Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/531 E. 2021/449 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/531
KARAR NO : 2021/449

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —– imzalandığını, borçluların imzaladıkları kredi sözleşmesine aykırı davranarak müvekkili bankadan kullandıkları kredi borcunu geri ödemediklerini, —– ihtarnamesinin keşide edilerek ihtarnamedeki yazılı tutarların ödenmesi ve depo edilmesini talep ettiklerini, ihtarnamelere rağmen borçluların müvekkili bankaya olan borçlarını ödememeleri üzerine —– Esas sayılı dosyasından taksitli ticari kredi borcundan kaynaklı alacaklarının genel haciz yolu ile takibe geçildiğini, ancak davalı tarafından söz konusu takibe itirazda bulunulduğu, itirazların haksız, hukuka aykırı ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğundan itirazların iptalini talep ettiklerini; alacağa ilişkin mükerrer takip başlatılmış olduğu iddia edilmekte ise de söz konusu konu iddiaların da tamamen genel geçer ve hukuki mesnetten yoksun iddialar olduğu, aynı alacağa ilişkin başlatılmış olan takiplerin ipotek takibi olduğu, ipoteğin aşan kısmı için borçlu firma ve kefillerine ayrı bir takip açmakta hukuki bir engel bulunmamakla birlikte takiplerin tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile açıldığını, —– sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine vaki tüm itirazların iptali ile takibin devamını, davalıların %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; alacaklı —–aleyhine—— nolu dosya ile takip açtıkları ve müvekkillerine ödeme emri tebliğ edildiğini; davacının müvekkillerine göndermiş olduğu kredi hesaplarının kat edilmesine ve rehin ve ipoteklerin paraya çevrilmesine ilişkin ihtarnamelerin yasanın ve yerleşik yargı kararlarının aradığı unsurları taşımadığı, kredi sözleşmelerinin neden kat edildiği, hangi borçların ödenmediği ve cari hesabın ne olduğu, rehinlerin paraya çevrilebileceğine dair uyarıların açık ve ayrıntılı olarak ihtarnamede bulunmadığı, bu sebeple yasal şartları taşımayan ve geçersiz ihtarname ve bu ihtarnameye dayanılarak yapılan kat işlemleri ve diğer işlemlerin yasal ve geçerli olmadığı, ihtarnamelerin müvekkillerine yapılan tebliğlerin usulsuz olduğu, —– tebliğin yasa ve usule aykırı bulunduğunu; müvekkili —–olmasına rağmen başka bir adrese tebligat gönderildiği, müvekkili—- hiç tebliğ edilmediği, bu nedenle yapılan tebligatların haksız ve yasaya aykırı olduğunu; müvekkillerinin borçlarının haksız ve hukuka aykırı bir şekilde kat edildiği, davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı faiz oranları, vade farkı ve —- oranları uygulandığı ve haksız ve hukuka aykırı masrafların tahsil edilmeye çalışıldığı, müvekkili —- kefalet sözleşmelerine itiraz etiklerini, sözleşme içeriklerinde haksız şartların mevcut olduğu, kefalet sözleşmesinin usul ve yasaya aykırı olarak düzenlendiği, bu sözleşmelere dayanarak müvekkiline karşı icra takibi başlatılamayacağı ve yasal olarak sorumlu tutulamayacağını: takibe dayanak yapan rehin ve ipotek sözleşmelerine, sözleşmedeki imzalara ve teminat mektuplarına itiraz ettiklerini, sözleşme içeriklerinde haksız şartların mevcut olduğunu; sözleşmelerdeki alacakların, imzaları, içeriklerini yasal unsurları taşımaması sebebi ile kabul etmediklerini, bu sözleşmelerdeki kefaletler, kefalet sözleşmeleri, kefalete ilişkin muvafakatlerin de usul ve yasaya aykırı olarak düzenlendiği bu kefaletlere ve eş rızasına ilişkin beyanları da kabul etmediklerini, davacının aynı alacağı mükerrer olarak tahsil etmek amacı ile ——– nolu icra takiplerini açtığı, dolayısıyla iş bu takip talebinin mükerrer olup haksız olduğunu; davacının haksız davasının reddini, müvekkili lehine davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava genel nakdi ve —– sözleşmelerinden kaynaklı icra takibinden dolayı davalılar aleyhinde başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra —- davalıların 26.09.2018 tarihli itirazı ile duran takibin devamını sağlamak işçin iş bu davanın —- tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Kredi hesabının davacı bankaca ——- tarihinde kat edildiği, kat ihtarının hem asıl borçlu hem müteselsil kefillere tebliğ edildiği,—-temerrüdün oluştuğu anlaşılmıştır.
—–. Sayılı ilamında “.—- ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiştir.O hâlde, davacı bankanın kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmenin 45. maddesindeki anlaşma uyarınca akdi faizin %50 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir.” şeklindeki ilamı ile temerrüt faizinin belirlenmesindeki izlenmesi gereken yolu belirtmiştir.
—– — içtihadı ve diğer emsal içtihatları gereğince davacı bankanın alacağına uygulanacak temerrüt faiz oranının davacı bankaca fiilen uygulanan faiz dikkate alınmak suretiyle hesaplanması gerekmektedir. İspat yükü kendisinde olan davacı bankaya gönderilen muhtıra ile talep edilmesine ve bildirmediği takdirde dosyanın mevcut halindeki bilgi ve belgelere göre karar verileceği belirtilmesine rağmen temerrüt tarihi itibarıyle—–sözleşme hükümlerindeki temerrüt faizinin hesaplanmasının mümkün olmadığı ..” belirtmiştir.
—— Sayılı ilamında “… dava konusu genel kredi sözleşmesine dayalı kredi borcunun hesaplanmasında, bankanın hesap kat tarihine kadar ve kat tarihinden temerrüde kadarki sürede anaparaya akdi faiz işletip, bulunan toplamın asıl alacağı oluşturacağı ve temerrütten itibaren de bu asıl alacağı oluşturan toplam tutara temerrüt faizi işletilebileceğinin dikkate alınması..—– hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faiz —–edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak bulunmalı ve bu alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönem için temerrüt faizi ve bunun gider vergisi uygulanarak bankanın asıl borçludan isteyebileceği miktar saptanmalı ” gerekçeleri ile asıl alacağın ne şekilde hesaplanması gerektiğini belirtmiştir.
Davacı bankaca her ne kadar takip talebinde %74 oranında temerrüt faizi talep edilmişse de müşterinin kullandığı krediler için uygulanan en yüksek faiz oranı olan %19,50 olup 2 katı %39 olarak hesaplanmaktadır. Bilirkişinin bu tespiti yukarıda—— uygundur.
Davacı bankaca kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek icra takibine girişilmiştir. Mahkememizce deliller toplanmış alanında uzman bilirkişiden rapor alınmıştır.—– uygun olmadığından mahkememizce 20.11.2020 tarihli rapor alınmış, teminat mektupları yönünden yapılan değerlendirme yeterli olmadığından 01.05.2021 tarihli ek rapor alınmıştır. Daha evvel rapor —– teminat mektupları yönünden sadece kefiller yönünden değerlendirme yapıldığından bu hususta eksiklik bulunmaktadır.
—–. Sayılı ilamında ” Mahkemece davacı banka alacağına teminat mektubunun nakde dönüştüğü tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekirken takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmadığı gibi anılan tarihte teminat mektubunun nakde dönüştürüldüğü dikkate alınıp nisbi harca tabi olduğu gözetilerek, dolayısıyla noksan harcın tamamlatılması gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan karar verilmesi isabetsizdir. ” belirtmiştir. İcra takip tarihinden sonra nakde dönüşen 47.500 TL lik teminat mektupları bedelleri üzerinden davacıya eksik harç ikmal ettirilmiş söz konusu teminat mektuplarının hangi tarihlerde nakde dönüştüğüne dair yazılı deliller davacıdan temin edilerek dosyaya kazandırılmıştır.
—-Sayılı ilamında “…..Ancak yargılama sırasında bazı teminat mektuplarının tazmin edildiği ve böylece tazmin edilen kısım yönünden davacı bankanın talep hakkı bulunduğu görülmektedir. Bu durumda mahkemece tazmin edilen teminat mektubu belirlenerek takibin bu alacak için tazmin tarihinden itibaren faiz işletilmek suretiyle devamına karar verilmesi gerekirken..” belirtmiştir. Söz konusu — takip tarihinden sonra —— dönüştükleri tarihlerden itibaren tespit edilen temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili yönünde hüküm kurulmuştur. Kredi asıl borçlusu şirket haricinde diğer davalıların teminat mektubu depo talebinden sorumlu olmadıkları bilirkişi tarafından doğru bir şekilde tespit edilmiştir. Zira kredi sözleşmesinde kefillerin teminat mektubu yönünden sorumlu olduklarına dair açık bir hüküm bulunmamaktadır.
—- Sayılı ilamında “……Taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesinde davacının gayri —– için ilave teminat gösterilmesi amacıyla kefillerden depo isteme hakkı bulunmadığı anlaşılmaktadır.İtirazın iptali davalarında haklılık durumu takip tarihine göre belirlenir. Bu durumda takip tarihi itibariyle kefil olan davalı borçludan teminat mektubu bedelinin depo edilmesi talep edilemeyeceği gibi takipten sonra dava sırasında dava konusu teminat mektubunun bir bölümünün tazmin edilerek nakde dönüştürülmüş olması bu takip ve itirazın iptali davası bakımından davalı borçlunun sorumluluğunu doğurmayacaktır.” belirtilmiştir. Kredi asıl borçlusu —- diğer davalılar teminat mektuplarının deposundan sorumlu olmadıklarından, takip tarihinden sonra —- bu mektupların tazmin edilmesinden kaynaklı olarak da sorumlu tutulmaları mümkün değildir. Bu nedenle davacının bu davalılara yönelttiği talep yönünden red kararı verilmiştir.
——- Karar sayılı ilamında “…..Uyuşmazlık—- yönünden ret edilen miktar yönünden davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin yerinde olup olmadığı noktasındadır. Dava, ——- —- alacak yönünden itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş olup mahkemece,—– yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, —— İÇTİHADINDA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, red edilen 15.011,30 TL.nakdi alacak üzerinden nisbi ve ret edilen 4.045,00 TL.gayrinakdi alacak yönünden de karar tarihinde yürürlükte olan —-. göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı lehine fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmüştür. ” belirtmiştir. Davacı yanca icra takibinde söz konusu teminat mektupları için depo talebi tüm davalılara yöneltilmiş olup, kredi asıl borçlusu hariç kefillerin bundan sorumlu olmadıkları anlaşılmıştır. Bu nedenle yukarıdaki emsal mahkeme kararlarına da uygun olarak red edilen —alacak yönünden kefiller lehine maktu vekalet ücreti takdir olunmuştur.
Davalılarca kredi sözleşmesindeki imzalar inkar edilmiş mahkememizce kredi sözleşme asılları celp edilmiş isticvap edilmelerine karar verilmiştir. Davalılardan —- uygun —– ihtarlı davetiyeyi tebliğ almasına rağmen duruşmaya gelmemiş imzanın kendisinden —– olduğunu kabul etmiştir. Diğer davalı gerçek kişiler ise —sözleşmelerindeki imzaların kendilerine ait olduğunu ikrar etmişlerdir. Denetime uygun bulunmayan bilirkişi raporlarında kefillerin ödeme planlarında imzası olmaması nedeni ile bir kısım hatalı hukuki değerlendirmeler yapılmıştır.Yine bu raporda bankanın makbuz aslını ibraz etmediği için bu alacağı talep edemeyeceği yolunda — yapılmıştır. Davacının masraf alacağını talep etmesi için belge aslını ibraz zorunluluğu yoktur. Taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin ilgili maddeleri taksitli ticari kredi kullandırımına ait olup ödeme planında imza alınması zorunlu olduğuna dair her hangi bir hüküm yoktur. Kefalet limiti dahilinde kefillerin borçtan sorumlu oldukları anlaşılmıştır. Yine kefillerin imza tarihinde şirket ortağı oldukları——- anlaşılmıştır. Eş rızasına gerek olmayıp kefaletin şekil şartlarının da yerinde olduğu anlaşılmıştır. Yine denetime uygun bulunmayan asıl ve ek raporlarda davacı bankanın takip talebinde akdi faiz talep etmediği bu nedenle hesaplama yapılmadığı yolunda hatalı bir değerlendirme yapılmıştır.
——-Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre………………… icra takibinde akdi faiz talep edilmediğinden akdi faizin hesaplamaya katılamayacağı, yapılan hesaplama sonucu asıl alacağa konu borcun—— tarihi arası işlemiş faizin —– ve ihtarname masrafı 1.337,95 TL olmak üzere toplam alacağın 1.650.204,20 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar olan döneme ilişkin akdi faiz hesaplanarak bu miktarın asıl alacağa kapitalize edilmesi gerekirken asıl alacağa dahil edilmemesi doğru görülmemiştir. ” gerekçesi ile bozma kararı verdiği görülmüştür. Bu nedenle icra takibinde ayrıca açıkça akdi faiz talep edilmemiş olsa dahi Hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar olan döneme ilişkin akdi faiz hesaplanarak bu miktarın asıl alacağa —- olan asıl alacağa temerrüt faizi işletilmesi gerektiğinden bilirkişinin bu değerlendirmesi de yerinde değildir.
Denetime uygun bulunan 20.11.2020 tarihli rapordan davacı bankanın davalı asıl borçlu şirket ve kefil—– asıl alacak, —– masraf olmak üzere toplam 15.300.569,52 TL alacaklı olduğu, diğer kefillerin ise 10.000.000 TL asıl alacak,—–alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır. Bilirkişinin hesap yöntemi ve raporunun içeriği denetime uygun bulunmuştur.
Takipten sonra nakde dönüşen teminat mektupları için de nakde dönüştükleri tarihten itibaren faizi ile birlikte tahsili yönünde hüküm kurulmuştur.Davalılar ne kadar borcu olduğunu bilecek durumdadır.Alacak likit olup davalılar itirazında haksızdır. Tüm bu anlatılan nedenlerden ötürü davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, likit alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile davalılar icra inkar tazminatına mahkum edilmiş buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-TAHSİLDE TEKERRÜR OLMAMAK KAYDI İLE DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
A-Davalıların —– dosyasına vaki itirazlarının KISMEN İPTALİ İLE; Takibin 14.654.827,06 TL asıl alacak, 614.274,71 TL işlemiş faiz, 30.713,74 TL — masraf olmak üzere toplam 15.300.569,52 TL üzerinden devamına,( Davalılar—- sorumluluğu — ile sınırlı olmak üzere)
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren alacak tamamen ödeninceye kadar %39 Temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi işletilmesine,
B-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile asıl alacak 14.654.827,06 TL üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 2.930.965,41 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine( Davalılar —– sorumluluğu 10.000.000 TL x %20= 2.000.000 TL ile sınırlı olmak üzere)
C- Davalılar—— teminat mektupları yönünden sorumlulukları olmadığından bu talebin bu davalılar yönünden REDDİNE,
D-Takip tarihinden sonra tazmin edilerek nakde dönüşen 47.500 TL teminat mektubu bedelleri alacağının işleyecek faizleri ile birlikte (alacağın 15.000 TL’lik kısmının 08.03.2019 tarihinden, 12.500 TL’lik kısmının 20.12.2018 tarihinden, 20.000 TL lik kısmının 24.12.2018 tarihinden itibaren alacak tamamen ödeninceye kadar %39 oranında temerrüt faizi ile birlikte) davalı —– alınarak davacıya ödenmesine, )
2-Alınması gerekli 1.048.426,62 TL nispi harçtan dava açılırken peşin alınan 194.322,80 TL nin mahsubu ile bakiye 854.103,82 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,( Davalılardan —– ile , Davalı —- sorumluluğu 1.045.181,90 TL ile sınırlı olmak üzere)
3-Davacı yanca yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ve 194.322,80 TL nispi harç olmak üzere toplam 194.358,70 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine(——- sorumluluğu —- ile sınırlı olmak üzere)
4-Davacı yanca yapılan 2.000 TL bilirkişi ücreti, 403,60 TL posta ve diğer yargılama gideri toplamı 2.403.60 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 2.292,81 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, ( Davalılardan—— sorumluluğu 1.559,55 TL , Davalı—- sorumluluğu 2.285,72 TL ile sınırlı olmak üzere)
5-Davacı vekille temsil edildiğinden yürürlükte olan—- nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine( Davalılar —– sorumluluğu 193.021,54 TL ile, Davalı ——– sorumluluğu 241.630,70 TL ile sınırlı olmak üzere)
6- Davalılar vekille temsil edildiğinden yürürlükte olan — hükümleri gereği red edilen miktar üzerinden hesaplanan 54.129,23 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
7-Davalılardan ——- teminat mektuplarının deposundan sorumlu olmadıkları anlaşılmakla red edilen — yönünden yürürlükte olan —- ücret tarifesi hükümleri gereği maktu 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalılara ödenmesine,
8-Davalı yanca yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Taraflarca yatırlan avanstan artan gider/delil avansının taraflara veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekili ile davalı asil ——– yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda verilen karar, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.