Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/723 E. 2019/461 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO 2018/723 Esas
KARAR NO : 2019/461

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 25/06/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
DAVA:Davacı vekilinin 27/12/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkil şirket arasında———plakalı araç için — tarihleri arasında — nolu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, sigortalı aracın 02/03/2016 tarihinde karıştığı kaza sonucu düzenlenen kaza tespit tutanağında davalıya ait sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu bulunduğunu, kazaya karışan diğer aracın uğradığı zarardan sigortalımızın kusur oranına göre hesap edilen kısmı olan 31.062,00 TL karşı tarafa ödendiğini, bu nedenle müvekkil şirket tarafından karşı tarafa ödenen hasar bedelinin rücuen sigortalı ve araç sürücüsünden tazmini talep edildiğini, bu minvalde İstanbul Anadolu—-. İcra Müdürlüğünün 2018/36439 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe itiraz ettiğini, bu nedenle davanın kabulü ile, borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu 13/02/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının davaya konu icra takibi ile talep ettiği alacağın dayanağını oluşturan gerek kazanın meydana geliş şekline gerekse de kazada tarafların kusuruna yönelik beyanların gerçeğe aykırı olduğunu, bu nedenlerle davacının süresinde itirazın iptali davası açmamış olması nedeniyle ve dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurların eksikliği ve husumet yokluğu sebebiyle ve görev yönünden reddine, yine mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, davacının alacağının bulunmaması nedeniyle davanın esastan ve talep edilen icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talebinin alacağın likit olmaması nedeniyle reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Talep hukuki niteliği itibariyle icra takibine yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava, zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesinden kaynaklanan sigortalıya yönelik rücuan tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında trafik kazasında zarar gören kişiler için ödenen bedelin, aracın sürücüsünün kusuru iddiası ile sigortalıdan tahsilini talep etmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalara tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Zorunlu mali sorumluluk sigortası işletenin ve kusurundan sorumlu olduğu sürücünün 3. kişilere karşı sorumluluğunu üstlenmekte olan bir sigorta türüdür. Davacı … ile davalı sigortalı arasında akdedilmiş Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta sözleşmesi bulunduğu, 6502 sayılı TKHK’nın 3. maddesinin (l) bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlem Kanun kapsamına (m.2) alınmıştır. Buna göre uyuşmazlığın tüketici mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekir. (Yargıtay —–. Hukuk Dairesi 2016/11655 E., 2016/11738 K. 05/12/2016 tarihli kararı ) Açıklanan gerekçe doğrultusunda davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK m.20/1 uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yokluğunda ,davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.