Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/708 E. 2019/778 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/428
KARAR NO:2019/765
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan), İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/12/2018
KARAR TARİHİ:31/10/2019
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı dava dilekçesinde özetle ; —- yılında dayısının oğlu olan —— isimli işyerinde ütücü olarak çalışmaya başladığını, — yılında — kendisine ve diğer çalışanlara sigorta girişi yapacağını, bunun için bazı belgelerin imzalanması gerektiğini söyleyerek kimliklerini istediğini, —– verdiği imzalar üzerine adına işyeri açıldığını öğrendiğini, işyeriyle ilgili hiçbir ilgilisinin bulunmadığını, —- daha sonra icraya konu senedi işyeri kaşesini basarak imzaladığını, adının yer aldığı cirodaki imzanın tarafına ait olmadığını, senedin bilgisi dışında —- tarafından imzalandığını, nitekim senet borçlularından birinde—– olup onun imzası ile kendi adına atılan imzanın birebir aynı olduğunun görüleceğini, —- tarafından dolandırıldığı gerekçesiyle şikayette bulunduğunu, sanıklar hakkında İstanbul Anadolu 5.Ağır Ceza Mahkemesinin —— Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, aleyhine yapılan icra takibine konu senetteki imzanın tarafına ait olmadığını, bu nedenlerle takibin tedbiren durdurulmasına, İstanbul Anadolu 2.İcra Müdürlüğünün —–Esas sayılı dosyasına dayanak teşkil eden senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, icra müdürlüğüne ödenen paranın davalıdan alınarak tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacı tarafın , davalı müvekkili adına kambiyo senetlerine özgü yapılan icra takibine karşı menfi tespit ve istirdat davası açtığını, müvekkili adına hamili olduğu seneden ilişkin olarak icra takibi başlattıklarını, – vadeli, -TL bedelli senedi İstanbul Anadolu 2.İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu ettiklerini, icra takibinin üzerinden -yıldan fazla bir süre geçtikten sonra davacının bu davayı açtığını, davanın zamanaşımından dolayı sürelerin aşıldığını, menfi tespit davasının süresinde açılmadığını, istirdat davasında da zamanaşımının bir yıl olduğunu, icra takibine konu senette davacı ile müvekkilinin cirosu arasında başka bir cironun bulunmadığını —-cirosunun bulunduğunu, kambiyo senedinin —- müvekkiline geçtiğini, müvekkilinin davacıdan direk senedi alan kişi olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü şahıs olduğunu, davaya konu olan bononun, bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olup illetten mücerret olduğunu, kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olmasını iddia eden tarafa ait olduğunu, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince kesin delille ispat yükü altında olduğunu, bu nedenlerle haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine , masraf ve ücreti vekaletin davacı borçluya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin —– tarihli ara kararı ile ; davacının ihtiyati tedbir talebi hususunda 6100 sayılı HMK. 209 maddesi gereğince takdiren %10 oranında teminat mukabilinde (sahtecilik iddiasına dayalı olarak dava açıldığından ) icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir .
İstanbul Anadolu 2.İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyası , dosyamız içine getirtilmiş incelenmesinde ; alacaklının …, borçluların —-. olduğu, borçlulardan …’na örnek 10 ödeme emrinin —- tarihinde tebliğ edildiği , davalı …’nun icra dosyasına 31.271,31 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava , İstanbul Anadolu 2.İcra Müdürlüğünün —E. Sayılı dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığı talebiyle açılmış menfi tespit ve icra dosyasına ödenen bedelin istirdatına ilişkin davadır..Menfi tespit davası İcra-İflas Kanununun 72. Maddesinde ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.—–
Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde ——– Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın ——
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur” şeklinde düzenlenmiştir.Eldeki dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve ödenen bedelin istirdatına ilişkin davadır.İ.İ.K 72/6. Maddesinde de belirtildiği üzere icra dosyasında borçlu tarafından icra dosyasına ödenen bedele ilişkin dava mahkemece istirdat davası olarak görülecektir.Mahkememizce İstanbul Anadolu 5.Ağır Ceza Mahkemesinin ———-K. Sayılı ceza dosyası uyap üzerinden istenmiş ve mahkemece ilgili dosya uyap üzerinden gönderilmiştir.Ceza mahkemesinde görülen dava ,menfi tespit ve istirdat davamıza konu bonoyla ilgilidir.Ceza mahkemesinde, eldeki davamızda davacı sıfatıyla bulunan …, katılan sıfatıyla bulunmaktadır. Ceza mahkemesinde yapılan incelemede dosyamıza konu bonoda yer alan imzanın davacımıza ait olmadığı yapılan bilirkişi incelemesi üzerine saptanmıştır.Ceza dosyasının gerekçeli kararında da bu husus belirtilmiştir.Ceza mahkemesince bonoda yer alan imzanın …’na ait olmadığı hususunun saptanması maddi olaya ilişkin bir tespittir.Ceza mahkemesince maddi olayın tespiti hukuk hakimini de bağlayacaktır.Çünkü tespit olunan husus maddi gerçekliğe ilişkindir.Yukarıda belirtilenler ışığında bonoda yer alan imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiş iken davacının kendi el ürünü olmayan imza sebebiyle borçlu olmayacağı şüphesizdir.İmzanın sahteliği ,adına sahte imza atılan tarafından herkese karşı ileri sürülebilecek mutlak defilerdendir.İmzaların istiklali ilkesi gereğince sahte imza nedeniyle yalnızca adına sahte imza edilen kişi bono sebebiyle borçlu olmayacak,senet metninde yer alan diğer imzalar geçerliliğinin koruyacaktır.Bonoda ciranta olarak yer alan davacının imzasının sahte olduğu ceza mahkemesince tespit edilmiş olduğundan davacının bono nedeniyle borçlu olmayacağı açıktır.İcra dosyasında yapılan kapak hesabı ile davacının icra dosyasında —- TL ödeme yaptığı anlaşılmış ve bu miktarın davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine, davacının davalıya İstanbul Anadolu 2.İcra Müdürlüğünün —– E.sayılı dosyasında borçlu olmadığına hükmedilmiştir.
Eldeki dosyamızda davalı sıfatıyla bulunan bono hamilinin bonoyu, davacıya ait olmayan sahte imza ile ciro edilmesinin ardından araya başka cirantanın girmesi akabinde aldığı anlaşılmakla, davalının, imzanın sahteliğine ilişkin bilgisi olmadığı tespit edilmiş ve bu sebeple kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.Davacının dava dilekçesinde faiz talebi olmadığı görülmekle bu konuda karar verilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2- Davacının davalıya İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü’nün —— esas sayılı icra dosyasında borçlu olmadığının TESPİTİNE,
3- İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı dosyasına davacının ödemiş olduğu 31.271,21 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4- Kötü niyet tazminat taleplerinin REDDİNE,
5-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2.136,14 TL harçtan peşin alınan 817,87 TL harcın düşümü ile geri kalan 1.318,27 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yapılan 817,87 TL peşin harç, 56,35 TL posta gideri olmak üzere toplam 874,22 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.Tarifesinin 7/2. mad uyarınca 3.752,55 TLvekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı asil ve davacı vekili ile davalı asil ve davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 31.10.2019