Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/749 E. 2021/270 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/749 Esas
KARAR NO : 2021/270

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı ————– dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında——— akdedildiğini, sözleşme kapsamında davalıya ———-verildiğini ancak davalının borcun ödenmediğini, bu nedenle icra takibi başlatıldığını fakat davalının borca haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali iie takibin devamını ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının öne sürdüğü delillerin hiçbirisinin iddia konusu alacağı ispatlamakta yeterli olamayacağını, müvekkilin davacıya borcu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturalara dayalı———dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.—- tarihinde tebliğ edildiği,borçlu vekilinin ise——— süresi içerisinde takibe itiraz ederek takibi durdurmuş olduğu görülmüştür.
————sayılı takip dosyasının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
———— davacı ile davalı şirket arasındaki hesap hareketlerinin celp edildiği görüldü.
——— tarihleri arasında davalı .—- ——– yapmadığının———– yaptığı aylık ziyaret tarihlerinin —– girilmediğine ilişkin kayıtların celp edildiği görüldü.
Davalı vekilinin 13.03.2020 tarihinde vekillikten çekilme dilekçesi sunduğu, iş bu dilekçesinin davalı şirkette tebliğ edildiği görüldü.
20/11/2020 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 06/01/2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle;
“1.Davacı——– defterlerin Vergi Usul Kanunun 183-184-185 maddeleri ve 6102 Sayılı TTK’nın 64,maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak tutulduğu, kayıtlardı usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ileTTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı, dolayısıyla davacıya ait ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı,
—–duruşma tutağının—- kararında taraf ticari —— tarihinde —– Mahkeme salonunda ibraz edilmesi, tarafların yerinde inceleme talep etmeleri halinde iki haftalık süre içerisinde defterlerin bulunduğu yer ile incelemede muhatap alınacak ——— dosyaya yazılı olarak beyan edilmesi yönünde hüküm kurduğu, buna karşın davalının belirlenen gün ve saatte Mahkeme salonunda ticari defterlerini hazır bulundurmadığı ve ayrıca yerinde inceleme de talep etmediğinin görüldüğü,
3.Taraflar arasında akdedilmiş sözleşmenin dosyada mübrez olduğu, bu yönüyle akdi ilişkinin ispat edildiğinin anlaşıldığı,
4.——– üzerinde taraflar arasında yapılmış bir sözleşmenin bulunmadığı, buna karşın ——– tarihlerine——— —— olduğunun belirtildiği,
5. Dosyaya ibraz ———— alınması ise ————-ve davalıya verildiği iddia edilen ——- alanıma dahil olmadığı, bu nedenle davalıya —– hizmetinin verilip verilmediğiyle ilgili nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
6.Davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi ve ayrıca yerinde inceleme talep etmemesi hususları göz önünde bulundurulduğunda, HMK’nun 220/3. Maddesi gereğince huzurdaki dava konusu uyuşmazlıkla ilgili davacı ticari defterlerine değer verilmesinin gerektiği anlaşılmıştır.
7. ————– itibariyle davacı nezdınde davalının ——- göründüğü, davacının faturalara —–teslim edildiği kanaatinin Sayın Mahkemede hasıl olması halinde takip tarihi itibariyle davalıdan istenebilir tutarın 5.310,00 TL (Takip 5.310,00 TL) olacağı,
———– birikmiş faiz talebinde bulunulmadığı ” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca—-aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm,———– lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi—- aracı olduğu,süresinde itiraz —-sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.——– ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen ————– anılan—- yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın —– düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin—- olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.Yine bu noktada ticari defterlerin delil niteliğine değinmek gerekecektir.7251 sayılı kanunla 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinde yapılan değişiklik ile davalı tarafın ticari defterlerini incelemeye sunmaması halinde ,usulüne uygun şekilde tutulmuş ve incelemeye sunulmuş olan davacı kayıtlarının davacı lehine delil olacağı düzenlenmiştir.Nitekim davacı tarafça hizmet sözleşmesi de sunulmuş olup akdi ilişki de ispatlanmıştır.Davalı tarafın ticari defterlerini yapılan ihtarata rağmen incelemeye sunmadığı göz önüne alınarak davacı tarafın taraflar arasındaki —— ilişkin hizmeti verdiği ancak takibe konu faturalar miktarınca alacaklı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın likit olması——–Numaralı kararında; ‘——— özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. ————— Numaralı kararına göre; “——– sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir ——- olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen —– davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın Kabulü İle;
1-)——– Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebi doğrultusunda devamına,
2-) Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 5.310,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 362,72 TL harçtan, peşin yatırılan 90,69 TL harcın düşümü ile geri kalan 272,03 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-)Davacı tarafından yapılan 90,69 TL harç , 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 180,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.070,69‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte —— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-)Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair;6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.