Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/751 E. 2020/635 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/751 Esas
KARAR NO : 2020/635
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 08/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili tarafından sunulan——–tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalının cari hesap ekstresinden kaynaklı olarak — tarihi itibarı ile — cari hesap borcu bulunduğunu, davalı şirketin borcunu ödememesi üzerine, ———-sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenle itirazın iptali ve alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ve itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili tarafından sunulan ——— tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirkete herhangi bir borçları bulunmadığını, ticari defterlerin incelenmesi halinde gerçeğin ortaya çıkacağını, açıklanan nedenlerle davanın reddine ve davacının % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini talep etmiştir.
RAPOR:Bilirkişinin —– tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Davacı şirketin ———– yılı ticari defterlerinin TTKya göre açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığını,— yılında ile işe başlama olarak tasdik yapıldığını, —– yevmiye defteri kapanış tasdikinin TTK Madde 69-70/son 72/3 ve V.U.K. madde 220-226 uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığını ve belirli kanuni şartları taşıdığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğunu,—- yılı defterlerini —– olarak tutulduğu ve ocak ayı ile aralık ayı beratlarının ilgili tebliğe uygun olarak süresinde olduğu ve sahibi lehine delil olma vasfına sahip olduğu kanaatine varılmış ise de ———- ait olduğunu, davalı şirketin incelemeye esas olmak üzere herhangi bir ticari defter ve kayıt ibraz etmediğini, davacı şirket tarafından tanzim edilen faturaların irsaliye fatura şeklinde olduğu anlaşılmakla fatura ve/veya içeriğinin teslim edilip edilmediğine ilişkin faturalar üzerindeki teslim alan kısmındaki imzalar incelemeye tabi tutulduğunu, bazı faturalarda teslim alan kısmında imza bulunmadığı görülmekle — yılına ait —- tutarlı fatura ile —– adet toplam—– tutarlı fatura ibraz edilmemiş olup davacı şirketin fatura veya içeriği mal ve hizmeti davalı şirkete teslim ettiği yönünde somut belge ibraz edilmemiş olduğundan bu fatura tutarları hesaplamada dışlandığını, davacı şirketin cari hesap ekstresinde buIunan toplam fatura tutarının —- olduğu ve tesIimi belirlenemeyen —- tutarlı faturanın dışlanması halinde —- tutarında fatıra düzenlemiş olmakla —- tarihli iade faturasının tenzili ile ——- bu tutardan davalı şirket tarafından muhtelif tarihlerde yapılan toplam —- havale ödemelerinin mahsup edilmesi halinde; ——– davalı şirketten alacaklı olduğu hesap ve mütalaa edilmekle davacı şirketin ——-Sayılı dosyasından takip — tarihi itibariyle davacı şirketin cari hesap bakiyesi olarak ——– alacaklı olacağı ve itirazın iptali gerekeceği yönünde kanaati oluşmuş ise de Nihai Takdir ve Hukuki Değerlendirmesinin Sayın Mahkememizin olduğunun, somut olay bakımından faizin davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin herhangi bir belgeye rastlanılmadığmdan takip öncesi faizin uygun olmadığının, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeni ile miktan infaz aşamasında belirlenmek üzere,———- Sayılı dosyasından takip konusu alacağa takip tarihi olan ——tarihinin itibaren değişen ve değişecek oranlarda avans faiz işletilmesinin uygun olduğunun, İcra İnkar/Kötü niyet tazminat talebinin değerlendirmesinin Sayın Mahkememizin Takdirleri içerisinde kaldığının kanaatine vardığını beyan etmiştir.
EK RAPOR:Bilirkişinin —- tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı şirketin cari hesap kayıtlarına göre —- takip tarihi itibarı ile davalı şirketten —– alacaklı olduğunun, davacı tarafından düzenlenen irsaliyeli faturaların teslim alan kısmında imza bulunmayan toplam — adet fatura bulunduğunun, toplam tutarın ——- olduğunun, mahkememizde bu faturaların dışlanması yönünde kanaat oluşması halinde davacı şirketin alacak tutarının ——-olacağı ve —— Sayılı dosyasından takip —- tarihi itibarı ile itirazın iptali gerekeceğinin, dosyaya —— celp edilen davalı şirket çalışan listelerin de yapılan incelemeye göre davacı şirket faturaları altında teslim alan kısmında imzası bulunan——– isimli personellerin teslim almış olduğu faturaların toplam tutarının —olduğunun, dosyaya —- celp edilen davalı şirket çalışan listelerin de yapılan incelemeye göre davacı şirket faturaları altında teslim alan kısmında imzası bulunan ———- davalı şirket çalışanı olduğu yönünde bir belge ve kayıt görülemediğinin, icra inkar/kötüniyet tazminat talebinin değerlendirmesinin Sayın Mahkememizin Takdirleri içerisinde kaldığının sonuç ve kanaatine varıldığının sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
————– sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de——– bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
————-sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ———– sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, davalı şirket vekili ——- tarihli cevap dilekçesinde “Hem davacıya hen de müvekkile ait ticari defterler incelendiğinde de görüleceği üzere müvekkil kurumun davacıya karşı bakiye hiç bir borcu kalmamıştır.” şeklindeki savunmaları ile cari hesap ilişkisine itiraz etmediği ve borcun ödendiğini ileri sürdüğü, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan ——— alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin yerine getirildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam —— alacaklı olduğu, dava cevap delikçesinde “Hem davacıya hen de müvekkile ait ticari defterler incelendiğinde de görüleceği üzere müvekkil kuruman davacıya karşı bakiye hiç bir borcu kalmamıştır.” şeklindeki savunmaları ile cari hesap ilişkisine itiraz etmediği ve borcun ödendiğini ileri sürdüğü, bununla birlikte davalının bilirkişi raporuna ve teslim olgusuna yönelik herhangi bir itirazda bulunmadığı, davacı tarafın mal teslimine ilişkin sunmuş olduğu irsaliyeli faturalar karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği anlaşılmakla talebe bağlı kalınarak, alacağın açık hesap ilişkisine dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
Davalı tarafın icra takibinden evvel temerrüde düşürülmemiş olduğu anlaşılmakla davacının işlemiş faiz isteminin yerinde olmaması nedeniyle işlemiş faiz isteminin reddine
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından——— sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın —- asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, —– faiz alacağına ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 9.961,94 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere 1.992,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 680,50 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 170,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 510,37‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 170,13 TL peşin harç olmak üzere toplamda 206,03‬ TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.193,00 TL (1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 156,00 tebligat müzekkere gideri, 35,50 TL Elektronik Tebligat gideri, 1,00 dosya kapak masrafı, 0,50 TL Kep reddiyatı) yargılama giderinden davanın kabul 0,99 ve red 0,01 oranına göre hesaplanan 1.181,07‬ TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/10/2020