Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/759 E. 2021/395 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/759 Esas
KARAR NO : 2021/395

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ——– ticari ilişki sebebi ile —şirketten—istinaden müvekkili şirket tarafından faturalar kesildiğini ve kesilen faturaya davalı taraf itiraz etmediğini ve ödemesini de yapmadığını, fatura bedeline ilişkin olarak borçlunun ödeme yapmamakta direnmesi üzerinde —- üzerinden icra takibi başlatıldığını, cari ——ilişkin kesilen fatura bedellerinin bir kısmı ödendiğini kalan kısmın ödenmediğini, ödemelerin yapılmadığı gibi davalı tarafın faturalara herhangi bir itirazı da mevcut olmadığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya herhangi bir cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,İtirazın —- tarihli tam ıslah dilekçesi ile birlikte alacak davasına çevrilmiştir.
—— bir Mali Müşavir —- tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle: “Davacının yukarıdaki ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan —— asıl alacağı bulunduğu, — davacı şirket—- davalıdan — yapıldı kaydı yaptığı, ancak davalının— tarihli dilekçe ekinde sunmuş olduğu çeklerle yapılan ödemelerde hiç birinin—- tahsilatlarından kaynaklandığı, davacının 06/01/2017 tarihli —-bir belge sunulmamıştır. Davalının —- tutarında — ödeme yaptığı, dilekçe ekinde— olup, çeklerin lehtarı dava şirkettir. Her bir çekin ilgili banka tarafından ödendiğine—- sunulmuştur. —- incelendiğinde çeklerin — ödendiği görülmektedir. Her ne kadar çek — lehtar olarak davacı şirket görünmekteyse de ödeme dekontlarında çekin kim tarafından tahsil edildiği ve çekin arka yüzünde davacı şirketin kaşe ve imzası görülmediğinden dolayı çeklerin bankaya ibrazındaki— ilgili bankadan istenmesine gerekti, bu çeklerine davacı şirket tarafından tahsil edilmesi —–olması halinde;
-Davacının yukarıdaki ticari defter kayıtlarında davalıya toplam —– yaptığı ve davalının hesabına borç kaydı yaptığı ve davalıdan —yaptığı, bu —sonucunda — alacağı kaldığı görülmektedir.
-Yine 7. Mad.—–davalı tarafından davacıya verildiği ve ödendiği iddia edilen —– bankadan sorulması ve bu çeklerin —– imzasının bulunması halinde davacının davalıdan 1.767,57 TL alacağı kalacağı yönünde sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Esasa—–,davacı tarafın tam ıslaha başvurması nedeniyle tam ıslah konusuna değinmekte fayda bulunmaktadır.
——– olarak; taraflardan birinin yapmış olduğu usul işleminin tamamen veya ———–(HUMK m. 83, HMK m. 176) ——–Islah ——–davayı değiştirme, başka deyişle iddia ve —–değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağını — bir imkandır. Zira bu suretle, aslında yasal itiraz ile karşılaşılabilecek olan herhangi bir taraf muamelesi—- artık bu itirazı davet etmeksizin yapabilmektedir——-
Islahın konusu tarafların yapmış oldukları usul işlemleri olduğu için, ıslahla düzeltilecek usul işlemlerinin neler olduğundan da söz etmek gerekir. Gerek öğreti, gerekse —–uygulaması davanın değiştirebileceğini ve genişletilebileceğini aynı şekilde savunmanın genişletilebileceğini———-olarak kabul etmektedir.——- artırılıp artırılmayacağı hususu da bir usul işlemi olup, ıslahın konusudu—-
6100 sayılı HMK’nın 176. maddesine göre ıslah tamamen —- veya kısmen olmak üzere iki şekilde yapılabilmektedir.
Tamamen ıslahta davacı, davasını baştan (dava dilekçesinden) itibaren ıslah eder ve bir hafta içerisinde yeni bir dava dilekçesi verir (HMK m. 180). Davanın tamamen ıslahı yoluna, dava dilekçesinden (dava dilekçesi dahil) itibaren (HMK m. 179/2 de sayılanlar hariç) bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması için başvurulur (HMK m. 179/1). Bu hâlde dava dilekçesinden itibaren yapılmış olan usul işlemlerinin (HMK m. 179/2 de sayılanlar hariç) tamamının yapılmamış sayılması (ıslah edilmesi, düzeltilmesi) söz konusu olduğu için buna davanın tamamen ıslahı denir.—— Başka bir anlatımla davacı tamamen ıslah ile yeni bir dilekçe vererek davasını baştan itibaren usule —- işlemlerini değiştirebilir. Yani davacı bu yolla dava sebebini ve talep sonucunu tamamen değiştirip genişletebileceği gibi, davalı da tam ıslah ile savunmasını tamamen değiştirip genişletebilecektir. Bunun— sonucu olarak, dava dilekçesinde yer alan ilk talep içeriği değil, ıslah yoluyla açıklanan talep içeriği nazara alınarak araştırma ve inceleme yapılması ve mahkemece verilecek hükümde de ıslahla ileri sürülen istemin karşılanması gerekecektir.
Islahın amacı, yargılama sürecinde, şekil ve süreye aykırılık sebebiyle ortaya çıkabilecek maddi hak kayıplarını ortadan kaldırmak olduğundan, hak ve alacağı bu sürecin dışında ortadan kaldırmış olan işlemlerin, yani maddi hukuk işlemlerinin ıslah yoluyla düzeltilebilmesi elbette ki mümkün değildir. Bir başka deyişle, maddi hakkı sona erdiren —- ıslahla düzeltilemez. Feragat, kabul, sulh gibi işlemler, — dava içinde yapılsın, asıl hakkı ortadan kaldırdıklarından, usul işlemi olduğu kadar (davayı etkilediği için usul işlemidir) maddi hukuk işlemi mahiyetini de taşımaktadır ve bu sebeple, bu işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi imkânsızdır; çünkü ıslah, yargılama hukukunun — kaynaklanan—hak kayıplarının telafisi için öngörülmüş bir——- Açık bir irade beyanı ile terk edilen haklar, maddi gerçeğin—gibi bir sonuç doğurmadığı için, ıslahın konusu olamaz.
Yukarıda ıslaha ilişkin belirtilen açıklamalar doğrultusunda davacının itirazın iptali davası olarak açmış olduğu iş bu davada tam ıslaha başvurarak davasını alacak davasına çevirmesi mümkündür.Ancak davacı taraf tam ıslah dilekçesi ile birlikte faiz talebinde bulunmadığından faize hükmedilmemiştir.Her ne kadar dava dilekçesinde faiz talebinde bulunmuş olmanın yeterli olabileceği düşünülebilirse de iş bu durum kısmi ıslah için geçerlidir.Tam sılah ile kısmi ıslah arasındaki farklardan biri de kısmi ıslahla ilk davanın yeni bir davaya dönüştürülmemesi aksine dava dilekçesi ile talep edilen hususun———değiştirlmesi veya artırılmasıdır.Dolayısıyla —yeni bir dava dilekçesi değildir.Ancak — davacı taraf yeni bir dava dilekçesi vererek tüm talebini değiştirmektedir.—— dilekçesi ile birlikte ilk dava dilekçesi tamamen(bir anlamda) ortadan kalkmakta ve talep tam ıslah dilekçesinde yer alan hususlar olmaktadır.Bu nedenle tam ıslah dilekçesinde yer almayan bir husus hakkında ilk dava dilekçesinde bulunması gerekçesine dayanılarak bir karar vermek mümkün değildir.Bu nedenle tam ıslah dilekçesinde faiz talebi olmadığından faize hükmedilmemiştir.
Esasa ilişkin olarak ise : Bilirkişi raporunda belirtilen çeklerin ibraz edilip edilmediği —– müzekkere yazılmış ve gelen müzekkere cevabında—- keşidecisinin davalı olduğu ancak—- ibrazında davacı şirketin bulunmadığı ve bu nedenle bu çeklerle birlikte davalı tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı tespit edilmiştir.Davalı tarafından dosyaya sunulan 17/06/2019 tarihli beyan dilekçesi ile birlikte taraflar arasında 21.267,57 TL miktarınca borç ikrar edilmiş ancak davalı tarafından davacıya verildiği dile getirilen yukarıda bedeli belirtilen çeklerle ilgili olarak bankaya yazılan müzekkereye verilen cevapla birlikte bu çeklerin davacı—- anlaşılmıştır.Nitekim ticari defter incelemesine ilişkin —–sunulmaması halinde sonuçlarının ne olacağı belirtilerek ihtarat yapılmış ve ticari defter incelemesine ilişkin yalnızca davacı tarafın ticari defterlerini sunmuş olduğu görülmüştür.7251 sayılı kanunla HMK’nın 222.maddesine eklenen değişiklik öncesinde—-olsa da ticari defterler de HMK’nın 199.maddesi uyarınca belge niteliğinde olduğundan HMK’nın 220/3.maddesinde yer alan tarafların belgeyi ibraz etmemesinin sonucu olarak belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanının kabul edilebileceği düzenlemesi göz önüne alınarak davacı kayıtlarının davacı lehine delil teşkil ettiği kanaatine varılmıştır.Hükme elverişli bilirkişi raporu ile birlikte ,yukarıda belirtilen 2 adet çekle ilgili bankaya yazılan müzekkereye verilen cevapta bu çeklerin davalı tarafından davacıya verilmediği de göz önüne alınarak davacının——–alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçeler —– davacı vekilinin tam ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile,
——esas sayılı takip dosyası ile tahsilden tekerrür olmamak kaydıyla 24.264,57 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.657,51 TL harçtan, peşin yatırılan 35,90 TL harç ile 135,00 TL ıslah harcının toplamı olan 170,9‬0 TL ‘den düşümü ile geri kalan 1.486,61‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3- Peşin yatırılan 35,90 TL harç ile 135,00 TL ıslah harcının toplamı olan 170,9‬0 TL, ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ile 185,40 TL posta gideri olmak üzere toplam—-giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden —— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.