Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/746 E. 2020/786 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/746 Esas
KARAR NO : 2020/786
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ: 13/11/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle;davalı ile —- faaliyette bulunan dava dışı —- arasında yapılan —- stant hazırlanması konusunda e-posta üzerinden anlaşıldığını, bunun üzerine davacının davalıya —- fatura düzenlediğini, ancak sözleşme bedelinin — kısmının davalı tarafça ödenmediğini, bakiye ödemeyi tahsil edemeyen —- şirketinin ödemeyi tahsil etmek üzere alacağını — faaliyet gösteren davacı şirkete —- tarihinde teblik ettiğini, — tarihinde ödemesi gereken borca —- tarihinden itibaren yabancı para alacaklarına kamu bankalarınca fiilen uygulanan azami mevduat faizi uygulanarak —– tarihinde icra takibine geçildiğini, ancak davalının bu takibe itiraz ettiğini, davalının itirazının kısmı itiraz olarak belirtildiğini, ancak itiraz edilen kısmın açıklanmamasından dolayı bunun geçerli bir itiraz olmadığını , bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, dava süresince toplam takip dosya borcuna ayrıca yasal faiz yürütülmesine, davalı tarafa %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafın herhangi bir cevap , delil listesi dilekçesi de ibraz etmediği görülmüştür.
DELİLLER:
—– yazısı, bilirkişi raporları,—- sayılı dosyası,
Nitelikli hesap uzmanı bilirkişinin —- tarihli bilirkişi raporunda özetle;stant ürünlerinin teslim edileceği fuar tarih aralığının —- olduğuna ve taraflar arasındaki anlamaya göre ödemenin kalan yarısının stant tesliminde yapılacağının kararlaştırılmış olmasına göre davalının — alacak bakımından en geç —- tarihinde temerrüde düşmüş olduğu, ticari nitelikteki yabancı para alacağının söz konusu olmasından dolayı somut olayda 3095 sayılı Kanunun 4/a uyarınca devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına —- tarih aralığı için ödediği en yüksek oranın —- olarak tespit edildiği, buna göre takip tarihi olan —– kadar uygulanacak ana para ve temerrüt faizi oranının %3,75 olduğu, takip sonrası döneme ilişkin faiz oranının ise faizin değişkenliğinin dikkate alınarak değişen oranlarda hesaplanması gerektiği, bunun için dosyanın bir mali veya icra müdürlüğü yapmış bir bilirkişiye gönderilmesinin takdirinin mahkemede olduğunu beyan ettiği, —- tarihli SMMM uzmanın bilirkişi raporunda özetle ; dava konusu— tutara ilişkin —- takip tarihine kadar — işlemiş faizin hesaplandığını beyan ettiği, SMMM uzmanı bilirkişinin — tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Davalı —– firmasının düzenlediği —numaralı, — tutarlıdavaya konu faturayı; —döneminde — tutarında alım yaptığını bağlı bulunduğu—- ile beyan ettiği,—-tarihli ——– tutarı ile de kayıtlarına aldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından—- icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
—— kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de —– bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
———–sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacının, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla——- sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacı taraf dava dilekçesinde ticarî defterlere delil olarak dayanmış olup bu ticarî defter kavramı içerisinde BA-BS formları da girmektedir.——-
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafça dava dışı ——– davalıdan olan alacağının temlik alındığı ve iş bu alacağın tahsili talebi ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, dava konusu alacağa dayanak faturanın davalının vergi kayıtlarında yer aldığı ve iş bu hususun davacı lehine hizmetin davalı tarafa sunulduğuna ilişkin karine teşkil ettiği,—- karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilememesi karşısında davalının borca itirazında haksız olduğu, bununla birlikte stant ürünlerinin teslim edileceği fuar tarih aralığı —- olduğuna ve taraflar arasındaki anlaşmaya göre ödemenin kalan kısmının stant tesliminde yapılacağı kararlaştırılmış olduğuna göre davalının — alacak bakımından en geç —- tarihinde temerrüde düşmüş sayılacağı ve bu haliyle davacı tarafın işlemiş faiz alacağı talebinin de yerinde olduğu, her ne kadar davalı vekilince tebligatların davalı asile değil kendilerine yapılması gerektiği tebligatların usulsüz olduğu iddiasında bulunulmuş ise de davalı tarafa çıkarılan tüm tebligatların vekaletname sunumundan evvel davalı asile sonrasında ise davalı vekile gerçekleştirildiği anlaşılmakla davanın kabulüne, alacağın faturaya dayalı likit alacak olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı borçlunun —–icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile asıl alacak— takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-a maddesi uyarınca Euro cinsinden 1 yıl vadeli mevduata kamu bankalarınca uygulanan en yüksek oranda faiz uygulanmasına,
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 2.768,36 Euro’nun takip tarihindeki TL karşılığı olan (2.768,36 x 6,10) 16.886,99 TL nin %20’si oranındaki 3.377,39 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 1.153,55 TL olmakla baştan alınan 204,64 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 948,91 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı , 204,64 TL peşin harç, 1.250,00 TL bilirkişi ücreti ve 235,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.1725,94 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının yatırana İADESİNE,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/11/2020