Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/672 E. 2021/460 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/672 Esas
KARAR NO : 2021/460

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu aleyhine takip başlatıldığını, davalı tarafça bu takibe hakstz ve hukuka aykırı itiraz edildiğini, davalının haksız ve hukuka aykırı itirazının iptali ve takibin devamına karar verilmesinin gerektiğini, davalı şirketin, dava dilekçeleri ekinde sundukları faturalardan da anlaşılacağı üzere müvekkilinden ——–aldığını, fakat davalının fatura bedellerini ödemediğini, davalının müvekkiline borçlu olmasına rağmen icra takibine yaptığı itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini, kötü niyetli davalı aleyhine %20 icra inkar ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
RAPOR :Bilirkişinin raporunda özetle; “Davalı ——–yapılan incelemede —- bulunmamış, delil, belge ve defterlerini dosyaya ibraz etmemiş, ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmamıştır—– değişik 600 sayılı HMK’nın ZZZ. maddesinin 3. fıkrasının uyarınca ticari defterlerini sunmayan davalı—– taraf alacağının varlığını kabul etmiş sayılacağı takdirinin—- davacı lehine avans faizi hakettiğine hüküm vermesi halinde, davacı —- icra takip tarihi olan —-tarihine kadar %18/25/ — tarihinden —– İtibaren ise %16,75 oranında avans faizi talep edebileceği” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel ——— varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan —– aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi —– alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.—-borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan—-. Bu hüküm,— — —- kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren —–, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında—–süresinde itiraz edilmemekle — sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen —-yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin —- ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla —— sayılı —- dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının —– ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı ————tutarında ——– düzenlediği, davalı şirketin —-alacaklı olduğunun tespit edildiği, mahkememizce 16/04/2021 günü yapılması istenilen defter incelemesine davalı şirket davet edildiği, davalı şirketin ticari defterlerini dosyaya ibraz etmediği gibi dava dosyasına ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişiyi bildirmediği, davalı tarafından düzenlenmiş olan söz konusu takibe konu faturalara 8 gün içinde itiraz edildiğine dair dosyaya bir bilgi veya belge kazandırılmadığı, davalı—-tutarında mal veya hizmet alımı yapıldığını bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirdiği, bu haliyle taraf—– uyumlu olduğu, böylece bilirkişi davacı tarafın — ve —-olduğu taraf —– formalarının incelenmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan (taleple bağlı kalınarak) 34.633,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam —- beyannameleri ile davalının davacıdan fatura alarak kayıtlarına intikal ettirmesi karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu — ispat edilemediği anlaşılmakla alacağın faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına —- bulunduğu anlaşılmakla taleple —- üzerinden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
Davacının davadan önce davalıyı temerrüde düşürdüğünü ispatlayamaması karşısında faiz alacağına yönelik talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından——– yapmış olduğu itirazın 34.633,00 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 34.633,00 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.496,62 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 441,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.055,2‬0 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 441,42 TL peşin harç toplamı 477,32‬ TL ile 2.922,02‬ TL (———olmak üzere toplam 3.399,34‬ TL yargılama giderinden davanın kabul—- — davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—-uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.194,95 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 1.915,39 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.