Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/555 E. 2020/300 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/555 Esas
KARAR NO : 2020/300

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 30/06/2020

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında ticari alım-satım ilişkisi bulunduğunu, bu ilişki uyarınca faturalar düzenlendiğini, fakat davalının borcunu ödemediğini, faturalarda itirazda bulunmadığını, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlattığını fakat davalının borca haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itiazın iptali ile takip devamını, davalının asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulune uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesine göre tebliğ edilmiş olup, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
İstanbul Anadolu ———. İcra Dairesi’nin——– esas sayılı icra takip dosyası, Dava konusu faturalar, Bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporu,———————-göndermiş olduğu BA/BS formları,
—————–uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; Dava dosyasında davacı … isimli firmanın dava dosyasına ibraz ettiği yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceğinin anlaşıldığı, dava dosyasında davalı olan ———————– usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin Tebligat Kanunun 35. Maddesine göre tebliğ edilmiş olduğu, buna karşın davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığı, davacının düzenlediği 1.132,38 TL tutarlı irsaliyeli faturalara konu ürünlerin teslim alındığına dair davalı firmanın kaşe ve imzasının bulunduğunu,——-tutarlı sevk irsaliyelerinin teslim alındı kısmında bulunan çeşitli isimlerin davalı nezdinde istihdam edilip edilmediğinin ————takip tarihi itibariyle davacı nezdinde ————–borçlu olduğu, buna karşın takipteki talebe bağlılık gereği istenebilir tutarın 8.502,54 TL olacağının bildirildiğinin görüldüğü,
Davacı tarafın bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmek ve davalı tarafa ait ——— formları incelenmek suretiyle hazırlanan ek bilirkişi raporunda; Mahkemenin 10.12.2019 tarihli duruşmasından sonra davalı tarafın ticari defterlerinin bulunduğu yer ile incelemede muhatap alınacak kişi bilgilerini dosyaya yazılı olarak beyan etmediğinin görüldüğü, bu nedenle davalı nezdinde herhangi bir incelemenin gerçekleştirilemediği, ————–şahısların davalı nezdinde istihdam edildiğinin belirtildiği, davacının —–numaralı faturaya konu——tutarlı ürünlerin davalı firma ortağına teslim edildiği. ——————– numaralı faturalara konu toplamda —————- tutarlı ürünlerin davalı tarafından teslim alındığı, ürünlerin teslim alındığına dair davalı kaşe ve imzasının bulunduğu, böylece davalıya teslim edilen ürün bedellerinin toplamda 4.113,18 TL olduğu, —————- numaralı faturalara konu toplamda 9.389.36 TL tutarlı ürünlerin davalıya teslim edildiğinin dosva kapsamından anlasılamadığı, zira faturaların teslim alan kısımlarında bulunan isimlerin davalı nezdinde istihdam edilmediğinin ——- müzekkere cevabından görüldüğü, irsaliyelerde bulunan ——— gibi isimlerin yanında ——- numaralı plakanın bulunduğu, bu nedenle anılan isimlerin nakliyatçı olabileceği kanaatine varıldığı ve 9.389,39 TL tutarlı ürünlerin davalıya teslim edilip edilmediği noktasında nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğunun belirtildiği, davacı lehine hüküm kurulması halinde; 17.10.2018 takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının 9.102,54 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, buna karşın takipteki talebe bağlılık ilkesi gereği davalıdan istenebilir tutarın 8.502,54 TL olacağı, bu tutardan 4.113,18 TL’lik kısma denk gelen ürünlerin davalıya teslim edildiğinin anlaşıldığı, kalan 4.389.36 TL tutarlık kısma denk gelen ürünlerin davalıya teslim edilip edilemediğinin dosya kapsamından anlaşılmadığının bildirildiği görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
Yargıtay ———– sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ……..kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
Yargıtay—————sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —–. İcra Dairesi’nin —- sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip tarihi itibariyle taleple bağlı kalınarak davacının davalıdan 8.502,54 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin yerine getirildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacı taraf dava dilekçesinde ticarî defterlere delil olarak dayanmış olup bu ticarî defter kavramı içerisinde———————
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam—- alacaklı olduğu, davalı taraf —–formlarının incelenmesinde dava konusu faturaların 5.000 TL’nin altında kalması nedeniyle vergi dairesine bildirilmemiş olabileceğinin tespit edildiği, ancak malların teslimi iddiasına ilişkin davacı tarafça irsaliyeli faturaların dosyaya sunulduğu, teslim alan kısımlarında muhtelif kişilere ait isim ve imzaların bulunduğu, her ne kadar mahkememizce davalı şirketin faturalarda yer alan teslim tarihlerinde —- listesinin celbedildiği ve teslim alan kısımlarında yer alan kişilerin davalı çalışan listesinde yer almadığı görülmüşse de muhtelif yargıtay kararlarında belirtildiği üzere o yerde —- da gözetildiğinde —- olmamasının mümkün olduğu, —- kayıtlarında o yer işçisi gözükmemesinin, o kişinin o yerde çalışmadığı sonucunu doğurmayacağı—— bununla birlikte davalının bilirkişi raporuna ve teslim olgusuna yönelik herhangi bir itirazda bulunmadığı, davacı tarafın mal teslimine ilişkin sunmuş olduğu sevk irsaliyelerinin karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği anlaşılmakla talebe bağlı kalınarak, alacağın açık hesap ilişkisine dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından İstanbul Anadolu ———. İcra Dairesinin —- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen DEVAMINA,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan—– üzerinden % 20 oranında olmak üzere 1.700,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 580,80 TL harçtan, peşin yatırılan 143,80 TL harcın düşümü ile geri kalan 478,10 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 102,70 TL peşin harç ve yapılan 900,00 TL bilirkişi ücreti ve 123,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1023,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan ————- gereği 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.