Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/758 E. 2022/281 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/758
KARAR NO : 2022/281

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili– firmasının —alan binanın yıkım ve arsa payı —yevmiye numaralı sözleşmesi ile işi üstlendiği, davacı yüklenici firma sözleşme edimlerini yerine getirmek için —. iş ortaklığı ile taşeron sözleşmesi yaptıklarını, davalı iş ortaklığının sözleşme edimlerini ifa için gerekli bedel sözleşmede –olduğu, yine davacı firma taşeron iş ortaklarına—yapılacak ödemeler karşılığı olarak temlik eden lehine doğmuş ve doğacak hakların yüzde doksan dokuzunu temlik alan iş ortaklarına temlik ettiğini, davalı şirketlerin daha sonra — temlik sözleşmesini davacı– devrettiği, üçüncü davalı — davacı şirkete karşı sorumluluğu burada doğduğu ve başladığını, davalıların 16.12.2016 tarihinde — inşaat işinin — tarihinde yavaş yavaş— başladığı, işin başında altı aylık gereksiz ve açıklanamaz şekilde süre kaybı yaşandığını, müvekkili davacı şirketin — işin zamanında yapılması için gerekli çalışmaların hızlandırılmasını bu şekli ile işin süresinde yetişmeyeceğini, bununla birlikte kat karşılığı inşaat sözleşmesinin kat maliklerine karşı sorumluluğunun kendi uhdelerinde olduğunu , inşaat işinden doğan faturaların temlik edilen davalılara keşide edilmesi gerekirken davacı şirkete keşide edildiğini, sözleşmeye uygun davranılmadığı ve sözleşmeye uygun davranılması gerektiğinin ihtar edildiğini, davalıların cevabi ihtar ile sorumluluğu kabul etmedikleri ve haklı olduklarını ihtar etmediklerini, davacı şirketin—ihtarı ile davacıların sözleşmeye uymadıkları, inşaatı süreninde tamamlamaları gerektiğini aksi halde sözleşmenin fesih edilerek yasal yolara başvurulacağı ihtar edildiğini, davacı şirketin son olarak — uymadığı ve süresinde işi tamamlamadığı , artık temlik ve taşeron sözleşmesinin dayanılmaz ve katlanılmaz bir hal aldığı beyan edilerek fesih edildiği, ayrıca ihtarda davaya konu sözleşmelerden doğacak haklar için teminat mukabilinde verilen 3.000.000 TL. ile birinci davalı — lehine tesis edilen ipoteklerin ihtarnamede belirtildiği senedin iadesi ile ipoteğin feshinin istendiği, davalı şirketler, sözleşmeye uymayarak davacı şirkete zarara uğrattığı, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan kat maliklerine karşı tazminat ve fazla kira ödemesi yapacak şekilde sözleşmeyi süresinde tamamlayamayarak davacı şirkete hem zarara soktuğu hem de itibarını zedelediğini, Davacı şirket , davalıların süresinde işi bitirememeleri nedeni ile işi tekrar üstlenmek zorunda kalmış , ve — bitirmek için çalışmalara başlamıştır. Davalıların sözleşmeye uymamaları nedeni ile davacı şirketin — kullanmak zorunluluğu dolayış ile şirket borçlanma ve kredi kullanmak zorunda kaldığını, teminat altına alması için verilen üç milyon — ile lehine tesis edilen iki gayrimenkul nedeni ile de davacı şirketin zor duruma düştüğünü, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik sözleşmeden doğan ceza-i şartın 1000 TL.’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte birinci ve ikinci davalılardan alınarak davacıya verilmesini, Birinci ,İkinci ve —–ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile işin gecikmesi ve süresinden tamamlanması nedeni doğan tüm zararların (teslim edilememesi nedeni ile ödenen fazla kira bedelleri, arsa sahiplerine ödenmek zorunda kalınacak olan kat karşılığı ——bedeli, zamanında teslim edilememesi nedeni ile davacı şirkete düşen dairelerin değerinde meydana gelen azalma nedeni ile doğan zarara bağlı tazminat bedeli ve sair zararlara ilişkin tazminat bedelleri tazmini için şimdilik 4000 TL. maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte alınarak davacıya verilmesini, ikinci davalı lehine tesis edilen ipoteğin geçersizliğinin tespiti ve fekki ile teminat senetlerinin iadesine karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa, dava dilekçesinin açıklatılması gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde ne talep ettiğinin tam olarak anlaşılmadığını, davacı vekilinin dilekçelerinde davalı lehine tesis edilen ipoteğin geçersizliğine ve teminat senetlerinin iadesine hükmedilmesini talep ettiğini ancak dilekçesinde ve netice-i talebinde hangi taşınmazlardaki ipoteklerin geçersizliğinin ve hangi senetlerin iadesinin talep edildiğini açık ve net biçimde belirtmediğini, davacı tarafın taleplerinin nitelik itibari ile kısmi olarak talep edilemeyeceğini, davacı tarafın ceza-i şart olarak 1.000,00 TL, kira bedeli olarak 4.000,00 TL talep ettiğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğunu, oysa taraflar arasındaki sözleşmeler gereği, hem ceza-i şart miktarının belirlendiğini, hem de kira miktarının hesaplanabilir nitelikte olduğunu, davacı tarafın alacağı olduğunu iddia ettiği bu alacakların belirli ve hesaplanabilir olmasına rağmen, bu şekilde kısmi taleplerinin bulunmasının kabul edilemez olduğunu, bu nedenle de öncelikle dava dilekçesinin reddini, ya da davacı tarafa süre verilerek, netice-i taleplerinin belirlenerek harcı tamamlamaları için süre verilmesine karar verilmesi gerektiğini, husumet itirazında bulunduklarını, davacı tarafın taleplerinden —- kaldırılması talebinin müvekkil firmaya ilişkin olmadığını, müvekkili firmanın aldığı bir –söz konusu olmadığını, müvekkili firmanın elinde herhangi bir teminat senedinin de bulunmadığını, bu nedenle müvekkili firmaya husumet yöneltilemeyeceğini, işbu usuli eksikliklerin giderilmesinin gerekli ve zorunlu olduğunu ve bundan özürü davacı tarafa bu hususlarda süre verilerek, eksikliklerin giderilmesine karar verilmesinin usul ve yasa gereği olduğunu, davacı vekilince ve gerekse diğer davalılar vekilince, uyuşmazlığa ilişkin tüm delillerin dosyaya sunulmuş olduğunu, evrak kalabalığına yol açmamak adına, dilekçeleri ekinde bunların tekrar sunulmayacağını, taraflarca daha önce dosyaya sunulmuş olan mevcut delillere ilişkin cevap ve beyanlarını sunacaklarını, davacının, —– Taşınmaz Satış Vaadi ve ——Karşılığı — devamında davacı firmanın, müvekkili firma—- 24.02.2016 tarihli taşeron sözleşmesi ile 24.02.2016 tarihli temlik sözleşmesi imzalandığını, ancak davacı firmanın, bu sözleşmelerin gereğini yerine getirmediğini ve sözleşmelere aykırı olarak sözleşmeyi feshettiğini ve bir takım haksız taleplerde bulunduklarını, davacı tarafın sözleşme gereği sahayı boş olarak teslim etmediğini ve inşaat ruhsatını süresinde alamadığını, tüm bu olumsuzluklara rağmen müvekkil firmanın ve diğer davalı firmanın inşaatı yapmaya başladıklarını, ancak davacı tarafın bu esnada sözleşmeyi haksız şekilde feshetmeye çalıştığını ve işi başka bir firmaya verdiğini, bu fesihin geçersiz bir fesih olup, müvekkili firmaya ve diğer davalı firmaya sözleşme gereği gerekli süre verilmeksizin sözleşmenin feshedilmeye çalışıldığını, sözleşmeye göre (Madde 21.2.’ye göre) iş ortaklığına en az 1 aylık süre verilmesi gerekirken 3 günlük süre verildiğini, sözleşmeye aykırı bir fesih yapılmaya çalışıldığını, işbu haksız ve geçersiz feshe rağmen, müvekkili firmanın zararlarının tazmin edilmediğini, masraflarının ödenmediğini, talep hakkı doğan ceza-i şartın ödenmediğini, bu hususlarda, diğer davalı firma — bir takım hukuki talep ve işlemler yapıldığını, bu anlamsız ve geçersiz feshin ardından müvekkili firmaca ve diğer davalı firmaca bu feshin gerçek sebebinin araştırıldığını, bu araştırmaların sonucunda davacı firmanın, müvekkili —– ortağı ile haricen anlaştıklarının ortaya çıktığını, bu iş için müvekkili firma ve diğer davalı firma — anlaştığını, bu— şahısın,—- birden bire aralarında imzalanan — rağmen,— — vaz geçtiğini, protokole — ödemelerini yapmadığını, daha sonra– davacı firmanın, müvekkilinin ve diğer davalı firmanın bilgisi ve rızası dışında anlaşıldığının öğrenildiğini, — davacının kötü niyetli davranışları ile zora sokulmuş olduğunu, aynı zamanda davacı tarafın, haksız şekilde sözleşmeyi feshetmeye çalışarak, işin tamamlanmasını fiilen imkansız hale getirmeye çalıştığını, devamında ise davacı firmanın,—şahısla anlaşarak inşaata devam ettiğini, yani davacı firmanın, müvekkili firma ve diğer Davalı — meydana getirdiği adi iş ortaklığının sözleşme gereği hareket etmesini ve edimlerini yerine getirmesini imkânsız hale getirdiğini, kötü niyetli bir şekilde müvekkili firmanın da ortağı olduğu iş ortaklığının aleyhine hareket ettiğini, tüm bu açıklamaları karşısında, davacı tarafın mağdur değil, bizzat kötü niyetli olduğunu, davacı tarafın, müvekkil firmanın da dahil olduğu iş ortaklığının —- haricen anlaştığını, asıl mağdur olan tarafın, davacı firmaya—–, bu hususta harcama yapan müvekkili firma ve iş ortağı olan — olduğunu, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli davasının reddine karar verilmesi gerekliliğinin aşikar olduğunu, davacı tarafından, —-seviyesine ilişkin bir harcama yapmadığından, bu aşamaya kadar yapılan harcamalara ilişkin müvekkili firmanın alacaklarını ve ceza-i şart talep haklarını saklı tuttuklarını, bu durum karşısında davacı tarafın ipoteğin kaldırılması taleplerinin de reddi gerektiğini, davacı tarafın dilekçesindeki usul eksikliklerin giderilmesi için davacı tarafa açıklama yapmak ve harç eksikliklerini gidermek için süre verilmesini, husumet itirazlarının kabulüne, ipotek fekki ve teminat senetlerinin iadesi talepleri yönünden davanın husumet yokluğundan reddini, haksız ve kötü niyetli davanın, davacı firmanın kötü niyetli eylemleri ve müvekkili firmanın kusurunun olmaması sebebi ile esastan reddini, yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesini, 1136 sayılı avukatlık kanununun 4667 sayılı kanunla değişik 164/son fıkrası uyarınca karşı taraf vekâlet ücretinin avukat olarak taraflarına hükmedilmesini, talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava– sayılı taşınmaz üzerinde yer alan —-ve arsa payı karşılığı —- — ile üstlenen davacı şirketin sözleşme ile yüklendiği edimleri yerine getirmesi için — nolu davalılarla yaptığı —- ve temlik sözleşmesinin davacı firmanın onayı ile — devretmesi sonucu yüklenilen işte dava dilekçesinde dile getirilen nedenlerden ötürü meydana gelen gecikmeler(— sözleşmenin davacı yanca feshedilmesinden kaynaklı davacının davalılardan cezai şart, kat maliklerine ödendiği belirtilen fazla kira bedelleri, kat sahiplerine ödenmek zorunda kalınacağı belirtilen cezai şart , inşaatın zamanında bitirilmemesi nedeni ile davacı —– değerinde meydana geleceği iddia olunan zararın davalılardan tazmini talebinin hukuken mümkün olup olmadığı, gecikme varsa davalılardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı,sözleşmede belirtilen fesih önelinin davalılara tanınıp tanınmadığı, davacının sözleşmeyi feshetmesinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, 1 nolu davalı lehine — geçersizliğinin tespiti ve fekki talebinin hukuken yerinde olup olmadığına ilişkindir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Mahkememizin 22.09.2021 tarihli celsesine davacı vekili iştirak etmemiş duruşma gün ve saatinin uyap üzerinden öğrenilmesine karar verilmiştir. Bilirkişi raporu ile birlikte duruşma gün ve saatinin — tarihi olduğuna dair tebligat davacı vekiline 28.09.2021 tarihinde usul ve yasaya uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davacı vekili belirlenen — tarihli duruşmaya, duruşma gününden haberdar olmasına rağmen duruşmaya iştirak etmemiş, geçerli bir mazeret de bildirmemiştir.
Dava dosyasının 12/01/2022 tarihli celsede HMK 150. Maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. HMK 150/5 hükmü uyarınca işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde yenilenmeyen davaların sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılacağına ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kaydın kapatılacağına dair düzenleme bulunduğu, mahkememizce dosyanın işlemden kaldırıldığı tarih olan 12/01/2022 tarihinden itibaren 3 aydan fazla zaman geçtiği ve dosyanın yenilenmediği anlaşılmakla HMK mad. 150/5 uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
—-.Ancak, — Tarifesinin 7/1. maddesinde; “Görevsizlik, yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce karar verilmesi durumunda, tarifede yazılı ücretin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonraki aşamada ise tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti ikinci kısmın ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez…” hükmüyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ne şekilde vekalet ücreti tayin edileceği açıkça düzenlendiği halde, buna aykırı olarak anılan tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarın üzerinde vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru olmadığı gibi, yargılama sırasında kendilerini ayrı ayrı vekille temsil ettiren davalılar hakkında verilen açılmamış sayılması kararı ortak olduğu ve bu nedenle her iki davalı yararına tek vekalet ücreti verilmesi gerektiği halde yanılgılı değerlendirme ile davalılar yararına ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmiş olması da doğru değildir. …” belirmiştir. Somut olayda davalılar hakkında verilen davanın açılmamış sayılması kararı ortak olduğundan kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine tek bir vekalet ücreti takdir edilmiş buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı HMK’ nun 150/5. maddesi uyarınca davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Peşin alınan 85,39 TL nispi harç ile 51.232,50 TL tamamlama harcından alınması gerekli 80,70 TL harcın düşümü ile geri kalan 51.237,19 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
6-Davalılar vekille temsil edildiğinden yürürlükteki — maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,—–nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, dosya üzerinden, tarafların yokluğunda, oy birliğiyle açıkça okunup usulen anlatıldı.