uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, —birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. ( Yargıtay —-Hukuk Dairesinin —— karar sayılı kararı ) 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı TBK’nın 147/6. maddesinde de yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında eser sözleşmesinden doğan alacakların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtilmiştir. Bu maddelerdeki düzenlemeye göre eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda kural, zamanaşımı süresinin 5 yıl olmakla birlikte, yüklenicinin kasıt ve ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi işi ifa etmemesi halinde zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu’nun 125, Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi hükümlerine göre 10 yıl olacaktır. Borçlar Kanunu’nun 128. ile TBK’nın 149. maddesinde zamanaşımı sürelerinin alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağı kabul edilmiş, BK’nın 132., 133., 135., ve 136. ile TBK’nın 153., 154., 156. ve 157. maddelerinde zamanaşımının durması, kesilmesi ve yeni sürenin başlaması halleri düzenlenmiştir.
— BAM —- Sayılı ilamında “..Taraflar arasındaki uyuşmazlık alacak talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır. Eser sözleşmesinde kural olarak her alacak hakkı 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu sürenin başlangıcı ise kural olarak işin teslimi tarihinden başlar. Ancak ihale edilen inşaatlarda bu sürenin başlangıcı işin kesin kabul onay tarihinden başlatılmaktadır. Açıklananlar ışığında somut olaya bakıldığında, dosya kapsamına göre inşaatın kesin kabulünün 09/08/2006 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Davaya konu talep yönünden bu tarih esas alınmış olsa dahi dava tarihine (20/02/2015) göre 5 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu anlaşılmakla mahkemece davanın zamanaşımına uğradığından bahisle verilen red kararı usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.”
İst BAM —. HD. —. Sayılı ilamında “… Eser sözleşmelerinin feshi halinde açılacak geri alma davalarında Borçlar Kanunu’nun sebepsiz zenginleşme hükümlerine ilişkin zamanaşımı değil, eser sözleşmesine ilişkin zamanaşımı hükümlerinin uygulanacağı istikrar kazanmış olup, bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun —– sayılı içtihatları ile de benimsenmiştir.”
———– ilamında “… Eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresinin başlangıcı BK’nın 128. maddesi uyarınca alacağın muaccel olduğu tarihte başlar. Somut olayda ise bu tarih sözleşme konusu işin kesin kabulünün onay tarihidir.”
— —–. “…Somut olayda dava, eser sözleşmesi kapsamında tazminat talebine ilişkin olup, eser sözleşmelerinde ayıp dışında kalan alacak taleplerine ilişkin davalar TBK’nın 147/6.md. hükmüne göre 5 (beş) yıllık zaman süresine tabidir. Yargıtay —. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihat ve uygulamalarında zamanaşımı süresinin kesin (kabul) hesabın onayından başlayacağına ilişkin kabulüne göre”
——– BAM –. —–. Sayılı ilamında “…Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, eser sözleşmesinde zamanaşımı süresi işin niteliğine göre, eserin tesliminden, kesin hesap onay tarihinden veya sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, taraflarca yapılmış bir kesin hesap olmadığı gibi, bilakis davanın da esasen mahkemece tasfiye yapılarak kesin hesabın çıkartılması talebine dair olduğunun anlaşılmasına göre ıslahla arttırılan miktar yönünden de henüz zamanaşımı süresinin başladığından söz edilemez. “
Somut olaya gelecek olursak söz konusu eserin tamamlanıp davalıya eksiksiz olarak teslim edildiği dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmıştır.Eser sözleşmesi feshedilmemiştir. Kaldı ki feshedilmiş dahi olsa uygulanacak zamanaşımı hükümleri yukarıda atıf yapılan emsal kararlar da dikkate alındığında sebepsiz zenginleşme hükümleri değil eser sözleşmesine dair hükümlerdir. Eser sözleşmelerinde zamanaşımın başlangıç anı alacağın muaccel olduğu andır.Mezkur yönetmeliğin 38/6 madde ve fıkrası incelendiğinde kesin kabulün yapılması gerektiği anlaşılmıştır.—-getirilmesine rağmen davalı yanca kesin kabulün yapılmadığı görülmüştür. Kesin kabulün bu kadar uzun süre davalı takdirine bırakılamayacağı anlaşılmıştır. Yine yönetmeliğin 38/6. Maddesi ” Söz konusu—– lisansı sahibi tüzel kişi tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış ——ödemesi yapılmamış tutara 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır” hükmünü getirmiştir. Bilirkişi raporunda yapılan hesaplama doğrudur —–. Yukarıda atıf yapılan— BAM —. HD. : —– Sayılı ilamında belirtildiği üzere taraflarca yapılmış bir kesin hesap, kesin kabul bulunmamaktadır. Davacının talebi de zaten kesin hesabın çıkartılarak alacağın tespitidir. Bu nedenle ıslah ile arttırılan kısım için zamanaşımının başladığından da söz etmek mümkün değildir.Davalı vekilinin karar duruşmasından 2 gün evvel 14.12.2020 tarihli beyan dilekçesinde ileri sürdüğü hususların bir çoğu da savunmanın genişletilmesi mahiyetindedir. Öte yandan geçici kabul tutanağında ——-gösterilenler ile yerinde kurulan tesisin aynı olduğu davalının kendi mühendislerinden oluşturulan geçici kabul heyeti tarafından imzalanan geçici kabul tutanağından anlaşıldığından davalının beyanlarına itibar edilmemiştir. Yukarıda yapılan tüm açıklamalar, —- hükümleri, —– iddiası, davalının savunma dilekçeleri, bilirkişi raporu, yukarıda —— bütün olarak değerlendirilmiş davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2.411.509,41 TL alacağın, 982.285,39 TL’sine dava tarihi olan 27/12/2018 tarihinden, 1.429.224,02 TL’sine ise ıslah tarihi olan 06/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 164.730,20 TL nispi harcın, 24.407,58 ıslah harç ve peşin alınan 16.774,98 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 123.547,64 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı,16.774,98 TL peşin harç, 24.407,58 ıslah harcı olmak üzere toplam 41.218,46 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 81,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı olarak toplam 1.081,00 TL yargılama giderinden davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Karar tarihinde yürürlükte bulunan —- vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
7- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzüne karşı, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.