Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/754 E. 2020/400 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/754 Esas
KARAR NO: 2020/400
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili ——- harç tarihli dilekçesinde özetle; davalıya ait araçların rutin bakım hizmetlerinin müvekkili şirkete yaptırdığını, bu kapsamda davalı adına ———– tutarlı fatura düzenlendiğini ve faturaların davalıya ——– ile teslim edildiğini fakat davalının borcunu ödemediğini, bu nedenle icra takibi başlatıldığını fakat davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, %20’den az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının düzenlediği faturaların müvekkile teslim edildiğini, müvekkilin bu faturalara itirazının olmadığını, belirtilenler dışında müvekkil şirkette herhangi bir kayıt olmadığını, dilekçe ekinde sunulan senet teslim tutanakları ile tahsilat makbuzlarından anlaşılacağı üzere davacıya ödemelerin yapıldığını ve davacının kötü niyetli olduğunu, anılan nedenlerle davanın reddini ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
DELİLLER:
———İcra Dairesinin ———– sayılı takip dosyasının dosyamızın arasına celp edildiği görüldü.
SMMM uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; Her iki taraf ticari defterlerinin de usulüne uygun olarak tutulduğu, ————— TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı görülmüş ve dolayısıyla her iki taraf içinde ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceğinin anlaşıldığı,
Davacı tarafından düzenlenen faturaya konu ürünlerin davalıya teslim edildiği noktasında taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadı, uyuşmazlık konusunun davalıdan —— tarihinde tahsil edilen —– tutarlı çekin ——- tarihinde davalıya iade edilmesinden fakat ilgili iade çekinin davalı kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı,
Davalı vekilin ——- tarihli delil listesini içerir beyanı ekinde davalının imza beyannamesine yer verildiği, çekin iade edildiği —— sıra numaralı tediye makbuzu aslında yer alan imza ile davalıya ait imza beyannamesinde yer alan imzaların birbirine benzediği, buna karşın konuyla ilgili nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
Dosyada sarı zarf içerisinde mübrez——— sıra numaralı davacı tarafından düzenlenmiş tediye makbuzu aslında yer alan imzanın davalı ———ait olduğu kanaati ile davacı ticari defterlerine değer verilmesi gerektiğinin anlaşıldığı,
—– takip tarihi itibariyle davacı kayıtlarında davalının ———borçlu olduğu, aynı tarih itibariyle davalı kayıtlarında davacının —— borçlu olduğunun görüldüğü,
Davacının iş bu dava ile davalıdan istenebilir tutarın ——olacağı,
Takiple istenen tutarın ———cinsinden talep edildiği, buna karşın —- alacaklara istenen yıllık —— oranındaki avans faizinin istendiği, —- cinsinden yapılan takip ve ikame dilen davalarda 3095 Sayılı Kanun’un 4/a maddesine göre faiz işletilmesi gerektiği, bu kapsamda —— Üzerinden Açılan ———- uygulanması neticesinde takiple istenebilir gecikme faizi tutarının ——– olduğuna kanaat getirildiği belirtilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından —— İcra Dairesinin ———sayılı icra takip dosyası yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
———— sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle ——kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
————– kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ——————- sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacının defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan ———-karşılığı —– alacaklı olduğunun, davalının defter ve kayıtlarına göre davacının davalı nezdinde ——— borçlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin yerine getirildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam —– karşılığı ———— alacaklı olduğu, alacağa konu faturanın davalı taraf defter ve kayıtlarında işlenmiş olduğu, faturanın davalı defterlerine işlenmiş olmasının malın teslim edildiğine dair karine olduğu, malın teslim edilmediğinin ya da iade edildiğinin davalı tarafça yazılı delille kanıtlanması gerektiği, ancak davalı tarafın mal teslim edilmediğine ilişkin bir delil sunmadığı, kaldı ki bu hususta taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık olmadığı, davalı tarafın—– bedelli çek ile dava konusu borcu ödeme iddiasının bulunduğu, mezkur çeke ilişkin bankaya yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda ——–vade tarihli çekin bankaya ibraz edilmediğinin bildirildiği, davacının çeki davalı tarafa iade ettiğine yönelik tediye makbuzunu dosyaya ibraz ettiği ve iade işlemini ticari defterlerine işlediği, taraf defterleri arasındaki farkın davalının çeki kendi defter ve kayıtlarına ödeme işlemi olarak kaydetmiş olmasından kaynaklandığı, her ne kadar davalı taraf çeki iade almadığını, tediye makbuzu altındaki imzanın kendi müvekkiline ait olmadığını iddia etmişse de takip tarihi itibariyle iş bu çeke ilişkin herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu anlaşılmakla bu hususta ayrıca araştırma yapılmaksızın davalının ödeme iddiasını ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne ve alacağın faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı borçlunun —- İcra Dairesinin —— sayılı icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile asıl alacak ——- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-a maddesi uyarınca USD cinsinden 1 yıl vadeli mevduata kamu bankalarınca uygulanan en yüksek oranda faiz uygulanmasına,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan —– takip tarihindeki —– oranındaki ——— icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 4.356,85 TL harçtan, peşin yatırılan 916,05 TL harcın düşümü ile geri kalan 3.440,80 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatılan 35,90 TL —, 916,05 TL —-ve yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 84,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.036,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 9.091,48 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE, Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/07/2020