Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/756 E. 2020/886 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/756 Esas
KARAR NO : 2020/886

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının hizmet alanında —– kabul işlemlerinin — yapıldığını, tanzim edilen geçici kabul tutanaklarının 22.08.2012 tarihinde onaylandığını, anılan işlerin davalı tarafça uygun —- edildiklerini ve geçici kabullerinin yapıldığını, —-yayınlanarak yürürlüğe giren — Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin 21. Maddesine dayanılarak hazırlanan 27.08.2014 tarih ve 5187 -2 karar no’lu ——– yayımlanan ——– mevzuat gereği yatırım bedelinin iadesinin gerektiğini, davalı şirket yetkilileriyle çeşitli aşamalarda sözlü görüşmelerin yapıldığını,——bedelinin iadesinin talep edildiğini, anılan talebin 06.11.2018 tarih ve——-yazı ile reddedildiğini, davalının ilgi yazılarında —-sayılı yazısı gereği yatırım bedellerinin kat maliklerine ödeneceği, bu bedelle kat malikleri yönünde bilgi verilmesinin istenildiğini, bu nedenle müvekkilinin iade talebinin yerinde olmadığı yönünde değerlendirme yapıldığını, davalının red cevabına karşılık ——- Kurulu’na yapılan yazılı başvuruya dava tarihine kadar herhangi bir yanıt verilmediğini, idari dava haklarının saklı kalması kaydıyla huzurdaki davayı ikame ettiklerini, — Yönetmeliğinin 38.maddesi 6 fıkrası, Elektrik Piyasası Bağlantı Sistem ve Kullanım Yönetmeliğinin 21. Maddesi ile anılan yatırım bedelinin iade edilmesine ilişkin hükümleri içerdiğinden bahisle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla; davalının hizmet alanında mevcut—– yatırım bedelinin 21.10.2011 tarihinden—- oranında faiz güncellemesinin yapılarak dava tarihindeki güncel bedelinin tespiti ile yasal faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini taleple delillerini ibraz etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilin cevap dilekçesi Özetle; Davacının talebinin yerinde bulunmadığını, reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının müvekkili şirkete müracaat ettiği —– tarihli —- yayımlanan Elektrik Piyasası Yönetmeliğinin— sayılı — yayımlanan yönetmelikle yürürlükten kaldırıldığını, —— yayınlanan “Elektrik Piyasası — Varlıkları başlıklı 21/1. maddesi,—- ile oluşturan “—– —- Süreci başlıklı 5/4 maddesi ile dağıtım varlığının geri ödemeye esas bedelinin ne şekilde hesaplanacağı hükümlerinin getirildiğini ayrıca —- yazılarıyla dava konusu talebe ilişkin uygulamaların ne şekilde yapılacağının gösterildiğini, davacı tarafından huzurdaki dava ile yatırım bedelinin talep edildiğini, talep edilen yatırımın bulunduğu parseldeki yapıya ilişkin davacı tarafın mülkiyetinin bulunduğunun gösterilmesinin gerektiğini, aksi halde İlgili mevzuat gereğince söz konusu yatırım bedelinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, davaya —-. adresinde yapılacak yapıların —– ihtiyaçlarının bulunduğu belirtilerek başvuru yapıldığını,——-müvekkili şirketin bağlantı görüşüne——onaylandığını, geçici kabulünün yapıldığını,——- tamamlandığını, davacı tarafından —– bedelinin iadesinin talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından — tarihli yazı ile talep edilen tesislerin bulunduğu taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkına ilişkin belgelerinin iletilmesinin istenildiğini, davacı tarafından cevap —- mevzuatına göre davacının mülkiyeti tevsik edici belgeleri sunmaması nedeniyle talebin olumlu ya da olumsuz sonuçlandırılmadığını, davacının kötü niyetli olarak huzurdaki, davayı ikame ettiğini, davacının mülkiyetini ispat edici belge sunmasının gerektiğini, aksi takdirde işbu davanın aktif husumet yönünden reddinin gerektiğini,— geri ödemeye ilişkin yazıları ile dava konusu bedelin — gerektiğinin açıkça belirtilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından işbu dava ile benzer mahiyette açılmış dava—–söz konusu—- cevabının beklendiğinden bahisle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesi taleple delillerini ibraz etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava eser sözleşmesinden — meydana getirilen ———- iadesi istemine ilişkindir. Davacı yukarıda belirtilen nedenlerle alacağını talep etmiş davalı da yukarıda özetlenen hususlardan ötürü davanın reddini savunmuştur.
Davanın açıldığı ve ön incelemenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 6100 sayılı kanunun 141. Maddesi ” Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakatı ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez” hükmünü düzenlemiştir. Bu maddede 22.07.2020 tarihli 7251 sayılı kanunun 15. Maddesi ile değişiklik yapılmıştır. Maddenin yeni hali “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.” şeklindedir.
Davalının cevap dilekçesinde— husumet itirazında bulunduğu, yatırım bedeli talep edilen tesislerin bulunduğu taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı olmayan davacının hak talebinde bulunamayacağını,— uyarınca yatırım bedelinin geri ödeme başvurusunun yapıldığı tarihte kullanım—- — kendilerine bu şekilde yanıt verdiğini bu nedenle davacıya ödeme yapılmadığını belirttiği görülmüştür. Davalının cevap dilekçesinde aktif husumet itirazı haricinde bir savunması olmadığı görülmüştür. Davalının ———- yukarıdaki hususları belirttiği, başkaca bir hususa değinmediği görülmüştür.
Davalının aktif husumet itirazının yerinde olup olmadığı incelenecektir. Bu hususta mahkememizce —- mahkememize verilen —— “…… Elektrik piyasası— kullanım yönetmeliği ve kullanıcı tarafından — edilme — göre — mevzuat kapsamında mahsuplaşması başlamayan ve tesis sözleşmesi imzalanmayan veya imzalanmışsa bile bedel tespiti yapılmayan — geri ödemesinin yürürlükteki mevzuata göre yapılması gerekmektedir. …… Bu kapsamda şirketin mülga Elektrik piyasası lisans yönetmeliğinin 38. Maddesi kapsamında olduğu halde mahsuplaşma yöntemi ile geri ödemesi başlatılmamış olan ve sonradan kullanıcılar tarafından geri ödemesi talep — ilişkin yapmış olduğu —mevzuata aykırılık teşkil etmekte olduğu değerlendirilmektedir…..Bu noktada yapılacak geri ödemeye muhatap tarafın kim olduğu sorusu gündeme gelmektedir. Her ne kadar——– kararı alınmamış olsa da şirketin diğer —– alınmış olan ihtar yaptırımından haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada muhtelif kurul kararlarında—– müşterek mülkiyet halinde pay sahiplerinin birlikte müracaatta bulunması gerektiği ” hüküm altına alınmış olmakla birlikte bazı şirketler hakkında soruşturma süreçleri devam ederken —– —- konuya ilişkin yaptırım kararında değişikliğe giderek;
1)Mülga 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na dayanılarak çıkartılan Lisans yönetmeliği( 38. Madde ve ilgili mevzuatına göre ) döneminde tesis edilmiş, ancak mevzuatına uygun veya hiç tesis sözleşmesi yapılmamış tesislerin geri ödemelerinde,
—- başlamış olan — piyasası bağlantı ve sistem kullanım yönetmeliği’nin geçici 2. Maddesi uyarınca mahsuplaşma işleminde devam edilmesi gerektiğinden,– işleminin tarafının hak sahibi olduğu,
——– başlamamış olan tesislere ilişkin olarak , Elektrik Piyasası Bağlantı ve sistem kullanım yönetmeliğinin 21. Maddesi çerçevesinde yatırımı——- ettiğini belgelendiren gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğunu
2)6446 sayılı Elektrik Piyasası kanunu’na dayanılarak çıkartılan Elektrik piyasası bağlantı ve sistem kullanım yönetmeliği (21. Madde ve ilgili mevzuatına göre) döneminde tesis edilmiş ancak mevzuatına uygun — sözleşmesi yapılmamış — geri ödemelerinde, yatırımı yaptığını—- belgelendiren gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğunu
3)Her iki dönemde de mevzuata uygun olarak yapılmış— varlığı halinde— tarafı olan gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğu yönünde karar alındığını” belirtmiştir. Davacı yanca davalıca——– tasdiklenmiş — olarak yapılan ve —– yatırım bedelinin iadesi talebine davalı yan yatırım bedelini “ödeme başvurusunun yapıldığı tarihte kullanım——bu şekilde yanıt verdiğini bu nedenle davacıya ödeme yapılmadığını belirterek geri çevirmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere —- görüşünde değişikliğe gitmiştir. —- başlamamış olan tesislere ilişkin olarak,— ve sistem kullanım yönetmeliğinin 21. Maddesi çerçevesinde yatırımı yaptığını—– belgelendiren gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğu yolunda karar alınmıştır. Davacının söz konusu yatırımı yaptığı hususunda——– yapıldığı tarihte kullanım yeri maliki tarafından talep edilebileceği” yolundaki görüşün kanuni bir dayanağının da olmadığı, kurulun görüşü olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu yatırımı —- harcayarak gerçekleştiren ve davalıya teslim eden davacının hak sahibi olduğu hususu açıktır. Davalının bu nedenle —- yokluğu yolundaki savunmalarının — hatalı görüşünden başka hukuki bir dayanağı yoktur.
Dava dosyası içerisindeki——– şartlara göre davalıca —- uygun olarak yapıldığı, geçici kabulün—- tarihinde yapılarak, Geçici Kabul Tutanaklarının onaylandığı,—– eksikliğin bulunmadığı anlaşılmıştır. Yapılan — bedeli Geçici Kabul Tutanağında — gösterilmiştir.
Davacı—– yapılarak davalı ———– fiyatlarına göre; — olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu işin için davacı adına faturanın düzenlendiği görülmüştür.
Davaya —— davacı tarafından yapıldığı, yapılan bu tesislerin Geçici Kabul Tutanaklarının da düzenlenerek davalıya devrinin yapıldığı, davalıya —-kapsamında gerçekleştiği, —–ile davalı şirket arasında herhangi bir sözleşmenin olmadığı, tesislerin yapımı aşamasında gerekli yazışma ve izinlerin alınmış olduğu, ——- kullanımda olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan — sayılı resmi gazetede yayınlanan Elektrik piyasası Lisans yönetmeliğinin 38-6 Maddesinde ” (6) sisteme bağlantı yapılması halinde sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle genişleme——- gerekli —- hallerde, söz konusu yatırım ———- isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki— edilebilir, bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı, sisteme bağlantı yapan gerçek veya tüzel——– bağlantı — tüzel kişinin iletim ve/veya —düşülür” hükmü düzenlenmiştir.
——– sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren “Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin “21. Maddesinin ve——- —- tarihleri; dava konusu tesisin, davacı kurumdan izin alınması, geçici kabulü, işletmeye alınması tarihinden sonraki tarihleri kapsadığından değerlendirmeye alınması mümkün olamamıştır. Bu nedenle işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan —–Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. Maddesine göre değerlendirme yapılacaktır. — tarihinde yürürlüğe girmek üzere mezkur yönetmeliğin 38. Maddesinin 6. Fıkrası aşağıdaki biçimde değiştirilmiştir;
” 4/8/2002 tarihli ve —- sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan — Yönetmeliğinin — maddesinin —- aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Sisteme bağlantı yapılması için,— yetersiz olması nedeniyle,——- gerekli olduğu— sahibi tüzel kişi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki —– edilebilir. Bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı;
a) ———— kullanım anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin— bedelinden düşülür.
b) ——– talebin karşılanabileceği tarihi, talebin yapıldığı tarihten itibaren 5 yılı geçmemek üzere bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişiye bildirir. Bu durumda gerçekleşen yatırıma ait bedel;
1) —–kişi tarafından bağlantı görüşünde verilen bağlantı talebinin karşılanabileceği tarihteki yıl içerisinde en fazla 12 aylık taksitte, yatırımı yapan——– eden —- muhataba ulaşılamaması halinde tesisin bulunduğu yerdeki en yakın banka—– sahipleri adına yatırılarak ödenir. —- geçici kabulünün——– öngördüğü tarihten sonra yapılması halinde ödeme bir sonraki yıl başlar.—- —- ödemenin yapıldığı tarihte ekler.
2) Yapılacak olan — başlangıcından kesin kabulünün yapılmasına kadar gerçekleştirilecek iş ve işlemler,—– teminatlar ile ilgili olarak —– tarafından onaylanan —
3) Söz konusu—- sahibi tüzel kişi tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış tutar ——– geri ödemesi yapılmamış– ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır.” şeklinde değiştirilmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış dosya uzman bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi kök raporunda özetle “….Dava dosyası içerisindeki bilgi, belge, ————— belirtilen şartlara göre davalıca —- uygun olarak yapıldığı, geçici kabulün —-onaylandığı, — — anlaşılmıştır. Yapılan —–
Davacı———- olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu işin için davacı adına faturanın düzenlendiği görülmüştür.
Davaya konu — yapıldığı, yapılan bu tesislerin Geçici Kabul Tutanaklarının da düzenlenerek davalıya devrinin yapıldığı, davalıya devredilen ——————– gerçekleştiği, — devrinden önce davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir sözleşmenin olmadığı—— yazışma ve izinlerin alınmış olduğu,— onaylı olduğu, kabullerinin yapıldığı,—- olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı——– gereğinin yapılmasının istenildiği ancak dava dosyası içerisinde ilgili kurum tarafından verilmiş cevabi yazı görülememiştir.
Dava konusu yapılan işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte ——
“(6) sisteme bağlantı yapılması halinde sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli finansmanın mevcut olmadığı hallerde, söz konusu yatırım ——— bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat———– yapılabilir — edilebilir, bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı, sisteme bağlantı yapan gerçek veya tüzel ——— yapılacak bağlantı—– anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin—– —-” denilmektedir.
Davalı ——tarafından, dava—- onaylandığı, geçici kabulünün yapıldığı, tesisin işletmeye alındığı ancak davacı ile davalı kurum arasında 38.-6 Madde kapsamında yapılmış bir sözleşmenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
28.01.2014 tarih 28896 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren “Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin “21. Maddesinin ve—— kararı ile belirlenen ‘ Kullanıcı—–‘ yürürlük tarihleri; dava konusu tesisin, davacı kurumdan izin alınması, geçici kabulü, işletmeye alınması tarihinden sonraki tarihleri kapsadığından değerlendirmeye alınması mümkün olamamıştır. Bu nedenle işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 04.08.2002 tarihli ve 24836 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. Maddesine göre değerlendirme yapılmıştır.
Dava dosyası içerisinde bulunan — nın 659 sayılı ilgi yazıları ekindeki 14.10.2019 tarih 45531 sayılı “—yazılarında “….3) Söz konusu ————-sahibi tüzel kişi tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış tutar tüketici—– —- Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır, “denilmiştir.
Talep edilen —- dava tarihine —— —
Yukarıda yapılan tüm açıklamalardan görüleceği gibi davacı — gerçekleştirilen —— sağlanması için davalı kuruma başvuruda bulunulduğu, davalının mevcut — —bu talebi karşılanmasının mümkün olmadığını bildirerek talep edilen —— için gerekli — tarafından yapılarak — istenildiği,
Dava konusu—– izin alınmak suretiyle davalı kurumun belirlediği —- olarak yapıldığı, geçici kabullerinin de davalı —- yapılarak tesisin davalı——
Dava konusu tesisin — davalı — edildiği tarihte yürürlükte bulunan — sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. Maddesindeki şartlara uygun olarak yapıldığı ve davacı tarafından yapılan tesis için davacı tarafından —– geçici kabul tarihinden —–. Davalı yanca kök rapora itiraz dilekçesinde yine aktif husumet itirazları dile getirilmiş, davacının mülkiyet hakkını tesvik edici bir belge sunmaması nedeni ile talebinin olumlu yada olumsuz sonuçlandırılamadığını, bilirkişinin —- yapmasının son derece hatalı olduğunu,davacının yatırım bedelini talep edebileceğinin kabul edilmesi halinde dahi davacının talep edebileceği yatırım bedelinin 314.820,07 TL olduğunu,davacının talep ettiği 1.542.898,27 TL lik bedelin geçici kabul tutanağındaki bedel olduğunu, bunun dava konusu yatırımın keşif bedeli olduğunu,güzergah değişikliği gibi nedenlerle değişiklikler meydana gelebildiğini, bu nedenle projede ön görülen ile gerçekte kurulan tesisin farklılık gösterebildiğini,gerçekte—–bedelinin belirlenmesini talep etmiştir.Davalı— rapora itiraz dilekçesinde ilk defa bu hususlarda beyanlarda bulunmuştur.—– güncelleme yapılması yönetmeliğin 38/6. Maddesinde belirtilmiştir. Aktif husumet itirazlarının da yersiz olduğu yukarıda detaylı açıklanmıştır. Ek rapor alınmışsa da kök rapordaki durum değişmemiştir. Davalı vekili kök rapora itiraz dilekçesinde keşif yapılmasını talep etmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere davalının cevap ve 2. Cevap dilekçelerinde ileri sürdüğü savunmaların tamamı aktif husumete ilişkindir. Davacının söz konusu yatırımı gerçekleştirdiği ve davalı yanca kendi mühendislerinden oluşan kurulca geçici kabulünün yapıldığı sabit olup davalının da kabulündedir. Davalı yanca 1 ve 2. Cevap dilekçelerinde söz konusu yatırımın eksik yapıldığı, hatalı yapıldığı, ayıplı olduğu, projede gösterilen ile gerçekte—– bulunulmamıştır. Davalının savunma içeriği dikkate alınarak—-edilmiştir. Bilirkişiden ek rapor alınmış bilirkişi ek—- konusu olayla ilgili olarak davalı vekili bilirkişi raporuna ilişkin itirazlarına havi konulu bila tarihli dilekçeleriyle esas itibariyle, davacı yanın belirtilen mevzuat hükümleri mevzuat kapsamında söz konusu bedelleri kabul etmesinin mümkün olmadığına, işbu huzurdaki davanın aktif husumet yönünden reddinin gerektiğini, müvekkili şirketçe — mevzuatına ve kararlarına uygun olarak davacıdan mülkiyeti tevsik edici belgeler için talepte bulunulduğunu, davacının dava konusu ettiği talebinin davacının bu belgeleri—– sunmaması nedeniyle olumlu ya da olumsuz sonuçlandırılamadığı ile raporda 21.10.2011 tarihinden itibaren aylık —— faiz güncellemesinin yapılmasının kabul edilebilir olmadığını, —– yerinde yapılan imalatlar aynı olmadığından dava değerinin 1.542,898,27 TL değil 314.820,07 TL olduğu hususlarında açıklamalarda bulunarak davanın aktif husumet yönünden reddine, dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdiine, tesis adresinde keşif yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu olayla ilgili olarak Sayın Mahkemenin yukarda açıklaması yapılan ara kararı, davalı vekilinin yukarda açıklaması yapılan bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçeleri, önceki raporum ve dosya tümüyle okunup incelenmiştir. Yapmış olduğum incelemelerde;
Davalı vekilinin yukarda açıklaması yapılan itirazlarının önceki raporumda geniş ve kapsamlı bir şekilde İncelendiği, İtiraza konu olan hususların değerlendirmesinin yapıldığı,
Dava konusu yapılan işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan—–Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38-6. Maddesine göre;
“(6) sisteme bağlantı yapılması halinde sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle —– veya yenî yatırım yapılmasının gerekli olduğu—- mevcut olmadığı hallerde, söz konusu——–, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki —–sağlanarak yapılabilir —- edilebilir, bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı, sisteme bağlantı yapan gerçek veya tüzel ——–kişiler arasında yapılacak bağlantı—– gerçek veya tüzel kişinin iletim ——-bedelinden düşülür” denilmektedir.
Davalı ——tarafından, dava konusu — koşullarının belirlendiği, projelerinin onaylandığı, geçici kabulünün yapıldığı,— alındığı ancak davacı ile davalı kurum arasında 38.-6 Madde kapsamında yapılmış bir sözleşmenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
28.01.2014 tarih 28896 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren “Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin ——- yürürlük tarihleri; dava konusu tesisin, davacı kurumdan izin alınması, geçici kabulü, işletmeye alınması tarihinden sonraki tarihleri kapsadığından değerlendirmeye alınması mümkün olamamıştır. Bu nedenle işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 04.08.2002 tarihli ve 24836 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. Maddesine göre değerlendirme yapılmıştır.
Dava dosyası içerisinde — 659 sayılı İlgi yazıları ekindeki ——- yazılarında “….3) Söz konusu—- sahibi tüzel kişi tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış tutar—- oranında güncellenir. Vadesinde geri ödemesi yapılmamış tutara 04.12.1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır, “denilmiştir.
Talep edilen———–olduğu tespit edilmiş olup geçici kabul tutanağında —– kurulan tesisin aynı olduğu tutanaktan anlaşıldığından davalı vekilinin 314.820,07 TL yönündeki talebinin Yüksek Mahkemenin takdirlerinde bulunduğu tespit ve müteala edilmiştir.” şeklinde görüş bildirmiştir. Söz konusu geçici kabule dair tutanaklar ve ekleri incelenmiş, ——— herhangi bir aksaklıkla karşılaşılmamıştır.” denmek sureti ile söz konusu geçici kabul işlemlerinin tamamlandığı görülmüştür. Davalı vekilinin beyanının aksine geçici kabul heyeti tarafından yerinde ———-aynı olduğu, herhangi bir kusur ve noksanlığının da olmadığı tespit edilmiştir. Bilirkişi kök ve ek raporu denetime uygun bulunmuştur. ——- —-kullanarak söz konusu eseri meydana getiren ve davalının kullanımına sunan davacının yatırım bedeli iadesini talep edebileceği sonucuna varılmıştır.
——— sayılı resmi gazetede yayımlanan yeni —kabul edilmesi ile yürürlükten kaldırılmış, yeni yönetmelikte ——- —– kullanıcı tarafından ———— bedelinin —-yöntemi ile geri ödemesine ilişkin bir hükme yer verilmemiştir. Konu ——- yönetmeliğinde düzenlenmiş bu çerçevede bir boşluğa yer verilmemesini teminen konu, söz konusu yönetmeliğin ” mahsup yöntemi ile geri ödeme ” başlıklı geçici 2. Maddede düzenlenmiştir. Mezkur yönetmeliğin 3. Fıkrasında yer alan— —- önüne geçilerek kullanıcıların mağduriyetinin önlenmesi ve yine yapılan düzenlemelerle hiç —- başlamayan yatırım tutarlarının 5 yılı geçmemek şartıyla belirlenen tarihte 12 eşit taksitte ödemesinin sağlanarak kullanıcıların korunması amaçlanmıştır.” denmiştir.
Yargıtay ——- Sayılı ilamlarında “… davalı tarafından ——döneminden başlayarak düzenlenmiş olan faturalarda —– kullanım bedeli alınmayarak —– başladığı ve devam etmekte olduğu, yapılan bu işlemin mülga olan —— Yönetmeliğinin 38. maddesinin 6. bendi ve yürürlükte olan —– Kullanım Yönetmeliğinin geçici 1 ve geçici 2. maddelerine uygun olarak yapıldığı ve halen mahsuplaşma işleminin devam ettiği, bu nedenle de davacının mahsuplaşma işlemi tamamlanmadan davalıdan herhangi bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile verilen kararları onamıştır. Bu olayda taraflar arasında mahsuplaşma işlemi 2013 yılı ocak ayında başlamış ve halen devam etmektedir. Dolayısı ile 10 yıllık süre koşuluna bakılmıştır. Somut olayda ise işin yapımı ve geçici kabulü eski yönetmeliğin yürürlükte olduğu dönemde yapılmıştır. Mahsuplaşma ve ödemeler hiç başlamamıştır. 10.01.2013 tarihli resmi gazetede yayımlanan —– değişiklik yapılmasına dair yönetmeliğin geçici 1. Maddesinde hiç mahsuplaşmaya başlamayan yatırım tutarları için 5 yılı geçmemek şartı ile belirlenen tarihte 12 eşit taksitte ödemesinin sağlanarak kullanıcıların korunmasının amaçlandığı belirtilmiştir. Davacının söz konusu yatırımı gerçekleştirip davalının kullanımına sunduğu ve henüz hiç para tahsil edemediği anlaşılmıştır.
Davacı yanca davanın ıslah edilmesi üzerine davalı yanca süresi içinde ıslah zamanaşımı defiinde bulunulmuştur. Davalının cevap dilekçelerinde dava zamanaşımı definde bulunmadığı görülmüştür. Bilindiği üzere kısmi davada zamanaşımı sadece dava konusu yapılan kısım için kesilmektedir. Davalının dava zamanaşımı defiinde bulunmamasına rağmen ıslah ile arttırılan kısma ilişkin ıslah zamanaşı defiinde bulunabileceği uygulamada kabul edilmektedir. Davalı ıslaha karşı verdiği dilekçesinde taraflar arasında bir tesis sözleşmesi olmadığını bu nedenle talebin sebepsiz zenginleşmeye dayandığını, 8 sene sonra davalının talepte bulunduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını belirtmiştir.
Yukarıda da belirtildiği üzere uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp,—– şartı olmayıp, ispat şartıdır. ( Yargıtay— Hukuk Dairesinin — karar sayılı kararı ) 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı TBK’nın 147/6. maddesinde de yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında eser sözleşmesinden doğan alacakların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtilmiştir. Bu maddelerdeki düzenlemeye göre eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda kural, zamanaşımı süresinin 5 yıl olmakla birlikte, yüklenicinin kasıt ve ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi işi ifa etmemesi halinde zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu’nun 125, Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi hükümlerine göre 10 yıl olacaktır. Borçlar Kanunu’nun 128. ile TBK’nın 149. maddesinde zamanaşımı sürelerinin alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağı kabul edilmiş, BK’nın 132., 133., 135., ve 136. ile TBK’nın 153., 154., 156. ve 157. maddelerinde zamanaşımının durması, kesilmesi ve yeni sürenin başlaması halleri düzenlenmiştir.
İst BAM —- HD. : —-. Sayılı ilamında “..Taraflar arasındaki uyuşmazlık alacak talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır. Eser sözleşmesinde kural olarak her alacak hakkı 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu sürenin başlangıcı ise kural olarak işin teslimi tarihinden başlar. Ancak —başlangıcı işin kesin kabul onay tarihinden başlatılmaktadır. Açıklananlar ışığında somut olaya bakıldığında, dosya kapsamına göre —– yapıldığı anlaşılmaktadır. Davaya konu talep yönünden bu tarih esas alınmış olsa dahi dava tarihine (20/02/2015) göre 5 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu anlaşılmakla mahkemece davanın zamanaşımına uğradığından bahisle verilen red kararı usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.”
İst BAM –. HD. —. Sayılı ilamında “… Eser sözleşmelerinin feshi halinde açılacak geri alma davalarında Borçlar Kanunu’nun sebepsiz zenginleşme hükümlerine ilişkin zamanaşımı değil, eser sözleşmesine ilişkin zamanaşımı hükümlerinin uygulanacağı istikrar kazanmış olup, bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun —– ile de benimsenmiştir.”
—BAM —. HD. :——. Sayılı ilamında “… Eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresinin başlangıcı BK’nın 128. maddesi uyarınca alacağın muaccel olduğu tarihte başlar. Somut olayda ise bu tarih sözleşme konusu işin kesin kabulünün onay tarihidir.”
—-BAM ——–“…Somut olayda dava, eser sözleşmesi kapsamında tazminat talebine ilişkin olup, eser sözleşmelerinde ayıp dışında kalan alacak taleplerine ilişkin davalar TBK’nın 147/6.md. hükmüne göre 5 (beş) yıllık zaman süresine tabidir. Yargıtay —Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihat ve uygulamalarında zamanaşımı süresinin kesin (kabul) hesabın onayından başlayacağına ilişkin kabulüne göre”
İstanbul BAM —. HD. : —-. Sayılı ilamında “…Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, eser sözleşmesinde zamanaşımı süresi işin niteliğine göre, eserin tesliminden, kesin hesap onay tarihinden veya sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, taraflarca yapılmış bir kesin hesap olmadığı gibi, bilakis davanın da esasen mahkemece tasfiye yapılarak kesin hesabın çıkartılması talebine dair olduğunun anlaşılmasına göre ıslahla arttırılan miktar yönünden de henüz zamanaşımı süresinin başladığından söz edilemez. “
Somut olaya gelecek olursak söz konusu eserin tamamlanıp davalıya eksiksiz olarak teslim edildiği dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmıştır.Eser sözleşmesi feshedilmemiştir. Kaldı ki feshedilmiş dahi olsa uygulanacak zamanaşımı hükümleri yukarıda atıf yapılan emsal kararlar da dikkate alındığında sebepsiz zenginleşme hükümleri değil eser sözleşmesine dair hükümlerdir. Eser sözleşmelerinde zamanaşımın başlangıç anı alacağın muaccel olduğu andır.Mezkur yönetmeliğin 38/6 madde ve fıkrası incelendiğinde kesin kabulün yapılması gerektiği anlaşılmıştır.Söz konusu eserin eksiksiz olarak meydana getirilmesine ve yıllardır davalının kullanımında olmasına rağmen davalı yanca kesin kabulünün yapılmadığı görülmüştür. Kesin kabulün bu kadar uzun süre davalı takdirine bırakılamayacağı anlaşılmıştır. Yine yönetmeliğin 38/6. Maddesi ” Söz konusu —– geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış ——oranında güncellenir. Vadesinde geri ödemesi yapılmamış —– tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır” hükmünü getirmiştir. Bilirkişi raporunda yapılan hesaplama doğrudur ve denetime uygundur. Yukarıda atıf yapılan ——– Sayılı ilamında belirtildiği üzere taraflarca yapılmış bir kesin hesap, kesin kabul bulunmamaktadır. Davacının talebi de zaten kesin hesabın çıkartılarak alacağın tespitidir. Bu nedenle ıslah ile arttırılan kısım için zamanaşımının başladığından da söz etmek mümkün değildir.Davalı vekilinin karar duruşmasından —— dilekçesinde ileri sürdüğü hususların bir çoğu da savunmanın genişletilmesi mahiyetindedir. Öte yandan geçici kabul tutanağında ——- ile yerinde kurulan tesisin aynı olduğu davalının kendi mühendislerinden oluşturulan geçici kabul heyeti tarafından imzalanan geçici kabul tutanağından anlaşıldığından davalının beyanlarına itibar edilmemiştir. Yukarıda yapılan tüm açıklamalar, yönetmelik hükümleri, —–yazı cevabı, davacının iddiası, davalının savunma dilekçeleri, bilirkişi kök ve ek raporu, yukarıda atıf yapılan emsal kararlar bir bütün olarak değerlendirilmiş davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2.860.920,68 TL alacağın, 1.542.898,27 TL’sine dava tarihi olan 27/12/2018 tarihinden, 1.318.022,41 TL’sine ise ıslah tarihi olan 06/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 195.429,491 TL nispi harcın, 22.508,53 TL ıslah harcı ve peşin alınan 26.348,85 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 146.572,11 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 26.348,85 TL peşin harç, 22.508,53 ıslah harcı olmak üzere toplam 48.893,28 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı yanca yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 89,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı olarak toplam 1.089,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan —- göre, 115.321,57 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzüne karşı, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı