Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/72 E. 2019/538 K. 16.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/72 Esas
KARAR NO: 2019/538
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından verilen ——– tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’un dava dışı——— isimli şahıs ile —- tarihinde 8345 sayılı Türkiye Sicil Gazetesinin 617. sayfasında yayınlanan —— isimli şirketi kurduklarını, aradaki güvene ve mesleki tecrübesine de dayanılarak şirket esas sözleşmesinin geçici 2.maddesiyle Yönetim Kurulu Başkanı———- şirketin ticaret unvanı veya kaşesi altına atacağı tek ve münferit imzası ile şirketin her konuda en geniş şekilde temsil, ilzam ve idaresine yetkili kılındığını, adı geçen şirket adı altında faaliyet göstermek üzere anaokulu kurulduğunu ve müvekkilinin hiçbir harcamada fikrinin dahi alınmadığını ve devamında ———kendisine verilen yetkileri kötüye kullandığını, üçüncü kişilerle şirket nam ve hesabına yapmış olduğu işlem ve sözleşmelerden doğan hak ve yüklenilen borç ile taahhütler nedeniyle şirketin malvarlığında azalma meydana geldiğini ve bunun sadece müvekkilinin değil, şirketin de zararının doğduğunu, akabinde ———için taraflarınca hizmet nedeni ile görevi kötüye kullanma suçundan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu ve İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin——— Esas Sayılı dosyasıyla kamu davasının açılmış ve halen derdest olduğunu, bununla birlikte İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———5 Esas Sayılı dosyası üzerinden şirketin tasfiyesine yönelik davanın da halen derdest olduğunu ve söz konusu davada alınan bilirkişi raporunda “şirket kayıtlarında usulsüzlükler olduğu, müvekkilin tüm çabalarına rağmen bilgi alınmasının engellendiği, şirketin organsız kaldığı, borca batık halde olduğu ve tasfiyesinin gerektiği” ‘nin tespit edildiğini, söz konusu davalar devam ederken diğer şirket hissedarı — tarafından müvekkilinin de hissedarı olduğu şirketin menkul mallarının ve hizmet akitlerinin usulsüz biçimde davalı ———- teslim edildiğinin müvekkili tarafından öğrenilmiş olup şirketçe halen kullanılmakta olduğunu ve taraflarınca davalı şirkete——- Noterliği vasıtasıyla ———- yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderilmiş olduğunu, işbu ihtarnamede ise “eski hissedar ——– müvekkilinin zarara uğratıldığı, güveni kötüye kullanma suçuna sebebiyet verildiği, şirketin menkul malları ve diğer hakları üzerinde usulsüz biçimde tasarrufta bulunduğu, müvekkil ile bir anlaşma yoluna gidilmemesi halinde her türlü yasal yola başvurulacağı” nın ihtar edildiğini, ancak verilen cevapta hiçbir kusurlarının bulunmadığını bildirdiklerini fakat davalı şirketçe ———– ile bilerek ve isteyerek işbirliği yapıldığını ve buna binayen müvekkilinin ciddi zarara uğratıldığını, bu nedenlerle davalı şirketin söz konusu şirketi ve müvekkilini bilerek/kasten zarara uğratmış olması ve şirketin içini boşaltmaya çalışarak mal varlığında azalma meydana getirmesi sebebiyle ———– TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalı şirketten alınarak müvekkilim …’a verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücresinin davalı şirket üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından verilen ——– tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin———-. tarafından sahte belge ve bilgilerle zarara uğratıldığını ve davacının da ortak olarak sorumluluklarını yerine getirmeyek bu zararın oluşmasına sebep olduğunu ve buna istinaden davanın reddi gerekmekte olduğunu, 2016 yılında müvekkili şirketin bir anaokulu devralarak işletmeye karar verdiğini ve bu aşamada ————üzerinden arayışa geçmiş olduklarını, anılan sitenin kurucusu ve sahibi ———– devredilmek üzere sitede yayınlanan anaokullarını müvekkilinin şirket yetkilisine ve eşi———- gezdirdiğini, bu aşamada devralınan anaokulunun ortağı ve işletmecisi olan———– sağlık sorunlarının bulunduğu bu sebeple anaokulunun hali hazırda iyi bir işletme olmasına karşın devretmek niyetinde olduğunu beyan ettiğini, bu aşamada müvekkili şirkete anaokulunun sahte kayıtlarının incelenmek üzere verildiğini, bu kayıtlarda da anaokulunun —— öğrencisi bulunduğu, yaz aylarında bu sayının ——– düştüğünü, işletmenin her dönemde az ya da çok kar ettiğini ve hali hazırda velilerden taksitle alınacak ödemeler bulunduğunun sahte belgelerle gösterildiğini, bu aşamaya dek 2 aylık dönemde müvekkili şirketin anaokulunun gerekli tadilatlarını, maaş ve kira ödemeleri ve benzeri işletme zararları ile birlikte totalde —– TL zarar etttiğini, devri yapan———- tüm aşamalarda anaokulunda bulunan mali müşavir eşinin bulunduğu———- ve/veya diğer ortağına ise ulaşmanın mümkün olmadığını, müvekkili şirketinin alenen dolandırıldığını anladığını ancak işin işten geçtiğini, dava açmak üzere bir avukata başvurulduğunda ise davanın kazanılması halinde dahi tahsil edilebilirliğinin bulunmadığı boşuna masraf yapmamaları konusunda tavsiye aldıklarını, müvekkil şirketin tüm çabalarına karşın ——— yılında zararının ——- TL’yi bulduğunu, anaokulunu devretmenin ise ne yazık ki mümkün olamadığını, bu eğitim öğretim döneminde de zararın çoğalarak arttığını ve dolandırılan şirketin birde üstüne işbu dava ile karşı karşıya getirildiğini ve bir zarar tazmin edilecek ise bunun davacının müvekkiline karşı yapması gerekmekte olduğunu, yıllarca anaokulunun durumunu borçlarını vs. takip etmemiş olmasının bir yana aylık kira bedeli—— TL olan anaokulunun kiralık bulunduğu gayrimenkulün sadece mal sahibini veya öğretmenleri haberdar etmiş olsa idi bugün müvekkili şirketinin bu denli zarara uğramayacağını, davaya ilişkin verdikleri süre tutum ve ilk itiraz dilekçesinde de açıkça belirttikleri üzere ——- davacı şirket ortağı tarafından zarara uğratıldığının iddia edildiğini, ancak diğer şirket ortağı aleyhine açılan bir tazminat davasından bahsedilmediğini, mevcut ise tüm zararın müvekkil şirketten talep edildiğini, kesinlikle iddiaları kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için müvekkilinin ve ——– birlikte zarar verdiği düşünülmüş olsa bile bundan tek kar elde eden kişi aleyhine neden dava açılmaksızın husumetin müvekkili şirkete yöneltildiğini, varlığı mevcut ise dahi dolaylı ve oransal olan tazminatın tümünün ———— yerine davacıya ödenmesinin hukuken mümkün olamayacağının gerek TTK ve gerek ise yerleşik Yüksek Mahkeme içtihatları ile gözler önünde olduğunu, dolaylı ve/veya doğrudan bir zararı olduğunu iddia eden davacının bu iddiasını ispatla mükellef olduğunu, farklılaştırılmış teselsül ilkesi sebebi Yönetim Kurulu üyelerinin verdikleri zarardan kusurları oranında sorumlu ise neden şirket yetkilisi ve ortağı olan —— dava açılmadığını, dava açılmaması bir yana davaya dahli ya da ihbarının da talep edilmediğini, müvekkilinin iddia edilen bu zararla hukuki veya fiili hiçbir örtülü ya da açık bağı ve kusuru bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle dava şartı, husumet ve zamaaşımı itirazlarının doğrultusunda usulden reddini, ilk taleplerinin yerinde görülmeyecek ise haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmilini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ———-esas sayılı dava dosyası örneği UYAP’tan celp edilmiş, yapılan incelenmesinde; davacının …, davalıların ———- olduğu, dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde; davacının %50 pay sahibi olduğu——– İle ilgili olarak davalı ——– şirketi bilerek/kasten kötü yönetip işlemez hale getirmesi, şirket adına yatırılan paraları kendisi ile birlikte eşi ile birlikte haksız biçimde iç ettiğini, 3. kişiler ile işbirliği yaparak şirketin içini boşaltmaya çalışması, “güveni kötüye kullanmak” sureti ile şirketin malvarlığını azaltması nedeniyle TTK.nın 553. Ve 579. Maddeleri uyarınca fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak şirket aktifine eklenmesine, davalı Halide Hande Tosuner’in şirketi bilerek/kasten kötü yönetip işlemez hale getirmesi ,şirket adına yatırılan paraları kendisi ile birlikte eşi ile birlikte haksız biçimde iç ettiğini, 3. kişiler ile işbirliği yaparak şirketin içini boşaltmaya çalışması, “güveni kötüye kullanmak” sureti ile şirketin malvarlığını azaltması nedeniyle TTK.nın 369. Ve 553. Maddeleri uyarınca fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla ——- TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkili …’a verilmesini, müvekkilinin davalıya güvenemeyeceği için her iki davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına, müvekkili …’un ve ———– şirket ortağı olarak görevlendirilmesine bu taleplerin reddedilmesi halinde davalının ortaklıktan çıkarılmasıyla beraber şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesine, şirket ana sözleşmesinde açık hüküm bulunmaması nedeniyle davacı …’un tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize açtığı işbu dava ile dava dışı şirket ———ortağı ————ile davalı şirket arasında bilerek ve isteyerek işbirliği yapıldığı ve müvekkilinin ciddi zarara uğratıldığı, şirketin ticari hayatını tehlikeye düşürecek şekilde hareket edildiği iddia edilerek ——-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalı şirketten alınarak müvekkili …’a verilmesini talep ettiği, davacı vekilinin İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——esas sayılı dava dosyasında da şirketin ——– içinin boşaltılarak 3. Kişilerle muvazaalı olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerden dolayı oluşan zararın hem şirket ortağı ve yöneticisi olan ———- hem de ——— alınarak müvekkili …’a verilmesini talep ettiği, aynı nitelikte olduğu iddia edilen zararın Mahkememiz dosyasından da talep edildiği, bu zararın, yapıldığı iddia edilen işlemin diğer tarafı olan davalı——– de talep edildiği, böylece İncelenen tüm dosya kapsamına göre; mahkememizin—— Esas sayılı dosyası ile İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin ————– Esas sayılı dosyasının konusunun aynı olaydan kaynaklandığı, HMK 166/4 uyarınca her iki dava arasında birlikte tahkikat yapılması ve delillerin birlikte toplanmasını haklı gösterecek derecede yakınlık bulunduğu için mahkememizin —— Esas sayılı dava dosyası ile İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin ——–Esas sayılı dava dosyalarının birleştirilmesine, mahkememizin —– Esasının birleştirme nedeniyle kapatılmasına, yargılamanın bundan sonra İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin —— Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin —— Esas sayılı dava dosyası ile İstanbul Anadolu (2.) Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esas sayılı dava dosyalarının birleştirilmesine,
2-Mahkememizin ——– Esasının birleştirme nedeniyle kapatılmasına,
3-Yargılamanın bundan sonra İstanbul Anadolu (2.) Asliye Ticaret Mahkemesinin .——-Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,
4-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin esas kararla birlikte hüküm altına alınmasına,
5-Birleştirme kararı verildiği hususunun derhal ilgili mahkemeye müzekkere yazılarak bildirilmesine,
Dair, esas hükümle birlikte kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/07/2019