Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/739 E. 2020/844 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/739 Esas
KARAR NO : 2020/844
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 03/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı arasında—– tarihinde —- imzalandığını, sözleşme konusu—–markası ile —– yapılması konusunda tarafların mutabık kaldığını, müvekkili sözleşmeye uygun olarak iş potansiyeli olan bir avm’de daha sözleşme görüşmeleri sırasında —- tarihinde — kira ve — depozit vererek— yıllığına işyerini kiraladığını, kira sözleşmesinde kiralananın—–markası altında faaliyet göstereceği belirtildiğini, sözleşmenin 4.1 maddesinde müvekkilin — giriş bedeli olarak —– ödeyeceği ayrıca 4.2 maddesinde —veya sabit olarak yıllık —— sistem kullanım bedeli ödeyeceği kararlaştırıldığını, müvekkili —– giriş bedelinin—————Şubesi’nden çektiği kredi ile davalı tarafından iletilen hesap numarasını yatırdığını, kalan kısmı için —- ödemek konusunda mutabık kalındığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı taraf, müvekkili şirket ile gerek—— iki adet dükkanın kurulum, tefrişat ve ürünlerinin —olarak işletilmesi hususunda davacı ile birlikte —–müvekkili şirket arasında sözleşme akdedildiğini, davacı tarafın franchise bedelini ve sair tüm giderleri, yazılı taahhütlerini ödemeyi almağı düşündüğü—- kredisine bağlamış, bu kredi çıkmayınca da sözleşmeden kaynaklı müvekkiliye yönelik hiçbir edimini yerine getirmediğini, davacı tarafın ödediğini ispat edemediği dava konusu yapmağa çalıştığı alacak talebini ispat edemediği gibi, yapılan kısmi ödemelerin taraflar arasında yapılan ve iki adet avm deki dükkanlar ile ilgili —-bedeline ait olması, bu bedelin dahi ödenmemiş olması nedeniyle davacının edimini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilimin mağdur edildiği, gerek ——–bedeli ve gerekse müvekkilimin sözleşmeden beklediği kar ve kazanç payını ödememe amacıyla ikame edilen müvekkili şirket zararına yönelik iş bu davanın reddinin gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,taraflar arasında akdedildiği bildirilen——-feshi ile birlikte zararın tazminine ilişkin tazminat davasıdır.
Tarafların dilekçelerinde belirttikleri deliller doğrultusunda —–Tutanağı başlıklı kira sözleşmesi —- celp edilmiş,— sözleşmesi dosya arasına alınmış,— Bankasına müzekkere yazılarak davacının kredi kayıtları ve hesap hareketleri celp edilmiştir
—- tarihli ara karar ile dosyanın Nitelikli Hesaplama Uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve — tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
——– tarihli bilirkişi raporunda özetle: —- sayılı bentte tanıtılan uyuşmazlık konusunun bağlandığı soruna göre, somut olay özelinin —— sayılı bentte yapılan incelemesine nazaran, davacının franchise sözleşmesi kapsamında kiraladığı yere ilişkin kira sözleşmesinin dosyada bulunmadığı; dayanılan kira sözleşmesinin dava dışı —– ilişkili olduğu; öte yandan, giriş bedeli kapsamında. —- eksik ödemesi bulunduğu: dosya delillerine göre, feshin haklı olduğu sonucuna ulaşılamadığı; Nihai takdir Sayın Mahkeme’ye ait olduğundan, davacının —– tarihli zarar kalemlerini açıklayan dilekçesindeki talepler bağlamında, yukarıda değerlendirme başlığı altında (3/B) sayılı bentte yapılan irdelemeye nazaran, davacının davalıya —- tarihinde ödediği ——- giriş bedelinin zarar kalemi olarak tespit edildiği; bahse konu takip dosyası ve kiralananın davacı ile ilişkisi belirlenemediğinden, anılan zarar kalemlerinin değerlendirilemediği kanaatine varılmıştır. Şeklinde tespitlerde bulunarak raporunu mahkememize teslim etmiştir.
—–sözleşmesi; konusu mal ve/veya hizmetin sürümü ve dağıtımı olan sürekli borç ilişkisi doğuran bir sözleşme olup, bu sözleşme ile mal ve/veya hizmeti üreten ve/veya satan —– veren; adı, sembolü, markası gibi gayri maddi mal ve değerlerini kullanarak bunların sürümünü yapma hakkını bir bedel karşılığında, belirli bir bölgede kendi ad ve hesabına çalışan bağımsız kişilere —- vermeyi borçlanmaktadır. —–veren bu sözleşme ile mal ve/veya hizmetlerin en iyi şekilde pazarlanmasını sağlamak için pazar araştırması ve tanıtım (reklam) yapmak, bu konuda kendine özgü bir anlayış geliştirerek bir organizasyon kurmak ve——— alanları çalışmalarından yararlandıracak şekilde bu organizasyona dahil etmek yükümlülükleri üstlenmektedir. —— alan ise, franchise bedeli ödeme dışında ayrıca sözleşme konusu malların sürümünü destekleme, bu konudaki tüm bilgileri —— verene aktarma,—verenin pazarlama ilkelerine ve talimatlarına uyma, eğitim programlarına katılma ve bu doğrultuda işletmeyi yürütme yükümlülüğü altına girmektedir ———-
Görüldüğü üzere —— her iki tarafın da borç altına girdiği karşılıklı edimler içeren bir sözleşme olup, her bir tarafın borcu diğer tarafın borcunun karşılığını oluşturmakta ve edimler arasında değişim söz konusu olmaktadır. Başka bir deyişle —- alan ile—– borçları aynı zamanda diğer tarafın ediminin karşılığını ihtiva etmektedir. —— verenin kendisine ait —– sistemini——- alana kullandırma ve onu ticari faaliyeti sırasında devamlı olarak destekleme yükümlülüğüne karşılık, —— alanın — verenin mal veya hizmetlerin sürümünü kendi nam ve hesabına yürütme ve —- verene belli bir bedel ödeme yükümlülüğü gelmektedir. Ayrıca —– alanın, —— verene karşı onun menfaatlerini koruma, sırlarını saklama, gerektiğinde hesap verme gibi güven ve sadakate dayanan yükümlülükleri vardır.————–
—– sözleşmesi, kanunlarda düzenlenmiş isimli sözleşmelerin unsurlarını içerebileceği gibi, isimsiz sözleşmelerin unsurlarını da içerebilir. Nitekim —- genellikle satış, kira veya ürün kirası, hizmet, acente, vekâlet, adi ortaklık gibi isimli sözleşmelerle, lisans, —- ve tek satıcılık gibi isimsiz sözleşmelerin unsurlarını içermektedir.—- sözleşmesi, isimli ve isimsiz sözleşmelerin unsurlarından oluştuğu için niteliği itibariyle kendine özgü isimsiz bir sözleşmedir———–
Eldeki davaya konu uyuşmazlığa ilişkin celp edilen kira sözleşmesi incelendiğinde kiracı dava dışı ——- olduğu görülmüştür.Dolayısıyla davacı tarafından belirtilen kiralanananın davacı tarafından kiralanmadığı anlaşılmıştır.Davacının beyan ve dilekçelerinde belirtmiş olduğu —— sözleşmesi kapsamında kiraladığını belirttiği taşınmaz bulunmamaktadır.Davacının dayanmış olduğu kira sözleşmesinde kiracı dava dışı —–.Nitekim bu husus göz önüne alındığında taraflar arasındaki —- uygun şekilde davacının yeri hazır edememesi ve eksik —– giriş bedelinin ödememesi göz önüne alındığında davacının sözleşmeyi fesih talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Ayrıca davacının hem menfi zarar hem de müspet zararın tazminini talep ettiği ancak her iki zarar kalemini talebinin yerinde olmadığı, kaldı ki uğranıldığı iddia edilen zararların ispatlanamadığı görülmekle davacının sözleşmeyi feshinin haklı olmadığı sonucuna ulaşılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Reddine,
2-Peşin alınan 3.044,92 TL harçtan, alınması gerekli 54,40 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 2.990,52 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/4.maddesine göre 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı —— tarafından yatırılan 150,00 TL gider avansının davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/12/2020