Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/548 E. 2020/843 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/548 Esas
KARAR NO : 2020/843
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
OLAY: —– tarihinde sürücü —- sevk ve idaresindeki —- sayılı araç ile —– olarak —- istikametinden —– takiben —- istikametine seyri esnasında —–karşısına geldiğinde aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek sol taraftan orta refiije çıkarak —- kırması ve yaklaşık—– müteakip orta refüj üzerinde bulunan beton aydınlatma direğine çarpması neticesinde maddi hasarlı ve yolcu —- ölümü ile sonuçlanan trafik kazası meydana gelmiştir.
DAVA: Davacı vekili —-harç tarihli dava dilekçesinde özetle; — tarihinde sürücü — sevk ve idaresindeki—-plaka sayılı araç ile —- istikametinden —– istikametine seyri esnasında —- karşısına geldiğinde aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek sol taraftan orta refiije çıkarak —– kırması ve yaklaşık ———-gitmesine müteakip orta refüj üzerinde bulunan beton aydınlatma direğine çarpması neticesinde maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazası meydana gelmiş olduğunu, söz konusu kazada müvekkillerinin kızı —— vefat etmiş olduğunu, bu nedenle——- gereği kaza tarihinden itibaren müvekkili anne ve babası için şimdilik —- destekten yoksun kalma tazminatı ile her bir davacı için — olmak üzere toplam ——- alınarak müvekkillerine verilmesi——arz ve talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı —– vekili tarafından verilen cevap dilekçesinden özetle; davaya ilişkin destekten yoksun kalma tazminatının ——— göre yapılması gerektiğini, ayrıca müteveffanın müterafik kusurunun olup olmadığının irdelenmesi gerektiğini, emniyet kemerinin takılı olmadığını, müteveffanın alkollü sürücünün aracına isteyerek binmiş olduğunu, sürücüde —-alkol tespit edilmiş olduğunu, müvekkilinin —– aracı kendi rızası ile vermemiş olduğunu, müvekkilinin oğlu uyurken cebinden ——- aracın anahtarını izinsiz almış olduğunu, söz konusu olayda hatır taşımacılığı yapılmış olduğunu, bu nedenle indirim yapılması gerektiğini savunmuştur.
Davalı —- vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; —-istikametinden ——seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, 60 gün yoğun bakımda yattığını ve olayı hatırlamadığını,% 55 raporu olduğunu ve ortopedik engelli olduğunu, suçlamaları kabul etmediğini, tazminatın sigorta şirketinden alınması gerektiğini, ödeme gücünün bulunduğunu ve bu nedenle tazminatın diğer davalıdan alınmasını ve davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
—– tarihli ara karar ile dosyanın bir kusur konusunda uzman bilirkişi ile bir atüerya konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —–tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişiler heyet raporunda özetle;
Sayın Mahkemece verilen görev çerçevesinde, dosya içeriğinin, dosya incelemesi kapsamında elde edilen bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesi sonucunda yukarıda açıklanan nedenlerle; —- tarihinde meydana gelen olay sonrası —–tarihinde vefat eden —- desteğinden yoksun kalan anne ve babası için hazırlanmış olan işbu rapor;
Dava konusu olayın —– maddi hasarlı, TRAFİK KAZASI olduğu,
Meydana gelen olayda KAÇINILMAZLIK faktörünün etkisinin OLMADIĞI, önlenebilir bir kaza niteliğinde OLDUĞU,
Davaya konu Trafik Kazası Kapsamında;
—plaka sayılı araç sürücüsü —- %100 kusur oranı ile ASLİ VE TAM KUSURLU olduğu,
Olayda —-olan sürücü —- karışmış kazanın oluş şartları dikkate alındığında, dava konusu trafik kazasının münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelmediği,—
Davalı — kusurunun KTK Madde 85 kapsamında müşterek ve müteselsil sorumluluğunun değerlendirilmesinin Sn. Mahkemenin takdirlerine maruz olduğu,
Müteveffa —— KUSURSUZ olduğu,
Maddi Zarar; —-tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu — tarihinde vefat eden —– desteğinden yoksun kalan;
Davacı anne—kızını kaybetmesi sonucu toplam — zararının —
Davacı baba — kızını kaybetmesi sonucu toplam — zararının — olduğu.
Davalı sigorta şirketi yönünden —-ölüm sürekli sakatlık teminat üst limiti —— içinde bulunduğu,
Müterafık Kusur (alkollü sürücünün aracında bilerek bulunma ve emniyet kemerinin takılı olmaması) ve Hatır Taşıması konusunda tüm takdir ve hukuki münakaşasının Yüce Mahkemeye ait olduğu,
Dava öncesi davalı sigorta şirketine —- numaralı—-destekten yoksun kalma tazminat talebini içerek davacıların yazılı başvurusunun posta kanalı ile—- tarihinde davalı —- teslim edildiğini gösteren alındı belgesi ve talep dilekçesinin davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulduğunun tespiti ile; — tarihini takip eden – işgünü bitim tarihi — tarihinden temerrüt tarihi olarak kabulünün —–yasal faiz talep edilebileceğinin takdirinin elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu, ——-
Manevi Tazminat; Davacılar müteveffanın anne ve babası için ayrı ayrı —olmak üzere talep edilen toplam – —– manevi tazminatın hukuki münakaşasının elbette Yüce Mahkemenin takdirlerinde olduğu,
Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır.” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizin —— tarihli ara karar ile “Davalı ——vekilinin hukuki nitelendirme olan hatır taşıması mütarafik kusur indirimi hesabı haricinde rapora yapmış olduğu itirazlarını karşılar ek rapor alınmasına,” bilirkişilerden ek rapor alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —– tarihli bilirkişi ek raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişiler ek raporlarında özetle;
Sayın Mahkemece verilen görev çerçevesinde, dosya içeriğinin, dosya incelemesi kapsamında elde edilen bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesi sonucunda yukarıda açıklanan nedenlerle; —- tarihinde meydana gelen olay sonrası —- tarihinde vefat eden —- desteğinden yoksun kalan anne ve babası için hazırlanmış olan işbu rapor;
Dava konusu olayın ——maddi hasarlı. TRAFİK KAZASI olduğu,
Meydana gelen olayda KAÇINILMAZLIK faktörünün etkisinin OLMADIĞI, önlenebilir bir kaza niteliğinde OLDUĞU,
Davaya konu Trafik Kazası Kapsamında;
—- plaka sayılı araç sürücüsü — %1Q0 kusur oranı ile ASLİ VE TAM KUSURLU olduğu.
Olayda—-alkollü olan sürücü—– karışmış kazanın oluş şartları dikkate alındığında, dava konusu trafik kazasının münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelmediği—-
Davalı —- kusurunun KTK Madde 85 kapsamında müşterek ve müteselsil sorumluluğunun değerlendirilmesinin Sn. Mahkemenin takdirlerine maruz olduğu,
Müteveffa —– KUSURSUZ olduğu,
Maddi Zarar; —- tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu —- tarihinde vefat eden —-desteğinden yoksun kalan; — tarihinden itibaren geçerli genel şartlar dahilinde ——- formülü —- uygulanarak hesaplandığında; —–
Davacı anne —- kızını kaybetmesi sonucu toplam —zararının—-Davacı baba —- kızını kaybetmesi sonucu toplam — zararının —-olduğu, ——- yaşam tablosu ve prograsif rant formülü ile hesaplandığında: —
Davacı anne—- olduğu, — Davacı baba—- olduğu,
Her iki hesaplamada da görüleceği üzere, davalı sigorta şirketi yönünden —- yılı ölüm sürekli sakatlık teminat üst limiti —– içinde bulunduğu,
Müterafık Kusur (alkollü sürücünün aracında bilerek bulunma ve emniyet kemerinin takılı olmaması) ve Hatır Taşıması konusunda tüm takdir ve hukuki münakaşasının Yüce Mahkemeye ait olduğu,
Manevi Tazminat; Davacılar müteveffanın anne ve babası için ayrı ayrı —olmak üzere talep edilen toplam —– manevi tazminatın hukuki münakaşasının elbette Yüce Mahkemenin takdirlerinde olduğu,
Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hükiiın kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır.” şeklinde tespitte bulundukları görülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu`nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu Kanun`un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa`nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara olacağı”, aynı Yasa`nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurdan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş,———— “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu`na göre işletene düşen hukuki sorumluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiş, 86. maddesinde ise, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilememiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur hükmü ile işletenin ve dolayısıyla onun sorumluluğunu üstlenen zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluktan kurtulma halleri düzenlenmiştir.
Diğer yandan aynı Kanun`un 92. maddesinde —— kapsamı dışında kalan hususlar sıralanmış olup, 92/a maddesinde “işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltilebileceği talepler 92/b maddesinde ise işletenin eşinin usul ve füruunun kendisini evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerinin ——- kapsamı dışında kaldığı belirtilmiştir. Keza bu maddeye paralel olarak ——— teminat kapsamı dışında kalan hususlar düzenlenmiştir.
Talep edilen destek zararı, ölenin değil 3. kişilerin üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarardır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerde işletenin, yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığı açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmaları mümkün değildir. Zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişi sonuçlarına kendisi katlanmalıdır. Diğer bir deyişle, nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenlerin de etkilediği kabul ediliyorsa desteğin kusurlu davranışları da aynı şekilde destek görenlere yansır.
Eldeki dava sırasında —– şartlara ilişkin iptal kararı verdiği görülmekle incelenecek esas sorun —–iptal kararının derdest dosyalarda uygulanıp uygulanamaycağı ve uygulanacak ise —- hesap yöntemi olarak benimseneceği yoksa —- hesap yöntemi olarak benimeseneceğidir.Bu konuya ilişkin————– ifadelerini iptal edilmiştir.
—— iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta ve ancak —– sonra yürürlüğe girmektedir.——-iptal kararlarının yasama,yürütme ve yargı organları,idari makamlar,gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır.
Diğer taraftan HMK 33 maddesinde “Hakim Türk hukukunu resen uygulanır.”
şeklinde ifadesini bulan yasal ilke gözetildiğinde; ——- kararlarının bu gibi kesin hüküm halini almamış derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır.
Zira, —— iptal kararları usulü kazanılmış hakların istisnasını teşkil ederler.
————— yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak ——- bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir ————
Bu konudaki ———- kararında;—– maddesine göre, itiraz yoluna başvuran mahkemeler, ———-verilecek kararlara uymak zorundadırlar. Bu durumda, itiraz eden mahkeme, elinde bulunan ve ——— kararından önce açılmış olan bir davayı ———kararına göre çözecek ve doğrudan iptal kararının etkisini önceye uygulayacaktır. Ayni durum, itiraz yoluna başvurmayan mahkemeler yönünden de geçerlidir. İptal davası veya itiraz üzerine bir kuralın iptali sonucu, Mahkemeler bakmakta oldukları davaları bu karara göre çözmekle yükümlüdürler. Bu sonuç ——- kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” yolundaki 153. Maddesinin altıncı fıkrasında yer alan kuralın sonucudur.—- gerekçesine yer verilmiştir.
Yine, ————— Kararında da;“Sonradan çıkan içtihattı birleştirme kararının, Temyiz Mahkemesinin bozma kararına uyulmakla meydana gelen usule ait müktesep hak esasının istisnası olarak henüz mahkemede veya Temyiz Mahkemesinde bulunan işlere tatbiki gereklidir. ————kararlarında da aynı ilke geçerlidir.” şeklinde açıklama yapılmış, ————- kararında da “Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek olan yasa metni —–iptal edilip, yürürlüğün durdurulmasına karar verildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun —– belirtildiği üzere maddi anlamda kesinleşmemiş olup, derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.” denilmiş, aynı yöndeki içtihat, —- kararında da oy birliği ile kabul edilmiştir. —————– kararlarında da: “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce —Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulî kazanılmış hakka göre değil, ————– iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme ve açıklama yapılmıştır.
Görüldüğü üzere, ——— somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve bu durumun da bozma kararına uyulmakla meydana gelen usulî müktesep hakkın istisnası olduğu ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa’nın 153. maddesinin birinci fıkrasında herhangi bir denetim yolu tanınmamış ve ——–kararlarının kesin olduğu belirtilmiş, beşinci fıkrada “İptal kararları geriye yürümez” kuralına yer verilmiştir.
Türk Anayasal sisteminde, “Devlete güven” ilkesini sarsmamak ve ayrıca devlet yaşamındabir kargaşaya neden olmamak, kazanılmış hakları korumak için iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralı kabul edilmiştir. Böylece hukuksal ve nesnel alanda etkilerini göstermiş, sonuçlarını doğurmuş bulunan durumların, iptal kararlarının yürürlüğe gireceği güne kadarki dönem için geçerli sayılması sağlanmıştır. Bir kural işlemle kurulan statünün ——- kararıyla ya da bir başka kural işlemle kaldırılması durumunda, bu statüye bağlı —— işlemlerin de geçersiz duruma düşmesi doğaldır. Dolayısıyla bu öznel işlemlerle, ortadan kalkan statüye dayanarak ileriye dönük haklar elde edilemez. —– bağlayıcılığı, —– kararlarına tüm devlet organlarının uyma zorunluluğu ve —- üstünlüğü ilkesi, —- aykırı bir kuralın aykırılığının saptanmasından sonra uygulama alanı bulmasını kesinlikle önler. —- kararlarının zaman içerisindeki etkisi böylece çıkmakta ve “İptal kararlan geriye yürümez” kuralı belirtilen anlamı taşıyarak geçerli olmaktadır. Anayasa’nın 153. maddesindeki “İptal kararları geriye yürümez” kuralının, geriye yürümezlik kuralının, yalnız lafza bağlı kalınarak yorumlanması hukuk devleti ilkesine ve bu ilke içinde var olan adalet ve eşitlik ilkelerine aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi itiraz yoluyla yapılacak denetimin amacına da ters olduğu aşikârdır. Ayrıca iptal kararının geriye yürümezliği kuralı çoğu zaman iptal kararlarını işlevini ve etkinliğini azaltmaktadır.
——kararına göre ———–alan, ——— ifadelerini iptal ettiği,iptal kararı içerine göre sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğunun öncelikle ——- haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı,dolayısıyla trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık ———- sadece ———- aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceği, dolayısıyla bu karardan sonra sigorta şirketlerinin tazminat sorumluluğunu azaltan ‘Genel Şartlar’ın birçok hükmünün uygulanamaz hale geldiği görülmüktedir
Bu kapsamda açılan davalarda TBK nın haksız fiile ilişkin hükümleri,KTK kanunu hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda——- yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerekecektir ” şeklinde açıklamalar yapılmış olmakla mahkememizce de yukarıda belirtilen istinaf hükümlerinde belirtilen açıklamalar doğrultusunda kanaat edinilerek —– kararının derdest dosyalarda uygulanması gerektiği ve iptal kararı sonrasında —–tablosunun uygulama alanı kalmadığı,tazminat hesabına ilişkin —— tablosunun uygulanması gerektiği kanaati hasıl olmuştur.Dolayısıyla çift seçenekli olarak tanzim edilen bilirkişi ek raporunda—–hesap tablosuna göre yapılan hesaba itibar edilmiştir.Nitekim müteveffanın yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün müteveffa ile arkadaşlık ilişkisi bulunduğu görülmekle %20 hatır taşıması inidirmi yapılmıştır.Yine müteveffanın bindiği araçta sürücünün alkollü olduğu ve müteveffanın bu durumu bilerek araca bindiği görülmekle %20 müterafik kusur indirimi yapılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi ek raporunun—- yapılan hesabı hükme esas alınarak davacı vekilinin –tarihli talep artırım dilekçesi doğrultusunda yapılan müterafık kusur indirimi ve hatır taşıması indirimi sonrasında davacı —— açısından —- destekten yoksun kalma tazminatı;davacı —— açısından ise —– destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiştir.Sigorta yönünden temerrüd tarihinin sigortaya başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası olan —- olduğu,diğer davalılar açısından ise haksız fiilin işlendiği tarih olan —— olduğu kanaatine varılmıştır.
Manevi tazminat açısından ise:6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. —— gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Ölüm olayının dvacılar üzerinde sebep olduğu elem ve ıstırap göz önüne alındığında her bir davacı için talep edilen tutarda manevi tazminatın davalı sigorta hariç diğer davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Hatır taşımasına ve müterafik kusura ilişkin yapılan indirim yasadan kaynaklanmakla bu yönde reddedilen kısım için davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Nitekim yerleşik ———-
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın maddi tazminat açısından kısmen kabul,manevi tazminat açısından ise kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın Kısmen Kabulü İle;
1-)— destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak (Sigorta yönünden —- tarihinden itibaren yasal faizi ile, diğer davalılar yönünden—- tarihinden itibaren yasal faizi ile ) davacı ——— verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-)—- destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak (Sigorta yönünden — tarihinden itibaren yasal faizi ile, diğer davalılar yönünden — tarihinden itibaren yasal faizi ile ) davacı —- verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-) — manevi tazminatın — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —– müteselsilen alınarak davacı —– verilmesine,
4-)—-manevi tazminatın —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —— müteselsilen alınarak davacı —— verilmesine,
HARÇLAR VE YARGILAMA GİDERİ
5-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 141.521,40 TL lik(Davalı sigorta açısından —–) kısım yönünden alınması gereken 9.667,32 TL(Davalı sigorta açısından 7.618,02 TL) harçtan 109,30 TL peşin harç ve 3.260,00 TL ıslah harcının toplamı olan 3.369,3‬0 TL’den mahsubu ile bakiye 6.298,02‬ TL(Davalı sigorta açısından 4.248,72 TL) karar harcının davalılardan müteselsilen tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
6- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 109,30 TL peşin harç ve 3.260,00 TL ıslah harcının toplamı olan 3.369,3‬0 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7–Davacı tarafından yapılan toplam 1.700,00 TL bilirkişi ücreti ve 324,55‬ TL posta gideri olmak üzere toplam 2.024,55 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.287,10 TL(davalı sigorta açısından 1.172,24 TL) yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
VEKALET ÜCRETİ :
A-)MADDİ TAZMİNAT AÇISINDAN
8-Davacı —- kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 8.212,09 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacı —– VERİLMESİNE,
9-Davacı —- kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 7.885,70 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacı —– VERİLMESİNE,
B-)MANEVİ TAZMİNAT AÇISINDAN
10-Davacı —- kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 4.500,00 TL vekalet ücretinin davalılar —— müteselsilen alınarak davacı —-VERİLMESİNE
11–Davacı —– kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 4.500,00 TL vekalet ücretinin davalılar —— müteselsilen alınarak davacı—— VERİLMESİNE
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekili davalı —— vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/12/2020