Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/745 E. 2020/885 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/745
KARAR NO : 2020/885

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—– geçici kabul işlemlerinin —tarihinde yapılmış olup tanzim edilen geçici kabul tutanaklarının — onaylandığı ve müdürlüklerine sunulduğu, –tutanaklarında da açıkca belirtilen alanda davalı tarafça uygun görülen—- Lisans Yönetmeliği’nin 38. Maddesi ve 28.01.2014 tarihli 28896 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasa Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin 21. Maddesine dayanılarak hazırlanan ——— — mevzuat gereği yatırım bedelinin iadesinin gerektiğini; davalı şirket yetkilileriyle çeşitli aşamalarda sözlü görüşmeler yapıldığı,—— ile yatırım bedelinin iadesi talepli olarak başvuruda bulunulan taleplerinin —–tarih ve —- sayılı yazısı gereği yatırım bedellerinin kat maliklerine ödeneceği bu nedenle kat maliklerinin kimler olduğunda dair taraflarına bilgi verilmesi istenildiği ve davacı müvekkilinin iade talebinin yerinde olmadığı yönünde değerlendirme yapılarak reddedildiğini, davalı şirketin red cevabına karşılık —- yapılan yazılı başvuruya dava tarihine kadar herhangi bir yanıt verilmediği, — yanıtına karşılık idari dava hakları saklı kalmak kaydı ile huzurdaki davayı açma zaruretlerinin doğduğunu; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davalının hizmet alanında mevcut olan ‘— tarihinden —- oranında faiz güncellemesi yapılarak dava tarihindeki güncel bedelinin tespiti ile devamla yasal faiziyle birlikte davacı şirkete ödenmesini, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hali hazırda mülga olan ancak davacının müvekkili şirkete müracaat ettiği 2012 yılında yürürlükte —- sayılı Resmi Gazetede yayımlanan — Yönetmeliği’nin “–” başlıklı 38/6. Maddesindeki hükmüne bağlı olduğunu, işbu madde uyarınca müvekkili şirket tarafından bağlantı görüşünün şirketlerince verildiğini; — sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Yönetmeliği, — sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırıldığını; –Resmi Gazetede yayımlanan —Yönetmeliği’nin — başlıklı 21/1 maddesi hükmüne, — ile oluşturulan “Kullanıcı Tarafından—- Edilme Süreci’ başlıklı 5/4. Maddesi Hükmüne amir olduğunu; ayrıca– tarih ve—- sayılı yazısının 2 nolu maddesinde “—- Lisans Yönetmeliği’nin 38. Maddesi çerçevesinde inşa edilmiş / edilmekte ve geri ödemesi başlamamış olan — kapsamındaki tesislere ilişkin uygulama” ‘nın dava konusu talebe ilişkin yapılması gereken uygulamanın, ne olduğu açıkça belirtildiğini; öncelikle davanın husumet nedeni ile reddini; davacı tarafından talep edilen “— mevzuat kapsamında yalnızca “geri ödeme başvurusunun yapıldığı tarihte kullanım —- edilebileceğini, bu kapsamda, davacının mülkiyetini ispat edici belge sunması, aksi takdirde işbu davanın aktif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, işbu dava konusu yatırım bedeline ilişkin olarak, müvekkili şirket tarafından,—-tarafından belirlenen kurallara uygun hareket edildiğini, şirketlerinin dava konusu ödeme taleplerinin kapsamının belirlenmesinde herhangi bir tasarrufu bulunmadığı, düzenleyici —— kurallarına ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun şekilde işlem tesis edildiği, müvekkili ——- Kurumu tarafından verilen—— alan ilçeler kapsamındaki —— faaliyetlerinde bulunduğu, sorumluluk alanı genelinde ana hedefi olan sürdürülebilir ve kaliteli —– adına tüketicilere kaliteli ve kesintisiz enerji sağlamaya ilişkin faaliyetlerine de tabi olduğu mevzuat hükümleri doğrultusunda yürütüldüğünü; müvekkili — — düzenlemelerine ve mevzuata uygun olarak faaliyet gösterdiğinden dava dilekçesindeki haksız iddiaların kabulünün mümkün olmadığını; fazlaya ilişkin her türlü beyan ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava eser sözleşmesinden kaynaklı yapılan, meydana getirilen eserin yatırım bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davacı yukarıda belirtilen nedenlerle alacağını talep etmiş davalı da yukarıda özetlenen hususlardan ötürü davanın reddini savunmuştur.
Davanın açıldığı ve ön incelemenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 6100 sayılı kanunun 141. Maddesi ” Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakatı ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez” hükmünü düzenlemiştir. Bu maddede 22.07.2020 tarihli 7251 sayılı kanunun 15. Maddesi ile değişiklik yapılmıştır. Maddenin yeni hali “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.” şeklindedir.
Davalının cevap dilekçesinde özetle— husumet itirazında bulunduğu, yatırım bedeli talep edilen tesislerin bulunduğu taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı olmayan davacının hak talebinde bulunamayacağını,— uyarınca yatırım bedelinin geri ödeme başvurusunun yapıldığı tarihte kullanım yeri maliki tarafından talep edilebileceğini, — kendilerine bu şekilde yanıt verdiğini bu nedenle davacıya ödeme yapılmadığını belirttiği görülmüştür. Davalının cevap dilekçesinde aktif husumet itirazı haricinde bir savunması olmadığı görülmüştür. Davalının— dilekçesinde de yine yukarıdaki hususları belirttiği, başkaca bir hususa değinmediği görülmüştür.
Davalının — itirazının yerinde olup olmadığı incelenecektir. Bu hususta mahkememizce —- tarafından mahkememize —cevapta “…… —bağlantı ve —- kullanıcı tarafından —- mevzuat kapsamında — başlamayan ve tesis sözleşmesi imzalanmayan veya imzalanmışsa bile bedel tespiti yapılmayan tesislerin geri ödemesinin yürürlükteki mevzuata göre yapılması gerekmektedir. …… Bu kapsamda şirketin —-yönetmeliğinin 38. Maddesi kapsamında olduğu halde mahsuplaşma yöntemi ile geri ödemesi başlatılmamış olan ve sonradan kullanıcılar tarafından geri ödemesi talep edilen tesislere ilişkin yapmış olduğu ret işleminin mevzuata aykırılık teşkil etmekte olduğu değerlendirilmektedir…..Bu noktada yapılacak geri ödemeye muhatap tarafın kim olduğu sorusu gündeme gelmektedir. Her ne kadar —– konuya ilişkin henüz bir yaptırım kararı alınmamış olsa da şirketin diğer bazı —- hakkında alınmış olan ihtar yaptırımından haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada muhtelif kurul kararlarında– muhatap taraf olacağı” müşterek mülkiyet halinde pay sahiplerinin birlikte müracaatta bulunması gerektiği ” hüküm altına alınmış olmakla birlikte bazı şirketler hakkında soruşturma süreçleri devam ederken — başkanlığımızın istişari görüşü çerçevesinde konuya ilişkin yaptırım kararında değişikliğe giderek;
1)Mülga 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na dayanılarak çıkartılan Lisans yönetmeliği( 38. Madde ve ilgili mevzuatına göre ) döneminde tesis edilmiş, ancak mevzuatına uygun veya hiç tesis sözleşmesi yapılmamış tesislerin geri ödemelerinde,
-Mahsuplaşması başlamış olan tesislere ilişkin olarak — yönetmeliği’nin geçici 2. Maddesi uyarınca mahsuplaşma işleminde devam edilmesi gerektiğinden, — işleminin tarafının hak sahibi olduğu,
—– başlamamış olan tesislere ilişkin olarak , — ve sistem kullanım yönetmeliğinin 21. Maddesi çerçevesinde yatırımı yaptığını– belgelendiren gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğunu
2)6446 sayılı Elektrik Piyasası kanunu’na dayanılarak çıkartılan Elektrik piyasası bağlantı ve sistem kullanım yönetmeliği (21. Madde ve ilgili mevzuatına göre) döneminde tesis edilmiş ancak mevzuatına uygun veya hiç tesis sözleşmesi yapılmamış tesislerin geri ödemelerinde, yatırımı yaptığını/– belgelendiren gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğunu
3)Her iki dönemde de mevzuata uygun olarak yapılmış tesis sözleşmesinin varlığı halinde tesis sözleşmesinin tarafı olan gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğu yönünde karar alındığını” belirtmiştir. Davacı yanca davalıca verilen— belirtilen şartlara göre davalıca tasdiklenmiş projesine uygun olarak yapılan ve geçici kabulün 22.08.2012 tarihinde yapılan tesisin yatırım bedelinin iadesi talebine davalı yan yatırım bedelini “ödeme başvurusunun yapıldığı tarihte kullanım yeri maliki tarafından talep edilebileceğini”, — kendilerine bu şekilde yanıt verdiğini bu nedenle davacıya ödeme yapılmadığını belirterek geri çevirmiştir. Yukarıda da belirtildiği —- görüşünde değişikliğe gitmiştir. —- başlamamış olan tesislere ilişkin olarak—- yönetmeliğinin 21. Maddesi çerçevesinde yatırımı yaptığını—–ettiğini belgelendiren gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğu yolunda karar alınmıştır. Davacının söz konusu yatırımı yaptığı hususunda zaten bir ihtilaf yoktur. Esasen —- yatırım bedeli iadesi talebini “ödeme başvurusunun yapıldığı tarihte kullanım yeri maliki tarafından talep edilebileceği” yolundaki görüşün kanuni bir dayanağının da olmadığı, kurulun görüşü olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu yatırımı —- harcayarak gerçekleştiren ve davalıya teslim eden davacının hak sahibi olduğu hususu açıktır. Davalının bu nedenle aktif husumet yokluğu yolundaki savunmalarının —–eski ve hatalı görüşünden başka hukuki bir dayanağı yoktur.
Dava dosyası içerisindeki bilgi, belge, yazışma, proje, geçici kabul tutanaklarına göre dava konusu ——— — belirtilen şartlara göre davalıca tasdiklenmiş projesine uygun olarak yapıldığı, —-yapılarak, Geçici Kabul Tutanaklarının onaylandığı, —–özür, kusur ve eksikliğin bulunmadığı anlaşılmıştır. Yapılan tesisin keşif bedeli—- gösterilmiştir.
Davacı ——– devri gerçekleştirilen davaya konu —- olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu işin için davacı adına faturanın düzenlendiği görülmüştür.
Davaya konu tesislerin davacı tarafından yapıldığı, yapılan—- düzenlenerek davalıya devrinin yapıldığı, davalıya devredilen tesislerin —- kapsamında gerçekleştiği, tesislerin devrinden önce davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir sözleşmenin olmadığı, tesislerin yapımı aşamasında gerekli yazışma ve izinlerin alınmış olduğu,——-yapıldığı, tesislerin kullanımda olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan —-sayılı resmi gazetede yayınlanan Elektrik piyasası Lisans yönetmeliğinin 38-6 Maddesinde ” (6) sisteme bağlantı yapılması halinde sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli —-mevcut olmadığı hallerde, söz —-sahibi tüzel kişi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir veya finanse edilebilir, bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı, sisteme bağlantı yapan gerçek — ve/veya –kişiler arasında yapılacak bağlantı ve Sistem kullanım anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin iletim ve/veya —bedelinden düşülür” hükmü düzenlenmiştir.
28.01.2014 tarih 28896 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren “Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin “21. Maddesinin ve — kararı ile belirlenen ‘ Kullanıcı Tarafından — ‘ yürürlük tarihleri; dava konusu tesisin, davacı kurumdan izin alınması, geçici kabulü, işletmeye alınması tarihinden sonraki tarihleri kapsadığından değerlendirmeye alınması mümkün olamamıştır. Bu nedenle işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte— sayılı Resmi Gazetede yayınlanan– Yönetmeliği’nin 38. Maddesine göre değerlendirme yapılacaktır. 10.01.2013 tarihli —- Resmi gazetede yayımlanan yönetmelikle — yürürlüğe girmek üzere mezkur yönetmeliğin 38. Maddesinin 6. Fıkrası aşağıdaki biçimde değiştirilmiştir;
” 4/8/2002 tarihli ve 24836 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 38 inci maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Sisteme bağlantı yapılması için, sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle, genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli finansmanın mevcut olmadığı hallerde, söz konusu yatırım —- sahibi tüzel kişi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir — edilebilir. Bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı;
a) —; sisteme bağlantı yapan gerçek veya tüzel kişi ile —- arasında yapılacak bağlantı ve sistem kullanım anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin iletim tarifesi bedelinden düşülür.
b) —– sahibi tüzel kişi; talebin karşılanabileceği tarihi, talebin yapıldığı tarihten itibaren 5 yılı geçmemek üzere bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişiye bildirir. Bu durumda gerçekleşen yatırıma ait bedel;
1) —-tüzel kişi tarafından bağlantı görüşünde verilen bağlantı talebinin karşılanabileceği tarihteki yıl içerisinde en fazla 12 aylık taksitte, yatırımı —-eden gerçek veya tüzel kişiye, muhataba ulaşılamaması halinde tesisin bulunduğu yerdeki —-şubesine, hak sahip veya sahipleri adına yatırılarak ödenir.—– kabulünün,—— karşılayabileceğini öngördüğü tarihten sonra yapılması halinde ödeme bir sonraki yıl başlar. ——— ödemenin yapıldığı tarihte ekler.
2) Yapılacak olan yatırımla ilgili işin başlangıcından kesin kabulünün yapılmasına kadar gerçekleştirilecek iş ve işlemler, alınabilecek avanslar, yatırım bedelinin hesaplanması, ödenmesi ve alınacak teminatlar ile ilgili olarak —- edilen — onaylanan —- kullanılır.
3) Söz konusu —-sahibi tüzel kişi tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış tutar ——– oranında güncellenir. Vadesinde geri ödemesi yapılmamış — İlişkin Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır.” şeklinde değiştirilmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış dosya uzman bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi kök raporunda özetle “….Dava dosyası içerisindeki bilgi, belge, yazışma, proje, geçici kabul tutanaklarına göre —— belirtilen şartlara göre davalıca —onaylandığı, tesiste herhangi bir özür, kusur ve eksikliğin bulunmadığı anlaşılmıştır. Yapılan——– olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu işin için davacı adına faturanın düzenlendiği görülmüştür.
Davaya konu tesislerin davacı tarafından yapıldığı, yapılan —düzenlenerek davalıya devrinin yapıldığı, davalıya—kapsamında gerçekleştiği, tesislerin devrinden önce davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir sözleşmenin olmadığı,— olduğu,— mevcut ve onaylı olduğu, kabullerinin yapıldığı, tesislerin kullanımda olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı —- yazılarak dava konusu — bedelinin güncel yatırım ve maliyet bedelinin ödenmesi için gereğinin yapılmasının istenildiği ancak dava dosyası içerisind—- verilmiş cevabi yazı görülememiştir.
Dava konusu yapılan işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan— Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38-6. Maddesine göre;
“(6) sisteme bağlantı yapılması halinde sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli ——- mevcut olmadığı hallerde, söz —sahibi tüzel kişi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki —- yapılabilir veya —edilebilir, bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı, sisteme bağlantı yapan gerçek veya tüzel kişi ile—- kişiler arasında yapılacak–çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin— düşülür” denilmektedir.
Davalı ——tarafından, dava konusu tesislerin yapım koşullarının belirlendiği, projelerinin onaylandığı, geçici kabulünün yapıldığı, tesisin işletmeye alındığı ancak davacı ile davalı kurum arasında 38.-6 Madde kapsamında yapılmış bir sözleşmenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
28.01.2014 tarih 28896 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren “Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin “21. Maddesinin ve —— yürürlük tarihleri; dava konusu tesisin, davacı kurumdan izin alınması, geçici kabulü, işletmeye alınması tarihinden sonraki tarihleri kapsadığından değerlendirmeye alınması mümkün olamamıştır. Bu nedenle işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan — sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. Maddesine göre değerlendirme yapılmıştır.
Dava dosyası içerisinde bulunan EPDK nın 659 sayılı ilgi yazıları ekindeki — — sahibi tüzel kişi tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış tutar tüketici —–oranında güncellenir. Vadesinde geri ödemesi yapılmamış tutara 04.12.1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır, “denilmiştir.
Talep edilen——–.
Yukarıda yapılan tüm açıklamalardan görüleceği gibi davacı Şirket tarafından gerçekleştirilen—- sağlanması için davalı kuruma başvuruda bulunulduğu, davalının mevcut —-şebekesinden bu talebi karşılanmasının mümkün olmadığını bildirerek talep edilen enerjinin karşılanması için gerekli tesisin davacı tarafından yapılarak bakım- işletme karşılığında devrinin istenildiği,
Dava konusu —- Davacı …tarafından davalı kurumdan izin alınmak suretiyle davalı kurumun belirlediği şartlara ve projesine uygun olarak yapıldığı, geçici kabullerinin de davalı kurum elemanlarınca yapılarak tesisin davalı kuruma devredildiği ve işletmeye açıldığı,
Dava konusu tesisin davacı şirket tarafından—– davalı ——yürürlükte —– Yönetmeliği’nin 38. Maddesindeki şartlara uygun olarak yapıldığı ve davacı tarafından yapılan ——– talep edildiği,
Anılan—————– olduğu tespit ve müteala edilmiştir.” şeklinde görüş bildirmiştir. Davalı ——dilekçesinde —- dile getirilmiş, davacının mülkiyet hakkını tesvik edici bir belge sunmaması nedeni ile talebinin olumlu yada olumsuz sonuçlandırılamadığını, —– güncelleme yapmasının son derece hatalı olduğunu,davacının yatırım bedelini talep edebileceğinin kabul edilmesi halinde dahi davacının talep edebileceği —— bedelin geçici kabul tutanağındaki bedel olduğunu, bunun dava konusu yatırımın keşif bedeli olduğunu,—– nedenlerle değişiklikler meydana gelebildiğini, bu —- farklılık gösterebildiğini,—— bedelinin belirlenmesini talep etmiştir.Davalı vekili kök rapora itiraz dilekçesinde ilk defa bu hususlarda beyanlarda bulunmuştur.—- güncelleme yapılması yönetmeliğin 38/6. Maddesinde belirtilmiştir. Aktif husumet itirazlarının da yersiz olduğu yukarıda detaylı açıklanmıştır. Ek rapor alınmışsa da kök rapordaki durum değişmemiştir. Davalı vekili kök rapora itiraz dilekçesinde keşif yapılmasını talep etmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere davalının —– dilekçelerinde ileri sürdüğü savunmaların tamamı—–ilişkindir. Davacının söz konusu yatırımı gerçekleştirdiği ve davalı ——geçici kabulünün yapıldığı sabit olup davalının da kabulündedir. Davalı yanca —— dilekçelerinde söz konusu yatırımın eksik yapıldığı,———- farklı olduğu veya başka bir itirazda bulunulmamıştır. Davalının savunma içeriği dikkate alınarak 01.07.2020 tarihli duruşmada keşif talebi red edilmiştir. Bilirkişiden ek rapor alınmış bilirkişi ek raporunda “…..Dava konusu olayla ilgili olarak davalı vekili bilirkişi raporuna ilişkin itirazlarına havi konulu bila tarihli dilekçeleriyle esas itibariyle, davacı yanın belirtilen mevzuat hükümleri mevzuat kapsamında söz konusu bedelleri kabul etmesinin mümkün olmadığına, işbu huzurdaki davanın aktif husumet yönünden reddinin gerektiğini, —— kararlarına uygun olarak davacıdan mülkiyeti —- talepte bulunulduğunu, davacının dava konusu ettiği talebinin davacının bu belgeleri sunmaması nedeniyle olumlu ya da olumsuz sonuçlandırılamadığı ile raporda —– oranmda faiz güncellemesinin yapılmasının kabul edilebilir olmadığını, ——– açıklamalarda bulunarak davanın aktif husumet yönünden reddine, dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdiine, —– keşif yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu olayla ilgili olarak Sayın Mahkemenin yukarda açıklaması yapılan ara kararı, davalı vekilinin yukarda açıklaması yapılan bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçeleri, önceki raporum ve —- incelenmiştir. Yapmış olduğum incelemelerde;
Davalı vekilinin yukarda açıklaması yapılan itirazlarının önceki raporumda geniş ve kapsamlı bir şekilde İncelendiği, İtiraza konu olan hususların değerlendirmesinin yapıldığı,
Dava konusu yapılan işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan —– Yönetmeliği’nin 38-6. Maddesine göre;
“(6) sisteme bağlantı yapılması halinde sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle genişleme yatırımı veya yenî yatırım yapılmasının gerekli olduğu —- mevcut olmadığı hallerde, ——- adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir veya —– edilebilir, bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı, sisteme bağlantı yapan gerçek veya —- —-sahibi tüzel kişiler arasında yapılacak bağlantı ve —- çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin ——-bedelinden düşülür” denilmektedir.
Davalı ——-tarafından, dava —– koşullarının belirlendiği, projelerinin onaylandığı, geçici —- ancak —- yapılmış bir sözleşmenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
—– ———-yürürlük tarihleri; dava konusu—– — izin alınması, geçici kabulü, işletmeye alınması tarihinden sonraki tarihleri kapsadığından değerlendirmeye alınması mümkün olamamıştır. Bu nedenle işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan ——–göre değerlendirme yapılmıştır.
Dava dosyası içerisinde ——- “….3) Söz konusu—tüzel kişi tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış —- oranında güncellenir. Vadesinde geri ödemesi yapılmamış tutara 04.12.1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır, “denilmiştir.
Talep edilen ——– olduğu tespit edilmiş olup geçici kabul tutanağında projede gösterilenler— tutanaktan anlaşıldığından davalı—- takdirlerinde bulunduğu tespit ve müteala edilmiştir.” şeklinde görüş bildirmiştir.Söz konusu geçici kabule dair tutanaklar ve ekleri incelenmiş, heyet tarafından “——— herhangi bir aksaklıkla karşılaşılmamıştır.” denmek sureti ile söz konusu geçici kabul işlemlerinin tamamlandığı görülmüştür. Davalı vekilinin beyanının aksine geçici kabul heyeti tarafından yerinde—— olduğu, herhangi bir kusur ve noksanlığının da olmadığı tespit edilmiştir. Bilirkişi kök ve ek raporu denetime uygun bulunmuştur.—–meydana getiren ve davalının kullanımına sunan davacının yatırım bedeli iadesini talep edebileceği sonucuna varılmıştır.
————— yönetmeliğinin kabul edilmesi ile yürürlükten kaldırılmış, yeni ——– tarafından —– ——– ödemesine ilişkin bir hükme yer verilmemiştir. — sistem kullanım yönetmeliğinde düzenlenmiş bu çerçevede bir boşluğa yer verilmemesini teminen konu, söz konusu yönetmeliğin “—- başlıklı geçici 2. Maddede düzenlenmiştir. Mezkur yönetmeliğin 3. Fıkrasında yer alan 10 yıl süre kısıtlaması ile 10 yıldan uzun süreyle yapılacak mahsuplaşmanın önüne geçilerek kullanıcıların mağduriyetinin önlenmesi ve yine yapılan düzenlemelerle hiç mahsuplaşmaya başlamayan yatırım tutarlarının 5 yılı geçmemek şartıyla belirlenen tarihte 12 eşit taksitte ödemesinin sağlanarak kullanıcıların korunması amaçlanmıştır.” denmiştir.
Yargıtay — HD. —– Sayılı ilamlarında “… davalı tarafından—– döneminden başlayarak düzenlenmiş olan faturalarda —–bedeli alınmayarak mahsuplaşma işleminin başladığı ve devam etmekte olduğu, yapılan bu işlemin mülga olan——- Yönetmeliğinin geçici 1 ve geçici 2. maddelerine uygun olarak yapıldığı ve halen mahsuplaşma işleminin devam ettiği, bu nedenle de davacının mahsuplaşma işlemi tamamlanmadan davalıdan herhangi bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile verilen kararları onamıştır. Bu olayda taraflar arasında mahsuplaşma işlemi —- başlamış ve halen devam etmektedir. Dolayısı —- bakılmıştır. Somut olayda ise işin yapımı ve geçici kabulü eski yönetmeliğin yürürlükte olduğu dönemde yapılmıştır. Mahsuplaşma ve ödemeler hiç başlamamıştır. 10.01.2013 tarihli resmi gazetede yayımlanan Elektrik piyasası lisans yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmeliğin geçici 1. Maddesinde hiç mahsuplaşmaya başlamayan yatırım tutarları için 5 yılı geçmemek şartı ile belirlenen tarihte —– ödemesinin sağlanarak kullanıcıların korunmasının amaçlandığı belirtilmiştir. Davacının söz konusu yatırımı gerçekleştirip davalının kullanımına sunduğu ve henüz hiç para tahsil edemediği anlaşılmıştır.
Davacı yanca davanın ıslah edilmesi üzerine davalı yanca süresi içinde ıslah zamanaşımı defiinde bulunulmuştur. Davalının cevap dilekçelerinde dava zamanaşımı definde bulunmadığı görülmüştür. Bilindiği üzere kısmi davada zamanaşımı sadece dava konusu yapılan kısım için kesilmektedir. Davalının dava zamanaşımı defiinde bulunmamasına rağmen ıslah ile arttırılan kısma ilişkin ıslah zamanaşımı defiinde bulunabileceği uygulamada kabul edilmektedir. Davalı ıslaha karşı verdiği dilekçesinde taraflar arasında —– olmadığını bu nedenle talebin sebepsiz zenginleşmeye dayandığını, 9 sene sonra davalının talepte bulunduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını belirtmiştir.
Yukarıda da belirtildiği üzere uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına —— tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların —— birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. ( Yargıtay — Hukuk Dairesinin–karar sayılı kararı ) 4721 sayılı —“İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
—–tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı TBK’nın 147/6. maddesinde de yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında eser sözleşmesinden doğan alacakların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtilmiştir. Bu maddelerdeki düzenlemeye göre eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda kural, zamanaşımı süresinin 5 yıl olmakla birlikte, yüklenicinin kasıt ve ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi işi ifa etmemesi halinde zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu’nun 125, Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi hükümlerine göre 10 yıl olacaktır. Borçlar Kanunu’nun 128. ile TBK’nın 149. maddesinde zamanaşımı sürelerinin alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağı kabul edilmiş, BK’nın 132., 133., 135., ve 136. ile TBK’nın 153., 154., 156. ve 157. maddelerinde zamanaşımının durması, kesilmesi ve yeni sürenin başlaması halleri düzenlenmiştir.
İst BAM ——- HD. : —- ilamında “..Taraflar arasındaki uyuşmazlık alacak talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır. Eser sözleşmesinde kural olarak her alacak hakkı 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu sürenin başlangıcı ise kural olarak işin teslimi tarihinden başlar. Ancak ihale edilen — sürenin başlangıcı işin kesin kabul onay tarihinden başlatılmaktadır. Açıklananlar ışığında somut olaya bakıldığında, dosya kapsamına göre inşaatın kesin kabulünün —- tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Davaya konu talep yönünden bu tarih esas alınmış olsa dahi dava tarihine (20/02/2015) göre 5 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu anlaşılmakla mahkemece davanın zamanaşımına uğradığından bahisle verilen red kararı usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.”
——-. Sayılı ilamında “… Eser sözleşmelerinin feshi halinde açılacak geri alma davalarında Borçlar Kanunu’nun sebepsiz zenginleşme hükümlerine ilişkin zamanaşımı değil, eser sözleşmesine ilişkin zamanaşımı hükümlerinin uygulanacağı istikrar kazanmış olup, bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun —– sayılı içtihatları ile de benimsenmiştir.”
—– Sayılı ilamında “… Eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresinin başlangıcı BK’nın 128. maddesi uyarınca alacağın muaccel olduğu tarihte başlar. Somut olayda ise bu tarih sözleşme konusu işin kesin kabulünün onay tarihidir.”
———…Somut olayda dava, eser sözleşmesi kapsamında tazminat talebine ilişkin olup, eser sözleşmelerinde ayıp dışında kalan alacak taleplerine ilişkin davalar TBK’nın 147/6.md. hükmüne göre 5 (beş) yıllık zaman süresine tabidir. Yargıtay —- Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihat ve uygulamalarında zamanaşımı süresinin kesin (kabul) hesabın onayından başlayacağına ilişkin kabulüne göre”
—— Sayılı ilamında “…Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, eser sözleşmesinde zamanaşımı süresi işin niteliğine göre, eserin tesliminden, kesin hesap onay tarihinden veya sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, taraflarca yapılmış bir kesin hesap olmadığı gibi, —– esasen mahkemece —– kesin hesabın çıkartılması talebine dair olduğunun anlaşılmasına göre ıslahla arttırılan miktar yönünden de henüz zamanaşımı süresinin başladığından söz edilemez. “
Somut olaya gelecek olursak söz konusu eserin tamamlanıp davalıya eksiksiz olarak teslim edildiği dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmıştır.Eser sözleşmesi feshedilmemiştir. Kaldı ki feshedilmiş dahi olsa uygulanacak —–yukarıda—– alındığında —–sözleşmesine dair hükümlerdir. Eser sözleşmelerinde zamanaşımın başlangıç anı alacağın muaccel olduğu andır.Mezkur yönetmeliğin 38/6 madde ve fıkrası incelendiğinde kesin kabulün yapılması gerektiği anlaşılmıştır.Söz konusu ——olarak meydana getirilmesine ve yıllardır davalının kullanımında olmasına rağmen davalı yanca kesin kabulünün yapılmadığı görülmüştür. Kesin kabulün bu kadar uzun süre davalı takdirine bırakılamayacağı anlaşılmıştır. Yine yönetmeliğin 38/6. Maddesi ” Söz konusu ———tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış tutar —– güncellenir. Vadesinde geri ödemesi—— hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır” hükmünü getirmiştir. Bilirkişi raporunda yapılan hesaplama doğrudur ve denetime uygundur. Yukarıda atıf yapılan ——- ilamında belirtildiği üzere taraflarca yapılmış bir kesin hesap, kesin kabul bulunmamaktadır. Davacının talebi de zaten kesin hesabın çıkartılarak alacağın tespitidir. Bu nedenle ıslah ile arttırılan kısım için zamanaşımının başladığından da söz etmek mümkün değildir.Davalı vekilinin karar duruşmasından —— dilekçesinde ileri sürdüğü hususların bir çoğu da savunmanın genişletilmesi mahiyetindedir. Öte yandan geçici kabul tutanağında projede gösterilenler ile yerinde —- olduğu davalının kendi mühendislerinden oluşturulan geçici kabul heyeti tarafından imzalanan geçici kabul tutanağından anlaşıldığından davalının beyanlarına itibar edilmemiştir. Yukarıda yapılan tüm açıklamalar, yönetmelik hükümleri, —— cevabı, davacının iddiası, davalının savunma dilekçeleri, bilirkişi kök ve ek raporu, yukarıda atıf yapılan —— bir bütün olarak değerlendirilmiş davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜNE,
1.203.799,11 TL alacağın, 679.131,21 TL’sine dava tarihi olan 27/12/2018 tarihinden, 524.667,90 TL’sine ise ıslah tarihi olan 06/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 82.231,51 TL nispi harcın, 8.961,93 TL ıslah harç ve peşin alınan 11.597,87 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 61.671,71 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan —–ıslah harcı olmak üzere toplam 20.595,70 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 103,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı olarak toplam 1.103,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan—–ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.