Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/729 E. 2020/466 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/729 Esas
KARAR NO: 2020/466
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/12/2018
KARAR TARİHİ: 08/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili —– harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketi ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki gereği davalı şirketin—– markalı cihazların yetkili teknik servis hizmetlerini yerine getirdiğini, bu süreçte işbu davaya konu ———– seri numaralı ———- cihazın arızalanması üzerine cihazın kullanıcısı tüketici ——– başvurusu üzerine davalı şirket ————- yetkili servisinin tüketicinin adresine servis hizmeti vermek için gittiğini, cihazın onarımı için —– tarihinde davalı şirket tarafından atölyeye alındığını ve cihazın tamiri tamamlanarak tüketiciye — tarihinde teslim edildiğini, cihaz arızasının davam etmesi üzerine aynı cihaz için ———– tarihinde tüketicinin tekrardan servis hizmeti talep etmesi üzerine davalı yetkili servis tarafından servis hizmeti verilmek üzere tüketicinin adresine gidildiğini ve cihazın davalı şirket tarafından arızası nedeniyle tekrardan davalı şirketin ——– alındığını, sorunun giderilememesi üzerine cihaz için değişim kararı alındığını, değişim kararı üzerine yeni cihazın —- tarihinde montajının gerçekleştiğini, ancak tüketicinni hakkında değişim kararı verilen ——— seri numaralı cihazın davalı şirket tarafından müvekkili şirkette teslim edilmediğini, bunun üzerine davalı şirkete cihazın müvekkili şirkete teslimi için mail gönderildiğini, davalı şirketin cevaben——- yanıtı verdirdiğini, söz konusu cihazın teslim edilmemesine binaen müvekkili şirket tarafından davalıya noter kanalıyla ihtarname gönderildiğini, ihtara rağmen davalı şirket tarafından arızalı cihazın teslimi yapılmadığı gibi cihaz bedeli olan——–de müvekkiline ödenmediğini beyan ile iş bu cihaz bedelinin——– tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın her ne kadar bahsi geçen ürünün müvekkil şirket yediinde bulunduğunu iddia etmiş ise de bu husus kesinlikle gerçeği yansıtmadığını, Dava dilekçesinde de belirtildiği üzere ürünün değişimi kararı verilmesiyle birlikte yeni ürün davacı şirket tarafından müşteriye teslim edildiğini ve kurulumunun gerçekleştirildiğini, ancak değişimi yapılan arızalı ürün davacıya—— tarihinde iade —– ile birlikte teslim edildiğini, ürünün bizzat davacı tarafından, davacının kendi servisi ile müvekkilinin atölyesinden teslim alındığını ve iade ——- da imzalandığını, —- tarihinde davacı tarafından teslim alınan ürün ile ilgili olarak yaklaşık bir sene hiçbir yazışma yapılmadığını ve yahut bir talepte bulunulmadığını, ancak —— tarihinde müvekkilinine gönderilen ihtarname ile bu hususun yeniden gündeme geldiğini, zira ürününün davacı ile yapılan —yazışması üzerine ——– tarihinde davacının kendi servisi tarafından müvekkilinden teslim alındığını, bu sebeple dava konusu cihazın müvekkilinde bulunmadığını beyanla iş bu davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ——— seri numaralı cihazın değişim kararı sonrasında davalı tarafından davacıya iade edilmediği iddiası ile açılan cihaz bedelinin iadesine ilişkin alacak davasıdır.
—Noterliğinin Noterliğinizde bulunan ——-yevmiye numaralı ihtarname ve tebliğ şerhinin onaylı suretinin dosyamız arasına celp edilmiş ,tanıklar dinlenmiş ve deliller toplanmıştır.
Mahkememizin — celsesinde dinlenen —— beyanıyla; “Ben —————- teknik sorumlu olarak çalışmaktayım, ilk olarak ———– kontrolü atölyede ben yaptım. Cihazın sorunlu olduğunu, tamirin mümkün olmadığını ve değişimin gerektiğini bildirdim, ancak değiştirilen cihanızın iade edilip edilmediği hususu benim görev alanımda değildir, benden sonraki işlemlere aitir, bize iade edilecek her cihazın sevk irsalyesinin olması lazım, bu sevk irsalyesinin olmadığını bilmekteyim, iade işlemleri yapılırken iadeyle ilgilenen arkadaşlar iade olduğu zaman kontrolü ben yaptığım için şirketin işleyişi bakımından banada sormaları gerekirdi, böyle bir durum olmadığı için sevk irsalyesi olmadığı yönünde bilgim vardır, dedi.
Tanığa davalı vekilinin cevap dilekçesi ile sunmuş olduğu iade onay formu ———– gösterildi.
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu; bana gösterilen iade onay formu bizim şirketimizin iç işleyişi ile ilgilidir, malın davalı şirketçe bize iade edildiğine ilişkin değildir, dedi.
Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu; bizim şirketimizin cihazları teslim alması için mutlaka sevk irsalyesi olması gerekmektedir, başka türlü bir uygulamamız yoktur, benim iade edilmeyen cihazların şirketçe hangi sürede fark edildiğine ilişkin bir bilgim veya tespitim yoktur, zaten bizim depomuza bir mal veya cihaz sevk irsalyesi olmadan iade olarak giremez, tanıklık ücreti talebim yoktur,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin — celsesinde dinlenen ——— Kimlik Nolu olduğu beyanında: ——-müşteri hizmetleri departmanında görevliyim, benim çalıştığım poziyon itibari ile değişim ve iade işlemlerine ilişkin bilgim vardır, iade işleminin işleyişi şu şekildedir, öncelikle cihazda sorun olduğu ve iade alınmasına ilişkin——– temsilcisine talep gelir, talep alındıktan sonra eğer değişime konu husus teknik bir konu ise iade formu doldurulur, eğer sorun teknik konu ise servis formu vb belgeler düzenlenir, akabinde ilgili form bu konularla ilgili bölüm müdürlüğüne onaylatılır, karar ne ise müşteriye bildirilir, bu bildirim son tüketiciye yani cihazın sorunlu olarak teslim edildiği kişiye yapılır, daha sonra lojistik departmanımıza sorunlu cihazın nasıl teslim edileceğine ilişkin bilgi geçilir, ben bulunduğum konum itibari ile sorunlu cihazın tarafımıza teslim edilmediğini bilmekteyim, şöyle ki ——- departmanı bu cihazın teslim edilmediğine ilişkin bana bilgi vermiştir, dedi.
Tanığa davalı vekilinin cevap dilekçesi ile sunmuş olduğu iade onay formu ——– gösterildi.
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu; bana gösterilen form yukarıda işleyişi anlatığım aşamalarda iade formunu ilgili bölüm müdürlüğüne onaylatılmasına ilişkindir, cihazın iade alındığına ilişkin değildir, dedi.
Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu; ortalama her vakadan vakaya değişmekle birlikte cihazların iade edilmediği ——-gün içerisinde farkedilir, ancak tanıklık yaptığım uyuşmazlığa ilişkin cihaz servisin deposunda olduğu ve lojistik depertmanıyla bilgi geçilmesi gerektiği için cihazın iade edilmediğini farketmek uzun sürmüş olabilir, tanıklık ücreti talep etmiyorum, ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Cihazın arızalı olduğu,tüketicinin arıza bildirimi akabinde davalı yetkili servis ve davacı cihaz sağlayıcısı şirket tarafından cihazın değşimi kararı verildiği ve cihazın bedeli konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Uyuşmazlık ,verilen değişim kararı sonrası davalıya ait yetkili serviste bulunan ayıplı cihazın davacı şirkete iade edilip edilmediği noktasındadır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile sunmuş olduğu, cihazın davacıya iade edildiğini ispatlar nitelikte olduğunu dile getirdiği servis formu,iade onay formu ve tanıkların ifadeleri doğrultusunda eldeki dosya incelenmiştir.
Öncelikle hukukumuzda yer alan ispat kurallarını belirtmek gerekecektir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Cihazın arızalanması sonrası davalı yetkili servise getirildiği hususunda anlaşmazlık bulunmamaktadır.İspata muhtaç mesele ,cihazın davalı tarafından davacıya teslim edilip edilmediğidir. 4721 sayılı TMK’nın 6.maddesi uyarınca cihazın iade edildiğine ilişkin ispat külfeti davalının üzerindedir.İncelenen servis formunun, arızalanıp atölyeye alınan cihazın kontrolüne ilişkin olduğu,iade onay formunun ise tüketicinin arıza bildirimi sonrasında servis formu ile arızası onaylanan cihazın tüketiciden iade alınarak yeni cihaz verilmesine ilişkin onay formu olduğu ancak davalı yetkili servis tarafından arızalı cihazın davacı şirkete teslim edildiğini kanıtlar nitelikte olmadığı gerek sunulan formlardan gerekse tanıkların iade sürecine ilişkin dile getirdikleri tanık beyanlarından anlaşılmakla arızalı cihazın davalı tarafından davacıya iade edilmemiş olduğu anlaşılmıştır.İade edilmeyen cihaz nedeniyle ,taraflarca üzerinde anlaşmazlık bulunmayan cihaz bedelinin davacıya iade edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.Davacının davalıya keşide etmiş olduğu ——-yevmiye nolu ihtarnamesinin —- tarihinde davalıya tebliğ edildiği,ihtarnamede ödeme süresi olarak —- günlük mehil verildiği ,mehilin son gününün—- —- günü olduğu ancak temerrüdün gerçekleştiği gün haftasonu tatil günü olamayacağından davalının —- tarihinde temerrüde düşürüldüğü anlaşılmış ve davacı vekilinin dava dilekçesi ile talep ettiği faiz türü belirtilmediğinden yasal faize hükmedilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ve mevcut delil durumu göz önüne alınarak davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kabulü ile;
1——- tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 450,16TL harçtan, peşin yatırılan 112,55TL harcın düşümü ile geri kalan 337,61TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 112,55 TL harç ve 97,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 210,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/09/2020