Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/562 E. 2019/642 K. 24.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/1107 Esas
KARAR NO : 2019/669

DAVA : Alacağın Uyarlanması
DAVA TARİHİ : 20/12/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacağın Uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Tefrik edilen davada Davacı-Karşı Davalı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirket ile davalı taraf arasında 23.03.2017 tarihli ———-, 25.10.2016 tarihli “————- ve bu sözleşmeye ek ———— tarihli ek protokol imzalandığını, davalının işbu sözleşme ve akabinde ödemeye ilişkin yapılan mutabakatlara uymayarak akde vefa ilkesine aykırı hareket ettiğini ve asli edimi olan ödeme ediminin bir kısmını yerine getirmeyerek, icra takibine haksız itirazlarda bulunduğunu, 20.09.2018 tarihli —– numaralı 274.191,34-TL bedelli fatura ve 20.09.2018 tarihli ——- numaralı — bedelli faturanın elektronik fatura olarak düzenlenerek sistem üzerinden davalıya gönderildiğini, aynı tarihte faturaların düzenlendiği gebze—. noterliğinin — tarihli — numaralı ihtarname ile davalıya bildirilmiş ve 3 gün içerisinde ödenmesi ihtar edildiğini, davalının işbu sözleşmeden kaynaklı fatura bedellerini ödememesi üzerine, dava konusu İstanbul Anadolu —–İcra Müdürlüğünün 2018/27128 Esas sayılı dosyasıyla işleyen avans faizi ile takip çıkışı toplam 1.454.577,32-TL ve takipten sonra işleyecek avans faizi ile davalı-borçlu tarafından müvekkili şirkete ödenmesi adına ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu haksız şekilde itiraz etmiş olup; işbu kötüniyetli itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini, davalı tarafın mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimalinin bulunduğunu ve mahkemece uygun görülecek teminat karşılığı, ihtiyati haciz talep ettiklerini, bu nedenlerle ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğünün 2018/27128 esas sayılı dosyası ile başlatılmış olan icra takibinin aynen devamını, davalı aleyhine % 20icra inkâr tazminatına ve alacağın %10’u kadar para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı-Karşı Davacı “karşı dava ve cevap dilekçesinde” özetle; Müvekkili ile davacı-karşı davalı sözleşmeler ve ek protokol imzalandığını, davacı-karşı davalının sözleşme konusu işleri ifa etmeyi taahhüt ettiğini ve müvekkilininde bedeli ödemeyi kabul ettiğini, davacı-karşı davalı ile yapılan görüşmelerde, sözleşmelerin imzalandığı 01/03/2018 tarihi itibarı ile dolar kurunun yaklaşık olarak 3.88 tl değerine ulaşabileceğinin karşılıklı olarak ön görülmesi nedeni ile ibra sözleşmelerinin d maddesinde tanımlanan kur farkı alacağının iyiniyet kurallarına göre uyarlanması talep ettiklerini ancak karşı tarafın bu taleplerinin kabul etmediklerini, Gebze—. Noterliğince onaylı 20/09/2018 tarih ve — yevmiye numaralı ihtarname ile müvekkiline çek bedellerinin ödenme tarihi olan 04/09/2018 tarihi itibarı ile hesaplanan kur farkının ödenmesini talep ettiklerini, bunun üzerine kendilerinin Kartal —. Noterliğince onaylı 24/09/2018 tarih ve —- yevmiye numaralı ihtarname ile itiraz ettiklerini, davacı-karşı davalı tarafın afaki kur farkı alacağının tahsili için İstanbul Anadolu–. İcra Müdürlüğünün ——– sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine yasal takibe başlattığını, bu takibe itiraz ettiklerini ve takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle taraflar arasında imzalanan —- referans numaralı ve——–sözleşmelerinin karşılıklı ibrası konulu 01/03/2018 tarihli ibra sözleşmesinin D maddesinde davacı- karşı davalı lehine kararlaştırılan kur farkı alacağının B.K 138. maddesi hükmü gereği 30.880,66.TL olarak tespit ve uyarlanmasını, taraflar arasında imzalanan —————— referans numaralı ve ——- sözleşmelerinin karşılıklı ibrası konulu 01/03/2018 tarihli ibra sözleşmesinin ”d” maddesinde davacı-karşı davalı lehine kararlaştırılan kur farkı alacağının B.K 138. maddesi hükmü gereğince 131.228,08.TL olarak tespit ve uyarlanmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Alacağın Uyarlanması davasıdır.
Mahkememizin —— esas sayılı dosyası üzerinden davacı-karşı davalı tarafından açılan itirazın iptali davasının 25/09/2019 tarihinde yapılan ilk duruşmasında, davalı-karşı davacı tarafından kur farkı alacağı yönünden alacağın uyarlanması istemli davasının, karşı davanın dava tarihine göre ticari davalarda zorunlu arabuluculuğa başvuru şartı gerçekleşmeden dava açılmasının hukuken mümkün olmadığı hukuki kanaatine varılarak, karşı davanın asıl davadan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 167. maddesi gereğince terfik edilmesine karar verilmiş olup işbu dava dosyası tefrik edilerek mahkememizin ——– esasına kaydedilmiştir.
19.12.2018 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak, yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘nın ( 5. ) maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlenmiş olması ve 7155 Sayılı Kanunun ( 23. ) maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A ( 2 ) maddesi ile “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hlinde herhangi bir işlem yapılmakszın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” hükmü getirilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/(2). maddesine göre, ”Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” hükmü yer almaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesi gereğince; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 (2) ve 115. maddeleri gereğince, alacağa yönelik ticari dava niteliğindeki karşı dava yönünden dava tarihine göre dava açılmadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmadan işbu davanın açılmış olduğu anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 (2) ve 115. maddeleri gereğince davanın, DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİYLE USULDEN REDDİNE,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu harcın, peşin alınan 2.790,00 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 2.745,60 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- Karar tarihinde yürürlükte olan————-göre 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
6- 6100 Sayılı HMK’nın 333 maddesi gereğince bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle, tarafların yokluğunda, dosya üzerinden açıkça okunup, usulen anlatıldı.